istediğin kadar uzaklaş benden
mesafemiz baştan belli
gördüğünde kafanı eğ,
yüzünü göm korkularına..
içine sinene kadar savaş çelişkilerinle, razıyım.
ama bunu;
beklemek sanma, çocuk değilsin.
zamanı durdurum sanma, çocuk değilim.
tek dilek hakkım var, ona'da bir gün diye başladım.
kader diye elimde ne varsa kayan bir yıldıza taktım.
sende, durup düşünmek yerine anla!
"bizi bir şair yazdı.
ve öykümüz bir şiire yakışmalı. "
ucu keskin aşk kalemini güzellik divitine bandırıp
yazgısı belirsiz sonunu yazan bir dervişin edasıyla anlatılırdı bize
armonik sevdaların hikayeleri
kulaklarını bir tek sessizliğe tıkamamış bizler,
suretlerimiz ve yüreklerimiz avuçlarımızda dinlerdik
ışıktan doğma sevimli karanlık sarmalardı etrafımızı...
sevmeyi sevmeyi onlardan öğrendik saklandığımız ıssızlıklardan.
Bitmedi nisan, gelmedi mayıs
Bulutsuz ıslanan akşamlardayız
Bir yolunu bulup, penceremden girmiş ay
Ay düşmüş dar odam, hayalinle saray
Ne varlığın kesindir, ne yokluğun mutlak
Sana yok diyen delidir, var sananlar ahmak
Uçuşur kızıl saçların, değer yüzüme fakat
Bir hayalsin, aklımın göğünde muallak
Mesafeler dolanıyor mevsimlere,
Günler geçiyor, adı konmaya cesaret edilemeyen duygular peşinde.
Zamanın kollarına bırakıyorum kendimi,
Ve uzanıyorum, çabalıyorum kimsesizliğimde.
Bakıyorum bir geçmişe bir geleceğe,
Arada ki fark ne?
Sen olmuş çehrem, sen olmuş bakışlarım sen olmuş ruhum...
Dokunduğum her nesnede sen,
Bakışlarım tek noktada sabitlenircesine.
Kalbin dile gelmesi,
Ve yine "sen" diye haykırışını duyuyorum.
Durduramıyorum, engelleyemiyorum.
Sessizliğim ile sensizliğim son buluyor.
Kuş misali uçup gitme fikri, dile gelme zamanı..
Bir kelebeğin güne başlama heyecanı var içimde.
Eski bir rüyanın bitmesi;
Ve yeni, bitmesi hiç istenmeyen bir rüyaya başlamak gibi bu.
Hayalde bulmak bazı şeyleri,
Ve bir rüzgara kapılmak gibi.
Öyle bir anda gelmişti ki donup kalmıştı bedenim.
Ruh kalp atışlarının hissiyatıyla,
Eriyen bedenden bağımsız...
Gözlerine bakmak,
Dile gelmeyen sözcükleri gözlerinin ışığında arayıp bulmak..
Sebepsiz heyecanlarla doluyordu ruhum,
Mesafeleri bir kenara itercesine.
Gözlerimi kapıyordum ve
Savrulan sonbahar yaprağı edasında bırakıyordum kendimi.
Bir su biriknitisnin aksinde görünüyorum seni.
Gördüğüm aksin bir taş atımı dalgalanıyor,
Kalbimde hissettiğim duygular misali.
Ellerin,ellerin..
Yorulurdum bazı zaman.
Duyguların ağırlığında ezilirdim.
Yokluklarda savaş verirken bedenim,
Düşmeye meyil verdiğimde
Beni tutan ellerin..
Gözlerin..
Bakışlarının altındaki manaları çözmek,
Bir bilmece havasında...
Ve inanmak Tanrının varlığına,
Sana her baktığımda.
