sözlük yazarlarından şiirler

entry5574 galeri47 ses1
    1400.
  1. -- a heroic köy meydanı saga part 4 ---

    mahmut gitti frankeştaynır tepelerine
    kafası mı güzeldi neydi?
    böyle bir ismi mi vardı
    gerçekten de tepelerin?

    neyse...

    buldu köytrolünün yuvasını
    kurdu pususunu,
    beklemeye başladı
    geceleyin geç vakıtlardı*
    birden troll mağarada belirdi
    çekti çifte kırmalıyı mahmut
    trollün kafadan otuz kuş saçması girdi
    "anammm vayy! noluyo laah?"
    demeye kalmadı, birden kafasına
    bursa'lı recep usta çeliği indi

    ayrılmıştı kafası bedeninden

    mahmut kafayı alıp yolunu tuttu köyün

    odaya girdi, attı önüne muhtarın

    şaşırmıştı muhtar
    birden verdiği söz aklına geldi

    "höyt!" dedi
    yirmi yıl önceki gibi
    kömürlüğe indi,
    aldı eline çalı süpürgesini

    mahmut'u taa
    sarıtepeler'e kadar kovaladı
    "seni dürzü seniii!" diye bağırırken
    ardından

    not: bu epik, didaktik, lirik iç anadolu sagası rakı eşliğinde 5 saat boyunca neşet ertaş dinleyerekten oluşturulmuştur.
    0 ...
  2. 1401.
  3. bir seda bile vermeden cektin gittin
    beni kendime bırakıp terk ettin
    yalnızlık icinde derbeder oldu gönlüm
    seda verdim duymadın terk edip gittin.
    0 ...
  4. 1402.
  5. aşk elde bir avuç su
    aşık suda bir suret
    buhar olup biter aşk
    toprağa düşer aşık nihayet

    aşk, su, toprak saipsiz.
    2 ...
  6. 1403.
  7. sen beni terkettin terkedeli,
    31 e çıktı uğurlu sayım.
    nasır tuttu ex aşkının eli,
    aylardır feci abazayım.

    aşk ve ötesi.
    1 ...
  8. 1404.
  9. O tiksinti veren tükürük
    her damağımdan indiğinde,
    yutkunarak kusuyorum.
    Sonra,
    sıcak bir delilik vuruyor damarlarıma,
    azımsanamaz bir şehvet ile.

    Çok geçmeden Ria.
    2 ...
  10. 1405.
  11. bir ihanet sessizliğini anımsadım
    gün gebe kalmıstı geceye,
    ben ağladım
    sayısız cocuk dogurdum ellerimle.
    her birini bir nifak içinde topraklara dagıttım.
    duyurmadım söylemlerimi sana
    sen sandım .
    seni andım
    ve her bir satırı sana yazdım.
    3 ...
  12. 1406.
  13. Şimdi vakit,
    tene düştüğün anı sonsuz geçiyor.
    Neştere sürdüğüm bileklerimden
    dökülen damlalarla
    imzalıyorum soyutluğunu.
    işlevsiz katilinim,
    kıpkırmızaya çalıyorum.
    Ruhumuza melodiler bezedim,
    duy beni.
    1 ...
  14. 1407.
  15. şiir hiç'e kaçtı
    kelime yok, söz yok
    şair'i meçhul çaldı
    ses yok, nefes yok

    hiç, yok saipsiz.
    3 ...
  16. 1408.
  17. her cümlede belirli dişil bir tamlayanım.
    kurallı bir mücadele bu,
    hey hayat; rövanşı ellerimde.
    bacak aranı sen her açışta,
    dilim terbiyesizlikle nüansta.
    yavaşça ilerliyorum.
    her adımda uzaklaşıyor
    bulutlar.
    ilerliyorum.
    tüm sessizliğimle.
    zaman,
    kadının karamel tadına bulaşmasıdır birazda.
    üzerine sunulan tüm varlıklar gibi.
    sağır bir coğrafyadır beden. ten imgelemdir.
    avcunla keşfet, öznem gizli.
    failim takdiri.

    riA
    1 ...
  18. 1409.
  19. bir ejderin mıymıytı meldisi gibi
    derinlerden gelen bir sese kulak verdim
    soyut bir duruşla ölümü zevk cıglıklarına bogdum ..
    zebanilerime ates etrafında şölen sundum .
    düşdüşüren bir benliğe soyundum.
    sevdim , seviştim bir bahrada kendimi sana sundum
    0 ...
  20. 1410.
  21. katil elini kolunu salladı
    salınıp geçti kahkahalarla sokaktan
    tüm ihanetler ayan beyandı
    cinayetler sıyrılıp çıktı karanlıktan

    maktul, soğuk bir et yığını
    taş gibi kaldı donuk sokakta
    tanık korkup kapattı camını
    korkular saklandı karanlıkta

    katil, maktul, tanık saipsiz.
    2 ...
  22. 1411.
  23. yamalanmıs bir sevgimi istediğin bende..
    oysa bozulmamış gelmiştim sana sevgimle..
    her bir gidişinde yaralarım artı pervane..
    her bir öpüşünde yeni dogmus gün gibiydim ben.
    doguracagım ben kalmadı düşlerimde.
    yok oluyorum pervane .
    etrafımda döndüğün sürece.
    gel dedim sana..
    gel !
    gelmedin o gece.
    şimdi tekrar dönüyorsun söndürüyorsun beni.
    bundandır serzenişlerim.
    işte bundandır senden hiç gidemeyişlerim.
    yine diyorum işte
    yazık pervane yazık!
    her sensiz gecirdiğim geceye .
    güneş olmaktan yoruldum ates oldum..
    yine ısıttım yine aydınlattım.
    bu sefer ölümsüz değil
    dünyada bir ölümlü oldum.
    görün beni.
    aşk için ölüyorum ben.
    yavas ve agır..
    sönüyorum!

    nice mutlu yıllara sevgillim..
    hayatında olmadan sana yazıyorum..
    0 ...
  24. 1412.
  25. maviyle başlıyor dünya,
    ertesi griye çalıyor,
    sevilemiyor yanlızlıklar, ten acıyor,
    arş'a ulaşınca renkler
    yer ile gökkube acıya boyanıyor...
    0 ...
  26. 1413.
  27. sen benim gönlümde solmayan çiçek,
    kalbimde kanayan derin yarasın.
    ömrüm seni düşünmekle geçecek,
    sen benim başıma tatlı belasın.

    seni tanımadan önce sen vardın,
    düşlerimde hislerimde yaşardın,
    bu yüzden kalbimde boş yer bıraktım,
    sen ufku bitmeyen sonsuz deryasın.

    bedeninle varsın sen bu dünyada,
    bazen karşımdasın bazen hülyada,
    fakat yalnızım bu kara sevdada,
    sen şimdi hem gerçek hem de rüyasın.
    0 ...
  28. 1414.
  29. asla yenik saymadım kendimi,
    almanya yenildi diye.
    hiç honolulu lu arkadaşım olmadı,
    bilmiyorum niye.

    istanbul radyosunu dinliyorum.
    ama gözlerim kapalı değil,
    çünkü, bir yandan da tv izliyorum,
    o ne smaçtı be shaquille o'neil.

    o değil de, dün sabah,
    sırf sana benziyor diye bir kıza şıllık dedim.
    meğer yanındaki herif abisiymiş,
    çok pis dayak yedim.

    uzun lafın kısası,
    seni o geceden beri unutamadım.
    ama daha da önemlisi,
    hala su faturasını yatırmadım.
    3 ...
  30. 1415.
  31. mahkumiyet

    Bir yanı parmaklık üç duvar arası sıkışan yaşam alanı değildir mahkûmiyet!
    Belki vicdanımıza yenilgimizdir
    Belki de sıkışan ruhumuzla üşüyen ellerimizdir...
    Kim bilir
    Kim bilir belki de yutkunamadığımız şimdiki zamandır...
    Günlerin de bir sonu olacaksa olsun,
    Gecelere merhabalarımız olmasa da,
    Karanlıklara boyun eğmelerimizdir mahkûmiyet...
    Belki bilmediğimiz,
    Belki seçmediğimiz,
    Belki de kaçınılmaz olarak kendimize hüküm giydirdiğimiz...

    Yutkunurken geçmişe demir atışımız değildir mahkûmiyet,
    Merhaba diyemeyişlerimizdir gün doğumlarına,
    El sallayamayışlarımızdır akşamlara,
    Çizik atamayışlarımızdır yılgınlığa...

    Sızısını ellere bağışlayamadığımız yüzümüzdür mahkûmiyet,
    iç çekmektir,
    Yanmaktır tükenmeden
    Büyüterek emaneti
    Ve yüklenerek sorumluluğunu
    Kaçış kapılarını kilitlemektir mahkûmiyet..!

    5.12.2008 02:06

    uğur yaman
    fidelcastro
    1 ...
  32. 1416.
  33. ömrüm bir kanlı kütük
    ardında gövdeler, önünde başlar
    baltam kör, dilim tutuk
    pişman bir cellatım, gözümde yaşlar

    cellat saipsiz.
    2 ...
  34. 1417.
  35. senin için yazılan şiirlere bile
    saçma sapan aşk sözcükleri dedin...
    senin için yazılan şiirler bile
    gözünde şiirselliği koruyamadı...
    senin için yazılan şiirler bile
    sarı sayfalardan öteye geçemedi...
    senin için yazılan şiirlere bile
    sen inanmazken, ben senin için yazılan
    şiirlerle süslüyorum gökyüzünü...
    senin için yazılan şiirlere
    gökyüzü aşık, sen şiirsellik sezmesen de...
    senin için yazılan şiirlerde
    seni yaşattığım için,
    senin için yazılan şiirler
    seninle hep...
    1 ...
  36. 1418.
  37. Yine sabah oldu
    ben yine uykusuz, ben yine nöbette.
    Ölümü bekliyorum göz kırpmadan.
    Gülen gözler, boş sohbetlerle.

    Dünyayı umursamayan aklım,
    kavuşacağımız günü bekleyen kalbim,
    ve kan çanağına dönmüş gözlerim
    ruhumla boğuşan bedenim.

    Hepsi emanet, hepsi fani bilirim...
    2 ...
  38. 1419.
  39. bıkkın

    hani olur ya,canın sıkılır
    içini kocaman boşluklar doldurur.
    ne hissettiğin bilemezken
    için kaplar,büyür bir hüzün
    hani göğsüne bir sancı girer
    sanki soluduğun iğrenç havanın
    garip ve muntazam yan etkisiyle
    gözlerin dalar bilinmez sebeplerle,sebepsizce
    hani avcuna düşen gözyaşlarına bakarsın
    lanet edersin dünyaya geldiğine
    karanlık gözünü alır sanki
    kapayıp gözlerini,karışırsın sen de karanlığa
    hani gülerken,aniden sıkıntı çöker ya bazen
    boğazın yanar sanki,anlatamazsın
    derin bir nefes verirsin
    son nefesini verircesine
    susup bakarsın ufuğa
    bir zamanlar en serseri hayallerine yoldaşlık ederken
    şimdi seni hüzünlendiren
    o ikiyüzlü çizgiye

    işte bu duygudur dünyanı anlatan
    ve bunu düşünmektir ruhunu yaşlandıran

    gurbetten yolcu bekler gibi bekliyoruz
    ruhun bedene elveda diyeceği günü

    olumsuz fani
    0 ...
  40. 1420.
  41. Ayrılık

    Eski ağaçlar gibi dimdikim şu an
    iki gözümde iki darağacı
    Ve nerden bakarsan bakalım
    Yabancısın artık sen bana
    Bir uğultu kaldı sen gittikten sonra kulaklarımda
    Ve şimdi akşamları dinliyorum
    Anlamalısın bir başkası var artık hayatımda
    Ne olurdu ne olur düşler geçmiş kadar uzak olsaydı
    Ya da geçmişimiz hep bir sır olarak kalsaydı
    Ama artık nerden bakarsak bakalım
    Yabancısın artık sen bana
    Akşamları dinliyorum şimdi anlamalısın
    Yıllar sonra bir gün gelirsem eğer kapına
    Gözlerim sensizlikten kan çanağına dönmüş
    Başım sigarasızlıktan harmansa
    Al beni içeriye hiç soru sormadan
    Ve bir gün duyarsan cehennemde yok olduğumu sakın şaşırma
    Bulutlar gezinsin ben yokken günahsız bedeninde
    Ta ki ben seni mahşerde bulana dek...
    1 ...
  42. 1421.
  43. köprücük kemiğimi geç..
    nefesimi solla..
    ciğerimden bir bölüm seç..
    ben aşık molla..
    bilinç altında enkaz'layan..

    kaydırağındasın pembelerin şimdi anlamazsın..
    toz kaldırmayayım diye dokunamam rengine..
    öyle bir ısırırki adamı yokluğun....

    gözlerimi duyan var mı..
    sesimi yalayan parmaklıkların..
    takunyalarımla dolaştığımdan peşinde..
    bu yıkık dergahın terasında..
    kıldığım şiir namazlarıyla..
    tapındığım dudakların için..

    seccadesi gözyaşlarından..
    bırak bana anlatma..
    ölüm üçgenindeyim..

    gözün..
    kaşın..
    ve ben'liğin..

    ...

    saçlarımda kırıntıları kalmış..
    tırnaklarını bari almasaydın..
    serzenişlerin artçı'larıysa nefretinin..
    8.0 'lık sarsıntıları nerede ifritinin..

    sen o koskoca nefertiti..
    ben piramitte işçi..

    ...

    göğsüme bastırıyor her ezdiğin parketaşı..
    ben şimdi rüzgara söz geçirsem ne olur..
    sana seni yeniden örüyorum bak..
    kokundan duvar kağıtları.. sesinden ayrı bir zaman..

    Bana bir dönüp bak olur mu..
    anladığın an..

    çok parçalı bir adamın..
    paramparça bir hikayesi şimdi bu..
    sen döneceksin, ve kaldığın yerden sarsmaya devam edeceksin..
    su boruları var, anlayamazsın..
    öyle korkuyorum ki bu aydınlıklardan..
    damlar diye başıma..

    hadi..
    öyle sımsıkı sars ki beni..
    zelzelelerin kraliçesi..
    kızmayacağım şu kurduğum dünyayı yıkmana..
    çünkü ben her sana aktığımda..
    her dudağına dokunduğumda..
    yeniden evrenler dayayıp döşüyorum etrafına..

    zamanı durdurdum ve ağzını burnunu kırdım akrep'lerin..
    tıkırtısı eser diye boşluğuna..

    hadi..
    geceyi es geç..
    şuurumu okşa..
    öyle bir an'dın ki sen..
    yere öyle bir bastın ki..

    sensizliğin sen'den olduğunu..
    ben daha yeni anladım..
    buruştum bak sıcaklığınla..

    eşik değerinin tutkusuyla....
    yine sana yuvarlandım..

    bilinçaltımda kaldım...
    0 ...
  44. 1422.
  45. korkaktır aşkı yaşayamadım diyenler
    merak edilmeden merak etmeyenler
    aşkı veresiye defterinde gurur kalemiyle not alanlar
    işte asıl onlar gerçek kaybedenler
    sevilmek için mi sevdik
    yoksa sadece
    sadece ve sadece en saf haliyle sevmek için mi?
    ben aşka değil sana aşıktım
    çünkü aşk sendin
    işte bunu anladığım gün
    gittin...
    ve ben o gün
    bittim...
    1 ...
  46. 1423.
  47. ağlayamam yanmalarıma
    yangınlarında kalbimin
    su serpemem
    savrulurum köşelerine evimin
    yanarım diye ağlarım
    gülen bakışlarımda.

    kuytu bir köşede
    cam bir mozaikten yapılmış
    içinde dünyayı saklayan
    gizli bir kutudur kalbim
    dağınık olmalı her zaman
    ben hep düzenlemekle boğuşmalıyım

    ıssız bir tepeden
    ıssız bir vadiye bakan
    kalabalıkta ıssız olmalıyım ben
    varlık içinde yokluk çekmeliyim
    kemirmeliyim tırnaklarımı
    düştükçe tansiyonum

    avuçlarımı yalamalıyım bazen
    seni düşünemedikçe
    kafamı duvarlara vurmalıyım misal
    her vuruşta ölmeli seni düşünmeyen
    seninle ben olmayan hücreler
    senden ayrı koyan düşünceler.
    1 ...
  48. 1424.
  49. şimdi unutmak gerekiyo dimi o uçakları
    böyle kanatları sanki kopacak gibi
    giderlerken işte ben korkarken
    düşecekmiş gibi sarılırdım koltuğuma
    halbuki düşsek atomlarıma ayrılırdım
    kopacak gibi sen de
    düşücekmişiz gibi her an
    öyle korktum
    uçağa güç veren motorlar ne zaman susacak diye
    kalkıp dönerken biz aşşağılara düşecekmiş gibi
    sarıldım koltuğumun sıcaklığına

    ne yazık ki düşmeden gelebildim birkaç sefer
    inişe geçiyoruz demeleri benim dualarım
    bişey olmadı bana
    düşeyazmadık da, düşmüş gibi oldum
    sonra iner inmez havalardan
    yerlerde olmayan o yüzün
    kulaklarındaydı hatta öptüğüm yerlerin
    güzeldi iyi hoş
    keşke düşseymişiz o uçaklarda
    serdar ortaç dinliyorum artık
    eller havaya şarkıları değil
    eller avuçlar boşa olanlardan
    hastaymışım bi de
    hastasın senn hastaa
    doktor musun sen?
    nası şiir bu?
    şiire de sokuyum edebiyata da
    matematiğe de fiziğe de
    bulanları da bulamaynları da
    ölmek isteyenler böyle hissediyor sanırım
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük