sözlük yazarlarından şiirler

entry5560 galeri47 ses1
    247.
  1. bıçağım başucumda
    kır düşümde
    başaklar biçiyorum
    karşılaştığım tek gelincik
    yüzün.
    3 ...
  2. 246.
  3. kendi yalanlarım büyüttü seni gözlerimde
    olmayan gerçekliğinin peşinde koştum devamlı
    istediğime istiyorum diyemedim
    arzularım kör oldu sonra
    yanan bedenin beni daha fazla üşüttü
    gözyaşlarımda boğulurken sadece bir el aradım
    şeytandı bana elini uzatan
    soğudum tüm inançlarınızdan
    tüm yeminlerinizden,
    tüm kutsal bildiklerinizden
    sadece ölmeyi diledim
    her şeyin aşağıya gittiği bu düzene lÂnet ettim

    bir daha uyanmamayı dilerdim

    ben, nefes almayı çok istedim
    2 ...
  4. 245.
  5. soğuk bir gün vardı
    elimden kayıp giden
    iliklerime kadar üşüten
    unuttuğum
    tüm basitliklerin ötesinde
    insanlığa sığındığım
    umut denilen işkenceye kapılmadığım
    sağımdan solumdan dürten ruhlara aldırmadığım
    kar yağıyordu
    gözyaşları çiğ olmuştu
    ama
    artık hatırlamıyorum
    aşk diye bir şeyi
    bitti artık
    ruhum iflas etti
    ne halin varsa gör
    yoluma çıkma yeter ki
    1 ...
  6. 244.
  7. sensiz tam iki yıl oldu
    kavusamadık hala
    gözlerin gözlerimdeyken bile
    dokunamadım sana
    sensiz tam iki yıl oldu
    bitiremedik hala
    döndük dolastık aynı yerde
    baslayamadık ama
    sesiz tam iki yıl oldu
    tanısamadık daha
    döndüm durdum çevrende
    farkettiremedim hala
    sensiz tam iki yıl oldu
    vazgecemedim daha
    ben sana geldim ama
    sen bana gelmedin daha
    sensiz tam iki yıl oldu
    seviorum hala

    *
    3 ...
  8. 243.
  9. buzları üşüten bozkır soğuklarından sonra dile gelen toprak gibi tomurcuklandım sana,
    her gülüşüne bir gonca, her goncana bir dünya vermek istedim,
    kaybolurken gizeminde ve tekrar kendimi bulurken teninde,
    yaşamaya dair yazıtlar kazıdım beynime,

    senin etrafına dönen bir dünyada, sadece sana dönen bir hayatı törpüledim dirhem dirhem,
    bir beyoğlu ezgisi gibi bilindik yaşadım seni,
    ve hiçbir zaman hayır diyemedim sana, tabi senin terk edişlerine olan itirazımı saymazsan eğer,
    unutulmadığını zanneden ama çoktan unutulan unutulmuşlar gibiydim artık,
    ucuz bir tophane şarabı, ya da filtresiz birinci sigarası kadar değersizdim,

    sadece tekrar sana tomurcuklanacağım baharlara düştü gözlerim,
    çalan kapı zilleri adını fısıldadı yıllar boyu, duyduğum her beyoğlu senfosinde sağır oldum defalarca,
    ama ben...evet o aciz ben sadece sana toprak kokmayı bekledim, aramızda ki her üryan gelişmeyi özledim,

    yalancı bahara kanan kiraz çiçekleri gibi bembeyaz yaşadım sensizliği,
    sen rengini inadına kara kışa çalarken,
    ve ben tüm orospu gülüşlerde,
    bir tutam sevdalık istedim sadece...

    *
    4 ...
  10. 242.
  11. *
    ben seni hiç sevmedim
    ben çocuk gözlerinin bana ışıldaması ihtimalini sevdim
    ben seni sevmedim
    bakmadım da sana
    ben umut içerisinde yanıp kül olmayı sevdim
    hadi git artık
    gözlerime bakma
    artık o gözler yabancı bana
    yolun düşerse yoluma
    belki bir şampiyonluk turunda
    sarıyla kırmızının dansında
    belki de gözyşlarım düşerken porsuk' a
    varoluşun değerinde
    acı gözyaşlarıyla
    utanma
    sadece kişisel
    sözlerim sana değil
    ben seni hiç sevmedim ki
    sevmeyi de sevmedim
    bir hayaldi sevdiğim
    kızıl eskişehir göğünde
    bulutlar süzülürken
    porsuk kıyısında
    sessiz sedasız yürüme ihtimalini
    sartre' den alıntı yapma ihtimalini
    gözlerinin parlaması ihtimalini
    sevdim
    sevmek te neyse
    3 ...
  12. 241.
  13. cakmagin atesiyle aydinlanirken gece
    cigarasiz kaldigim gunlere kufrediyorum
    anlamsiz bir hasreti cekerken icime
    bekleyenim olmadigina kahrediyorum

    * * *
    3 ...
  14. 240.
  15. zaman dursun
    bir süre
    içelim
    uyuyalım
    yatalım içeride
    sonra uyanalım
    eskisi hiç olmamış gibi
    en taze heyecanlarla
    en tecrübesizlikle
    en masumlukla
    yeniden.
    sabah 8:10 olsun
    temiz bir hava
    güneş doğuyor göz yakarak
    içimizde bir heyecan
    tarifsiz
    sanki yaşama sevinci
    gözlerini kapatıp açınca yeniden şimdi
    4 ...
  16. 239.
  17. hiç beklemediğin bir anda usanabilirim
    ve bir kurşun, hiç beklemediğim bir anda,
    yetişebilir
    imdadıma!
    ve hiç beklemediğim bir anda
    anlayabilirim
    'ohhhhhhhhhhhh' demek için kendi elleriyle
    azraile can teslim edenleri.

    ve hiç beklemediğin bir anda
    bir haber alabilir,
    rahat edebilirsin.
    üzerinden bir yük kalkar
    meşgulsündür zaten çünkü.

    bilsem de beklemem ki hiç!
    beklemesem de ama...
    (beklemesem de bir gün sen)
    gelin olursun
    telli
    duvaklı!

    lakin bakarsın bir gün
    - bir vazo nasıl düşerse-
    düşer
    ağlar, ağlar,
    ağlarsın
    anlarsın...*
    3 ...
  18. 238.
  19. sonu olmayan bir tüneldeyim
    karanlığın ortasında çıkışı farkediyorum
    bir ışık var
    orada işte
    ileride
    az kaldı, başarıyorum
    sürekli uzaklaşıyor benden ışık demeti
    yakalayamıyorum

    ümidimin tükendiği yerde
    yalnızlığıma küfrettiğim anda
    o ışık artıyor
    beni çağırıyor, vazgeçmemi engelliyor
    ilerliyorum tünelin sonuna doğru
    ya da sadece kendimce uydurulmuş bir son bu
    sonsuz bir yer olduğunu hala farketmemiş
    yorgun, yaşamaktan bıkmış bir savaşçı bu
    savaşı çoktan kaybetmiş
    ama hiç kimse ona
    savaş bitti! kaybettin, burada işin yok
    dememiş..

    * *
    5 ...
  20. 237.
  21. bir perdenin arkasından seyrediyorum seni
    bir sis perdesi var gözünün önünde
    onu aşıp da göremiyorsun beni

    kalbimden silemiyorum seni
    denedim olmuyor, sürekli bir umut kaplıyor içimi
    bir parça umut, bütün karamsarlığı atıyor
    elimde kalan sonuç aynı, bir efkar perdesi

    beynimden atamıyorum anıları, yaşananları, olanları, ayrılığı
    karamsarlık sarıyor her yanımı
    sen hala sisler içindesin, beni görmüyorsun bile bu dağınıklıkta
    aklımda bir cümle beliriyor, karanlıkta,
    bir pesimistin karanlığında buluyorum bendeki ışığı
    ve hayat bitiyor...

    * *
    6 ...
  22. 236.
  23. şiirdaşların kendilerini ifşa etme yöntemleridir...

    Sustum
    ve
    Sevdim kendimi,
    Yalnızlığımı sevdim,
    seni sevdiğim gibi...
    ORHAN OZAN YONCALIK

    senin ölümüne yalnızlık,
    benim ölümüme ayrılık süsü vermiş birileri...
    biz iki ceset,
    iki dost,
    geciken hayatı beklemekteyiz duraklarda,
    ne duraklar tanıyor bizi,
    ne de biz hayatı...
    ORHAN OZAN YONCALIK

    erteledim düşlerimi
    bozulmamış bir aşka,
    yabancılaşmamış bedenlerdeki
    aciz gülümsemeler...
    hiç biri yetmiyor hayatı anlatmaya...
    ben kendime azalıyorum
    hayat da bana...
    ORHAN OZAN YONCALIK

    Sen,
    apansızın
    aşkımı çiğnedin ve
    gittin.
    Ben,
    senden ayrı
    Yalnızlığımın düş vakitlerinde
    kendimi yittim.
    sonra birgün
    adresin geçti elime
    cesedimi zarfa koydum sana gönderdim.
    bende sana ait birşey
    kalmasın istedim.
    ORHAN OZAN YONCALIK
    4 ...
  24. 235.
  25. 236.
  26. ne ara randevulaşmışsınız ecelle,
    nasıl tanıştınız, anlaştınız?
    istemiyorum bana sessizce veda etmeni.
    bırak konuşayım sevmesin;
    bu kadar yürekten çağırmasın seni...
    üzgünüm anne,
    fark etmedim ölümle aldattığını beni...
    10 ...
  27. 235.
  28. sağlam bir demir bul kendine;
    çivisini sökmek için zamanın.
    Yada bir usta ol ne bileyim;
    ömrüme balans lazım...
    3 ...
  29. 236.
  30. kıssadan hisse, mani karışımı bir deneme;

    yerli yersiz küfrediyor
    şalvarlı kadın ve uşağı
    çünkü boş bir sandık sundu
    yedi renkli gökkuşağı

    uşak kaldırdı sandığı
    belki altı doludur dedi
    düşürdü anasının ayağına
    okkalı bir şamar yedi

    şalvarlı kadın yürüyor
    sağ elinde bir bastonla
    oğlunun dilinde bir türkü
    o kendine has tonla

    köye vardıklarında
    ahali soruyor ne olduğunu
    çocuk gösterip boş elleri
    gösteriyor ne bulduğunu

    muhtar öne atılıp diyor
    nasip değilmiş demek,
    şalvarlı kadın soruyor,
    peki ya bunca emek?

    şalvarlı kadın ağlıyor,
    diyor olsaydı param,
    ne altın peşinde koşardım,
    ne de böyle yerdim haram.

    ahali dersini alıp,
    gidiyor elinde orak,
    buğday biçmek istiyorsan,
    önce biraz ekmek gerek.
    2 ...
  31. 235.
  32. alışmak ne zor şey
    sensiz gecelere
    sessiz dört duvar olup
    yalnızlığa göğüs germek

    duygularına ışık
    kimi zamanda karanlık olmak
    iyi düşünüp
    hep kötüyü yaşamak

    karanlıkta bir gölge
    aydınlıkta ölüyüm
    senli günlerimde neşe kaynağı
    sensiz günlerimde bir can pazarıyım

    kanayan güller gördüm
    hep kırmızıydılar
    dikenleri acımasız
    dokunuşları ise ince bir sızıydı
    2 ...
  33. 234.
  34. bir kuş uçtu yeryüzünden
    kanatlarını yüreğime çarparak
    öylesine yaralamış, kanatmışdı
    bir derin yara bırakmış
    ardına bakmadan
    kendini koyuvermişti maviliklere
    tıpkı bir çocuğun annesiz kalışı gibi..
    gözlerimde bir damla yaş
    yüreğimde bir derin sızı
    her gün yeniden sonlanır
    seni hatırladıkça tekrar başlardı
    kayboldum ben şimdi
    tıpkı sen gibi maviliklerde..
    bir kuş uçtu yüreğimden
    yüreğimi delip geçerek
    ateşin küllerini tekrar yakarak
    beni de benden alarak
    yine koyuldu maviliklerine
    hiç yorulmadan

    ruhsuz bir bedenim sensiz
    kimi zaman hıncından ağlayan
    kimi zamanda dertlerine gülüp geçen

    bir dertli divaneyim artık
    çareyim aşıklara
    aşklara bir mesken
    duyguların pınarıyım
    sensiz geçen günlerime bir aydınlık
    ağlayan gözlerime bir nebze gülümseme
    kanayan yarama bir kabuk..
    3 ...
  35. 233.
  36. bir sonun başlangıcı
    ya da
    başlangıcın sonuydu
    ilk çığlıklarım annemden ayrılırken
    sonunu kendimin bile bilmediği
    uçsuz bucaksız dünya vadisine gelişimle
    başlayan süreç

    hazır bezler görmedik biz
    höllüklerle kuru tutuldu
    götlerimiz
    en cici yatağımızdı
    beşiklerimiz
    en güzel kanepelerdi
    şal döşeklerimiz

    bir kitap okumak istedik
    yollar çıktı önümüze
    uzun yollar
    bir anaya hasret
    bir babaya özlem
    duyarak bitti upuzun yıllar
    bilmedik bir şehirde
    bilinen tek yol var

    yaşayarak öğrendik
    hayatı boyle sevdik
    önce denedik
    yapamadıkça öğrendik
    yapamadıkça
    önce saçlarımız ağardı
    sonra boyumuz ufaldı
    ellerimiz ayaklarımız
    nasırdır hep bu yüzden

    kendimiz için bir şey yapmadık
    dönen çark durmasın diye çabaladık
    kendimiz için düşüncelerimiz de olmadı
    düşünmeye vaktimiz de yoktu zaten
    başkalarının hayatlarının içinde olmaktan
    kendi hayatımızın dışında kalmıştık
    herkese ayırdığımız onlarca yıl arasında
    bize kalan beş on dakkada da
    bunları yazdık ki
    kimse olmasın benim gibi bizinm gibi
    diye..

    yalnızlık bibliyografyası ndan.. 07.01.2007.. 14:45..
    1 ...
  37. 232.
  38. ölüm bana yavsaklık yapmadan gel
    birden bitir işimi
    süründürme beni
    kelek bir hastanede
    sidik ve ilac kokulu
    bir odada gelmede
    izin ver seni
    ayakta karsiliyayim
    yatakta degil!
    bazilarina yaptigin
    gibi yavas yavas
    yudum yudum gelme bana
    kızarim sonra.
    kızdım mı nasil olurum bilirsin.
    ölüm bana yavsaklık yapmadan gel
    ansızın ,
    benim yasarken yavas yavas
    cürümeme izin verme.
    birden olsun bitsin her sey
    ölüm bana yavsaklık yapmadan gel.

    *
    2 ...
  39. 231.
  40. şiir yazasım geldi yine
    sana yazayım dedim bu sefer de
    düşündüm,
    sana hiç yazmamıştım daha önce

    sürekli beni sevdiğini söyleşiyini hatırlıyorum
    telefonlarda karşılıklı ağlaşıyorduk
    bana belli etmesen de üzülüyordun biliyorum
    uzaktaydık birbirimizden sarılamıyorduk

    ama her telefonda o sıcak sesinle güç kazanıyordum
    telefonu her kapatışımda sen ağlıyordun
    bunları bilmek ama bir şey yapamamak çok acı
    anne sen yoksun yanımda şu an bu çok acı

    *

    ankara 07
    3 ...
  41. 230.
  42. sen asrin sevgilisiydin
    ben, serseriydim
    annemin suçu,
    şımarttı beni ilkin
    sen benden biraz daha sakindin..

    toplardın ya saçlarını arkadan,
    üsküdar bu halinle ne çok severdi seni,
    her gün pazartesiydi seninle
    haftasonu
    sensiz...

    asrın duygusuydu sen'lelik
    saçlarını denize atıp toplardın ya gemileri
    o an uzak pasifik adalari çıkardı bahtımıza
    sırf serseriliğin hatırına

    asrın kokusuydu sinen ceketime
    bi de seni evden beklemeseler!!
    okul çikisi mavi kaçamak ve vapur
    ve hala güzel gelen pasifik adalari
    martilara attigimiz simitlerin anlami vardi
    ve bir de seni hatirlatan şu eski iskele
    bu halimize en çok üsküdar gülerdi

    sen asrin sevgilisiydin
    ben serseriydim
    annemin suçu inan
    simartti beni hep
    ama ulaşamasam da güneşe zıplamayı
    ondan öğrendim ben
    ayaklarimin yerden kesilmesi
    sırf bu yüzdendi

    seni öpmeye bahane mi yok?
    bugün fenerin maci
    baban da inadina karakartal
    bi gören olursa yandik
    dudaklarin çok maviydi öpmesem olmaz
    bi duyan olursa yandik
    fener son dakikada galip
    yine yandik...

    ne çok yanmistik seninle;
    yüzümün kizarmasi
    sırf bu yüzdendi

    okul bitince gittiniz üsküdardan,
    buna en çok üsküdar üzüldü.

    ben gemileri saydim,
    yine uzak pasifik adalari hayalleri kurdum
    bi palmiyenin gölgesine kuracagimiz,
    mütevazı kulübemizde
    bob marley'in sesi
    ve senin aksamdan çözülmüs saçlarinin gölgesi

    sen asrin sevgilisiydin
    ben serseriydim

    simdi bahardan kalma bir agaçla birlikte
    bana verdigin ceketin ceplerindeyim
    belki ordasindir diye bakmaya gittigim
    uzak
    pasifik adalarından birinde.
    5 ...
  43. 229.
  44. kim okur ki bu şiirleri diyerekten;
    (bkz: dikkat çekmek)

    Nedir Problem?

    Aşık olmak mı problem ?
    Acı çekmek mi aşık olduğu için ?
    Yada değerini göz yaşıyla ispatlamak mı ?
    Nedir problem ?
    Ağlamıyorum işte
    Gülüyorum, gülümsüyorum, kahkahalar atıyorum karşında
    Bir, gözüme sigara dumanı kaçtığı için ağlıyorum,
    birde yakınımı yolcu ettiğimde...
    Ağlayamıyorum sevdiğim için
    Ağlamak istemiyorum aslında
    Kırgınım göz yaşlarına
    Ne kadar değerliymiş diye düşünürsün göz yaşları için
    Ama ben öyle düşünmüyorum
    Gülmek daha değerlidir diye düşünerek seviyorum seni
    Ağlamanı... ağlamamı... ağlayanları...
    sevmiyorum.
    Son ağladığımda dedemi yolcu etmiştim toprağa.
    Beyaz sakalı toprağa düşmüştü.
    Ufaktım...
    Ağlıyordum...
    O zamanlar yağmurdu göz yaşım...
    Buluttu yanaklarım...
    Yıllardır kurak topraklarım
    Bu yüzden sevmiyorum ağlamayı... ağlamanı... ağlayanları...
    Şimdi soruyorum...
    Nedir problem ?
    Ağlamak mı ? aşık olmak mı ?
    3 ...
  45. 228.
  46. olmazdan önce
    kıvamında acı sıçradı üstüme
    başdöndüren rüyalar da gördüm
    kalp söken kabuslar da
    sayıkladım da çokça, sürüngen sevdaları
    sustuğumda oldu ölüler pazarında
    ve gittiğim yol hala
    aynı sahiliğinde
    apayrı saçmalıkta...
    4 ...
  47. 227.
  48. yolculuk başlar ıssız bir istasyonda
    trenin vagonları yavaşça kımıldar yerinden
    sarsılırsın, yüzündeki ifadeyi bu rahatsızlığa bağlar sevdiğin
    sevgili, sevgi, sevmek, sevilmek...
    ömrün boyunca beklersin
    sana asla kısmet olmaz sevilmek
    sana layık olan sadece yanından geçenleri seyretmek
    ve sürekli ağlamktır sana yakışan
    ve zaten aşk, insanın kendine yakışanı giymesidir
    bekarlık, insanın kendi kendini yönetmesidir
    bir nevi sultanlıktır o da, meşrutiyet gibi
    karşılıksız sevmek vardır bir de
    o sonsuz mahkumluktur
    hiç bir zaman suçunun affedilmeyeceğini bile bile
    yıllarca zindanlarda çürürsün de
    gerçeği söylemezsin
    kendine söyleyemezsin onunla olmayacağı gerçeğini
    saklarsın kendini derinlerde
    düşünceni kilitlersin
    yıllar geçtiğinde kilit kırılır
    yalandan bir sevgi görürsün karşında
    gerçek sanarsın o saflığınla
    ve kendini kaybedersin onun yalandan saflığında
    onun yalandan aşkında yalandan sözcükler vardır
    yalandan sözcüklerinin içinde yalandan bir hayat vardır
    uyandığında rüyadan, matrix ulen bu dünya diye haykırsan da
    değişmez gerçekler,

    sen çok safsın ve öyle kalacaksın
    sen sadece bir insansın asla yalancı olamazsın
    sen bir insansın ve asla aşktan kaçamazsın

    *

    **
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük