Sen benim güneşimsin
Ben senin dünyan
Sen bana yaklaşsan biraz
Ben de hayat kalmaz
Uzaklaşıyım desen
Donarım ben senin yokluğunda
Ya kendimi kelebeklerin
Sevgiliye ulaşmak için
Kendi hayatlarından vazgeçmesi gibi
Yakacağım üzerimdeki hayatları
Ya da senden uzaklaşıp
Bırakacağım kendimi
Bendeki buzullara
Gördüğün gibi
Her iki durumda da ben varım
Ama sensiz bende hayat yok hayat
Sensiz bende hayat bana bayat
Aramızda Yaradan ın koyduğu
Öyle güzel öyle nizami bir mesafe var ki
Ben seni her gündüz görmeyi sevdim
Her gece seni düşünerek uyudum
Aramıza bulutlar giriyor bazen
Bazense ay
Ama hepsi gidiyor sonra
Sadece sen ve ben
Ve sen bana hayat veriyorsun
Bana benzeyen hiç kimseye
Vermediğin enerjiyi bana veriyorsun
Ama sen beni herkes gibi görüyorsun.
ayriyeten şu söz: Senin gözünden düşen her bir damla yaş benim ömrümden bir yaş eksiltir.
Siktir et dedi kalem,
yazma dedi kağıt,
ve ağladı şair,
Ve anladı şair,
Nasılsa bunun da kıymetini bilmeyecek o orospu.
diye geçirdi aklından,
Yırttı kağıdı, kırdı kalemi,
Nihayet soktu aşkın gözüne, götüne.
Vuracak yer ararlar seni Türklüğü savununca.
"Demokrasi özgürlüktür." derler, ilk başta şeytanca.
Millet batılın değilde, doğrunun yanında olunca.
Demokrasi, kanun filan dinlemezler, vururlar seni kanunsuzca.
Dini çıkarlarına kullananlar vardır, münafıklık eden.
iftiracılar vardır, ilk vahiyi oku olan Kur- an'a,
Gurursuzca, ahlaksızca "gericilik, cahillik." diyen.
Nice insanlar var çıkarları için yalan söyleyen.
Hainler vardır, Lenin'in komünizmine boyun büker.
inananların ise, yalnızca secdede alnı yere değer.
Hainler vardır, Amerika'nın kuklası olmak için şerefini ezer.
Bozkurtların şerefinin yanında, hainde şeref ne gezer?
Türk olduğun için düşman olurlar soyuna.
Bir an bile düşünmeden kastederler canına.
Ataların gerekeni yapmıştır çünkü onlara,
Bu düzen devam ederse, Türk'ün bahtı kara.
Bahtı ak yapmak için şafağa doğru koş!
Hak Yol islam'dan başka değildir hiçbir şey hoş.
Fikir hapishanesinin lambaları loş mu loş!
Bilimde her daim ilerle, cahillik çok boş.
ıssız bir yolda sıkıştırıp, kanatırlar burnunu.
Sokak lambasının ışığında bıçaklarlar boynunu.
Gülümseyerek Mevla'na teslim edersin ruhunu.
Kimse bilmez ama, Mevla'n bilir durumunu.
Zafere gittiğin yolda bu durumlara alışmalı.
islam'da birleşip, Bilimle ilerleyerek bu zorluklar aşılmalı.
Heryere ihracat yapılmalı, Türk'ün malı.
Ümmet için, millet için hiç durmadan çalışmalı!
Güneşe ihanet ediyor Antalya'nın havası.
Sen de yaptığın ihanetleri anlatıyordun,
Bu kadar çabuk mu bitti? Nerede dahası?
Senin bu yaptıkların, iki yüzlülükten bile fazlası.
Düşünmüye devam ediyorum da seni.
Düşündürtme kendini, hiç mi sevmedin beni?
Gözümü kırpmadan, feda edebilirdim sana kendimi.
Sen ise daha da büyültmüşsün, ihanet çeteni.
Beni kendine aşık edip de,
kaçmak bu kadar kolay mıydı?
Gönlümde her gün körüklenen bu ateş de,
Beni sevdiğini duyunca yanmalıydı.
Yıllar önce kaçtığın yollara çıkıp da,
izini sürmeye başladım demin.
Yolda karşılaştığım kar tanesi bile,
Seni sevdiğime beyazlığı kadar emin.
inanmadın mı bana? Görmedin mi gönlü mü?
ihanete batıp da, hor mu gördün gülen yüzü mü?
Her gün aynı şeyler, tekrarlıyorum döngümü.
Batırıp gittin yıllar önce gülümseyen ömrümü.
Şarkılarda kendine geliyor insan.
Bazen bir anı, bir his.
Gözler buğulanıyor,
Anılarda duruyor zaman.
Gökyüzünde beliriyor sisli fotoğraflar,
Fotoğraflarda ise sadece sen...
anlamıyorsun çocuğum..Sen,sen,sana diyorum sana ! bana !
hepimize...
hiçbirimiz hiçbir şey anlamıyoruz.
kör gibiyiz, bakmıyoruz
etrafımıza.
ne olan var ne biten aslında.
bir anlık oyunlar oynarmışız ışığa.
tutsak olmuşuz beden denen bu zindana.
kendimizi bırakmaya korkar olduk A'na.
kulak ısıran bir soğuk gecesinde
brahms dinliyorum kadim ateşin dibinde
gözümün önüne dans eden melekler geliyor
tanrım diyorum; sen ne güzel bir yaratıcısın
tınıları duyuyor musun bataklık nilüferi ?
tınılar senin varlığın için dile geliyor
bir bataklıkta güzel bir çiçeğin ne işi varsa
güzel bir kadının da kollarımda o işi var
telaşım önüm sıra gidiyor
telaşım ,kızınca kafasını eğen çocuk bakışlıdır
biraz korkarak, buz pateni yapar Pazar geceleri
Pazar geceleri ayinler biraz beklemeli tanrım
bir kadın sevmeliyim hemen, vakit geçmeden
adı lena olsun ,nilüfer olsun , orkide olsun
adını söyleyince, telaşımı okşayası gelsin
adı lena olsun ,nilüfer olsun ,orkide olsun
...
Herkesin sustuğu
Yazdan kalma, sonbahardan çıkma bir gün gibiyiz.
Yokuz çünkü.
Birbirimize meyletmeyen kelimeler mi çıkaracak bizi bahara?
Yoksa yüreğin yeşil ışıklar mı yakacak adam?
...
güzel şiir yazamam ama güzel kadınları severim arkadaşlar. bence okumayın zaman kaybı.
Bu gecede şarkılarla dolup
Şarkılarla ağlıyorum
Bu gece de adın dilimden
yüzün gözümden gitmiyor.
bu gece de güzelliğine kaldırdım kadehleri.
o kadehler ellerini hatırlatıyor
ellerin o kadar narin ki
bu gecede hala saçlarımda hissediyorum
ve sen sen o kadar güzeldin ki
bu gece bütün kadınlarda seni gördüm
sanki herkes sen gibi yürüyor
ama sen gibi bakmıyor
ve sen gibi kokmuyordu.
Seni seviyorum ama yarın iş var
Bakma öyle güzel gözlerini gözlerime dikip
Şimdi sana saatlerce bakamam
Yarın sabah Çinli iş adamlarıyla toplantım var
Onlara sempatik görünüp anlaşmayı sağlamalıyım
Biliyorsun saatlerce seni seyredebilirim
Ama sevgilim yarın iş var.
Seni seviyorum ama yarın iş var
Ben de istiyorum sana sarılarak film izlemeyi
Ama romantik bir sahnede öpüşmemiz gerekebilir
Öpüşemem seninle yarın bir sürü hastam var
Onları muayene ederken dikkatli olmam lazım
Biliyorsun nefes almadan seninle öpüşebilirim
Ama hayatım yarın iş var.
Seni seviyorum ama yarın iş var
Gamzelerini göstererek gülümseme bana
Sonra sabaha kadar seni güldürmeye devam etmem gerekir
Öyle tatlı gülme o yüzden yoksa mahalleli aç kalır
Sabah erkenden kalkıp fırını açamazsam
Biliyorsun pervasızca kahkahalar atabilirim seninle
Ama bitanem yarın iş var.
Seni seviyorum ama yarın iş var
Sürme o kırmızı ruju dudaklarına
Dudaklarım dudaklarına şehvetle yapışabilir
Sevişemem seninle yarın maçım var
Rakibin yumruklarına karşı güçlü ve dikkatli olmalıyım
Biliyorsun soluksuzca sevişirim seninle
Ama sevgilim her ne kadar seni sevsem de
Yarın iş var.
ışık saçan gözlerin gecemi aydınlattı.
Bir bakışın dize getirir en yürekli insanı.
Seni gördüğüm ilk günden beridir,
Gönlüm gözlerin sayesinde güzelliği tattı.
Güzelliğini gördüğümden duygularım dağınık.
Ne hissetiğimi bilmiyorum, önümse bataklık.
Hislerini anlatırsan yeniden gelir aydınlık.
Ecel gelene kadar veda eder karanlık.
Bu bataklıktan çıkmam için,
Oksijen ve sen lazım.
Sensiz oksijen, gerçekten anlamsız.
Sensiz yaşamak, küfür kadar maksatsız.
Ömrünü ömrüme verecek sen misin?
Son nefesini verirken yanında olacak ben miyim?
Cevaplansın şu sorular, aç artık gönlündeki sevgiyi.
Dilin çözülsün, duysun kulaklarım ezgiyi.
Kaçmak yol değildir, Kaderde varsa,
Kaza geldiğinde sen bana yârsan,
Sana ulaşmak için tüm yolları yarsam
Elbette ulaşırım, sen beni var sayarsan.
Ben şerefsizlik nedir bilmem, var ama bilen binler.
Sözlerim karşısında onursuz hainler inler.
Sen konuştuğunda ise gözlerim kördüğümler.
Bir bakışınla bu hırçın yürek köşeye siner.
Gözlerinin içine baktığım hergün yarını isterim
Düne muhtaç olursam bir gün ben seni özlerim
Hapşırmak gibisin tutamam içimde haykırdıkça çok yaşarım seni
Sabah olur da güneş doğarsa bu gönle bil ki sanadır açılan bu perde
Gözümü al ki her yer sen olsun.
bir kız var halini bahtında bulan
kahve, rengine kavrulup bürünmüş gözlerine
kirpikleri sanki aşık gözbebeğine
gülünce güneşi uyandıran
ağlayınca yağmura el eden
bir kız var kalbini boşlukta bulan
saçları siyahını gecenin en karanlığından alan
alnı boyna kıskandıran
bir kız var benliğini yara vuran
yüzü semayı kuşatan
ay’ı kendine kul eden
bir kız var öksüz gönlünü yaralayan
medeti yolun sonunda arayan
kendi yolun başında duran.
Hisler çok etkili...
Bir insanın perspektifini oluşturuyor,
biz insanlar zaten belleğimizde ki bir çağrışım nasıl ruh halimizi etkiler...
kurduğumuz hayaller, hislerimin belleği de insanların hareketleri hislerimizi çağrıştırır...
Bu perspektif olmuş düşüncemiz,
şüphe'den bakıp, gerçekleri de değiştiririz...
Onun hakkında öğrenebileceğin her şey ilk duygundur aslında...
ilk duyguna göre kurarsın değerlerini...
ikna etmeye çalıştığımız konu hayallerimiz değil mi ?