Sanki kalan son bi kaç sigaranın zoraki içilmesi gibi yakıyor boğazımı gidişin.
Sana kal dedikçe içim sallanıyor ama diyemiyorum sadece içimden. Senin içinden. Gözlerinden. Gözlerinin içinden. Parlak. Bir celladın en keskin kılıcı. Ve hoş. Çelik parlar.
Bulanık soğuk bir su biraz tuzlu. Bilincimde kalan. Ağzıma dolan. Yüzümden akan. Tuzlu.
Ölümü en iyi anlatan ölüdür. Susar. Sustum. Sigara Yaktım. Sigara da sustu. Öyle içli muhabbetti ki ikimiz de derinden yandık ama en çok sigara sustu.
Renklere baktım. Oysa ne kadar siyah. Deniz kokusunu bıraktı yüzüme. Ellerim çekildi. Kokunu en çok denize benzettim. Bir katilin grevi gibiydi gidişin. En son giderken bunu fark ettim.
Kahvemi de içmedim. Sen de içmedin çayını. Orada küstük. Deniz seni çok özledi kulağıma fısıldar oldu akşam. Her akşam. Deniz ıslak. Sen soğuk. Sigara sessiz. Renkler donuk.
sahi ellerin vardı senin
unutup da sildiğim her şeye inat
o gece senin ellerin vardılar
geldiler, yüzümde durdular
saçlarımı kuruladılar
sahi gözlerin vardı aklımda
durdular, çok uzun durdular
saklanmış gözler hem senin
bu bana verdiğin gözlerin
benden başkası isterlerse
sabahtan akşama baksınlar
daha da çok baksınlar hem
benim vakitlerim
durmaksızın tükeniyorlar
aklıma gelmişken
sana fazla, bana gizli
kiloların vardılar
o kitabı okumadın
ben geldim aklına,
okumadın
oysa okunasıydı
sana göre daha dün
bütün ama büsbütün
o güzelim kitaplar
bir de yolculuklar
onlar da vardılar
ben biliyorum
önce ben geldim
en önce ben gittim
sen, gidecektin
belki gelecektin
sonra sen gittin
belki yarın
haftaya
seneye
bilinmez bir tarihin
kapısının eşiğine
belki geleceksin
ben, olmayacağım
sen zaten bana haber
vermeyeceksin
saçlarımı kurularsın
en fazla sen
kusmuğumu temizlersin
bir taraftan
bana küfürler
ederken
ayrıca güzel olurdu gitmeden
gelmenin bir yolu bulunsaydı
sen, şimdi olduğun yerden
çıkıp gelsen ve gözlerin
kalkıp da gözlerimde
öylece dursaydı
Saksım gümüş.
Sen güneşi gülersin.
Yabancılar soğuk olur derler heyhat.
Oysa kırmızıydı adımların.
Daldaki erik sence yeşil, bence çocukluğum.
Ölümsüze sen tanrı dersin, ben umut.
Çocukluğumu avuttuk günlerden pazardı.
Lavabodaki kanı seyretti biri
Ateşi seyretmeyi severdi çocukluğundan beri
Kızıl kızıl yalazlanmasına hep baktı
Bu illet de herhalde oradan aktı
Kırmızıyı sevdi
Hayal bazen bir evdi
Bazen de bir sokak
Şu vardır ki yalın ayak
Çok gezdi tarlalarda
Bilir üzümün asmada yetiştiğini
Ve hatırlar özden su içtiğini
Bu şairin çocukluğudur
Belki de şiirin abukluğudur
Şu olay ise yeni, kan süzüldü burnundan
Gönül isterdi ki bir kavgadan
Ya da anlı şanlı bir cihattan sonra
Elleri baruttan daha kara
Omuzları stalinden daha dik
Vücudu yara ve çizik
O zaman görseydi kendi kanını
Hiç ziyan etmeden o anı
Cılız vücudunda zaten kalmış iki damla
Döküleceksen dökül ey! Damlayacaksan damla!
Durup duruken, hiçi hiçine
-tüküreyim kafiyenin içine-
Burnum kanadı dostlar diyeceğim bu
Şiir şiir diye kafanızı şişirdiğim
Burnum kanadı o kadar.
Önce su gibi akışkan
Ve şarap gibi kırmızı
Şarap ne demek,
Domates gibi işte
Sonra pıhtılı
Kan gibi anlayacağınız,
Kan, kan gibi akıyor.
Toplumsal mesaj da vereyim,
Şiirin bittiği belli olsun.
Mesele kan akması değil.
Vücudum şerha şerha yarılsa
Ya da koca bir dünya kan ağlasa da,
Mesele kanın akması değil.
Nasıl aktığı da önemsiz
Neden aktığı
Ve kimin için dökülüyor kanımız.
Bütün mesele budur.
gözlerini çekme üstümden
alma onları sahibinden
onlar ki çölde bir kum tanesi
okyanusta bir su damlası
benim gündüzüm
yönümü çizen bir pusula
nereye baksam beni gösteren bir ayna.
ben seni düşünmekten uyuyamıyorsam
ömründen ömrüme düşen hakkım vardır
ve bu dünya hakkını alamadan göçenlerle dolu
geç olmadan
göç olmadan
ver hakkımı !!
eski bir şiirimdi, 300 spartalının en sonunda lena headey'in ufuğa doğru bakışından ilham alarak yazmıştım. Ama böyle boyundan öpmek vs. Şehevi şeyler geçiyordu, buyrun şiirin adam edilmiş hali:
Uzak Deniz
Bekle beni seyrederken yüksek dağları
Yer ile göğün birleştiği
O belirsiz noktaya kilitle gözlerini
Buruk hisler sezilsin dudaklarından
Ve sapsarı başaklar dalganırken rüzgarda
Unutsun sana yazılmış şiirlerimi kulakların
-Böyle mi olmalıydı?
Ben seni düşüneyim senden çok uzaklarda
Parlarken gözlerime denizdeki küçük güneşler
Kalın gemi düdükleri çınlasın beynimde
Baksın çirkin martıların bomboş gözleri
Ve kuru yapraklar uçuşurken rüzgarda
Rüzgara bıraktığın kokuyu bile unutayım ben
-Böyle mi olmalıydı?
bir kadına şiir yazacak kadar uzak kalmak istemem
şayet uzaksa sevdama gönlüm
yollara düşerim
ne kağıt ne kalemdir derdim
şayet mahsus mahal ise mekanım
ucu yanık ipek mendil beklerim
hayal ederim sevdamı
tarar gibi saçlarını tel tel
günleri kararım
bir deste kağıtta fal açar gibi
mahzun bir papatyada taç yaprağı misali
poyrazda tutuşmuş saçların gözlerimde
yolunu beklerim
bil ki şiir gibi bir mısrada dökülüyorsa göz yaşlarım
sana kavuşamaz ellerim
şiir vedadır
sana veda edemem
şayet vakitsiz bir sızı girerse aramıza
sengi mezarıma şu yazılsın
"seviyorum seni kadın."
Artık kal demeyeceğim
Bu kez ben de hazırım gitmeye
Bir anıları götür yanında bir isimleri
Tek kelime etmesem, hep sussam diyorum
Ama konuşmalıyım
Söylemeliyim yüreğimdekileri artık
Bunca yıl geçti bir arada
4 yıl 4 koca yıl
Umutlarımızı yeşerttiğimiz
Hayaller kurduğumuz 4 yıl
Mevsimler geçti
Kışın soğuğu üşütürken bedenimizi
Hep ısıttık gözlerimizle sınıfı
Güldük, belki de üzdük
Oyunlar oynadık, dramalar hazırladık
Kavgalarımız oldu, ardından barışmalar
Ve şimdi veda anı
Şimdi git! Arkana bakma
Ağlayanlar olacak ve de gülenler
Sevsen de geçmişi
Hasret yaşama dünlere
40 kişi,40 ayrı dünya
40 yürek ve 40 gelecek
40 vurgun geçirdi çocukluğumuz
40 umut yeşerttik geçmişe inat
Ve veda anı
Şimdi gidiyorsun
Haydi git
Gözündeki ışık yolunu
Sen yurdumu aydınlatacaksın
Ne kadar kırgın olsa da bu kalp
Sana hep dua edecek
Zamanı geldi ayrılığın
Kusursuz olmaz okul yılları
Çok şey yaşadık sıralarda
Ve veda anı
Yolun açık olsun.
Aşk Bize Haram Şarkı Sözleri
Sözlerin yolumu bağlar kaderin karalar
Sen beni sevdigim aklından çıkar
Güldün güle ben sana aşkından yana
Aşk bize yakın sevdigim sen beni aklından çıkar
Güller solar sevdigim adı beni yakar
Aşk bize haram sevdigim sen bizi aklından çıkar
Güller solar sevdigim adı beni yakar
Aşk bize haram sevdigim sen bizi aklından çıkar
Bekleme sen beni uzundur bu yollar http://www.sarki-sozu.com şarkı sözleri
Aşkını göm kalbine önünde bir hayat var
Dinlemezler anlamazlar kapalı tüm kapılar
Aşk bize haram sevdigim sen bizi aklından çıkar
Dinlemezler anlamazlar kapalı tüm kapılar
Aşk bize haram sevdigim sen bizi aklından çıkar
Güller solar sevdigim harı beni yakar
Aşk bize haram sevdigim sen bizi aklından çıkar
Güller solar sevdigim harı beni yakar
Aşk bize haram sevdigim sen bizi aklından çıkar volkan sönmez..
seni bulamadım daha, cıvıtıyorum hayatta
dile kolay 2 büyük üniversite bıraktım ve şehrini
kendini kaybedenlerin
tek terdim seninle bir hayat icat edebilmekti
boy üstü dağların arkasından bakmak geldiğim yola
bu istediğimdi ve sen sandım bütün kadınları
her birini tek tek acımasızca üzdüm ve geriye
bedenlerinden haram lokmalar kaldı ve sustum
dize gelemeyeceğimi bile bile o kubbelerin altında
birkaç şiir yazdım, şairle tanıştım, ona atarlandım
ikimizi çizemeyen ressamların boyunduruğundaydı
çünkü kitaplar henüz bizi yazmamıştı ve bir şans vardı
bütün sevdiğim müziklerin tınılarının sen kokmasına
her şeyi konuşabileceğim sen vardın ve bu yüzden
tek tek gidenler oldu, onlar gittikçe kükredim arkalarından
üzüldüklerini görünce gelirdin aklıma hep
bu yüzden vazgeçtim çırpınan biri olmaktan
"espriyi" anlayamayanların tezgahına girdim
sürekli oynattım cıvataları, açıkça eğlendim de
hiçbir şey tad vermez hale gelmeye başlayınca karar verdim
bunları görürsün, yükümü hafifletirsin ve buna bir son verirsin
bir yandan da gereksiz kalabalık yapacak onca insanın korkusu
olsun! şansımı denemekten çekinmeyeceğim, kör atış yapsam da
şu an ice çalıyor camel'dan...
duyduğun her ses beni çağrıştıracak sana
bazen bir kuşun ötüşü
bazen bir seyyar satıcının sesi
kimi zaman bir şarkıda bulacaksın beni
her gördüğün insan bir şeyler taşır benden sana
kimi gülümsememi
kimi de saçlarımın savruluşunu
bir diğerinde kokumu...
benimle çıkarsın her yola
sabah benimle uyanır
benimle otobüsüne biner
iş çıkışında benimle dönersin
birlikte yorularak
ben dolu evine..
beni hatırlamak için uğraşın olmaz aslında
yeni doğan güneşle çıkarım karşına
yağmur sonrası toprak kokusunda
yere düşen yaprağın hüznünde
başını kaldırdığında bulutlarda
gördüğün duyduğun her şey
bir yarış halinde
beni anımsatacak sana..
mavinin yeşilin sarının her tonundayım
dudaklarında ki ateşim
teninde ki sıcaklığınım
seni tependen tırnağa ürperten meltemim
sen inkar etsen de
kendine itiraf edemesen de
hissettiğin her şey benim..
pusulan hep olduğum yönde
ben yüreğinin en derinindeyim..
düzeltmeleri yapan yazarımıza teşekkürler
(bkz: costa concordia)