çoklu zeka kuramının unutulmaması gereken bir durumdur. Zira kimi insanların sayısal-mantıksal, kimi insanların sözel-dilsel, kimi insanların görsel-uzamsal, kimi insanların bedensel-kinestetik vs gibi zekalarının daha ön planda olacağı düşünülerek herhangi bir kıyas durumuna girilmesi oldukça saçmadır. Zeka konusunda kıyas yapılacaksa aynı türden zekaya sahip olan kişiler arasında yapılmalıdır.
sosyal zekaları fazladır. siz bütün iş güç sahibi olmuş adamları mf mi okudu sanıyorsunuz veya herkes tıp ya da mühendislik falan okudu mu sanıyorsunuz? peki siz mal mısınız?
nasıl herşeyin bir dağılımı varsa, zekanında dağılımı vardır. sözel ve sayısal zeka olarak.
sayısal zeka, işletme okuyan adam gibi vasat bir şeyken
sözel zeka, hafıza, esnaf matematiği dediğimiz pratik zeka bunlardadır.
şimdi genelleme yapıp herkesi lekelemek gibi olmasın; fakat şöyle bir olaya tanık olmuşluğum vardır.
sözel öğr1: dün oturdum matematik çalıştım, anladım da konuyu; bayağı basitmiş yani. -1 den -2 yi çıkarırken bla bla bla yapıyoruz.
sözel öğr2: kızım yanlış öğrenmişsin onda öyle olur mu hiç - yi çıkarmayı unutmuşsun. yanlış o yanlış.
sözel öğr3: işaret çarpımında hata var - leri çarpınca yine - olur. hani dostumun dostu düşmanı mıydı ki yaa? ****
*ne yazık ki hiç biri o zor sorunun cevabını bulamadı bir türlü... belki de kendilerini ifade edemediler. aslında en iyi yapabildikleri iş kendilerini ifade etmektir.*
tanımımsı: karşılaştırılacak olduğunda; hangi yönden bakıldığı önemlidir bu zekaya. söz konusu matematik zekasıysa* gerçekten skandal ve içler acısı durumdalar ne yazık ki. en basitinden markete, bakkala gidildiğinde para kullanıldığı gerçeği göz önünde bulundurulursa acilen kendilerine çekidüzen vermeleri gerekmektedir.
ileride bizi yönetecek olanların onlar olduğu gerçeği de yadsınamaz; ben de buna üzülüyorum ya.
çoklu zeka kuramına göre sayısal bölümü öğrencilerinden seviye farkları yoktur. önyargılarla sözelcileri ezme güdüsü oldukça yaygındır lakin çok yersiz bir iştir bu. herkes farklı alanlarda zekasını kullanabilir, kimisinin sayısal zekası, kimisinin sözel zekası, kimisinin sosyal zekası düşük ve yahut yüksektir.
kafasını hayatta hiç kullanmayacağı saçma sapan formüllerle doldurmadığı için salak damgası yiyen öğrencidir. oysaki genel kültür bakımından çoğu zaman kendileriyle yarışılamaz.
sayısalcı olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, hiç bir sayısal bölüm öğrencisinden eksiği olmayan zeka seviyesidir. normal bir insan beyninden bir farkı yoktur. maalesef ülkemizde 2 matematik sorusu çözebilen çocukların sayısala yönlendirilmesi sebebiyle insanlarda böyle bir algı oluşmuş olabilir, ama zeka da günümüz itibariyle matematik problemleriyle belirlenmemekte bir çok farklı test bulunmaktadır. aksine sayısalcı olduğu için sözelciler veya eşit ağırlıkçılardan daha zeki olduğunu düşünenlerin zeka seviyelerinden endişe etmek gerekmektedir.
sayısal bölümü öğrencilerinin kaçının liseyi bitirince üniversitede iyi sayılabilecek bölümlere yerleşebildiğine baktığımızda katılmayacağımız önermedir.
ayrıca sayısal alanda yetenekli olmak diğerlerine göre zeki olmak değildir. herkes zekasını farklı alanlara yönelerek kullanır. mesela hayatı boyunca inekleyen bir sayısal bölümü öğrencisi muhtemelen yabancı dil ve edebiyat gibi konularda gerizekalıdır, kurduğu cümlelerin çoğu ilkokul seviyesindedir, oturup muhabbet etmeye kalksanız kanser olursunuz. aynı şekilde mozart, dünyanın en zeki insanlarından biridir. 6 yaşında senfoni bestelemiştir vsvs..
neden sürekli tartışma konusu yapıldığı anlaşılamayan zeka olayıdır. sayısalların hepsi çok mu zeki de acaba ygs sonuçlarında bir çok sözelci pek çok sayısaldan fazla matematik yapıyor. Bu konuda hiçbir genelleme net bir şekilde yapılamayacağı bir gerçektir. Her şey kişinin kendisinde bitmektedir. ayrıca bir söylem var bilirsiniz.
herkesin bir amacı var hayatta ki elbette bu amaç uğruna farklı seçimleri ve yolları olacak. beyninin kullanma biçimi de kişiden kişişe değişecek elbet.
howard gardner'ın çoklu zeka kuramına göre farklı zeka tipleri tanımlanmıştır. yani daha az zeki yerine, farklı yönlerde daha aktif bir zekadan bahsedilir. fakat ülkemizde sözelci "gerizekalıdır" anlayışı yaygın olduğundan bunu yazan adam da düz düşünen adamdır.
(bkz: howard gardner)
çoklu zeka kuramını bilmeden konuşan sayısalcıdır. bizim dönemimizde (1979 doğumluyum) ilkokul veya ortaokulda matematik, fen yapamayana salak gözüyle bakılırdı oysa ki çoklu zeka kuramına göre bir bireye (özellikle yaşı küçük bir bireye) böyle davranmak yanlıştır. herkesin belirli bir yeteneği ve kapasitesi vardır. belki o öğrenci ileride çok iyi bir yönetmen, heykeltraş, sporcu vs. olacak kimse bilemez bunu.
not:doktoralı mühendisim. peki bunları nereden mi biliyorum, tabi ki gelişim ve öğrenme psikolojisi dersinden.
niye böyle kıyaslama içine sokulduğunu anlamadığım zeka seviyeleridir.ne oluyor yani sayısalcı olunca çok mu zeki oluyor? herkes hayalindeki meslek için bölümünü seçer oraya gider. olay bundan sadece bundan ibaret.*
bir sözel bölüm öğrencisi olarak genelde ortalamanın altında olduğunu söyleyebilirim. bizim ülkemizde dersleri kötü olan aptal öğrenciler sözele gider diye bir genel geçer önerme olduğu için çok zeki sözel eğilimli öğrenciler dahi sayısal ve tm alanları tercih ediyorlar. ben lisede hatta ilköğretimde sözel alana gideceğim dediğim zaman ailem bana büyük baskı uygulamıştı. hatta dershane hocam senin derslerin kötü değil neden sözele gidiyorsun demişti. o dönem ailemin ve diğer unsurların baskılarına göğüs gererek sözele gittim ve izmir'de hiçbir anadolu lisesinde sözel bölüm yoktu. bu sayede çok fazla kasmadan aynı seviyede olduğum sayısalcı arkadaşlar zar zor üniversite kazanırken ben türkiye derecesi ile hayallerimin üniversitesine hayallerimin bölümüne yerleştim. artık sosyal bilimler liseleri var allaha şükür zeki öğrenciler sırf aile ve çevre baskısı yüzünden farklı alanlarda harcanmıyor. ama hala anadolu liselerinde çok büyük bir mahalle baskısı olduğu acı bir gerçek.
Sayisalin, beyinin bazi calismayan fonksiyonlarini calistirdigi dogrudur lakin bu zeki olduklarini gostermez. Zira gunumuzde sosyal zeka prim yapmaktadir.
okul dersleriyle zeka seviyesini kıyaslamamak gerek. ama şu an salaklar sözel seçer diye bir ön yargıda yok değil. ben bir eşit ağırlıkçıydım ama ilkokul öğretmenlerinin yetersizliğinin cezasını lise de çeken bu sebepten sıfır matematik zekasına sahip olup sözel seçen çok zeki arkadaşlarım var. benim de başıma gelmişti böyle bir kaç olay orta okulda. 8x2=17 diyen bir matematik öğretmenim vardı bir başkasına ilk okulda kesirlerle toplama ve çıkarma yaparken paylar eşitlenir diyen öğretmenler de mevcutmuş. işte bu tür salakların cezasını öğrencileri seçiyor sonra yok efendim sözelciler salak.
sözelciler aptal değildir. ancak doğruya doğru, liseslerde sözel bölümü seçen öğrencilerin çoğu sayısal derslerle uğraşmamak için bu bölüme kaçmaktadır.
çoğunluğu sözel bölümü yatış yeri olarak algılar. ayrıca zamanında okuduğum lisede sözel bölüm derecelerini eşit ağırlık öğrencileri yapmışlardır (ki aralarında bende vardım). bu eşit ağırlık okuyup sözeli kuvvetli olan elemanlar çoğunlukla sözel bölümü üniversitede tercih bakımından dar olduğu için tercih etmemişlerdir. yani sorun yine sistemdedir, sözel bölümü sallama bir bölüm haline getirmişlerdir.
en azından ortalama seviyededir.zekiyim diye geçinen sayısalcılar osmangazi'de elektrik-elektronik mühendisliği okurken eğer ben bu 20 günü iyi değerlendirirsem boğaziçi-odtü'ye gideceğim.onlar biz zekiyiz diye gezinsinler ben 6 yıl sonra diplomamı göstereyim.ben bunu seve seve kabul ederim *