ermeni diasporası tarafından milyonlarca dolar harcanarak tanıtılmaya çalışılan sözde soykırımdır. ermenistan dışındaki ermeniler bunlar, hani şu t-t-t-t olayı var ya bunların. tanınma-tanıtma-tazminat-toprak isteriz milyonlarca dolar bütçemiz var parayla ermeni soykırımını bizden haberi bile olmayan ülkelere kabul ettiririz diyenler işte bunlar. ama sakın yurdum insanı bunlar bu kadar para ayırıyorsa, bu kadar da kafayı takıyosa bu işe, almasınlar istediklerini bunlar diye korkmasın. bizden, bırakınız 4 t'yi. 1 t bile alamazlar. biliniyor ki bu işler hukuk işidir. e yanlış hatırlamıyorsam soykırım da hukuken 1944 yılında tanımlandı. *** zaten böyle bir soykırım da yapılmamıştır. o yıllarda osmanlı bir yandan ruslarla savaşacak bir yandan ermeni katledecek olacak iş mi? ulan hadi osmanlı bu, yapar diye düşündünüz. ama öyle saçmalamışsınız ki yok efendim 1 milyon ermeni öldü. hayır 1.5 milyon. var mı arttıran misali sallıyorsunuz. 1.5 milyon ermeni katletsek diye düşünüyorum da. bunların cesetlerini neremize sokacağız? öylece bıraksak koku yapar, virüs salar, salgın hastalık olur çok fena. e napacağız, mecburen gömeceğiz. o zamanlar teknoloji pek gelişmemiş olduğundan dolayı katlı mezar da yapamayacağız. mehmetçik elinde kazma en fazla ne kadar derin kazabilir ki? bir yandan ruslarla savaşıp, bir yandan soykırım yapıp, bir yandan da derin derin mezarlar kazamayacaktır. hadi yine uğraştı didindi, uyumadı çok güçlüydü diye düşündük; 1.5 milyon insanı gömseydik biz, tüm doğu anadolu, belki de beraberinde güneydoğu anadolu tamamen mezar olurdu. nerde bu mezarlar gelsin de bulsunlar.
*sizin anlayacağınız, soykırım ya-pıl-ma-mış-tır!
*ey okur, sen eğer "hayır efendim bence yapılmıştır" diyorsan da git cicile oyna!
yapılmamış olan ama söylenenleri duyduktan sonra 'keşke yapılsaydı' diye iç çektiğimiz, bazı ülkelerce kabul edilen, bundanda pek bi rahatsızlık duyduğumuz ancak varlığını hiç bir zaman kabul edemeyeceğimiz sözde bi olgu.
cok tartısılmasına ragmen tarihteki bilgilere bakıldıgında olmayan iddiadır . ermeniler yerlerinden göc etmek zorunda kaldıklarında yasadıkları tartısılmaz bir trajedidir fakat bir soykırım degildir . atıp tutmak yerine tarih bilgisini gelistirmek isteyenler bunu fark edebilirler.
saçmalamaya gerek yoktur. her iki tarafında yaptıkları şeyler vardır. doğal olarak güçlü olan osmanlı olduğu için daha fazla şey yapmıştır. belli miktarda insan ölmüştür. evet bunların sayılı yüz binler olabilir. onlarda bize kayıp verdirmişlerdir. savaş zamanı olduğu ve bazı üst düzey askeri kişilerin ihmali sonucu bu insanlar vatandaşların da saldırıları sonucu ölmüştür. ancak buna soykırım denemez, çünkü bu sadece ülkeyi o zaman ki şartlarda tehdit eden kişilerin sürülmesi ve tehlikenin uzaklaştırılmasıydı bu, bu günlerde olay çok acayip boyutlarda amerikada 1.5 milyon ermeni anısına diye anıtlar dikiliyor, fransa da anıtlar dikiliyor falan... yani olanlar oldu artık inkar edecek bir durum yok. onlar da bazı şeyler yaptılar bizde yaptık. ancak bizim onların yaptıklarının 3 - 5 katını yaptığımızı unutmamamız gerekir. yani boş düşmalık yapmaya gerek yok. vatandaşımız olan ermeniler bu duruma oldukça üzüleceklerdir. bu noktada ermenilerin de diğer dış güçleri bir kenara bırakarak( bu diaspora ile pek mümkün durmuyor ancak ) türkiye ile şartsız ilişkiye geçmesi her iki ülke için de iyi olcaktır. ancak biz de üstümüze düşeni yapıp soğuk kanlı ve eşitlikçi bir yapı sergilemeliyiz.
posta kutumda bulduğum bir forward maile de konu olan saçmalık. mail;
ABD'nin önemli ve çok izlenen kanallarindan birinde Ermeni Soykirimi iddialarini destekleyen bir belgesel yayinlandi. belgesel Ermeni sponsorlugunda hazirlanmisti. Aslinda belgesel sonrasinda yayinlanmasi beklenen, Turk tarihcilerinin de bulundugu, objektif bir tartisma programi da yayinlanacakti. Fakat Ermeni lobisinin cok guclu olmasi ve oylamalarda bizi geçmesi nedeniyle buradaki Turklerin butun çabalarina ragmen yayinlanmasi onlendi.
Sonrasinda gonderilen bir cok sikayet mektubu nedeniyle bu tartisma kismi
icin tekrar bir oylama yapiliyor.
sizden ricamiz sadece birkac saniyenizi ayirmaniz ve ASAGIDAKI LINKE gidip oyunuzu "evet, degisik goruslerdeki tarihcilerin tartismasi, filmin dayanaginin anlasilmasini arttirir"
( Yes, allowing historians withdiffering views to debate a film's premise helps increase understanding )
bölümünü isaretlemeniz ve bunu olabildigince FAZLA kisiye en kisa sürede yaymaniz .
1.Katliamın bir dini veya etnik gruba karşı resmi devlet politikası olarak yapılması,
2.Katliamın tek bir yerde değil, tüm ülkede uygulanması,
3.Katliamın bir defa değil, sürekli olarak yapılması gerekmektedir.
Bu tanım 1948 yılında Birleşmiş Milletler'in imzaya açtığı bir sözleşmeyle belirlenmiştir. 1950 yılında bu sözleşmeyi Türkiye de imzalamıştır.
Bu tanıma göre 1. dünya savaşı sırasında yaşanmış olan 'ermeni tehciri' kesinlikle bir soykırım değildir!
savaşta adam öldürmek, ki bu adamlar yaşadığı toprağı bir hiç uğruna hibe edebilecek kadar haysiyetsiz, ve türklerin 3.000.000 canına karşı bu azınlıkların 300.000 canı soykırımsa sen gitte bir alman tarihi, bir schindler'in listesi v.b. oku öğrende gel dedirten laf öbeği. gerçeği bilmeyenler, bilmemek değil öğrenmemek ayıp:
olmadığını, yaşanmadığı bir türlü dünyaya kanıtlayamadığımız, açıklayamadığımız olay. elalemin diasporası kabul ettirmek için elinden geleni yapıyor ama bizim ülkeden çıt çıkmıyor. bunca senedir tek yaptığımız "ermeni soykırımı" nın başına "sözde" kelimesini koymak oldu. daha ötesini bir türlü yapamadık, yapamıyoruz..
sürekli böyle bir şeyin olmadığını söyleyerek kimseyi inandıramayacağımız hadise. biz bunu yapmadık,evet,fakat neden reddetmekten başka bir şey yapmıyoruz? ermeniler bangır bangır her yerde türkler bize şunu yaptı şunu yaptı diye ,tabiri caizse, çingenelik yapmaktan geri durmazken,biz soykırım kelimesinin başına ''sözde'' sıfatını getirmekten ziyade bir şey yapmıyoruz. bu durumla mücadelede en büyük görev devlete ve tarihçilere düşüyor; arşivleri herkese açıyoruz demek yetmez,sen inceleyeceksin,makaleler yazacaksın, kitaplar bastıracaksın gerekirse bunu yurtdışında ücretsiz dağıtacaksın, üniversitelerde oturumlar,konferanslar düzenlemek için kendini yırtacaksın,internet siteleri kuracaksın,belgeleri oraya koyacaksın, kendi ülkenin vatandaşlarını eğiteceksin,ülke dışındaki vatandaşlarını bu konu hakkında bilgilendirip, onların karıştıkları toplumları etkilemelerini sağlayacaksın, yapacaksın da yapacaksın*. belki de en haklı olduğumuz davalardan birinde,böyle insanlık dışı bir durumla itham edilmek bir türk olarak gerçekten insanı incitiyor.
bu konuyu açığa çıkarmak için devletin zarta zurta ödenek açacağı, örtülü ödenek oluşturup elin mafyasına para akıtacağı, devlet adamlarının maaşları kadar bir para uğruna işadamlarının vergilerinin üstünü öreteceği yerde hakkımızın peşinden koşması lazım. alnımıza çalınmaya çalışılan karayı dansöz tülü zanneden bir takımlarını aşağı indirerek aklı selim kişileri başımıza getirmemiz lazım ki bunların soyu kırılıyor asıl *** .
bu aralar seçim dalgasına unutulan hede, seçimler bitsin bi bakmışlar aaa biz seçim derdindeyken bütün dünya kabul etmiş bize kabullenmek kalmış, gerçi deniz baykal 367 olmadan kabul etmez bu safsatayı.
bernard lewis in dev eseri modern türkiye'nin doğuşu nun 1988 türk tarih kurumu basımında sayfa aralarına serpiştirilmiş küçük not kağıtları var. boyları 10*15 cm. üzerinde aynen şu metin yazılı:
düzeltme
kitabın 354'üncü sayfası 7. satırından itibaren yer almış ve tekrarlanan olgu
a-kesinlikle 'bir anayurdun sahipliği uğrunda iki ulus arasındaki bir mücadele' değildir.
b-müellifin kaydettiği gibi birbuçuk milyon Ermeni'nin yok olması tarihi gerçekleri hiç bir şekilde yansıtmamaktadır.
türk tarih kurumu
e adı üzerinde türk tarih kurumu. eminim ermenistan'daki endoktriner eğitim süzgecinden kim geçse aksine inanır. ama global gerçek soykırımın mukatele olarak adlandırılan duruma karşılık geldiğidir.
ortada insancıl olmayan bir şeyler olduğu kesindir. Bunu kimse inkar etmiyor. Türkiye de hiç bir resmi kurum veya kişinin ağzından olayın insancıl olduğu ile ilgili bir kelime çıkmamıştır.
Ortada bir savaş vardır. Bu savaş emperyalist güçler tarafından kuşatılan bir memleketin son çırpınışları, son hamleleri, hayatta kalmak ve yeni doğacak çocuklarının gözlerini hayata tutsak olarak açmaması için verdiği çabadır.
Bir de bu savaşta yıllardır bu topraklarda, bu imparatorlukta beraber yaşamış, insanları vezirlik yapmış, mimarlık yapmış, saray hayatında en üst basamaklara çıkmış ermenilerin osmanlı imparatorluğunu arkadan vurması vardır sevgili sözlük.
Bu insancıl ermeni arkadaşlar rusya cephesinde, osmanlı ordusuna karşı rus saflarında savaşmıştır. Osmanlı ordusunun ikmal yollarını, telgraf hatlarını, demir yollarını sabote etmiştir. Bu mudur insancıllık ?? Yüzyıllardır beraber yaşadığın insanları Fransızlardan kotardığın milliyetcilik rüzgarı ile ilk fırsatta sırtından vurmak mıdır insancıllık.
Sattılar osmanlıyı o dönemdeki ermeniler. Üç- beş tüfeğe ve bir bez parçasına
Osmanlı hükümetinin yaptığı sadece ikmal yolları üzerinde,verilen raporlar doğrultusunda belirli bölgelerdeki ermeni nüfusunu geçici olarak başka bir yere taşımaktır.
Yapılan bir soykırım olsaydı sadece ilgili ikmal yolları üzerindeki değil, izmirdeki, istanbuldaki, batı trakyadaki ticaret hayatının en tepesinde bulunan ve savaş zamanında işkembelerini büyütmekten başka birşey yapmayan ermenilerinde kellesi alınırdı.
Evet ilgili ikmal yollarındaki ermeniler farklı yerlere nakledilirken insancıl olmayan durmlar meydana gelmiştir. Bunuda kimse inkar etmiyor. Arşivlerde kayıtlı kimlere ne olduğu.
Ama orada ermeni kardeşlerimizin !!! başına gelen insancıl olmayan olayların çok daha fazlası Allhuekber dağlarında, trablusda, trakyada, çanakkalede bu milletin başına gelmiş ve bu millet ermenilerin yaptığı gibi ağlamamış, bunların altından kalkmasını bilmiştir.
Ermeni iddialarına göre, 1915 yer değiştirme uygulaması sırasında 1.5 milyon Ermeni "soykırım"a tabi tutulmuştur.
Ermeniler bu olaylarda önce 600 bin, sonra 800 bin Ermeni nin öldüğünü ileri sürmüşler, bu sayı daha sonra sürekli olarak artırılmış ve 1,5 milyona varılmıştır. Bu açık artırmanın devam etmesine ve Ermeni çevrelerinin yarın, öbür gün ölü sayını 2, hatta 3 milyona çıkarmalarına da şaşmamak gerekecektir.
Bu açık arttırmaya ne yazık ki ciddiyetleriyle tanınan bazı yayın organları da katılmaktadır. Örneğin Encyclopedia Britannica'nın 1918 baskısında ölen Ermenilerin sayısı 600 bin olarak kayıtlı iken, bu sayı 1968 baskısında 1,5 milyon olarak belirtilmiştir.
Gerçek Ermeni kaybı nedir? Bunu kesin olarak tespit etmeye elbette imkân yoktur. Ancak, ortada esas olarak alınabilecek temel bir veri vardır, bu da Osmanlı Devletinde o dönemdeki Ermeni nüfusudur.
Ermeniler ve Diğer Yabancı Kaynaklara Göre Osmanlı Devleti'nde Ermeni Nüfusu:
1917 ingiliz Salnamesine göre; 1.056.000
Patrik Ormanyan;a göre; 1.579.000
Kevork Aslan'ın "Ermenistan ve Ermeniler isimli kitabında Anadolu’da 920.000, Kilikya (Adana, Sis, Maraş Bölgesi) 180.000, Osmanlıların diğer bölgelerinde 700.000, olmak üzere toplam 1.800.000
Alman Papas Johannes Lepsius;a göre; 1.600.000
Cuinet'e göre; 1.045.018
Fransız Sarı Kitabına göre; 1.475.011
Basmacıyan a göre: 2.280.000
Patrik Nerses Varjabedyan;a göre; 1.150.000
Osmanlı Devleti Resmi Belgelerine Göre Ermeni Nüfusu:
Yabancılar Osmanlı belgelerini görmezden gelmeye çalışmaktadır. Ancak, bu konudaki en güvenilir rakamların resmi belgelerde olduğu kesindir. Son zamanlarda olduğu gibi tehcir öncesi Ermeni nüfusun olduğundan 4, hatta 5 kat fazla gösterildiği olmuştur. Örneğin 1878 Berlin Kongresi'nde Bağımsız Ermenistan isteyen Ermeniler, Doğu Anadolu illerinde 3.000.000 Ermeni olduğunu savunmuşlar ancak Berlin Anlaşmasında Hıristiyanlardan vergi alınması hükme bağlanınca, bu sayıyı Osmanlı Hükümetinin belirlediği sayının altına indirmişlerdir.
Osmanlı Devletinde istatistik Genel Müdürlüğü 1892 yılında kurulmuştur. Genel Müdürlük görevini 1892 yılında Nuri Bey, 1892-1897 yılları arasında Fethi FRANCO adlı bir Musevi, 1897-1903 yılları arasında Mıgırdıç ŞINABYAN isimli bir Ermeni, 1903-1908 yılları arasında Robert isimli bir Amerikalı, 1908-1914 yılları arasında Mehmet BEHiÇ Bey yapmıştır.
Görüldüğü gibi Ermeni meselesini siyasi alana taşıyan önemli olayların cereyan ettiği dönemde, Osmanlı nüfus bilgileri yabancıların kontrolü altındadır. Buradan hareketle, bugüne kadar aksi bir belge ve kanaat olmadığına göre Osmanlı nüfus bilgilerine itibar edilmesi gerekmektedir.
1893 Nüfus sayımına göre Ermeni nüfusu 1.001.465'tir.
1906 Nüfus sayımına göre Ermeni nüfusu 1.120.748'dir.
1914 Nüfus istatistiğine göre Ermeni nüfusu 1.221.850'dir.
Her üç grup veri kaynağı değerlendirildiğinde, gerek Osmanlı, gerek Ermeni ve yabancı istatistikler, I. Dünya Savaşı döneminde yaşayan Ermenilerin nüfusunun 1.250.000 civarında olduğunu ortaya koymaktadır.
Yer değiştirme uygulaması sırasında yeni yerleşim bölgelerine sevk edilen nüfus toplam 438.758, Halep;tekilerle birlikte iskan sahasına varan nüfus ise 382.148 dir(11). Görüldüğü gibi, ikisi arasında 56.610 kişilik bir fark bulunmaktadır.
Göç ettirilenlerle, yeni yerleşim bölgelerine varanlar arasındaki bu 56.610 kişilik fark, belgelerden elde edilen bilgiye göre, şu şekilde ortaya çıkmıştır: 500 kişi Erzurum-Erzincan arasında; 2.000 kişi Urfa Halep arasındaki Meskenede 2.000 kişi Mardin civarında eşkıya ve Arap aşiretlerinin saldırısı sonucu katledilmiş, ayrıca bir o kadar, yani yaklaşık 5.000 ve belki de biraz daha fazla kişi de Dersim bölgesinden geçen kafilelere yapılan saldırılar sonucu öldürülmüştür. Bu bilgiler ışığında toplam 9-10 bin kişinin yer değiştirme uygulaması sırasında katledildiği tespit edilmektedir. Ayrıca yollarda açlıktan da ölümler olduğu belgelerden anlaşılmaktadır.
Bunun dışında tifo, dizanteri gibi hastalıklar ve iklim koşulları sebebiyle de yaklaşık 25-30 bin kişinin öldüğü tahmin edilmektedir ki, bu şekilde 40 bine yakın kişi yollarda kaybedilmiştir.
Kalan 10-16 bin kişinin bir kısmı, yola çıkarılmış olmakla birlikte, henüz iskan bölgesine varmadan yer değiştirmenin durdurulması sebebiyle, bulundukları vilayetlerde alıkonulmuştur. Mesela 26 Nisan 1916’da Konya iline, ilde henüz yollarda olan Ermenilerin sevk edilmeyerek il dahilinde iskan edilmeleri için yazı gönderilmiştir. Öte yandan yer değiştirme kapsamında bulunan Ermenilerden bir bölümünün Rusyaya, Batı ülkelerine ve Amerikaya kaçırıldıkları da tahmin edilmektedir.
Nitekim belgelerde, Osmanlı ordusunda silah altında bulunan Ermenilerden 50.000inin Rus ordusuna katıldığı, yine Türklerle savaşmak üzere 50.000 Ermeninin de Amerikan ordusunda üç-dört yıldır eğitim gördüğü gibi kayıtlar yer almaktadır. Gerçekten de, Amerika da yaşayan bir Ermeni nin Elazığ da dava vekili olan Murad Muradyan a yazdığı mektupta bu türden bilgiler bulunmaktadır
Mektupta, bir kısım Ermeni nin Rusya ya ve Amerika ya kaçırıldıkları ve Amerika da eğitilen 50.000 askerin Kafkasya ya hareket etmekte olduğu açıkça ifade edilmektedir. Bütün bu belgelerden de anlaşılacağı gibi, Osmanlı tebaası pek çok Ermeni, harpten önce ve harp içinde Amerika ve Rusya başta olmak üzere çeşitli ülkeler dağılmışlardır. Mesela ticaret maksadıyla Amerika da bulunan Artin Hotomyan adlı bir Ermeni nin 19 Ocak 1915 te Emniyet Genel Müdürlüğü ne gönderdiği bir mektupta çeşitli yollarla binlerce Ermeni nin Amerika ya kaçırıldığı ve bunların aç ve perişan bir halde yaşadıkları ifade edilmektedir
Bu bilgiler, Anadolu ve Rumeli nin çeşitli bölgelerinden yer değiştirmeye tabi tutulan Ermenilerin sayıları ile, yeni iskan merkezlerine ulaşanların sayılarının birbirini tuttuğunu göstermekte ve dolayısıyla sevk ve iskan sırasında herhangi bir katliam olayının olmadığını ortaya koymaktadır.
KAYNAK:
Halaçoğlu, Prof. Dr. Yusuf-; Ermeni Tehcirine Dair Gerçekler (1915), TTK Yayını, Ankara 2001.
tarih kurumu başkanı prof halaçoğlu'nun, ermenilerin en büyük kozları ve kanıt olarak sundukları toplu mezarın, uluslararası gözlemcilerle araştırılması neticesinde bin yıllık olduğunu ermeni diasporasının yüzüne çat çat vurduğu sözde bok at izi kalsın kampanyası.
ayrıca osmanlı arşivleri yıllardır açıktır, ermenistan amerikadaki diaspora faaliyetleri dışında arşiv falan açmak gibi bilimsel olayları hep reddetmektedir ki zaten bundan 3 ay evvel tüm tezlerini geri çekeceklerini de belirtmişlerdir. yemeyince yemiyor demek ki.
devletin en büyüğünün çıkıpta korkusuzca tüm dünya ya ermeni soykırımı diye birşey katiyyetle yoktur, vardır diyen t.c. kanunları önünde suç işlemiştir demesi temenni edilesi durumdur.
(bkz: deveye diken insana s..ken yaraşır)