Bir gülüşle süslenmiş ansız bir vedaymış meğersem ansız bir akşamüstü hayalin
Bense yüzlerce ihtimale yorarak kara bir sevda bellemişim adını
Oysaki bilsem ciğerlerime işleyene kadar nefes nefese çekerdim kokunu
Henüz yanımdayken
Oysa yolu uzatmanın binbir türlü bahanesi vardı
Bilmeden tek solukta iniverdik yinede koca yokuşu..
Kara bela gibi çöktün üzerimize
Amına koyayım ben senin be
Piyasa piyasa dedin siktin bizi
ibneliğin lüzumu yok be
Tanrı tarafından yollandın dimi
Ama komünizm adamın dibi
Lan 3 liralık şey 5 mi olur
iyiliği götürdün pis obur
Zaten bu hayat çekilmiyor
Madem öyle sik beni buyur.
henüz kurulmamış bir hayal bırakın bana.
en karanlık geceme ışık,
en çaresiz anımda ummut olsun.
bazısı için intihara sebep,
benim için yaşama sevinci olacak.
belki ölümü bile unutturacak.
bir hayal bırakın bana henüz yıkılmamış olsun.
Şiirleri düşürdüm rüyalardan
Uyurgezer bir küfür var dilimde
Yerçekimsiz karanfiller döküyorum
Karın üzerine...
Sesim soğuk
Küfrüm yerçekimine yenik.
Şiirlerim karanfillerin zerresi olmuş
Kar beyazı vesile...
Demirden duygularını yoğuruyor
Ufuk çizgisinden ocaklarında akşam
içeriye doğru çöken iç aleminde insanın
Altın yayın balıklarına benziyor
Cenneti kaçırmışcasına sönen umudu..
Duran ve koşan her yolcunun otobüsü yanaşıyor
Gece ilerledikçe
ilerleyen saat tekrara düşüyor
Sanatını yitirmiş bir müzisyenin ellerinde, sanki...
Bir uçurum duruyor gecenin ortasında
Gözleri belli belirsiz
Elleri titrek
Kayaklıklara benzer dudaklarıyla
Sabaha dek sevişmeye çağırıyor..
her şey uçuşuyor siyah rüzgarda
sarı saçların , yeşil gözlerin
bunca güzel şeyi bir arada düşünen tanrı
kahve kokusu gibi kedin geçiyor yanımdan
limon kokusu yayılıyor arka bahçeden
hep bakmaya korktuğum arka bahçe
çöpler ve ağaçlardan başka bir şey olmadığını görüyorum
gerçekleri görmeye başlayınca anlıyorum
hiç mutluluk kalmamış bende
babama koşuyorum hemen.
Gece örtüyor üstümü usul usul,
Rüzgarlar aşındırmakta hayallerimi,
Bir damla düşüyor toprağa birden,
Odamda yankılanan hıçkırık mı, yoksa yağmur sesi mi?
bana neden ağlıyorsun diyorlar,
neden gözlerin yaşlı diyorlar,
değmez kendini öldürmeye diyorlar, sabret geçer diyorlar,
sabahlara kadar nefes alamadığımı anlamıyorlar..
anlamıyorlar.. sanki onlarda bunu yaşamamış gibi anlamıyorlar..
grip olduğumu anlamıyorlar aq.
Hislerim çocukluğumu taşıyan soba gibi,
Duvarlarına yansıyor eflatuniden bozma bir kırmızı ile,
gözlerinin kestane rengi,
hislerimin sıcağı ve çocukluğum ile harmanlanıyor.
dipnot : eflatuni osmanlı da imkansız aşktır.
soba ateşinin duvara yansımasını betimledim tşk.