Yaşadığımız çağda insan suretlerinin fazlaca çoğalmasından, aç gözlerin her daim fırlıyor olmasından mütevellit sözlük beybilerine bir takım tecrübelerin aktarılması şeklinde uyarılar, amanlar, dikkâtler...
Geçtiğimiz senelerde BMW genel müdürüne rastlamıştık buralarda. Adalardan birinde köşkü, ikizleri, karısı ve Japonya tayini vardı.
Koca müdür saatlerce buralarda sırpik entryler giriyordu. Sonrasında birileri bundan araba, bu birilerinden para istemiş olaylar büyümüş bazı sözlük beybilerimiz işin peşine düşüp adamı fotolu bir şekilde deşifre etmişlerdi.
Onlara buradan gecikmiş teşekkürlerimi gönderiyorum.
Sonra başka bir yazar iyi yazdı, nazik yazdı. Kendisine nick altında teşekkürler ettim. Sözlükten ayrılıp başka bir sözlüğe geçti. Akabinde farklı bir nickname'le başka bir hesap açarak geldi, benden kitap istedi.
Tamam diyerek kitapları hazırladım. Bana şu kargodan gönder deyince aniden uyandım ve ona da peki dedim.
Kitapları dikte ettiği kargo şirketine babaannem kanalıyla ve telefon numarasıyla verdim.
Kitaplar gitti. Ardından teşekkür ve hemen akabinde bir şarlama geldi: N'aber moruk, hoşçakal moruk diye. Babaannem 1926 doğumlu bu arada.
Olaydan anlayacağınız bu kişi kargo kanalıyla benim kimlik bilgilerimi ve adresimi ele geçirecekti aklınca. Büyük bi ihtimalle ya kargo şirketinde çalışmakta ya da, yakın olup başka bir haltlar karıştırmakta.
Karşısına çıkardığım babaanne duvarıyla bana ifrit oldu, atarlandı - giderlendi. Sie go salak!
Neyse, baba sopasını sona sakladım. isterse bir daha deneyebilir.
Yürüdüğünüz bu hayatta dikkâtli kararlar alın ve sakin olun. Az buçuk şüphecilik olayları gözden geçirmenizi sağlar. Karşınızdaki kişilerin her hareketini gözlemleyin. Umurunuzda olan şeyleri koruma altına alın. Bilmediğiniz sularda yüzmeyin.
ister (#reenkarnasyon) olsun, ister olmasın, ister ölümsüzlük bulunsun ister bulunmasın ama size verilen bu bedenin, bu ailenin, bu yaşamın, bu anın, bu yemeğin, bu nefesin kıymetini çok ama çok iyi bilin. Bu her saniye ona şükredin ona tapın demek anlamına gelmiyor. Herkesin hayatında başrol olduğu bir tiyatro oyunu var. Hepimiz onun için burdayız. Kimimiz toplum tarafından seneler önce temelleri atılmış "ahlak kuralları"nın belirlediği uygun davranışları sergilemediği için yargılandı, asıldı, kesildi, dışlandı. Kimimiz ise geleneksel yaşamayı tercih etti ve birçoğun övgüsüyle yaşadı ama artık her ne olursa olsun arada dağlar kadar fark olsa bile her ikisininde birer canlı olması, bir "birey" olması onları eşitleyen kavram. Klasik cümleler belki bunlar ama emin olun altını araştırdığınız zaman sizi şaşırtacak mesajlar verilmiş basit cümlelerden biridir "Senin yerinde olmayı isteyen yüz binler hatta milyonlar var." cümlesi. Çünkü bu rasyonel ve subjektif bir gerçektir. Eğer buradaysak ve elimizde telefon, yatacak yatağımız, belki arabamız, bir bilgisayarımız, akşam yiyecek bir yemeğimiz varsa, gerçekten ve gerçekten milyonlarca hatta milyarlarca insandan daha çok kıymetini bilmeliyiz, bize sunulmuş bu şansın.