sözlük olayını fazla ciddiye almak

    100.
  1. ciddiye almak değil kekecim, gerekirse siktir olur gideriz.

    çaylakken bile entry girecek kadar müptezel olup "sözlüğü siklemiyorum" diyen dürzülerden değiliz nitekim.

    ama iyi, kötü bir şeyler karalıyoruz şurada.

    şahsen ben seviyorum mesela burada vakit geçirmeyi.

    adamın biri geliyor nick altımda ana bacı küfür ediyor, şikayet ediyorum "çaylaklığı gerektirecek bir durum yok" deyip sadece entryi siliyorlar.

    bir başka yazara gelince de ortada bir şikayet olmamasına rağmen "bana verdi" gibi bir nick altı yüzünden 1 ay çaylak ediliyor yazar.

    biz miyiz buranın piçi? biz miyiz garibanı? eşek başı mıyız biz burada amk?

    elbette itin götüne sokacağız ısrarla.

    kızartacağız astarsız yüzleri.
    9 ...
  2. 92.
  3. komik kaçan durumdur. çok gülüyorum bu tiplere. kalkar sen çok boş yazarsın sen öyle yazarsın senin yazdığın entrylerin hepsi boş. peki arkadaş sen ne yaptın? kem küm. ne yaptın yani yazdıklarınla ülkede işsizliği mi bitirdin? atom mu parçaladın, ilk yerli otomobili sen mi yaptın da bizim haberimiz yok? nedir yani ne yapıyorsun da laf söylüyorsun? burası bir ortam yarı eğlence yarı ciddi herkesin kendi halinde takıldığı ortam. en fazla silersin hesabını olur biter. bu kadar dert etmeyin buradan yazınca meseleler çözülmüyor klavye delikanlıları. evet.
    7 ...
  4. 1.
  5. bu durum, belki de disiplinli ve yaptığı her işi ciddiyetle ve layığı ile yapmaya çalışan bazı kişilerden kaynaklıdır, kim bilir.

    koca internet aleminde tabii ki bilgiye ulaşılabilecek sınırsızlık var, ama şu da var ki bazı durumlarda bilgiyle birlikte, insanlara, yorum ve bakış açısı da gerekmektedir. bu gibi durumlarda, -benimle birlikte pek çok kişi tarafından da- sözlük ortamlarının kullanıldığından eminim.

    son olarak da, eğer ki bilgiden ziyade sadece eğlenmek amaçlı bir platform oluşturma niyetiyle hareket edilmiş ise geçmişte, keşke burasının adı "sözlük" konmasaydı da bizler de boş umutlara yelken açıp, sonra okyanusun ortasında rüzgarsız bırakılmasaydık.
    5 ...
  6. 4.
  7. bir tarz ve duruş meselesidir. hayata bakış, yoğurdu yiyişle ilgilidir. ve pek tabiidir ki kişiden kişiye farklılık gösterir. benim için, sözlüğe sosyalleşmek, hadi birbirimizi yemeyelim, hatun kaldırmak için gelenle, siyasi görüşlerini dile getirmek için gelen, ya da fb mi daha büyük gs mi muhabbeti yapmak için gelenle, frankfurt okulu hakkındaki bilgilerini paylaşmak için gelen arasında temelde bir fark yoktur. herkes hayata kendi penceresinden bakar; sözlüğe de öyle elbette.

    asıl konu yazarların sözlüğü ne kadar ciddiye aldığı ya da almadığı değil, sözlüğe ne kattıklarıdır. ya da ne kaybettirdikleri diyelim.

    bu noktada grand ekinoks'a katılmadan edemeyeceğim. elma başlığının altına, yeşili ve kırmızı olan bir meyve; kel başlığının altına saçları olmayan, türünden herkesin aklına gelebilen, hem de internette bir sürü alternatifi olan bilgiler yazarsak sözlük iddia edildiği gibi "bir bilgi kaynağı" olmamakla kalmaz, aynı zamanda son derece sıkıcı bir mecra halini alır. yeri gelmişken söylemek zorundayım, başlığının altına methiyeler düzülen asiti kaçmış kola'nın, sözlüğe bir yığın sıkıcı ve gereksiz entry girerek aslında sözlüğe zarar verdiğinin pek farkında olan yok ne yazık ki.

