sözlük yazarlarından şiirler

entry5574 galeri47 ses1
    1225.
  1. duygu'ya

    sonbaharın son çiçeği,
    eylül'ü sever oluyor sayende insan..
    bilmiyor kimseler alıp götürürken yaprakları
    müjdelendiğin bir bahar hediyesi oluşunu..
    bağırıyorum sessizce tarif edemediğim seni
    kurcalıyorum anılarımı
    anımsıyorum yaşattığın güzellikleri ..
    varlığının kattığı anlamı düşünüyorum..
    büyütüyorum içimdeki seni,
    iyi ki varsın diyorum..
    2 ...
  2. 1226.
  3. Bazen iyidir ölmek her şeyden
    Mesela ağlamaktan
    Ağlamak öldürmez insanı
    Ama ölmek ağlatır insanı

    Bazen düşersin bir uçuruma
    Ağlarsın, kurutana kadar gözyaşlarını
    Bir yolu yoktur çıkmanın
    Bulsan da çarelerini, yollarını

    Ayakta kalır bir köşede asılı gibi
    Ölü gibi ama ölü de değil
    Hayattadır çaresiz biçare ruhun
    Öldüğün zamanlardaki gibi

    Geri dönülmez yollardadır adımların
    Geri dönülmez sözlerindir ağladıkların
    Gözyaşlarına nispet yaparcasına
    Biçare ruhlardır bel bağladıkların

    Sen senken umursamaz olursun
    Senden başkasını düşünmez olursun
    Dünya egoistlerin futbol sahasıdır
    Sen hep gol yiyen kaleci olursun

    Gönlüne fren takma, bırak kanatlansın
    Kuşlar uçarken özgürdür bunu bil
    Aşıkken kuş kadar rahatsın
    Aşık olmak özgürlüktür bunu da bil…

    Özgürlüğüne sırtını dönme bak
    Bir bak onların gözüyle onlara
    Sana bakan özgürlere bir ışık yak
    Çaresizliğini bağlama kötü sonlara

    Tercihlere göre yönlenir hayatın
    Ve duygular yönlendirir tercihlerini
    Sen bildiğini savunma tek
    Zira doğru bilirler doğru dediklerini…

    "14 Eylül 2008 Pazar, 04:02:17"
    2 ...
  4. 1227.
  5. Hayat kelepçe rolü takındığından beri
    Kimseye yardım eli uzatamaz oldum
    Parmaklarım, kolumun acizliğine yenildi
    işte o zaman çaresizliğin adını koydum

    Kalbime verdiğim zahiyatların haddi hesabı yok
    Ne işe yaradı bu sarfiyatların ?
    Sen çok çalıştın
    Fakat önüne geçemedin uçup giden hayatların
    Hatıralar kalbinde saklı
    Yllar geçtikte, intikam oldu senin içinde bir saplantı
    Ama düşünmedin ki !
    Kinin seni hangi uçuruma iteceğini
    Tam aşağı düşecekken
    Kimin elinden tutup yukarı çekeceğini..
    Gözün karardığı an
    Başka birinin alnından akan kan önem teşkil etmediyse de
    Zan altında kalırım hesabı
    Arkana bakmadan kaçman
    Oldumu şimdi ? Söyle lan ?
    Hani suçlu onlardı ?
    Rahatını bozanlardı ?
    Yaptığını beğenip gururlandın mı?

    Düzgün giden hayatınının en doruk noktasında
    Bu yaptığın, evet bu yaptığın tam bir salaklıktı...
    Bencillik en son düş olmalıydı kafanda
    Ama sen yenemedin o nefsi ve göreceğin en son yer artık senin kaderin
    Yani DÖRT DUVAR ARASI KARANLIKTI...
    2 ...
  6. 1228.
  7. zemheri

    fuhuş baskınından sonra
    terk edilmiş bir otel gibi
    yalnızız bu gece...
    ağzımızdan çıkan tek bir Hece,
    delil olacakmış gibi
    suskunuz.
    ve iki yüzümüz karanlık,
    bilmezsiniz ama
    iki yaz önce aşıktık...
    4 ...
  8. 1229.
  9. siyah tenin teri

    siyah bir kadın,
    borazanından
    bir şeyler çalıyor,
    beyaz bir kızın rüyasından kalmış
    iki notayı...
    do ve do!
    3 ...
  10. 1230.
  11. utandın mı ettiğinden,
    umutlarım gitiğinden, beri..
    cevap veremem gücüm bittiğinden,
    kelimelere sığmıyor, yıllarca çektiğimden,
    tek başıma savaştım, siktirolup gittiğinden...
    3 ...
  12. 1231.
  13. yazdıkça yalnızlaşıyorum,
    tuhaf,kapalı ve öfkeli
    karanlık türküsü içimde.
    derin bir öfkeyken her koklayışım,
    hasrettir benim buram buram.

    kazandıkça keybediyorum,
    bir seher vakti gibi çıplağım
    her dönüşüm içten ve gerçekçi
    yeter ki vurulayım sana
    hiç bir kaybetmeyi düşünmeden.

    seni sana soruyorum,bir sen düşlüyorum,
    alıyorum elime kalemi,seni senden bağımsız çiziyorum.
    senin olmadığın bir sen.
    olsun böyle de güzelsin
    ve ben her seni çizdiğimde
    yalnızlaşıyorum...
    6 ...
  14. 1232.
  15. icimden aglamak geliyor,
    burnumdan cikiyor gozyaslarim.
    allam ne kadar da yalnizim.
    kalabaliklastikca etrafim,
    daha da tenhalasiyor ruhum.

    saati kurdum sabah sekize,
    gene kandirdi beni, gelmedi nefise.
    gidecektik oysa denize,
    hadi bakalim neyse.

    bu siiri sana yazdim sevgilim,
    ahh, oyle derin ki gozlerin,
    ben o sularda kelebek yuzerim.

    cek su perdeyi rontgenci karsidaki gelin.
    tepinip durma ben de gelecegim diye,
    ben hep yalniz giderim...
    sana hayatta mutluluklar dilerim.
    siirimi begenmezsen doverim...
    4 ...
  16. 1233.
  17. *
    örümcek ağı kaplamıştı her yanımı.
    tek hatırladığım:
    bulanık zamanlardan kalan bir yüz;
    unutmaya çalıştığım,
    aynada gördüğümde,
    tanımamazlıktan geldiğim o yüz.
    sanırım bana ait...

    geldiğin ne iyi oldu.
    gel otur şöyle rahat ol lütfen.
    kusura bakma heyecanlıyım.
    anlatılamaz şeyler şu anda hissettiklerim.
    sanki ay'a ayak basmışım da,
    benim için küçük;
    fakat dünya için çok büyük olan o adımları atıyorum.
    ya da ılık ve yağmurlu bir havada,
    sıcak bir suya atlıyorum sevdiklerimle.
    ormanın derinliklerinde bir yerde.
    "mutluluk" orasının adı.

    sensiz boş bir otel odası kadar sahipsiz,
    ve altı delik bir ayakkabı gibi aldatıcıydım insanlara karşı.
    dışarıdan gözüktüğü gibi değildi hiçbir şey.
    kuşatılmıştı ruhum.
    yastığıma sığınıyordum
    ve ağlıyordum geceleri.
    "böyle olmayacak" dedim sonra.
    günlerden neydi,
    saat kaçtı bilmiyorum.
    zaten önemi yok bunların.

    hala gözlerine uzun uzun bakamıyorum.
    niye bu kadar güzel kokuyorsun ki sen?
    ellerin,
    yüzümde gezen ve mis kokan ellerin,
    aynılar işte, bıraktığım gibi...
    önemli olan bu!
    önemli olan:
    şu anda burada birlikte olmamız;
    önemli olan gözlerinin içinin gülmesi...
    öp beni o zaman,
    merak etme!
    küçücük bir öpücük halledecek her şeyi...
    6 ...
  18. 1234.
  19. * biz görüşmeme kararı aldık ya;
    sonra ben,
    hala senin için bir şeyler yapmak istediğimi fark ettim.
    unutamamak diyor insanlar bu duyguya...

    beslemeye başladığım yavru kediye verdim ismini.
    sırf gözleri sana benziyor diye...
    seni öptüğüm gibi,
    ıslak burnundan öpüyorum onu.
    senin için sadece bu geliyor elimden.
    çünkü aşmak imkansız,
    çektiğimiz çin seddi'ni.

    kedim;
    bana gelip sırnaşıyor,
    yüzümü yalıyor,
    bacaklarıma sürünüyor.
    sevmeye korkuyorum onu.
    karşıma alıp soruyorum:
    bir gün sen de gidecek misin?
    zamanı geldiğinde,
    büyüdüğünde,
    artık bana ihtiyacın kalmadığında,
    sıkmış bir oyuncağı bırakan çocuk gibi,
    daha güzel oyuncaklar için
    sen de beni terk edecek misin?
    söyle güzel kedim...
    3 ...
  20. 1235.
  21. Ayrıkotu

    bir tutam ayrıkotu
    bitti gönlümde
    hayata dair herşeye
    meydan okuyup

    aşka da karşı geldi önce
    küçük ayrıkotu
    sonra alıştı
    sevmeyi öğrendi

    kuruyana dek delice sevdi
    onu kurutan aşktı
    farketmedi.
    3 ...
  22. 1236.
  23. kal orda

    bir an sensiz
    kalsam yine çaresiz
    var git, git geldiğin yere

    tutuştum yetmedi, kül oldum değmedi
    koştum görmedi,konuştum duymadı
    kal orda usulca, dönme artık
    bu sevdaya yeter bu yalan gerçek

    ben susuz, sen suskun
    yollar bitti, türküler yandı
    şairler sustu, kalemler tükendi
    ne ben yettim sana
    ne sen yettin vicdanına
    gittin kal orda leyli
    istemesem de kal orda
    çıksam baksam yollarına
    çağırsam yüz bin defa
    inanma bu yalan sözlere
    senin kadar suçlu bu yürek
    varlığı da yokluğu da gereksiz
    sen mutlusun gittiğin diyarda
    gerisini boşver kalan kalır yerinde

    zaman zamansızdı her zaman
    mekan yetmedi bizi saklamaya
    ne dicle ne munzur
    ne rüzgar ne toprak
    ne sen ne ben
    olamadık muhteşem ikili
    2 ...
  24. 1237.
  25. farkettim de bugün girmişim yine uluya,
    elalem tartışıyor, ben karışmıyorum tatlıya tuzluya.
    artı versem bilinmez, eksi versem sevilmez bir haldeyim.
    razı olalım kavgaya gürültüye biz he söyle neyleyim?
    farklı olmaya çalışırken farkımızın kimseden farkı kalmamış..
    uğraşıp durmuşuz, onca entry kasmışız,
    lazım bize bir taktir, bir teşekkür... her şey çok güzel sanmışız.
    2 ...
  26. 1238.
  27. leblebi dediğimde bile beni anlamadığın için
    menzile varan yolumu engelli koşuya çevirdiğin için
    dünyanın tüm dillerinde küfürleri bellettiğin için
    öte dünyaya varamadan ebemi ayağıma getirdiğin için
    ve başıma gelecek diğer başka belalar için
    her şeye rağmen
    teşekkürü bir borç olarak hesabıma yazdığın için
    sanma ki sana, küfrederim
    hayat sana kibarca teessüf ederim...
    2 ...
  28. 1239.
  29. Oysa bilemedim bu yaralı kalbin tek çaresinin kendinde olduğunu
    Her gelenle bir umut besledim
    bilemedim
    Eline almadan kırılan bir kalbin sönmüş kalıntılarıyla
    Kaç uykusuz gece ödeyebilirdi bunca kalp kırıklığının diyetini?
    4 ...
  30. 1240.
  31. neydi deme bana
    ismin neydi diye sorma
    ez mi dens ettik senle
    barlarda, kırlarda, bodrumda, hovarda.

    (bkz: modjo)
    (bkz: lady)
    2 ...
  32. 1241.
  33. dünyayı sevdim
    dönen aldırmadan
    zamana giden
    yağana yağmur
    ayları adınla biten
    o dünyayı
    karartırlar her gece
    güneş battığında
    halbuse hepsi hepsinin dostu
    çevresinde dönen
    iyi günde kötü günde
    hastalıkta ve sağlıkta
    yalanda ve dolanda
    öyle veya böyle dönebilen her şeye rağmen.
    dünyayı sevdim
    tüm galaksinin içinde birtek.
    halbuse mars da fena değildi
    ama o dünya yok mu
    içinde karıncaları
    arasıra salak bi gemiyle tepeye çıkmaya çalışan bazıları
    o sevdiğim dünyanın dışında başka dünyalar arayan salak karıncaları
    tümden sevdim
    sevmeye çalışmadan kendimle çatışmadan hemencecik
    komut yok, nokta yok
    galaksi büyük
    dünya küçük
    ama işlevsel
    hem önemli olan iç güzellik.
    deyip avundum
    kendimi kandırmadan
    dayandım daha yorulmadan
    varmadım koşmadan
    düşmedim ağlamadan
    dünyayı sevdim
    içindeki karıncaları
    ve içindeki o karıncalardan birini
    gülen, hatta sanki gözlerinin içinde dudak ve dişleri olan
    öyle sırıtan
    dünya bu dedim.
    uzayda hayat yok
    dünya,
    o karıncanın gözlerinin içindeki dudaklarda daha çok.
    2 ...
  34. 1242.
  35. karanlıkta bir mum ve birazcık rüzgar; şuursuz bir balığa dönüştürürmüş meger insanı...

    Balık olmak

    Beyaz duvarı odamın
    Bir deniz olur her gece
    Üstünde, salınan kayıklar gibi
    Gölgeler usulca dans eder

    Açtıkça pencereyi
    Hızlanır dalgalar
    Kayıklar bocalar
    Gölgeler isyan eder

    Yaramaz bir çocuk gibi
    Pencerede bekler rüzgar
    Deniz gözlerime bakar
    Rüzgar denize güler

    Maharet mumdadır
    Karanlık olsa da dibi
    Gölgelere hükmeder
    Sanki bir hayali gibi

    Ne mumda ışık olurum
    Ne denizde kayık
    Ne tam kafayı bulurum
    Ne de tam ayık

    Ben olsam olsam
    Balık olurum
    Beyaz duvarda
    Kayıkların altında

    balık saipsiz.
    4 ...
  36. 1243.
  37. sefa geldin yalnizligim,
    sen icimin mahzenlerinde mayalanirlen,
    benim yok saydigim.

    hep en kalabalik zamanlarimda,
    en uzaklarda sandigim.
    seni unutmak isterken,
    kendimi unuttugum,
    sonra da zokayi yuttugum.

    yalnizligimmm,
    ahhhhh, yalnizligim!
    gel otur iki gozum.
    sokulayim koynuna,
    kiprasma gireyim karanlik dehlizlerine,
    kayboldugumuzu bilmesinler,
    hem ne kadar kaybolursak,
    o kadar iyi.
    yeme dedim hepsini,
    bana da birak mercimegi!
    5 ...
  38. 1244.
  39. hadi gel artık şımarık
    yeter gel artık
    süresi uzadı, uzadı bu ayrılık
    yatağımda boş bir yer var
    bir de boş bir yastık
    yeter artık şımarık, yeter gel artık
    çerez olduk çocuklara
    sen çekirdek
    ben fıstık
    yeter artık şımarık..
    gecelerce göklerden yıldızları topladık
    saksılara diktik
    yıldızlar çiçeklensin diye
    yıldızlar çiçek açtı şımarık
    yeter gel artık..
    3 ...
  40. 1245.
  41. Aynı perde

    işte yine aynı perde
    Yalnızlık yine, bıraktıgın yerde
    Bir hayaldi, geldi geçti
    Daldın yine, amansız derde

    Bir an buldugunu sandın
    Oysa bir karartıya kandın
    Bir rüyaydı gördüğün
    Ve sonunda uyandın

    Ne bitmeyen karanlık
    Ne gelmeyen aydınlık
    Degişmedi hiç biri
    Zamandı değişen, bir anlık

    Kuytuların aynı toz duman
    Korkuların aynı çok yaman
    Gittiler, sen gidince onlar da
    Ve döndüler, döndüğün zaman

    Bir düşün peşine düştün
    Bir düşünle öpüştün
    iki avcunda agır başın
    Şimdi düşün de düşün.

    düşen ve düşünen saipsiz
    3 ...
  42. 1246.
  43. nokta nokta nokta

    Tek kelime etmemeliydin oysa
    Duymamalıydı, bilmemeliydi seni
    Aynı şarkılarla geçmeliydi günün
    Aynı akşamlarda, aynı karanlıkta

    Neyi değiştirdin şimdi?
    Zamanı mı, mekanı mı?
    Neyi dönüştürebildin
    Ölümü mü, hayatı mı?

    Bir kaç kırık daha kalbine
    Bir kaç yara daha tenine
    Ne ekleyebildin daha
    Matemden başka matemine

    Şimdi sus, ve dinle geceyi
    O bilir, anlatır geleceği
    Belliydi bu rüyalarının
    Seni mecnun edeceği

    Başındaki yastık taştan
    Kaçamazsın gözündeki yaştan
    Düşünme hiç boşuna
    Başlayamazsın, yeni baştan.

    başlayamayan saipsiz
    4 ...
  44. 1247.
  45. an geldi

    kırılgandır aşık
    kemirgendir aşk

    an gelir,

    ne kemirecek aşk
    ne kırılacak aşık kalır

    an gelir,

    buraları, bir rüzgar
    buraları, bir sessizlik alır...

    sessiz saipsiz
    3 ...
  46. 1248.
  47. delik gece

    milyon ton taşıyorum içimde
    taşıyamıyorum hem taşırıyorum
    uykularım hep ıslak biçimde
    derin sulardan sıçrıyorum

    bu gece delik
    sabaha varmıyor sonu
    bu bir delilik
    taşımak milyon tonu

    saipsiz
    3 ...
  48. 1249.
  49. güneş doğuyordu
    çiçekler açıyordu
    sonra arılar gelip çiçekleri buluyordu
    sonra insanlar gelip arıların balını buluyordu
    sonra toprak gelip insanı buluyordu
    sonra toprak yeniden çiçek açıyordu
    herşey olması gerektiği gibiydi.
    etrafımızda bunlar olurken bizler ne yapıyorduk ?
    o yuvarlağın üzerinde durmadan sınırlar çiziyorduk
    benim toprağım seninkinden daha kutsal diyorduk utanmadan
    bunu gerekçe göstererek savaşı icat ediyorduk
    halbu ki kuşlar uçarken veya
    çiçekler açarken yer ayırt etmiyorlardı
    ortak bir payda da buluşabilmeyi başarmışlardı akılsız canlılar
    ya bizler yani her defasında oksijen alıp karbondioksit salanlar?
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük