kimi zaman yorgana sarılıp yatmak gibiydi bu sıcak yaz gününde
camış gibi
tahayyül edilemeyecek minik ayrıntılarda gizli,
onunla tanıştığım gün her şey daha puslu ve karanlıkken
o yoktu ve varken değişmeyen tek şeydi, şimdi adım
şimdi onun bile anlamı varken üstelik.
aşkın
anlamı yoktu
o zamanlar, şimdi yüzüme yayılan bir ışık süzmesi gibi
parlayan bir mutluluk sardı aldığım nefesi ferahlatan bir nane ve alkol karışımı gibi
buharlaşan.
kaybolmasından korktuğum, üflediğim dumanı seyre dalmışken, üfleyeceğim
diğer dumanla yıkılan hayallerim de olmasın, benim.
ondan başka, ne vardı kendime söz verdiğim?
bundan sonrayla başlayan
mutluluk ne kaldı yaşanmamış hüzünlerden kalan?
adımı unutma.
bugünlerde burdayım
o dumanı hapsettiğimde içimde kalan her günün hesabına
güzel bir anı olması dileğiyle bugünlerin
ışığım hiç sönmesin.
hasret denilen denizde yolunu arayan bir balık
uçsuz bucaksız görünen dünyamdaki tek karanlık
aşkınla yanarken bak şimdi kimlerlesin
ananın ta amını sikeyim bunu bilesin. *
ş emsiyem mor idi.
i nekler otlarda gezinirdi.
ş işmanlamam lazım bir hafta içinde,
t abii ilginç geliyor bu herkese.
i ştah miştah kalmadı,
m idem kaldırmaz ki hep çile.
Açıp ölmeye yüz tutmuş gariban hücrelerin
Binlerce yıl okunmamış sarhoş defterlerini
Anlatırlar bir bir..
Bu kederli düşler cennetinin sularda boğulup
Azgın hayvanlar gibi boğuşup duruluşunu.
Güneş yanığı duvarlara yaslanan gölgelerde uyuyamadıktan sonra
Ahı kalsın ağulu aşların başarısız ölümlerinin
Bu ölümler her gecenin sisinde emzirir yavrusunu
Bu yavrular durgunlaşır yapraklar her döküldüğünde.
Her dökülenin yağmurunda dinlenir
Dinlenir aşkı sabahın ikindilere
Bu uçsuz bucaksız bozkırıklıkta
Sağlam düşeriz düştüğümüzde
Kalktığımızda ise mutlaka iz kalır...
Senle başlayan
bir sürü şiirim var benim
bir de gözlerinle.
ikinizde de ölmeye yetecek kadar
intihar belirtileri var,
bana doğru olan.
Gizli, saklı veyahut açık
ne varsa bana beslediğin
aşk mesela, mesela öfke
ne varsa at içinden ve rahatla, yürü biraz.
Yine yeniden tekrar - bi sabaha uyandım
Kulaklığımı taktım ve - yourselfı açtım
gelmedi bu sabah bak - ayağıma kahvaltım
usulca mutfağa geçtim - yaşantım bak nasıl
Kadın dediğin bilecek - ayıbın ne olduğunu
Damlayarak göl olduğunu ve fazla boğduğunu
azda olsa yorduğunu, halini hatrını sorduğumu
bi ben bilirim dostlar - neleri sıraya koyduğunu (ha)
Yaşantımız thug life - evimdeki lifeline
hay fly müziğimiz - yerimdeki light pay
light pay more bitches - oyunlarda half life
çok nazlısın bebeğim - haydi sana bay bay
(Hahaha bay bay - hayat bazen lay lay
sarışın bana der ki; emre bana rhyme' yap
onuda yaparız yavrum, rahat dur biraz
rahat dur biraz.. Hatun rahat bu biraz
sen miydin öyle bir anda çıkagelen, yoksa bakkal mustafa mıydı
sisli gözlerinde görmüştüm amerikan salatasını normalden fazla fiyata bana ittirmeye çalıştığını
bu korku değildi artık tutam tutam içimde biriktirdiğim sancı
sancı dedim de aklıma geldi bir anda ebru şancı.
artık bu koca şehir küçük bir kasaba
insanlar düşüyor gözümden
o kalabalık eski kalabalık değil
hangi köşeye baksam sen çıkacan telaşı
içim daralıyor bugün
yine bir yerlerde unutuluyor muyum
hesabını ödemedim mi yoksa kalkarken
nedir bu haziran telaşı
çoktan vazgeçilmiş bir sevda peşinde
ne bir umut ne de eylül sevinci
ne yapsam bırakmıyor yakamı
her zamanki gibi üzerimde bir şubat tedirginliği.