sözlük yazarlarından şiirler

entry5574 galeri47 ses1
    1650.
  1. ay ışığının
    bastıramadığı yoğunluğunda
    ılık gecenin;
    anlamlı bir şey arıyorum
    yaşamaya dair.
    Kafamı kaldırıyorum gökyüzüne:
    yıldızlar...
    Gecenin
    dehşete kapıldığı bu an
    bir yıldız kaıyıyor
    ve
    ben seni düşünüyorum,
    yalnzı seni.
    4 ...
  2. 1651.
  3. Yağmur yağdı,kuşlar uyudu
    Çatım aktı,sonra kurudu
    Maaşım yetmiyor hocam
    but what can I do?
    7 ...
  4. 1652.
  5. Söylenme

    Boşluk. Ötesi yok işte,
    uzanmıyor parmaklarım karın boşluğuna.
    Kirlenmesin istiyorum üstelik, üzmesin bu seferlik.
    Sen, sen en iyisi eski günleri getir;
    Pazartesi sabahı uykularımızı
    Salı akşam üstü dolmuş sıramızı
    Bir de cumaları, kafir zamanlarımızı.
    Eskileri işte bugünden sıkıcı olmayanları hani,
    üstüne konuşalım bugün de muhabbet açılmışken.

    Ama olmaz getir götür işi değil seninkisi; Gitme.

    iyiydik böyle / gidiyor musun / gitme

    Depreşti yine bir yanın, gitmek hevesin alevlendi.

    Çay koyup geliyor musun / tamam

    Böyle gitmeler değil, hani tası tarağı toplayıp gitmeler. Kayıp çocukların
    öldüğü sokaklara henüz gelmemişken, bilir misin değnekçiler piyasasında
    orasını burasını salım salım sallayan orospular
    hep o orospular ön sevişmelerimizi hadım etti, kafam iyiydi
    haberin yok sana söylemedim. Kırık döküktük zaten
    biraz daha kırmak istemedim seni.
    Çok şey istemişim..
    Açken, susuzken, yatacak yer yokken olmayacak şeyler istedim, olmadı.
    Ve şimdi istiyorum ki; dursun.
    Zaman dursun, su dursun, sur dursun, ne biliyorsam ve ne öğrendiysem hepsi
    bir kalemde dursun.

    Demli seviyorum / biliyorsun

    Devinimsiz bir dünya istiyordum kendime hep çocukken
    büyüdüm kendime saklandım.

    Alakası yok. Yani bunun seninle bir alakası yok,
    suç yok ceza yok düzen yok sıra yok hiçbir şey yok herkes, yok.
    Bir karın boşluğun var işte, bir de parmaklarım şimdilik
    üzerinde gezindiği karın boşluğunun bir de izleri parmaklarımın
    derine yapışan karnında duran sevinen ağlayan kızan.

    Gülme; Komik değil hiçbirisi,
    hesapladığım kadarıyla on üç asırlık drama
    izle seyret ne bileyim işte ama umursama.
    Biraz abur cubur ye, biraz şişmanla, biraz göbeğin büyüsün
    miden büyüsün biraz, karın boşluğun büyüsün, parmaklarım
    aynı kalsın tütün sarısında;

    Çok uzattım. Karın boşluğunu seviyorum.
    4 ...
  6. 1653.
  7. giriyor güneş etekliğinden
    düş gören küçük kızın
    geçiyor yasak bölgelerinden gölgenin
    gizil güllerine dokunuyor göğsünün
    ağzından giriyor
    dolaşıyor karnını, bütün kanını
    çıkıyor sonra
    ipek bir yıldırım gibi
    ayak parmaklarından kasılarak
    bütün gördüğü; bir düş!
    5 ...
  8. 1654.
  9. dönerken o uzun yolculuktan
    şehirlerin sogumuş tenlerini okşamış
    ve aylar sonra
    çıkıp gelmiş özlemin burgazından
    bakışlarında düş kıvılcımları
    ölüme karşı bir duruş
    dışarı bakıyor camdan, karşımda oturmuş
    elinde sigarası
    eski bir güneşle kamaşmış gözleri...
    8 ...
  10. 1655.
  11. su ıslanmış gözlerinden taşanlarla
    ki sönmemiş alevlerin
    dumanlarında yokmuş ne acayip.
    kıyamıyorum ki
    parçaladım kendimi sızılarının acısına.
    öpsem geçer mi?
    her yaranın içinden yeniden doğurman beni
    sancılı...
    yeniden büyümeye çalışmak sonra sana.
    zor.
    ellerinin değdiği yerlere geliyor bahar
    sen gülünce ne güzel gülmek.

    (özür dilerim)
    2 ...
  12. 1656.
  13. Onurumu kaybettim..
    Keyfim geri gelmez..
    Zaman kurşun gibi çıkar namludan..
    Adres adres dolaşır..
    Başka tenleri yakıp kanlarını akıtır..
    Sonunda dönüp dolaşıp yine beni vurur..
    Sana değmez..
    3 ...
  14. 1657.
  15. ANYA

    elini uzatmış,
    gözlerinin içine bakıyor,
    unutulmuş.
    ağlamıyor;yanlızca pişman...
    uyanıyorum!
    yardım etmeliyim.
    çıkarmalıyım ordan!
    ölüyor...
    4 ...
  16. 1658.
  17. şimdi ben sana ne desem az,
    ne kadar söylesem eksik olur.
    gamzeni her hayalde öpsem,
    cennete ne kalır?

    * *
    3 ...
  18. 1659.
  19. demedim mi geleceğin kara gözlü zalimlerindenim;
    demedim mi ölümsüzlük nefesini üflerim: öteliyim, büyülerim diye;
    demedim mi kerahet vakitleri bende yaşar ve gene bende çıkar güneş aydınlığa;
    demedim mi yoksa sana hoyrat yaşanır bende hislerin en afillisi, diye.

    demediğimi söyleme bana 'kusur benim imzamdır' diye.
    demediğimi söyleme egonun fallosantrik çıkıntısının da dik alası bendedir;
    demediğimi söyleme en mahçup boyun eğişlerin de efendisi benim..

    demedim evet sende de bir ben var;
    demedim kapılır giderim ılık illegal duyguların sularında..

    dedin birçok şey ya; hangisinden itibaren 'ping pong masası'yım...(?)
    2 ...
  20. 1660.
  21. uzunca anlatıyorsun.
    kendini belli ediyorsun.
    belli ki iyi ediyorsun.
    ama beni kaybediyorsun.
    2 ...
  22. 1661.
  23. kent yıkıldı bu gün
    surlar sustu
    kör kuyular açıldı birbir
    derin dehlizlerin
    karanlık ayar vermesi
    derbeder etti artık bahriyelileri
    sen öyle güzelsin ki
    bu isranbulun
    dolgun yüzündeki
    solmuş gökyüzünün bursa mavisi
    sen öyle iyisin ki
    olmayan bir ütopyanın
    eskişehir sıcaklığındaki
    alaşehir ekmeğinin sıcaklığındaki
    manisa mesir macunu tadındaki
    sardalya kokusunun
    olsa da olmaz
    senden ayrı düşmek
    ben ki bir şair uuser
    ben ki hayatın aparkatını yemiş
    kim demiş ki
    ben hep gülerim diye
    ben de en az zeyna kadar ağlarım
    herkül kadar çağlar
    içimin dehlizlerini
    akdeniz mavisiyle buluşturdum bugün
    bir anadolu kasabasıydın sem
    kasabanın en güzeli miydin bilmiyorum
    ama kasabın en güzeli sendin
    beni doyurdun besledin emzirdin
    kim kral kim soytarı belli değil yaşantıdan
    ama anlat
    neler oldu bana anlat
    bir italya kasabasındaki
    grabenleri nasıl sevdiysem öyle sevdim seni
    tuttuğum uçurtma ipiydin sen
    hani hatırlar mısın
    tüm ünlem işaretlerini ters çevirir kulaklarımızı karıştırırdık
    sonra pis yerini kırar kürdan yapardın
    toplu iğneye bile muhtaçtık
    ama onurluyduk
    gururluyduk
    günde bir ukteyi zar zor doldururduk
    sabrinin sararmadan futbol oynama ihtimalini sevdik
    futboldan anlamazdık ama futboldan dem vurduk lafa
    sana ben sensiz ne yaparım demiştim ya
    yapacak kaç şey buldum
    buduncu olurum sensiz
    yazarım duvarlara dünya şubuo olsun
    afrikada bir yerli olurum
    holo holo luka luka tanrısı olurum
    abim gibi norveçli balıkçı olurum
    güneşi balıkçıyla sıvazlarım
    olmadı ben giderim aptuma
    aptumun batağına
    6 ...
  24. 1662.
  25. sus dedi...

    Sus dedi, susturdu,
    Belki inanmadı,
    Belki dinlemedi,
    Belki hiç bilmedi...

    Sus dedi, kendi de sustu zamanla,
    Yalnızlığımdı suçlu,
    Ne sarılacak biri vardı yanımda,
    Ne ağlanacak bir omuz,
    Belki umrunda değildi,
    Belki görmek istemedi,
    Belki de hiç sevmedi...

    Sus dedi, sessizliği severdi,
    Gürültülerde kaybolan kelimeler gibi,
    Kalabalıkta kaybolan bir bedendi,
    Belki bulunmak istedi,
    Belki kaybolmak,
    Belki son bulmak...

    Sus dedi,
    Sustum...
    Konuşmak istedim ama,
    Belki susmak istedi,
    Belki susturmak,
    Ölmeyi denedi benim bedenimde,
    Nefeslerim kesildi,
    Kanım dondu,
    Kalbim durdu,
    Sus dedi bana,
    Çaresiz... Sustum...

    KınıX \ SiBiNo

    http://www.kinix.org/blog/sus-dedi/
    2 ...
  26. 1663.
  27. derin bir sessizlik,
    sonrası karanlık biliyorum.
    ama sen yine de ellerimi tut.
    ben körken, yalnızlığımla;
    geçmişi öldürüyorum...
    5 ...
  28. 1664.
  29. Salkım Karanlığında Yarına

    Durdurabildiğin kadar durdursan dünyayı, bir
    iki üç saniye çok saniye
    gücün yetse ilk günkü kadar. Hevesin
    karanlıkta yittiğinde, son güne kaldığında durağanlığın,
    dursan.
    Hemen şimdi burada dursan,
    gözlerin dursa biraz, kımıldamasa. Ses verse
    ağrı yanların bel sokumundan yankılansa
    onlar da dursa...

    Bak.
    Durmadın.
    Bir köpek yalnızlığıdır düştü işte, peşimizde
    bildiğimiz yollar kovalıyor çocukluğumuza dek
    götürüyor bizi ağır ağır aynı yollarda,
    düşüyoruz birbirimize.
    Yine yasaklanacak anne baba odaları
    karşı komşu penceresi de yasak
    balkonda güneşe karşı boy veriyor umutlarımız
    akşam sonraları hepten yasak...

    Tamam.
    De ki,
    Katmasınlar bizi üç beş hesaplarına
    kağıt kalem ellerinde ötelensek, kızsak, ağır aksak
    öksürüğümüz balgam bulansa kan koksa tükürsek
    sabaha dek saklı kalan yanlarımızı,
    kezzap dökseler ilk gençliğimize kaybetsek ikimiz de birbirimize...
    Olmayacak, sokaklara salmayacaklar -ki sokaklar bizim değil,
    utansak da yarınları köşe başında unuttuğumuzdan
    korkaklığımızdan utansak acemiliğimizden biraz,
    biriktirsek tüm korkak yanlarımızı utangaç çocukluğumuza
    sonra çıkarsak tümünü ergenlik yıllarından, elimizde sıfır
    değil hiçbir şey kalmasa, gün batsa
    gün doğsa bizi sorsa, arasa hepimizi, kayıp çocukları
    fikoyu semayı, beni...

    gün doğsa - yarın olsa.
    2 ...
  30. 1665.
  31. yemeden içmeden kesildim
    sabahın beşindeyim
    bilmediğim bir şehrin
    bilmem neresindeyim
    azcık form yedim zindeyim
    formda kalamam anne
    formda kalamam anne
    ben yemek yeme rejimindeyim
    tutki karnım acıktı
    ben kime delleneyim
    ben sizde kalmıcam
    süleyman demirel deyim.
    1 ...
  32. 1666.
  33. text tabanlı bir internet sitesiydi hayat
    ve sık kullanılanlarımda
    bobiler.org silüetiydi teyzemin oğlu
    bizim eskiden internet mahirlerimiz var
    acemiliğin html kokan yıllarında
    ben seninle bir gün
    mirc ta karşılaşabilme ihtimalini sevdim
    icq da rakamlar yağıyordu o zamanlar
    benimse rakamlarla aram hiç iyi değildi.
    bulamıyordum eşi dostu.
    ve sohbet öyle uzun sürdü ki
    adam gibi guestleri özlemeye başladık
    bizim netbul.com larımız vardı
    google nun önüne geçemez deniyordu
    ben senin adını yazınca google de çıkabilme ihtimalini sevdim
    bir web cam ların buhusuna hoh yapıp yazı yazamama imkansızlığı
    bizim ekşi sözlüklerimiz vardı
    sol framelerde öğrendim
    başlıkları alt alta okuyarak kafiye bulmayı
    ben seninle bir gün aynı anda nickaltlarımıza yazabilme ihtimalini sevdim
    hayat öylesine hızlı ilerliyordu ki yeni yeni sözlükler çıkmaya başlıyordu
    abilerimizden öğrendik trollük yapmayı
    ben yobaz oluyordum
    sen laik
    geri kalanlar moderasyon ve çaylak
    sevgi kokan forumlara times new roman ikliminde harfler dokuyorduk türk dil kurumundan habersiz bir thürkçe ile
    abilerimizden öğrendik : , ) işaretlerinden gülücük atmayı
    ben seninle bir gün youtube a çıkma ihtimalini sevdim
    text tabanlı bir internet sitesiydi hayat
    ve sık kullanılanlarımda
    bobiler.org silüetiydi abim
    ben seninle bir gün msn de eğlence sekmesinde tavla oynama ihtimalini sevdim
    ben seninle counter strike nin mistik ve demli çay kokan assault odasında terorist avlayabilme ihtimalini sevdim
    ben senin bana cam açabilme ihtimalini sevdim
    ben senin popmundo da fuckbadim olabilme ihtimalini sevdim
    ben senin cam açabilme ihtimalini sevdim.


    edit: şiirin % 68 i allahsız kitap hırsızına aittir. sayaç koyduk o ayırdı geri kalan benim, burada benim kelimesinden çok biz rey kılarız arz ederiz.
    3 ...
  34. 1667.
  35. başını yastığa koyduğunda,
    istinasız herkes birisini düşünür.
    ben seni düşünüyorum,
    sen onu, o da bir başkasını...
    bildiğim birşey varsa,
    o da bu ekosistemin en alt basamağında olduğum.
    ben istiyordum ki;
    bu döngü sadece ikimiz arasıda dönsün.
    bunu sana bir kez dedim ve sen gittin
    bekledim, sadece bekledim,
    ama sen yoktun.
    önce sabrım tükendi,
    sonra umudum.
    ve sonunda ben tükendim,
    sen yoktun...
    5 ...
  36. 1668.
  37. çok güvenme yeni dostuna,
    girer ayı postuna.
    samanlık seyran olur,
    bir gün seni de satar
    bir sonraki dostuna(!)
    tutar tutar ahım tutar
    beddualarım yakanı tutr.
    1 ...
  38. 1669.
  39. tarifsiz bir hal var bende nicedir
    beni bu hale sokan şu karanlık gecedir

    uzayıp kıvrılır önümde bilinmez bir yol
    girer koluma ansızın görünmez bir kol

    götürür beni bugünden alıp maziye
    koyar cürmümle ruhumu bir teraziye

    tutar yedi kat göğü çaresiz ahım
    ruhumdan ağır her seferde günahım

    ne affedilir bu günah ne de silinir
    ne bilinir biçare ahım ne işitilir

    bir çığlıkla göğüm başıma çöker birden
    ve çeker ellerini o melek lirden

    halimi takrire kelimeler yetişmez
    bu kara zindan o fecirle bitişmez

    zindan saipsiz
    ( 18 haziran 2009 istanbunalım saat 05:05 ha gayret, az kaldı güneş )
    1 ...
  40. 1670.
  41. sabah kalktım ben ölmüşüm
    rüyamda azer bülbülmüşüm
    ulan abi sen ne götmüşün
    imdu urek urtulur

    garbın afakını sarmışsa
    metal alaşımlı duvar
    ben bu gün gelemem
    yarın da işim var

    en sevdiğim kanal
    süveyştedir
    bir ekmek yedim
    vakf-i kebir
    abi allasen bana
    cd getir
    film getir
    içinde kuşlar ve balıklar
    kurtlar ninja olsun
    şeker de mal

    kitapsızım hiç bir şey kalmaz rafta
    zaman okudum yapıştırmadım yafta
    yarın kayıt olacam fettullah yurdunda
    allahsızlar adamı * etmeyin hasta
    dövdürüm sizi ajdar anık'a
    1 ...
  42. 1671.
  43. sabahları içiyorsun koka kola
    yanında bir de çikolata
    aynı anda söyledik diye
    utanmadan diyorsun cips kola

    ispanyol görsem yolda derim "hola"
    meğersem türkmüş, dedi hayrola
    utandım ama çaktırmadım
    dedim hadi gir yola

    velhasıl pek kötü olduysa iç kola
    depresyona girdiysen ye çikolata
    ispanyol görürsen selam söyle
    de ona; seni seviyorum sinyorita

    -aidos sevgi pıtırcıkları- 1876 - cambridge çayırı - sir nehuram.
    5 ...
  44. 1672.
  45. seni seviyorum,
    ekmeğin tereyağını, balın kaymağı,
    amcuğun yarrağı sevmesi gibi..

    seni düşlüyorum,
    zenci başbakan gibi, kamyonu devirmek gibi,
    fenerlilerin adam olması gibi..

    seni arzuluyorum,
    mart ayı kedisi gibi, 80 lik dede gibi,
    35 lik dul gibi..

    seni görüyorum,

    rüya gibi, el gibi, royal flush gibi..

    sen benimsin
    sadece benim.
    sensiz ben sadece
    seccadeye işerim.

    günüm gecem,
    dünüm bugünüm, yarınımsın,
    arasam bana harakiri yapar mısın?

    en sevdiğim kaleci zubizaretta,
    öpsün seni caretta caretta.
    2 ...
  46. 1673.
  47. köksalan engin deneyimlerim
    yerel bir kanalda ucuz şovmendi
    ama yaş ama tutunuyordum
    kuru ama tutamıyorum

    hayat bir paradoxtur ey sevgili
    karanlık odaların kerpiç dehlizlerinde kaybolan
    ve bir sevda kiremitinde sıyralacak kadar savrulan
    lafla sevişen peynir gemisi değilim ben

    ful metal uzun havalar dinlerken
    justin timbirleyk ağıtlar yaktık sokaklarda
    hiç bir şey orhan gencebayın sazı gib ses vermiyor
    artık zaten çalmıyor gencebay açık havalarda
    şimdilerde usumu yitirdim beynim kolbastılarda

    salatalık olmuş beynin hiciv matarasında sallanan
    bir yaşlı punkçuyum şimdilerde
    solgun bir güneşi uğurlarken
    saydam düşlerin yitik boğusundan kaybolan
    yassıadalı bir çocuk gürültüsüyüm

    hicaz makamında aretha franklin dinleyince
    kendini kurbağa öpen gay prens sanarak
    dağların insana verdği o derin
    imgeyi ağzından jilet diye sallayan
    tarlabaşı punk projections dan
    kadifekele musiki cemiyetine kaydını aldırmış
    ve yaş amın tüm gizli dehlizlerinde yara açmış
    çıplak dolaşırken bile üstünü kaybetmiş
    muholland çıkmazındaki bir papağanım aslında.
    1 ...
  48. 1674.
  49. ipek gibi saçların tel tel dökülsün,
    öksürdükçe ciğerlerin dökülsün.
    herkes mutlu iken senin boynun bükülsün,
    bahtsız biri desinler beni yaktığın için...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük