sözlük yazarlarından şiirler

entry5574 galeri47 ses1
    1075.
  1. yaşam ağrısı

    bildiğim bütün dillerce
    ana dili gibi
    sustu...
    konuşmadı hiç
    adım dudağında açan en güzel güldü oysa
    ellerimde hala dikenleri olan
    bak
    dün gece kan kusup yarabandına sakladım gülüşlerimi
    yapamayacağım
    al bu boyalı camdaki yalancı şairi
    sana uzanan dallardan düşen yapraktır bilirim
    yangınların son perdesi, küllerim

    gökyüzü yalnızlığındayım
    ayaklarımı kollarımı kırasım var
    gec kalmıslıklarıma, erkenlerime...

    bilirim geçer bunlar
    duman duman savrulup, kalmayınca basılacak gölgem
    yersiz yurtsuz teselliler dolunca avuçlarım
    toprağımda sularım özlemi
    özlem de biter aşk da
    bende...

    bir dağ başı intiharı kadar sessiz
    masum
    yalan

    bu şiiri hiç yazmadım sana
    okumadın say

    ne zaman örtsem üstümü
    deli bir rüzgar gibi esiyorsun
    yasaklı düşlerimin
    büyük yeminlerinde
    ne cabuk geldi kış?
    hangi kardan adam dayanır bu soğuğa
    yaz ortasında

    yoruldum
    kırıldım
    dallarımda cocuk mu sallanır şimdi

    suçlarının konuğu kelepçelerine
    ev sahibi zayıf bileklerim

    unut bu şiiri
    bir gemi yap koy sularına
    hiç değilse maviden olsun sonu.

    ...
    *
    4 ...
  2. 1076.
  3. sözlükteki duygusal terminatörlerden güfteler olarak da bilinir.

    ah içiimden şiir yazasım geldi, seni gidi huysuz ilham perisi seni...!

    ben sana ne ettim biriciğim
    sense kırdaki bir çiçektin hemiciğim
    neyüdü bizi bizden alan
    kovalasın seni bedrettin dalan.

    hadi lan ordan!
    3 ...
  4. 1077.
  5. günün ilk ışıklarındaydım..
    şehir uykunun kollarına yatarken..
    ben seni daha da çok sevmeye hazırlanıyordum..
    fakat sen her an benden daha fazla nefret etmeye hazır gibi öylece
    kalbimdeki yerini koruyordun..
    bu yüzden sustum..
    içimde bir yerde karanlıklara düşen bir ben vardım..
    sonra günün ilk ışıklarını gören tek insan gibi öylece kaldım..
    birden fark ettim ki sen bu büyük şehrin
    ben uykudayken kemiklerimi yakan zarif ve güçlü ışıklarındaydın..
    bari gözyaşlarımın içinde parlama diye ağlayamadım..
    1 ...
  6. 1078.
  7. gitmek mi kalmak mi daha zor
    yoksa tembel tembel bağdaş kurup
    avanak avanak oldugun yerde durmak mi?
    işte esas mesele bu gersi teferruat
    sarhoş olunan bir gecenin sabahinda
    boşalan kadehlere sorulacak soru bu
    gitmek kalmak durmak mi..
    2 ...
  8. 1079.
  9. Çok iç çekişli, nefret yüklü, ve az denizli bir istanbunalım günüydü, aynada kendimi izledim uzun uzun, uzandı sonra elim usul usul kaleme, kalem elimde eğilip büküldü, ve satırlara şunlar döküldü:

    Vaat etmediği günler hakkın

    Gerçek sandıgın ne varsa aslında yalandır
    Yalan bildiğin ne varsa aklında kalandır
    Sevdiğine sarılmak değildir ki aşk
    'Sevdiğim' diye, yastıga sarılmandır

    Bilirsin ki; aşk, ateşten gömlektir
    Baktıgın her yerde o yüzü görmektir
    Gerçeği değil, hayali sevmek
    Ve bir hayali sevmek, bir hayli ölmektir

    Zaman ince bir elektir
    Seni içinden geçirecektir
    Derin çizgiler bırakıp acımadan
    Yüzünü aynalarda, eskitecektir

    An gelecek, kurşun derinde
    An gelecek, bıçak elinde
    Bazen güneşle güleceksin
    Bazen kan olacak gözün ferinde

    Sızılı aşkların olacak, sana hükümran
    Yalnız bir adamsın, sessizce haykıran
    Kimsecikler duymayacak bazen seni
    Bazen senin çığlıgın olacak semayı ayıran

    Yara bere içinde, kıvranacaksın ama
    Yine de sahip çıkacaksın acına
    Karanlık şafaklarda asacaklar belki seni
    Ama sen, ağlamadan çıkacaksın, dar ağacına

    Bin kere öldürecekler seni
    Bin kere doğacaksın yeniden
    Mahsuna döndürecekler seni
    Kardelen olacaksın yeniden

    inan bana saipsiz benliğim
    Yalan değil söylediklerim
    Doğacak, sana vaat etmediği günler hakkın
    Doğacak, bin bir umutla, uykusuz beklediğin

    uykusuz saipsiz

    düzeltme: imla.
    6 ...
  10. 1080.
  11. yine bir istanbunalım günü, yine aynı akşam üzeri can sıkıntısı, yine aynı renkte bir boşluk, yine tuhaf bir sarhoşluk, gözlerim usulca uykuya daldı, ve gördüğüm rüyadan şunlar aklımda kaldı:

    Aşkın yolgeçmeyen hanı

    Tabanı tozlu, tavanı salkım saçak
    Gelenlerin kimi aşık, kimi kaçak
    Sanırsın ki 'dokunsam' yıkılacak
    Bir viranedir, yol geçmeyen hanı

    Adını yoldan alır, kimse geçmez çünkü
    Dedim ya bir iki aşık, birkaç, kaçak
    Yok mesela bu gün gelen, onlar dünkü
    Kimse de gelmez artık, kapılar kapanacak

    Buraya gelenler bilir birbirini,
    Birkez olsun konuşmasalarda
    Aydınlatır mumlar burda dibini,
    Erirler şişe içinde, loş masalarda

    Denize yakındır hanımız
    Gelir kokusu denizin
    Bir erkek, bir hanımız
    Bu köhne han ikimizin

    Aşıktık, denize doğru kaçıyorduk onlardan
    Kaçıp evlenemeden vurdular bizi
    Saplandı kurşunlar sırtımızdan
    Denize varmadan ayırdılar ikimizi

    Bizi öldüğümüz yere gömdüler
    Bu hanın altında cesetlerimiz
    Sonra titreyerek bizi gördüler
    Gömülmeden birleşti bedenlerimiz

    Nihayet aşkı silemediler,
    Vardı bir yerlerde kaçak
    Vursalarda öldüremediler
    Aşk hep yaşadı, hep yaşayacak

    Hayalidir yol geçmeyen hanı
    Hayaletim mesela bendeniz
    Kayıp bir yol üstü, koyu bir deniz yanı
    Kaçak ve aşıksanız bekleriz

    hayalet saipsiz
    3 ...
  12. 1081.
  13. Bulutsuz fakat kapkara bir ankara, içimde fırtınalı bir paranoya, aklımı kemiriyor, saat gece 03, hızlı adımlar nereye gittiğini bilmiyor, sakarya caddesinde aklım bir soruya takılıyor:

    SevişmişLer miydi?

    Kan bürüyor gözLerimi
    DeLik deşik oLuyorum
    Sokak doLusu ihanetLeri
    Sert adımLarLa yarıyorum

    SevişmişLer miydi?...

    Allahım çıldırıyorum
    Kan ter içinde yanıyorum
    Allahım ölüyorum
    Kendi öfkemde eriyoruM

    SevişmişLer miydi?....

