bir mahkum oldum senliğinde,
azad olmanın fermanı, dudaklarında bir payem olan zehrimde,
ve azad olmaya razı değilim ben
senin şehrinde özgürlüğü bulmaktansa, kalbinin ışıksız zindanlarında
esir olup, hükmünde olmak isterim
ben senin fermanınla ölmek isterim
ve son nefesini verirken sen, ben de seninle birlikte ölmek isterim.
Belli bir zaman geçmişti. Az ya da çok diyemem.
Bir zaman dilimi.
Orta yerinden kırılmış bir gül gibi bir zaman geçmişti.
Çoklarının gördüğü, çoklarının görmediği bir zaman.
Ve bir zaman başımla okşadığım avuçlarım, tütünle doyurduğum ellerim gibi bir gün gelsin istemiştim. Üşüdüğüm kilimlerin üzerinde didik didik edilmiş bir kedi artığı olmuştu saatler.
Aynı yerinden susturulmuş koca bir kalabalıktan yoksun muydum bilmiyorum.
Bir mevsim şeridi gibi eylüllerimi getiriyorum ağustosların ardından. Dönüyorum. Çekiliyorum. Dönüyorum.
Sıcak ağustoslarda ısırılmış baldırlarım kana çanak tutuyor.
Bir zaman geçmişti biliyorum. Bir yatak boyu kadar, bir avuç dolusu tütün kadar, bir mevsim kadar.
Gövdem sarsılsa da,
bir oyuğun içinden geçen bir rüzgar kadar zaman geçmişti.
Çabuk çözünmüştü ellerim omuzlarımdan. Kendimi duyar gibiydim. Kendimi ısırır gibi.
Belli bir zaman geçmişti besbelli. Ölü etimi suya bırakmıştım.
Ve bir zaman, bir asker yontar gibi, bir aç doyurur gibi çok sevmiştim.
Islak bir gömlek kadar kareli, kupkuru bir mevsim kadar çizgili.
Ben seni sevgilim
tüm zaman birimlerine inat
çok sevmiştim.
kafa eksi bir milyon
tek başıma
ve yapa yalnız
dolaşıyorum sokaklarda.
Derdimi sana bile anlatamıyorum
ey sevgilim ben
seni kaybetmemek için!
Anlayamıyorsan tavırlarımdan
ve susgun
biraz da üzgün halimden
selam vesselam
ve nokta nokta.
pir-im demişken sevgilim, yalnızım ayarsızım bu ara,
conta yakmış civata gibiyim, sübaplarım sönük,
bir marşa basmak kaldı öbür tarafa gitmek için,
ddos atakmı yapsam yoksa index mi bilemedim...
bilemedim demişken sevgilim, kendime sordum nerden bileyim yandex miyim,
ex miyim kangurumu lsd mi met miyim, bir bukle eroinden hallicemiyim,
sonu halusinojenik etkisi bu deryayı vahdedimin,
bir zelzele şu namı cihanı dilimden dökülen mabedimin,
lan gece gece şiire vurduk iyimi dedim,
sonra döndüm ve dedim ki yalnızlık nelere müktedirim..
müktedirim demişken sevgilim başa dönelim yangın var ey yar
aşk terk edilmekse herkeste bir salgın var
epidemik mikro çekim acılarda dehliz var,
bir aşil tendonundan müptela bir nehir var..
nehir var demişken sevgilim, bir kız yok hayatımda aslında sulak bir nehir var,
okyanustan daha iyi olmasa da gürlüyen bir nehir var
zambezi halkı bu victorya debisinde
çift gökkuşağı görebileceğin bir nehir var
mosi oa tunya derler yerliler onun adına,
vakası müptezeldir halkın edasına
dalıp gitsen atlasan mihrakına,
bulup çıkartırım seni nirvanaya halaya..
halaya demişken sevgilim akraba olmayan halaya,
hani şu düğünlerde başı çekilen halaya
dombey derlermiş anadoluda mandaya
kurbanda girelim ineğe değil danaya..
dana ya demişken sevgilim sabah kaçta kalkacağını düşündüm bu gün,
hani bensiz uyanıyorsun ya ne yapıyorsun diye,
farklı şehirlerdeyiz belki biliyorum,
adına şiir yazarken bile artık kafiye aramıyorum,
seni daha soyut yapıyor bu halim,
daha özgürüm sanki kurallara bağlı kalmadan,
öptürme parmaklarını bana bala banmadan...
bala banmadan demişken sevgilim, aklım geçti balabandan,
o meşhur balaban köftesi geldi aklıma,
bir versus yaptım tekirdağ mı balaban mı?
sonra dedim ölüm var lan bu sana mı kaldı,
acıktım biliyorum saçmalıyorum iyice, ee gece 02 53 çoşku bekleme delice,
buna bile şükret yoksa uğratmam sevince,
alırım anevrizmanı yerine koymam bir hece..
naz demişken sevgilim lugâtımda dönüyorum senin için,
bir yakut o nur-u cemalinden bir parça cennet şulesi halin,
esbaplar mı seni benden ayıracak korkarım ne çelimsiz ve vahim,
aşkın hançer-i zehir olsa kalbime sapla nar-ına kalbim emin..
ve şerbet-i dilinden bir güzel cümle dökülsün benim için
dudaklarım titriyor bak yaklaştıkça tenine elim,
anlamazdın uyurken seyrederdim şuleyi suretini senin
lal-ı incim, suskun şehvetim iyi geceler sevgilim yokluk dar..
Kaç yağmur geçirdi bu yürek buharlaşıp giden şu kısacık ömrümde.Yaprakları döküldü vicdanımın sen gelsen de gelmesen de.Kaç yağmur geçirdi bu yürek buharlaşıp giden şu kısacık ömrümde. ilk sevdan sensin bitmedin, bitmeyeceksin gönlümde..
seni geceleri seviyorum.
aksam ezanı okununca,
karanlık olunca,
cocuklar dagilinca evlerine,
koca şehir bana kalinca.
yürüyoruz,
akıyor iki yanımızdan sokak lambaları,
topluyorum, tüm cesaretimi,
tam öpecekken seni,
eksik olmuyor insanlar.
sevgilim!
teyzeler sevmiyor beni,
toplum desen aynı,
ben seni seviyorum,
annen beni sevmiyor,
ben seni herşeyden koruyorum,
kendimden bile,
baban bana guvenmiyor,
bence,
insanlar mutluluk hırsızı,
annen baban yaşlı teyzeler ve hatta toplum.