    insanlar elmanın kırmızı ya da yeşil olabileceğini zaten biliyor, bilmese bile bunu ona söyleyebilecek bir sürü site internette cirit atıyor. sözlük için esas önemli olan kutsal bilgi sunmak değil alternatif bilgi sunmaktır, yani alternatif bir bakışa sahip olmak. uludağ sözlüğün soyunması gereken misyon budur. ekşi sözlük bunu yapabildiği için başarılı oldu. gerçi onların sunduğu alternatif de artık klişeleşmeye ve kendini tekrar etmeye başladı.
    şairin dediği gibi:
    artık yeni şeyler söylemek lazım.
    7 ...
  8. 23.
  9. 29.
  10. ***
    bir yazarın; odasının dışında bir hayat olduğunun farkında olmayıp, rüştünü ispatlama yeri olarak sözlüğü seçmesi olayıdır... ya da bana öyle geliyor...
    mevzu; geyiğin ciddiye alınmasıyla başladı, sonra baktık ki; lan samimiyetsiz bir ciddiye alış var burada...

    tamamen geyik amaçlı bir başlık açılır... yani beyin standartları haydar dümen'e soru soranların üzerinde olanlar o başlığın geyik olduğunu anlayabilecektir, ya da siz öyle düşünürsünüz... başlığı açan da eğlene eğlene yazısını yazar... sonra bir bakar ki, altında sosyal mesaj vermeye çalışan saçma salak bakınızlar... lan ne sosyali ne mesajı... avea bile mesaj kaygısına son diyor amk, git bir avea al, beşbin beşyüz mesaj al, msn den telefon numaralarını alma başarısını gösterdiğin hatunlara-erkeklere ver mesajını... adamın yazma şevkini niye baltalıyorsun...

    dedim ya geyikle başladı... sonra baktık ki... lan samimiyetsiz olmuş hep buralar...

    ota boka; abazanların düşüneceği-yapacağı-isteyeceği vs şeyler... lan abazan nedir amk, kaç abazan tanıyorsun... hala bir de abaza yazmıyorlar mı, o zaman tepem atıyor işte... hay abazanlar kovalasın seni... hea yaram var da gocunuyorum sanma, senin yaşından fazla... neyse sktir et... yine anlamazsın...

    bir de siyaset var... kahve kültürünü asla küçümsemem, çünkü lisede dersi asıp batak oynamaya giderdik... şimdi de lise arkadaşlarımla buluştuğumda yine giderim... ki küçümsesem hor görsem gitmem... güzel yerlerdir kahveler... siyaset oradaki kültürle yapılıyor... şimdi; lan küçümsemiyorsun diyeceksin o zaman neden böyle diyorsun... haklısın güzel kardeşim, ama ben oradaki samimiyeti seviyorum... siyaseti değil... şimdi; sen oralardan duyduğun ''ülkücüler kafatasçıdır, solcular gomünüsttür'' sözleriyle buraya gelirsen, afedersin bi sktir git çay koy derim ben sana... lan otur bi soluklan... hem nedir bu karşındaki kişinin siyasi-dini düşüncesini değiştirme çabası anlamıyorum... lan işte adam onu düşünüyor... bırak sevsin başbakanı, belli ki yaptığı şeyler hoşuna gidiyor... bırak sevmesin başbakanı demek ki hoşuna gitmiyor... neden sevdirmeye ya da nefret ettirmeye çalışıyorsun? bırak ne düşünürse düşünsün, sen sadece düşündüğünü, adam gibi söyle...
    ateistleri öldürüyoruz, hristiyanlarla yahudileri hatunlarından dolayı skiyoruz, müslümanları da yobaz olarak görüyoruz... ne anladım lan bu skişten ben?

    futbol... öyle tahmin ediyorum ki; erkek yazarların en az yüzde doksanı, çocukken mahalle maçı yapmıştır arada kazmalar vardır mahalle takımına alınmamıştır ama mahalle içindeki maçlarda kaleci kontenjanından elbet bir kadroda yer bulmuştur kendisine... o kadar yıllık oynadığın, hakkında en çok fikir sahibi olabileceğin spor hakkında bu kadar ahmakça konuşulamaz yahu! yok fener en büyük yok cimbom beşiktaşı sker... beşiktaş alayına gider... bu mudur lan sizin futbol anlayışınız? bu mu o kadar sosyal mesaj verirken, aslında içinizde kadroya girememişliğin acısını çıkartışınız...

    moderasyonla ilgili olaylar da manyak zaten... bu benim entry mi haksız yere sildiii.... örtmeniiimmm... silerse silsin lan, bir daha yaz... bir daha yaz... hala mı siliyor? kapat bilgisayarı git bi cafede çay iç, kız kes, erkeğe gerdan kır... hiç mi yapacak işin yok da ağlıyorsun...

    şimdi bunların sebeplerini söyleyeyim mi toptan? hepsinin aslında tek sebebi var...
    gerçek hayatta farkedilmeyip, buralarda farkedilmeyi beklemek... bilgisayarın fişini çekince gidecek yeri olmamak... çay içeceği arkadaşı olmamak... dünyanın sadece bilgisayar başında dönmesi...
    bu göstermelik duyarlılıkları da (toplumsal olaylar vs) aslında kendi egolarına duyarlılıkları, ben böyleyim ama kimse beni görmüyor hezeyanları...

    'lan madem o kadar ciddiye almıyorsun neden bu kadar yazı yazıyorsun' diye sormaz mısın bana? aklın varsa sorarsın... sana sebep vermek zorunda değilim ama söyleyeyim... bir kişi için... bir kişinin yazılarımı görmesi için... 'lan madem onun için ne diye benimle uğraşıyorsun' diye de sorarsın sen? yani sorman lazım... ben yine cevap vereyim sana; sıkıldım lan... sadece yazmıyorum, okuyorum da... saçma salak yazılardan sıkıldım artık...
    yoksa bi derdim yok sizinle... ama bir yerden sonra kaldırmıyor insanın bünyesi...
    5 ...
  11. 79.
  12. son zamanlarda sık sık rastladığım durumdur. entrysini beğenmediği yazarlara sataşanlar, küfür edenler, tehditler savuranlar, marjinal ya da toplum duzenine ters gelenlere hep birlikte yüklenilmeler ve benzeri durumlar gün geçtikçe artmaktadir. hayır siz daha ciddi işlerin adamıysanız gidin başka bir yerde yazar olun. köşe yazısı yazın, kitap yazın, siyasete atılın... ama gidin yani. ya da bırakın insanlar kafalarına göre yazsinlar. kime ne?
    7 ...
  13. 12.
  14. sözlüğü o kadar ciddiye alanlar varki birinin sözde ayar vermesiyle diğerleri de hemen atlar. saçmalarlar. vay kardeşime laf mı attın sen diye...
    birde kendisini sözlük formatçıbaşısı görenler var ulan sanane. sen yaptığın geyikleri anlatırken noluyor burda. ne format kalıyor ne birşey. daha duyarlı olalım ve daha da akıllı. komik duruma düşüyorsunuz.
    4 ...
  15. 71.
  16. başka işi gücü yoktur. burda artılanıp karma yükseltcem diye özel mesaj bile çeker bu sözlük olayını ciddiye alanlar. hele bi tanesi vardı, benim burda belli bi karizmam, duruşum var diyodu ahahaha ne güldüydüm yau.
    4 ...
  17. 3.
  18. hayatta hiçbir amacı olmayan bünyelerin -belki de farkında olmayarak- içine düştüğü hezeyan durumudur. mevzubahis bünyeler truth hurts, imagination fucks tadında dünyaya döndürülmeli, en yakın milletvekili bakan vs. kanalıyla hökümette işe girmeleri sağlanarak topluma faydalı birer fert olarak geri dönüşümlerinin sağlanmaları gerekir.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük