Ama olmuş
Lal olmuş Aşkın,
Söz olmuş
Yol olmuş ayrılığa,
Acı olmuş,
sancı olmuş yüreğine,
Karanlık olmuş,
Ölüm olmuş yine.
Halden hale giriyor,
Halsiz bedenim.
Bazen;
Göz'ü aşka doymayan,
Öz'ü sevdiklerini yiyen
Bir azman oluyorum,
Ya da
Korsesini saklayan,
Göbeğinde aşk biriktiren
Bir şişman,
Bazen de;
Kitapları eskimiş,
Anılarıyla yaşayan,
Bir sahaf oluyorum,
Ya da
Ömrü acıyla geçen,
Aşka değer biçemeyen,
Bir sarraf.
Sevgim kıramıyor işte,
Kör talihimi.
Aslen;
Şansı yaver olmayan,
Ölüme yaver olan,
Bir kumarbazım ben,
Her zarı,
Mezarda biten.
3 sene önce yazdığım son şiir. yazmayı bırakmakla iyi etmişim sanki.
sizi ve
sizi siz yapan olgularınızı
cebimdeki 2 lira 15 kuruş
yanları delinmiş ayakkabım
paslanmış tırnak makasım
kırık klozet kapağım
ve su bardağım
ve gıcırdayan yatağım
ve kirli gömleğim
ve tahta kuruları
ve küf kokusu
ve ter
ve balkon demirleri
ve boş sigara paketi
ve peçeteler
ve kırık bira şişesi
ve hayaller
ve hastane kokusu
ve kodes
ve ayyaşlar
ve polis copu
ve karanlık sokaklar
ve jack london
ve çinliler
ve odamın sıvası dökülmüş duvarları,
duvarları
ve duvarları siksin
orospu çocukları.
Kırık pencerenin kenarına allelade yapıştırılmış eski bir mecmuanın arkasından nasıl görünüyorsa,izabel(yarı çıplak)
(Aslını anlatamıyor demek hayat.)
Loş ışıklı,bir harfi muhakkak eksik,pavyonların şık neonlarının altındaki giriş kapısından kahkahalara eşlik ediyor,çilekeş Muazzez,
Tiz sesiyle dönülmez akşamın ufkundayız diyor.(Vakit çok geç)
(Karşısı;dar,karanlık ve çıkmaz sokak.)
Yakası bağrı açık,elbiseler dersen janti
Yengeç Selim kabadayı duruşuyla posta koyuyor kadere.
Yanındaki kapatmasının,yarı beline kadar yırtmaç,
Kaç gece sonra anca fark etti;bu dünyada yıldızlar da varmış.
Armış,namus belası üç kuruşluk gardaş
Gardan ayrılırken istasyon telaşı gurbet.
Öyle dedi,kırk yıllık irençber Irahmet
(illet hastalık,vücudunda ilerlerken yavaş yavaş.)
(Toplamak gerek artık topal cümleleri tek tek,untumadan şair.)
Merdivenlerin soğuk mermerleri kırık bir alt sokakta buluştular hepsi.
Mermilerin kovanları dağıldı etrafa bir bir.
Kirli kan aktı,temiz ve saf kalan kimdi?
iki kişi maktul,diğeri katil,
Peki şahit nereye kayboldu?
(Yazıyor,yazıyor!üç çocuk babası Rahmet'in namusunu nasıl temizlediğini yazıyor!)
duygusal devinim,
devir ve saati.
kaçak gönül,
trt payı.
paradoksal bir paradigma yaşıyorum bu aralar,
sıradan.
mavra cevap bulmak değil,
sen bilirsin.
cevapların doğruluk eğilimi değişkendir.
güzelim.
benim olmayanı sahiplenme duygusu.
doğrulukta doğurganlık ilkesini benimsemiş
ikizlere hamile gebe bir kadın.
allah bağışlasın.
güruha hitap ettiğinden,
gettosu bize bakar.
sarmaşıkların keyfi kederliği rezilliğin baş göstergesi.
hey kutdagu!
şehirlerden şehir seç,
insan, mahremiyetinin en üst perdesinde.
mermisi olmayan asker cesareti taşıyorum iliklerimde.
ilim ile bilgisi bnin yokluğu kadar uzun.
perdeler pis, insanların ayıbını örtmekten,
bu yüzdendir şehre yağmur yağması ve reklamlarda döner milyonların deterjan markaları.
toplum kişiyi temizlemiyor.
deterjanında seni.
varsın olmasın ölüm denilen olgu.
fakat yanlış, bir dişçinin dolgusu.
gördüğünde ay ayrık,
çocuk derdi bir arada olmak.
koyunlar en güzel çicekleri
aşk en güzel çocukları
tuttuğundan hiçtir.
yemek arkası sigarası
derdin yıllar aşmış geçmişi,
geçmiş yıllar hık dememiş.
hatırladığım gözler,
ve sesin terk etti.
hayat senden sonra
bayatlamış simit.
tadı yok tuzu sert,
ama ucundan kırıyorum,
fakirliği sen.
o kadar uzaksın ki yıllarca harf sığdırabilirim aramıza
hiçlik, günlerin ard arda koşması kadar
ya aşk deme bana.
iki kalbin dertleşmesi
gerçeklerle yüzleşmesi
iki kalbin dertleşmesi
anılarla örtüşmesi
iki kalbin dertleşmesi
şarkıların en güzeli
cennetin ta kendisi...
KARNIMDA SEBEPSiZ Bi AĞRI VAR BU GÜN YiNE
BURNUMDA GARiP AMA TANIDIK Bi KOKU
GÖZLERiMDE HAFiF BiR NEM
PARMAK UÇLARIMDAKi UYUŞUKLUK
VÜCUDUMU SARAN BÜSBÜTÜN YALNIZLIK
YARGILANICAK BiNLERCE SORU, KiMiNE KARAMSARLIK...
SANCILAR AĞRIYA, AĞRILAR ACIYA DÖNÜŞENE DENK BiLMEZDiM
YOKLUK NASIL Bi ŞEYDiR?
YORGUNLUK NASIL Bi ŞEYDiR?
ACI NASIL Bi ŞEYDiR?
CEVABI SADECE SEN...
ÇÖLÜN ORTASINDA Bi BAŞINA KALMIŞ GiBiYiM BAZEN
BAZEN KUTUPLARDAKi YARALI FOK GiBi
KARAYA VURAN Bi BALiNANIN GÖZYAŞLARI NASILDIR SiZCE
ÖLÜME iSTERiK...
AVUÇLARIM TERLiYO YiNE
ELLRiMDE GARiP BiR TiTREME
GÖZLERiMDEN KALBiME SÜZÜLEN ŞiiR GiBi
HER DAMLADA Bi ÇiÇEK YEŞERDi
SADEcE SENiN GiRDiĞiN BAHÇEMDE...
HADi SEN DE YiNE GÜLLER AÇSIN KÖŞKÜMDE
HADi SEV DE YiNE BIRAK KALSIN KALBiM ELLERiNDE
YILDIZLARDAN UZAK VE PARLAKMI AYDINLIĞIM
EN DERiN KUYULARDA KORURMU BENi KANATLARIN?
KISKANIRMI YiNE ELLERiM KALEMi
ADINI YAZDIĞIM TÜM SATIRLARDAN...
YADA AĞLARMI YiNE MELEKLER
ELiMi AÇIP YALVARDIĞIMDA TANRIYA?
SADECE BiRAZ SEN iSTEDiM...
UYKU... BiRAZ DAHA UYKU,
BiRAZ GÖZ YAŞI VE Bi ERKEĞiN GURURU
HANGi MANEViYAT VERDi BANA HUZURU
BAKIŞLARINDAN ARDA KALAN
DUMANLARLA SARILI ODAMIN BUĞUSU
GÖKYÜZÜNDE ADINI ANDIRAN BULUTSU
DÜZENi BOZUK OLAN DÜNYADA
NE KALDI GÖZ YAŞLARINDAN BAŞKA
PARMAK UÇLARIMDAN AVUÇLARIMA KAYAN
ALNINDA YANAKLARINA AKAN
YORGUNLUĞUN GÜL KOKUSU...
Aynı sen burnundan düşüyor öksüz çocuklar...
Yorucu bir gece ve ortalıkta şiirler dolaşıyor güzelliğine rastlamak için...
Nerede olduğunu söyleme elbet bir ebabil elma parçalarını düşürür avucuna.
Ben seni kokundan gasp ettim.
Ben seni kokundan ötürü kutsadım.
Şimdi geleceksin yamacıma ben sana kıyı ziyafeti sunacağım.
Şimdi geleceksin kıyılarıma her kelime bir uçurum gibi düşecek ellerine.
Sonra ufak bir sessizlik ufak bir acı ufak bir intihar gibi gözükecek aşklar.
En sonunda bir kadın sütünü helal etmeyecek başka bir kadına...
Şimdi söyle bakalım Kumral; başka bir kadın mısın yoksa sadece bir kadın mısın?
Temiz sayfa, temiz benlikler
Kirletilmemiş dudaklar ve acıyı tatmamış cinsel organlar
Masumlaştırılmış vücutlar, çirkinleştirilmiş zihinler
Acınacak zihniyetler, acıda boğulan zihniyetler
Zenginleştirilmiş fanteziler, fakirleştirilmiş dokunuşlar
Yoksun bırakılmış yaşanmışlıkla birlikte olgunluğun doruğundaki hayaller
Birlikteliğin yetersizliği, yetersizlerin yalnızlaşan birlikteliği
iç içe geçemeyen bedenler ve zihinler
Yaşanmamışlar
Ve öyle kalacaklar.
kalemin ucunda bir şair,
bir yazımlık canı kalmış imgelerin.
hatırlardım severdin...
hatırlardım severdin denizkızı olmayı,
merhaba en değerli lanetim,
ağlarken cennettime hapsettin solmayı.
ellerinin üzerinde bir kar taneciği olamayacak,
bir tüylü battaniye mutluluğunda izlenemeyecek filmler,
mesela cüzdanımdan çıkışmayan biz bozukluk utandırmayacak yanında.
biliyorum...
seni özlemek günah,
seni sevmek yazık bana.
saçları taralı hatıralar bırakamadık,
dinleyemedik ilk gözyaşını zifiri sabahta,
bir küfür gibi ateş saçarken karanlığa;
kıyamadık göğsümüzde uyuyan anka kuşuna.
yine olmadı...
yine ölemedik 17 yaşımızda.
sanki bir daha yokmuş gibi dolaptan aşırdım kompostoyu,
kana kana içtim mide'den taşırdım rostoyu,
tıkandım zor nefes alıyorum,
kalkamam yerimden bırak rikoyu kostoyu.