Yağmur damlalarında bulmak seni ,
Gökkuşağının karanlığında
Ve güneşin olmak doğmak üzerine
Sensiz geçen her günün inadına. **
bir dakikaya sığdırmak hayatı,
bütün düşleri terk etmek
sonrasında bir avuç sevgi dilenmek
işte insan
bütün tükenişlerin sorumlusu
ne sevmek ne de nefret
işte insan
bütün ihanetlerin sorumlusu
insan diyoruz oysa insan demek istediğimizden mi
sevdiğimizden mi
nefretimizden mi
insan
bütün aldatmaların başrol oyuncusu
ben sevdim. inandım gerisi boş mu diyorsun
sende bir insansın
ve herkes insanım dediği yerde tükeniyor
geriye bir damla göz yaşı
inanana...
gece gündüzle öpüştüğü anda
sen pencereden gördüğünde güneşi
sabah olacak ya
senin varlığının yanında
hala gece öpüşmeyi bekleyecek aşığıyla
bense senin kollarında
sürekli geceden gündüze döneceğim
nasıl da yazmışlar,
duygu selinde boğlumuşlar.
varsın sevsin gençler.
gayri ihtiyari değil sevmeler.
muhtemel.
lakin bir şey var şu an,
uykudur gözden akan.
muhtemel. *
meydanbenim'i sever iremim,
şiirler yazar ona meydanbenim.
saipsiz bu ilişkiyi uzaktan izler,
bu zincirleme böyle sürer gider...
29 karakter çok kasılmış,
uykusu da gelmiş muhtemel.
rapsodik bu vakitte ne eder?
madem buraya kadar geldik,
büyüklerin ellerinden öpüp,
küçüklere selam eder,
ve bu yazar alır başını gider...
iyi geceler... **
sevgili rapsodik ve
cok kastım 29 karakter rumuza
yatın uyuyun lan sçtınız uykumuza
kimin kimi sevdiğinden size ne
meydanı iremim almış, siz dönün yurdunuza.
gecenin kendinden geçen dakikalarını yakaladım
sokak kapılarının ağzında
mutluluk,sevgi,saygı kimse bulamamışken
bulmuşlar gibi davranmalar
gördüğüne görmedim diyebilen insan kılıklarının pis ağzında.
bilirsin beni,
sessizliğimi...
bilirsin beni,
gökyüzünde seni gördüğüm gecelerimi
ölüme giden soğukluğumu
bilirsin...
derdimin çift yada tek haneli rakamların olmadığını,
hayatımın sen olmadan kurgulanamayacağını,
sevincimi sensiz gösteremeyeceğimi,
ayağıma topuklanan ayakkabıların acısının;
sensizliğin acısına katlanmaktan daha kolay olacağını
bilirsin...
Yoh lan benden şair olmaz
Şair olamayacah kadar tembelim
...
...
...
yoh lan benden şair olmaz
şair olamayacah kadar tembelim
...
...
...
yoh lan benden şair olmaz
şair olamayacah kadar tembelim
...
...
çoh güzel bi şiir oldu!
...
yoh lan!*
bir yerlerde bir şeyler var,
hiç bilmediğim.
bir yerlerde bir şeyler vardı,
hiç görmediğim.
bir zamanlar insanlık vardı,
hiç tanımadığım.
dünya yaşlandı, devirler devrildi,
hala bilmiyorum, görmüyorum, tanımıyorum.
hissettiğim tek şey ise,
yaşlanıyorum ve devriliyorum. *
Bi gün olabilir bu gün*
Islak notalar var
Asırsız bir kahır bohçalarında
Yalnızlık;
Şükran günü
Yalnızlık...
Şükran günü.
Kadim ezgisini karıyor kumarbaz şamata sarayında
Şamata sarayında;
Saygılara açılıyor yelkenli
Rotası meşk rotası
Deniz yok
Martı neşesi bitap.
Biraz duman var
Efendilerimizi kavuruyor ayın öte bucağında
Bu aşk ki;
Yırtık çoraplarda aradığımız serçe parmağımızdır
Güvey eder adamı..
Kedilerim saymakla bitmez;
Say bir ben
Say bir ben
Say bir ben daha...
Tik-i tak tik-i tak
Ritmini kaçırmıyor yüksek topuklar
Tik-i tak tik-i tak
Özgünlüğün iyelik eki
Yelkovan yerini yadırgamakta artık
Ar-kovan mat...
Kovan doldurup
Boşalıyorum
Doldur, boşalt...
Beste oluşuyor şundan şuna değin
Parçayı deşifre edek...*