    Bir şimşek gibi çakıLıyor akLIma
    Elim dilim ayakLarım,doLaşıveriyor
    KapakLanıyorum,simsiyah korkuLara
    DehşetLi kızgın,eLemLi,kırıLgan,yanık

    Tüm dünyayı bir kaşık suda boğmak
    Ve kaşığı yanan Bağrıma sapLamak
    Aşkı,sevgiyi,şefkati,merhameti
    Ne varsa güzeL oLan,Ne varsa Sana dair
    Tek kurşunLa vurmak

    Bu akLa geLince,hepsi zor
    Tek kader, yanarak yok oLmak

    SevişmişLer miydi?...

    by saipsiz.
    3 ...
  14. 1082.
  15. Kıpkırmızı kefenim.
    istediğim değil ki bu son.
    Olsun bir nedenim.
    Bilmeliyim,
    Bitti mi geçmişim?
    Silindi mi kötü izlerim?
    Silindim mi ebediyen?
    Bir siluet miyim artık?
    Bir gölge imiş,
    Söylediler bıraktığım.
    Amaç yok, sevgi yok, sen yoksun.
    Anladım.
    Son bir isteğim var.
    Kalbinden at.
    Onlar istemediğin yarınlarım.
    Şimdi izin ver.
    Huzura kavuşmalıyım!
    2 ...
  16. 1083.
  17. DEĞiŞMiŞSiN
    Resimlere baktığımda gördüğüm sen değilsin.
    Değişmişsin.
    Uzaklardasın, beni bıraktığın bu yerden.
    Uzaklaşmışsın, neden?
    Ben de mi çok değiştim?
    O günden sonra.
    Hiçbir şey aynı değil zaten.
    Senin anın yanında eridi ne varsa.
    Kendimi bulamadım boşlukta.
    Arayamadım yoktu fenerim.
    Aramadım da.
    Gerçi,
    Sen bunları görüyorsun elbet.
    Uzaklığın, bilmeden yaptığın.
    Sana anlatamadım.
    Öylesine dalmıştın ki aşka.
    Öyle bir karmaşadaydın.
    Dokunamadım!
    Sitem değil,
    Anlatmaya çaba harcadığım.
    Acı da değil.
    Sadece seni kaybetmek,
    Yaşamaktan kaçındığım.
    Ve kaçamayacağım,
    Sanırım!
    1 ...
  18. 1084.
  19. şarkı güzel ama yalan söylüyordu nilüfer dayanamadım...

    erkekler ağlamaz... mış...

    Kim söyLemişse yaLandır
    Kim demişse bu sözü
    Derya deniz oLur erkeğin gözü
    En çok erkekLer ağLar

    Vurur başını duvarlara
    Sürer yolunu dağlara
    Ferhat olur uğruna
    AğLar erkek şirin için

    ÇöLLere düşer yoLu
    KesiLiverir soLuğu
    Ateş oLur sağı soLu
    Yanar mecnun LeyLa için

    Kimse bilmez nerde nasıl
    Yaşlar akar usul usul
    Bilmem kaç ayrı fasıl
    Ağlar erkek için için

    Hiç ıslanmaz sanmayın yanagı
    Titrer çenesi, gözler kan çanağı
    Bu onun en mukaddes tutunağı
    Ağlar erkek biçim biçim

    Kim söyLemişse yaLandır
    Kim demişse bu sözü
    Derya deniz oLur erkeğin gözü
    En çok erkekLer ağLar

    by saipsiz.
    5 ...
  20. 1085.
  21. yaşlar süzülmekte
    gözlerimden kalbime doğru
    sessiz, sakin, feryat etmeden
    inceden inceye sızlatan cinsten
    can yakan değil de
    hani şu kalbi ağrıtan..
    isyan etmek mi hayır sanmıyorum
    kadere bir kızgınlık olmalı
    belki de sadece biraz kırgınlık..
    herşey olması gerektiği gibi aslında
    tren çok zaman önce kaçmıştı zaten
    onun tren olduğunu bile anlayamadan..
    bilemezdin zamanın bir göz açıp kapatmak olduğunu
    tahmin etmezdin uyandığında olanların olduğunu.
    gaddarmış, acımasızmış ama vefalıymış zaman
    bir yandan kanatırken içini
    bir yandan da sararmış yavaş yavaş
    olanlara aldırmadan..
    geriye kalan ise kalbin ve gömdüklerin
    miyadı dolmuş sevgin
    donmuş karelerdeki modası geçmiş umutların ve
    yaksan da asla kalbini ısıtamayacak hayallerin..

    *
    1 ...
  22. 1086.
  23. doğrular ezberledim,
    hepsini sizler öğrettiniz bana,
    teşekkürler,
    ve sonunda tanıştım hayat denilen naneyle,
    ve artık herşeyi biliğimi sanmıyorum,
    çünkü,
    doğrular doğrumular diye sorabiliyorum kendi kendime,
    geç kaldığım için biraz kızgınım, biraz da üzgün.
    2 ...
  24. 1087.
  25. biz...
    artık bu zamirin dışına çıkamayız.
    sen, ben, o gibi zamirleri eledik.
    ve biz olmanın en güzel yanıda
    birbirimize yalnız olmamayı hediye etmiş olmamızdır.
    gülümsememize yada mutlu olmamıza en büyük neden 'biz'...
    3 ...
  26. 1088.
  27. Şairler severmiş sarhoş yürümeyi, Yalnız ve geceleyin
    Severlermiş türlü hayaller görmeyi, Böyle bir anım var, dinleyin:

    sarhoş macerası

    Bir akşam deniz kenarı
    Taşlayarak martıları,
    Yürüyorum kumsaldan
    Geçiyorum (kum)salını salını

    Ekmek, şarap ve sen şarkısını
    Bağıra bağıra söylüyorum
    Unutunca birden, bir kıtasını
    Yine nakaratına dönüyorum

    O gün felekten bir gece çalmışız
    Kafamız güzel yani hafiften
    Sonra evlere dağılmışız
    'Felek peşinde' diyor bir ses, içimden

    Dalmışım yürürken eski aşklara
    Dalmışım memleket meselelerine
    Selam verirken laz uşaklara
    Şöyle bir ugradım teknelerine

    Konuştuk öyle havadan sudan
    'Saat dört olmuş' dedi dursun
    'Ben kalkayım' dedim usuldan
    'Muhabbetiniz bol olsun'

    Aynı şarkıyla bana yol göründü
    Sen'i çıkardım şarkıdan
    Kaldık; Ekmek, şarap ve ben
    Bir de sabahın dördü

    Kafamın içinde bir ısırgan otu
    Kendi topragını kendi suluyor
    Karanlıkta dehşetli bir korku
    Yakınlarda aç bir köpek uluyor

    Kapkara duyuyorum sesleri
    Ve yüzümde kapkara eller
    Ensemde bitiyor nefesleri
    Peşimden koşuyor ölüler

    Kapıyorum gözlerimi, mezar taşı
    Açıyorum gözlerimi, önümde sırat
    Ya azrail, ya arkadaşı
    Bu gördüğüm donuk surat

    Sarhoşluk yapmaz insana bunu
    Hem o kadar içmedim ki ben
    Göremiyorum fakat yolun sonunu
    Gördüklerim de hayal zaten

    Ya bir duvar, ya bir ağaç dibi
    Aldırmadan azrail ve arkadaşına
    Sızdım oracıkta ölüler gibi
    Koyup başımı hayali mezar taşına

    Uyandım ertesi gün, alnımda güneş
    Şıçmış üstüme taşladığım martılar
    Bir parkta uyandım, üstüm başım leş
    Bir kaç arkadaş beni zor ayılttılar

    ayılan saipsiz
    7 ...
  28. 1089.
  29. aşkını al da git,
    beni öyle sevdin ki,
    seni sevmek yanında hiç kalıyor.
    bırak beni yalnızlığıma,
    yollardayım,
    cılız bir gece lambasında,
    hayalimdeki adsız kadını arıyorum.
    2 ...
  30. 1090.
  31. beni seviyorsan, beni sevmeyeceksin,
    çünkü ben, seni sevmek istiyorum.

    by kardiyak
    2 ...
  32. 1091.
  33. akın akın yaşarsın ya hayatı, bol köpüklü, bol dalgalı,
    sonra alev alev yanar dudakların susarsın,
    gün gelir bıçak açmaz agzını, lal olur dilin susarsın
    bir bilinmez el, alır gövdenden canını, unutur kalırsın birden, o şergüzeşt hayatın encamını....

    Sergüzeştliğim

    Süzülerek indi yanaklarımdan
    Yerde bir avuç birikinti şimdi
    Beni yağmurlarda koşturan
    Ateşli ve cesur sergüzeştliğim

    Taş oluyorum, kuş iken
    Ağır bedenim ve kifayetimle
    Kendi kendime ihanetimle
    Düşüyorum gökyüzünden

    Düşüyorum tanyerine
    Tam yerinden cehenneme

    by saipsiz
    5 ...
  34. 1092.
  35. içerim arkadaş bir allahın kulu diyemezki neden.
    hep içerim ben kimse yargılamasın içimi bilemeden.
    kahpeliği unutturacak başka ilaç var mı sanki?
    başka acı vermeden bütün acıları son bulduracak.
    çeker giderim alır başımı arada sırada yaparım öyle.
    kafama eser kafama namlu dayarım ama tetiği çekemem.
    haykırırım ağız dolusu küfürleri saydırırım.
    çok bozuksam kendi kendime jiletle saldırırım.
    tüm zararlı maddeleri tasvip etmem uygularım.
    beni bu hale düşüren lanet olası duygularım.....

    imza..
    1 ...
  36. 1093.
  37. ben en çok kuşlara imrenirim, kanatlarınla dilediğince yaşamak lüksüne sahipsin özgürlüğü, o yüzden ne vakit bir kuş görsem, yerde ahmakça duran, kızar söylenirim.

    Kuş gibi...

    Kuş beyinli kuşlar,yine yere konmuşlar
    Bende olsa o kanatlar,konar mıydım hiç
    Uçmak varken en derin maviliklerde
    Dönüpte yeryüzüne bakar mıydım hiç

    Yorulup kanatlarım,düşmeden yere
    Kafa tutmazmıydım en hoyrat yele
    Akşam olup ta güneş battı diye
    Bir yalnız ağaçta tüner miydim hiç

    Konmak lazımsa da illaki bir dala
    Bu kuşlar gibi olmazdım budala
    Kanat kanat bir sürüyle yanyana
    Cılız bir kavakta durur muydum hiç

    Bulutlu kayalığında bir deniz kıyısının
    Şırıl şırıl bir dalga sesi duymadan
    Bilmeden keyfini ,serin ,ferah uyumanın
    Kuş gibi cıvıl cıvıl olur muydum hiç

    by saipsiz
    5 ...
  38. 1094.
  39. Her Şeyde Sensizlik var...

    Gidişin iyi olmadı,ne yalan söyleyim
    Her şeyde sensizlik var biraz

    Yangınlı kabuslarla delindi uykularım
    Dehşetli baş ağrılarıyla uyandım
    Sende kaldı bütün tutkularım
    Kırıldı kanadım,yarım kaldım

    Çoğaldı buraların karanlığı
    Sabahlara çıkamaz oldum
    Faydasız kalbimin pişmanlığı
    Yalnızlığa sarılıp öldüm

    Rüzgar bile girmiyor açık pencereden
    Giderken,onu da almışsın demek
    Bir güzel koku gelmiyor tencereden
    Hasretin ekmeğim oldu,özlemin yemek

    Çisil çisil bir yağmur var dışarda
    Gelsen şimdi birden,el ele yürüsek
    Yalnızken garip bir hal var yağmurda
    Her damlası korkak,her damlası ürkek

    Tuhaf bir boşluk sardı her yanı
    Korkarak yaşıyorum
    Aklımdan çıkmıyor hiç bir anı
    Seninle dolup taşıyorum

    Gidişin iyi olmadı,ne yalan söyleyim
    Her şeyde sensizlik var biraz

    by saipsiz
    7 ...
  40. 1095.
  41. Düşüp dizlerini yaralamak gibidir hayat
    Oysa o günü ağlayarak bitirmeyi planlamazsınız sabah hayatınızın en güzel uykusundan uyandığınızda
    En sevdiğiniz şeyi yaparken çıkıverir o taş
    Görmezsiniz
    Takılır düşersiniz
    Kanayıverir dizleriniz
    Ağlamak isteseniz de zordur ağlamak
    Gözleri dolar önce
    Boğazda düğüm olur
    Bir insanın en mutlu anıyla en mutsuz anı bir olur mu?
    Benim ki oldu
    Düştüm kanadı dizlerim
    En mutlu anımda
    Ağlamadım
    Ağlayamadım
    Sonra durdum
    Yaşamadın bunca yıldır sen dedim
    Yaşamamışsın ki
    Bu sefer tutma gözyaşlarını
    içinden geleni yap son bir kez daha
    Sonra yine eskisi gibi ol
    Tut kendini
    Sakın salıverme
    Sakın kapılma rüzgarla..
    2 ...
  42. 1096.
  43. ikinci tekil şahıs sebep olmuştur hep, 1. tekil şahsın yaLnızLığına, 2. çoğul şahıslara hitaben, sözüm 2. tekil şahısa:

    Ben...

    Ay düşecek denize birgün
    Sana beni anlatacak yakamoz
    Sen yine deli yangınlara sürgün
    Hiçbir ateş, seni ben gibi yakamaz

    Gözlerim kalır ellerinde
    Avcunda sıkar parçalarsın
    Ellerim kalır gözlerinde
    Beni kendi avcumda ararsın

    Ateş olurum baktığın yerde
    Beni güneşten sanırısın
    Karanlığın dondugu yerde
    Beni ışığımdan tanırsın

    Kalbindir sanma sakın
    Benim, göğsünde vurup duran
    Sana senden daha yakın
    Benim, seni sana vurduran

    Koparamayacaksın etinden
    Cüzzam olup saracak vücudunu
    Cayamayacaksın niyetinden
    Yoracak tüm benliğini ve ruhunu

    Her şarkıda adım geçecek
    Ben akacagım yaş yerine gözünden
    Gözlerin hep beni görecek
    Yüzümü seçeceksin, herkesin yüzünden

    ben saipsiz.
    5 ...
  44. 1097.
  45. daha dün gibi hatırlarımda, derin derin iç çekerim, bu iç çekişler getirmezler bana serseri zamanlarımı, bende şiir yazarak anlatırım, o zamana dair anılarımı:

    Serseri zamanlarım

    Ne nasihatten, ne tektirden anlarım
    O benim serseri zamanlarım

    Kendi korkumu yediğim akşamlarda
    Evden kovulup yatmıştım damlarda
    Serserinin biriydim işte
    Daha on beşinde, yahut on altısında

    On yedime girdiğimin ilk günü
    Komşu mahalleden esmer bir kıza tutuldum
    ilk o gün açtım aşkın sürgüsünü
    Sonra kendimi her sabah, ayrı tende buldum

    Denizler şaraptı o zamanlar
    Sahilden geçsem sarhoş olurdum
    Kim dinlerdi ki beni, kim anlar
    iskele uçlarında öylece dururdum

    (delilerle birlikte otururdum)

    Ağladığım olurdu bazen bir kız için
    Yahut yenildi diye tuttuğum takım
    Tuhaf hayaller kurardım, bilmem niçin
    Sonu hep hüsrandı, hepsinin sonu yıkım

    En çok anneme üzülürdüm
    Çünkü en çok o üzülürdü bana
    Onu hep ağlarken görürdüm
    Yahut korurken beni, babama

    Çok dayak yerdim,
    mahalle arası kavgalarda
    Maçlarda alırdım intikamı
    ''saipsiz.... ve top ağlarda''

    Böyle geçti o günler
    Çok hüzünlü, çok neşeli
    Mazide kaldı dünler
    Çook oldu görüşmeyeli

    Gün geldi derken
    Geldi çattı geçim derdi
    Ayrıldım, doğdugum şehirden
    Gurbet, üstüme hasreti serdi

    Şimdi birer anıdır,
    Cigara içerken gözümü yakar

    Dumanlı dumanlı hatırlarım
    O benim serseri zamanlarım

    by Saipsiz
    5 ...
  46. 1098.
  47. hayat hep gülümsemiyor insana
    yine de sen gülümse inadına...
    acı azalabilir belki ama
    özlem asla...

    iyi ki doğdun!
    iyi ki girdin hayatıma...
    herkes için herhangi biri olabilirsin ama
    benim için değerlisin.

    yanlış zamanda, yanlış kavşakta kesişse de
    yollarımız,
    merak etme
    seni hiç unutmaz bu kız...
    1 ...
  48. 1099.
  49. Bekledim ölesiye, hünerli.
    Usturasında özlemenin kirli sarıydım.
    Son yazını düşündüm ömrümün,
    En çokta sonunu yalnızlığın..

    Ben anlatmaya başladığımda,
    Uykusuz bölünmüşlüklerde,
    Simyalarına düş biçiyordum kelimelerin;
    Elleri ile henüz tanışıksız idim.

    Ben açık suları() anlatacaktım size?
    Ufuklarımdaki huzursuz cennetlerin,
    Sergüzeştime eşlikçi albatrosların dirilişini(mi).?
    Elleri ile beni tanıştırmadan önce!

    Biz öyküsüne geri dönelim şiirin..
    Umulanın aksine pruvamda bir kör kelebek,
    Saniyelerin dönencesinde devrilirken asırlar,
    Eksiltiyordu atlasından ölümlü geleceğini.

    Burçlarına gerilirken çöl kalelerimin gün yıldızları,
    Unuttum geride kalan yolu ve çıngıraklarını habercilerin.
    Sislendi ormanlar denize doğru ve gün ışımadan önce,
    Elbet yeniden yosun tutacaktı ölü meşe gövdelerinin kuzeyi..

    Bilgeliğine soyunup baykuş yüzünü unutarak güzelliğin,
    Umut tacirliğinin armağını ilk zeytin ağacının fışkırdığı,
    Sarp kayalığa saklayacaktım çelimsiz gövdemi.
    Esir düşen tanrıçaların atlarına kanımı içirecektim..

    Ben size aşktan() söz edecektim?
    Uyuşurken göğsüm alıkoyucu bir başınalığımda,
    Sesinde erirken benliğim ve yırtarken yazılarımı,
    Etini nasıl kanattığımdan() yalnızlığın..

    Bir sevişme sonrası mecalsizliğinde,
    Ukteler aynı, aşk aynı aşksa;
    Sükun aynı, huzur aynı huzursa,
    Emindim ve önemi de yoktu artık yalnızlığın..

    Biz öyküsüne geri dönelim şiirin..
    Umulanın aksine cehennemin yüzünde yanıyordu duvak,
    Sorular soruluyordu arafta her firariye ve sanılanın aksine,
    En derin kuyular hiç korkmayanlar için açılıyordu..

    Ben bir düşteki kalabalığı anlatabilir(miy)dim size?
    Ukte kalmışken kardeşlik ve tenhaya çekilmişken aşk;
    Siz henüz uyanmamıştınız fısıltı kulelerinizde,
    Esası usulden bozan yasaları vardı kitaplarınızın..

    Bazen hayallerime yenik düştüğüm sabah ayazlarında,
    Ustalaştırırken kafesinde hür atan yüreğimin ayrılıkçılığını,
    Suskun yüzünü özleyerek daldığım aksak uykularımdan,
    En büyük sırlarını keşfedip aşkın sıçrayarak uyanacaktım..

    Bekledim onu, ölesiye hünerli.
    Usulsüzlüğünü giyinip olur olmaz susmaların,
    Süsleyerek sıralı sırasız sessizlikleri,
    Eksilip artarak aşktan, bekledim..

    Ben hep öyküsünden dönemediğim şiirlere sığınırım..
    Uğurladım artık esmer bir avazla orta yerinden kırık sessizliklerimi,
    Sonra düşünce kaleleri yalnızlığın, onun sevdasına soyundum usulca.
    Elinden masalını düşüren çocukların telaşıdır şimdi busesinde gizlediğim..

    * *

    06.06.2006 / 03:40
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük