sözlük yazarlarından kısa yazılar

    6.
  1. hayatın zarıyla aramda husumet var, devamlı hepyek atar oldum..

    devamlı surette karla karışık keder yağar oldu bana..

    oysa ki seninle sarmaş olmuştuk, dolaş olmamıza ramak kalmıştı..

    lugatlara zulüm cümleler bile kurmuyorsun artık..

    içimdeki aşk su misali, bardağa sığmaz oldu bilesin.. ha taştı ha taşacak..

    fotoğrafın da yoruldu, ben de.. bakışmaktan..

    gelip girsen ya aramıza..
    7 ...
  2. 21.
  3. depremle sarsılıyor benliğim
    bu defa şiddeti sen.0
    merkez üssü gidişin...
    hazırlıksız yakaladın beni
    daha artçılarınla çatlayan duvarlarımı
    onaramamışken...
    kaplayamamışken
    sensizliğimde açılan delikleri...
    şimdi bir enkazdan ibaretim,
    kaldırılmayı bekleyen.
    havayı kaplayan toz bulutunda
    hayallerim saklı, bulanık.
    rüzgara yenik düşmüş...
    benden bir ben daha çıkar mı bilmem,
    şimdi her yer bana bir hastane odası
    soğuk ve ruhsuz...
    işim mucizelere kaldı artık
    yada ziyaretçi defterine ismi çok önceden yazılmış
    son bir nefese...
    6 ...
  4. 17.
  5. tam karşıma koydum lap topu açtım resmini en güzeliyle.. karşımdaydın işte, bana bakıyordun kocaman gözlerinle..

    bir kadeh kendime doldurdum, bir kadeh resmine.. bir kendimden içtim, bir senden senin yerine..

    dertleştik seninle, ben anlattım sen hep dinledin.. bakıştık seninle, ben seni seyrettim sen baktın öylece..

    bıraksaydın ne çok severdim seni.. bırakmadın tuttun beni..

    fonda ''sevemedim kara gözlüm'', önümde sevemediğim kara gözlüm..

    bırakmadın ki seveyim..
    6 ...
  6. 5.
  7. senin sesini duyabilmek için her türlü insan hakkı ihlaline razıyken bi telefon zili sesini bile duymayacağını bilmek..

    farkındasızlığın tuzluyor göz pınarlarımdaki su rezervlerini, gözyaşı yüzümde kendine yol açıyor.. farkındasızlığın paspas yapıp eziyor yüreğimi..

    anlasan.. gözümde duman halini aldığını, tüttüğünü..

    senelerdir kalbimin üstüne yağıp orda bir çığ vaziyetini almış olan kar yığınını delen bi insansın sen..

    senelerdir kapıları kapalı olup her bir köşesi toz tutmuş kalbimin kapısını kıran bi insansın..

    durmuşsun kalbimin kıyısında, içimdeki denize taş atıyorsun.. bilmeden..

    bigün karşılaşsak.. sen yoğurt olsan ben su, ayran olmamız an meselesi olsa..

    sensiz geçen tüm kayıp zamanlarım hükümsüzdür diyebilsem o an..

    sonra dinleyebilsem seni ve aynı anda kalbimin sesi zırt pırt araya girip parazit yapsa..

    kurduğum cümlelerin öznesi yükleminden kabahatli mi?

    sana karşı yüreğimde meydana gelen yer sarsıntılarını daha ne kadar inkar edebilirim ki?

    his dünyamın ekvatorunda yani merkezindeyken sen?

    kulağını biraz tahriş ettim, kusura bakma..
    6 ...
  8. 9.
  9. ben senin için mazide kalan gizli özneler oldum.. meğer hepsi dolanmış, yalanla birlikte..

    sen beni çok kötüden iyi, şahaneden zayıf, başarısızdan hallice kadar sevebilmişsin, eh işte yani..

    devren kiralık mı sandın sen benim gönlümü.. unutmak çok kolay senin için..

    artık ben seni unuttuğum kadar hatırlarım ve ancak hatırladığım kadar unuturum..
    6 ...
  10. 7.
  11. gönlümün ev sahibi oldun, kimse kiralayamaz artık..

    ama sen bilmiyorsun, eziyet çekmek mesaim oldu..

    farkındasızlığın yüzünden yüzüm askılıktaki yerini alıyor her gün..

    keşke eşli piştiye başlasaydık sen ve ben..

    keşke beraber yiyebilseydik künefeyi.. 1 kaşık sen, 1 kaşık ben.. muhabbetimize şerbeti sızsaydı..

    aşkı ararken yanlış sokaklara girdiğim oldu, biliyorum..

    ama seni gördüğüm an anladım ki adres tarifi tamam..

    sakın ha, teselli kılığına girmiş boş laf sarfiyatı duymak istemiyorum senden..

    ya temelli sus ya da..
    8 ...
  12. 8.
  13. keşke kalbimin toprağını başkasının hortumuyla sulayabilseydim ama olmuyor, başkasının suyu içimdeki ağaçların yapraklarını döküyor.. senden başkası bana hep sonbahar oluyor..

    sen göremedin, farkına bile varamadın bunun, haberin bile olmadı..

    laf uzuyor keder kilo alıyor, hadi git..

    seni hapsettiğim kalbimden azat ettim, açtım kafesi uç diye..

    gerçi kalbimin kafesinin telleri ellerimi kesti ama olsun, akan benim kanımdır..

    artık ben;

    sevdasını yele vermiş ve rüzgarın kaldırdığı toz bulutundan göz yaşı imal eden yaralı birisiyim..

    asabımın rot balansı kayık vaziyette..
    6 ...
  14. 24.
  15. herkes doğuştan diplomalı oyuncu sanki. büyüdükçe sınıf atlıyorsun. kabul görmek, sevilmek, yer edinmek... hepsini elde etmek için birçok role bürünüyorsun. muhatap olduğun tüm şahıslar da rol kesiyor çünkü. aslında herkes mucizevi bir anda bu kesişmeden vazgeçse de artık kendi kişiliklerimizi yaşasak. zira özledim keratayı...

    "beyaz yalan, arkadaş hatrı, aman kalbi kırılmasın, o ne der, idare ediver canım" derken kendi hayat oyunumuzda başrolden silinmişiz. yönetmen koltuğunu kaptırmayalım bari diye düşünmeyin çünkü ona da "anne-baba, arkadaş, eş- sevgili, patron, ev sahibi, hatta devlet yöneticileri" kadrolanmış. çubuğun zaten iki ucu malum b. ka bulanmıştı, ortadan tutalım dedik. ama tüm ortalar ikinci bir emre kadar kaldırılmış. her zaman bir kutbu seçeceksin denildi, a yada b... a+b olmaz, olamaz denildi. bu noktada matematiksel zekanızı da devre dışı bırakın lütfen. zeka mı o da ne?! senin düşünmeye, kendini yormaya hele hele sorgulamaya ihtiyacın yok. zira hepsini senin için birileri yapıyor zaten...

    -lütfen gel otur şöyle, ayaklarını da uzat.
    +ama iç sesime engel olamıyorum, sürekli konuşuyor.
    -onu da düşündük. al sigara iç, alkol al, para da verelim alış veriş yap. sen zaten bu amaçla seçildin bu sahneye.
    +aman öldüğümde haber verin de bari gömüldüğümü bileyim...
    4 ...
  16. 11.
  17. yüreğim atış poligonuna döndü, her gelen 2 el sıkıp gidiyor..

    en son sen geldin, kalbinde sevdiginide beraberinde getirdin.. yani sen evvel zaman içinde bi hayalsin benim için..

    yüreğim tıka basa seninle doluyken gözyaşım yüzünde kendine yol açıyor bu vaziyetten..

    az denemeyecek kadar yok, yok denebilecek kadar hiç şansa sahibim..

    benim sevgime atık madde muamelesi yapıp arıtma tesislerinin insafına bırakıyorsun..

    olsun..

    boynum sana karşı sırat köprüsüdür, o da kıldan ince biliyosun..
    5 ...
  18. 19.
  19. Gitsem...tuna, kerem ve eda orada mıdır? Ali paşa Parkı'nda kuka, ya da bakkalın yanındaki sokakta yakan top oynayabileceğim birileri var mı hala? karlı günlerde mermeri kızak yapıp kaysam bayırdan? kandillerde ip tutsam atarinin orada...
    zillerini çalıp kaçtığımız evlerde aynı insanlar mı oturur? çocukluğum 15 kilometre uzakta olabilseydi...bekleseydi hep beni çocukluğum... her zaman ziyaret edebileceğim eski bir dost gibi, ne zaman istesem gidip sığınabilseydim...

    zehir zemberek ağızlarımızda sadece leblebi tozunun tadı kalsaydı...
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük