yine yastığım ve ben başbaşayız..
unuttum sensiz geceleri.
yeni günler doğuyor artık sensiz..
gelme zaten gelme istemem artık
alıştı bedenim serzenişlerime.
ve sen adam artık tüm günler senin
gelme istanbul'a
çünkü istanbul artık çok kimsesiz...
Gece beni tanımaz bilirim.
Bir lakabın bile yok bende
Üzülürüm, belli edebilirim.
Ne ben ne de sen
Tanımıyorsun beni, sessizce sevebilirim
Belli edebilirim.
Ne destina ne mona roza
Güzel lakaplar kapılmış zamanında
Bizim değil onlar da.
Üzülürüm ama sessizce sevebilirim.
Duyma üzülürsün.
(Fısıltıları)
Sensiz de sevebilirim.
yine yorganım ve yastığım ,
biraz üşümüş biraz hastayım ,
eşim dostum haberiniz olsun ,
ben aslında yastayım ,
al kalemi eline susma
bu sefer sen yaz kamil usta.
unuttum sensiz geceleri ,
kaybeder miyim adında heceleri,
mini mini bir kuş kondu mu pencereleri ,
kapatma dürzi , al hele içeri .
al kalemi eline susma
bu sefer sen yaz kamil usta.
yeni günler doğuyor artık sensiz..
gelme zaten gelme istemem artık
hoş gelecem dersen ne yazık,
dolap boş aç kaldık yok azık.
al kalemi eline susma
bu sefer sen yaz kamil usta.
alıştı bedenim artık serzenişlerime ,
bu şarkı da benden kimsesizlerime .
ve sen adam gelme artık hislerime
ne güzel olurdu şimdi peynirli gözleme
al kalemi eline susma
bu sefer sen yaz kamil usta
gelme istanbul'a çünkü istanbul artık çok kimsesiz
ne sikim şehirsin sensiz şiir yok konstantinapolis ,
ben küçükkken oynardım hırsız polis
arnavut kizi alnının çatından öperiz .
al kalemi eline susma
bu sefer sen yaz kamil usta.
Anubisin kelebekleri uçuyordu.
Ölümse havada kokladığım bir kordu.
Karanlıkta tütsü yaktığım sevgili
Kan çıkartan hıçkırıklarla ölüyordu
-----------------.---------------------
Halbuki sen benim bahçemdeki tek güldün.
Hayal yüzlü karanlıkta belirip öldün
Bana veda etmeden önce son kez güldün.
Hayal yüzlü karanlıkta belirip öldün .
Öldüm gördün mü ?
Öldürdüğün hayalleri gömdün mü ?
Göm onları kabusun olur.
Gör öldüğümü çıkartıp gömdüğünü.
Güneşi yazdım gecenin karanlığında
Seni anlattım yokluğunun arafindan
Bide bak benim tarafımdan
Arafta kalmak nasıl bisey bilemessin o taraftan
Vazgeçtim prenses sonunda basardin
Sen bugüne kadar tek tasamdin
Kalbin duygularımı hapsettigim bi kasaydi
Kilitledin kapılar ve anahtarı bende değildi
Bir unut bin umut doğurdu içimde
Soguklugunda yaşadım cehennemi
Kasvetli oldum bu sehrin ,gözyaşı gibi yagmuru oldum karanlığı oldum da
Bi senin olamadim sevdiğim..
Dönme artik geri başkasını koy yerime
Benim senin yerine koyduğum içki dolusu bardaklar gibi
Git adini yazdır umutlara
Ben her gece cigerlerimden çıkarırken ismin yazılı dumanı
Ben gecenin korunde seni seven nöbetçi bi aşık gibiyim
Sirf sen mutlu ol diye
Ben sabahın dördünde azraille konuşurum sırf önüne cikmim artik mutlu ol diye
Vazgeçtim özüm amacına ulastin
Son gidişin beni senden vazgeçirdi
Kız kulesine bile anlattım seni sonunda
Her aynaya baktığımda ismini görürüm solumda
Kalanaçilerden anlamsız şekiller
Renk verebilir geceye
Tabi beni istersen
Taburede sallanmak gibi (seni sevmek)
Beynim zonkluyor arada
Kafatasında birileri var
ve tepiniyorlar orada
Çıldırmamak için
Ellerim
Saçlarımı tarıyor
Kopan tellerde kan (kopan teller değildi ellerim aslinda)
Ne bu hiddet -ah- be celal(im).
Aşk bende dokuz harfli
Umut fakir ekmek ister
Eğer kapıdaysa iş pek fazla (ise) azim bekler
Kapıda
Uğur kapıda.
Umut fakire Uğur kapıda gerek.
Uğura kapıda gerek.
Ve paranoynaklar beni bekler.
Sabaha kadar gelmesem.
Kafir bir el beni benden
Fazla tanıdı sanirım.
Sanrilarım az da olsa gerçek (sanirim onlar da (az da olsa gerçek (!)))
Gerek birileri bana
Inansalar onlarda kalmazlardı yanimda.
Eminim.
Sensiz bir (bu) gelecek.
Bugün kapida beni bekler.
Ellerimin degebildigi tek yer
Gokyüzü
insanları sevdiğimiz için mi bu öfke?
Onlara değer verdiğimiz için mi bu kin?
Peki ya o en büyük acılarımız?
Ne oldu onlara?
Kayıp mı oldular?
Yoksa biz mi gömdük toprağa?
Hatırlasana kardeşim, hatırlasana!
O acılar tutmuyor muydu bizi ayakta?
Şöyle dimdik! Bastığımız yerler titremez miydi?
En son ne zaman aşık oldun?
Ya da hiç aşık oldun mu sen ey dost?
Bir kadına şöyle kalbinle sıcacık bakabildin mi hiç?
Benden sana bir tavsiye kardeşim, ne olursa olsun acılarını gömme!
Acılarınla büyü, kabuk bağlamasına izin ver yaralarının.
Pansuman yapma kardeşim, bırak hayat tedavi etsin o kapanmaz dediğin yaralarını!
Acıların, tutsun seni ayakta dimdik!
Acılarından ders al kardeşim, onlardan kurtulma!
Acılarını sev! Acılarını yaşa!
Unutma; acılarına dayanabildiğin sürece hayatta kalırsın! Bu yüzden onlar ile yaşamayı öğren!
yagmur dokunuyor bana
iliklerime işliyor her damlası
ıslatıyor kalbimdeki seni
sagnak olunca daha kötü
sırılsıklam oluyorsun
hele şimşekler...
onlardan ürküyorsun
keşke girerken kalbime
bir de şemsiye alsaydın
ben buradan koruyamıyorum seni
iyisi mi sen sıkı sarıl bana
beraber ıslanalım...
zindan karası gözlerinin her buhulanışında
çenemde nakavtı getiren bir aparkat kroşesi hissediyorum
senin dudağın bükülünce
benim mabedim bir kez daha monarşi ve kapitalizm mengenesinde presleniyor
zikredemiyor, uyuyamıyor, öksüremiyorumda
öksüz bir köpek yavrusu gibi yağmurda eriyorum
insanlar gelip, geçiyor
sokak sakinleri, seyyar satıcılar ve ilköğretim talebeleri
seni ağlatmak istememiştim
tanrıda biliyor ondan hiç gök kuşağı dilemedim
gözlerinden yaş düşüyor
ve her damla bana
annemin kucağını hatırlatıyor
çünkü ağlamak yalnız orada ritüelleşiyor.
hatırla,
bol yıldızlı bir geceydi.
sendin o,
kalbimin derinliğindeki.
bahar hissettirmişti kendini
rüzgar sarsıyordu ağaçları, çiçekleri.
dilimden döküldü üç kelime,
yahut ne demeli şimdi.
hatırla, çok yıllar geçti.
bitirdi o durum, son kullanma tarihini.
kim bilir,
kim üzdü beni,
kim üzdü seni,
kim üzdü benim bahanemi,
tren penceremi,
en sevdiğimi.
sen, sessizlikte bir geceyken, bildiğin bir tasvirim. acının ve sancının ismine bak; ve hatta sanrının, onların içindeki cehennemim... işte sevgili hâl böyleyken sükûtunun şairiyim. Yoksa vesairim...
yollar
büyük yollar,küçük yollar,çamurlu çaylaklı yollar
apansızca geliyorlar
hiçbir zaman sormuyorlar
haykırışımı duymuyorlar
gel diyorum gelmiyorlar
sev diyorum sevmiyorlar
oysaki ne güzel bakıyorlar
bu yollar neden sana çıkıyorlar
sagolun varolun efendim.