yeni entellik kriteri. soykırım var diyen türk kendini bi yarak sanıyor afedersiniz. ulan allah için de biri soykırım var demenin ötesine geçip ispat etsin şu siktiğimin yalanını. ispat edilirse ben de özürdiliyorum.com'a imzamı basacağım hatta ermeni vatandaşı olacağım. hadi mınakoyim.
an itibariyle ermeniler lehine devam eden sorundur. onların istediği zaten soykırımı kabul etmemiz değil, bu konunun tartışılmasıdır. bunun nedeni ise aldıkları bağıştan kaynaklanmaktadır. soykırım bahanesiyle çeşitli ermeni kurum ve kuruluşları akla zarar paralar kazanmaktadır. bu konuyu bir diğer örnekle ispatlamak gerekirse, israil'e baktığımızda almanyadan ve çeşitli avrupa devletlerinden, 2. dünya savası tazminatı olarak aldığı para onları ayakta tutuyor. peki ermenistan'ın bunları yapmasının nedenleri neler? işte bunun cevabı cok basit, ermeniler bölgeleri itibariyle azınlıkta ve en korumasız ülke. şu anda kendilerini yok olmaktan koruyan en onemli şey, kendilerini acındırmaktır. belli ki ermenistan bu çabasını bırakmayacak. türkiye'de tabiki bu iddaları kubul etmeyecek ama unutulmaması gereken bişey vardır; ne zamandır ki birbirimize düşer, türk kanını türk akıtırsa işte ozaman ermeniler ve butun dunya'ya yenilmiş olacağız. birlik olduğumuz sürece türk türkü kolladığı sürece başımız dik gezeceğiz. kimse türk olduğu için utanç duymaz, gurur duyar, onur duyar. bu gururumuzu, atalarımızdan gelen bu gururu yasatmak ise bizlere kalmıştır. birlik ve beraberlik içinde ermenileri ve bize karşı olan herkeside yeneceğiz.
ve eğer hala birbirinize karşı kin tutuyorsanız ve ermeni oyunlarına geliyorsanız, bakın tekrar ve tekrar okuyun;
Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
bu geceden sonra büyük ihtimalle kaybedilecek olan yahudi lobisi ile birlikte amerikan kongresinin ilk fırsatta kabul edeceği kıçımıza girecek yeni baş belamız. görünen budur. tamam ben de yahudi lobisinin de bilmenesinin de, ermeni soykırımının da derim ama dünya politikasında işler böyle yürümüyor. du bakalim ne olcek ?
basbakan bu gece hayatının kumarını oynadı. ermeni tasarısının gecmemesi yahudi lobisinin lehineydi. bu tasarı gectiginde neyleyelim yahudi lobisini. muhtemelen ermeni tasarısı gecemeyecek, cunku yahudi lobisi oyle ya da boyle turkiye yi kaybetmemek icin izin vermeyecek. bu da yahudi lobisinin turkiye uzerindeki baskısını azaltır.
yani bu gece basbakan 4-5 kez kazandı.
editleyelim eksik olmus: yahudi lobisi, turkiye yi kaybetmemek icin bu tasarıya izin vermeyecek.
soykırım diye bişey olmadığı gayet açık net ve belgelerle kanıtlanmış durumda. hala birçok ermeni bir soykırımın kendilerine yapıldığını iddia ediyor. ve insanlık suçlarını altüst eden bu insanları genelleyerek kalkıp savunmaya çalışan insanlar var ülkemizde. hiçbir savunulası tarafı olmayan,acımadan "türk" insanlarını öldürüp, doğrusunu bile bile vicdansız bi şekilde bunun tersini söyleyen ermeni topluluğuna ne gibi bir insanlık anlayışı sergilenebilir ki? ve buradan da anlaşılacağı gibi system of a down düşmanıyım kendi içimde. yaptıkları sadece müzik olsaydı ermeniler diye bir takıntım ve nefretim olmazdı. ama konserlerine "türkler ve köpekler giremez" yazan adamlara da bir insanlık anlayışı gösterilemez. ülkemizde birçok insanın ermeni soykırımı diye tabir edilen olay hakkında pek bir bilgisi yok. gözümüzün önündeki amerika'dan önce içimizde amerikalılaşmış ama bunun farkında olmayan türklerle mücadele etmek durumunda kalıyoruz. ayrıca ermeni soykırımının yapıldığı iddia edilen tarihlerde osmanlı devleti güçlü falan da değildi. aksine ermenilerin orada bir devlet kurma girişiminden bile korkacak kadar güçsüz durumdaydı. geçen senelerde ermeni soykırımı ile ilgili belgelerimizi dünya kamuoyuna sunmayı önerdik. onlar da gelsinler dedik.hâlâ söylüyoruz ama kabul etmiyorlar. nedeni apaçık ortada. çünkü gerçekleri zaten biliyorlar.
baskın oran gibi sözd aydınların ermenilerden özür dileme sebebi olarak gösterdiği, gerçekliği hiçbir zaman kanıtlanmamış sözde soykırımdır. new york times'ın dediğine göre türk aydınları ermeni soykırımını halka alıştırmya çalışıyormuş ve 20 yıla kalmadan türkiye bu sözde soykırımı kabul edecekmiş. bu ülke insanı ne zaman aydınlara inandı ve güvendi ki? yada kendisini aydın ilan eden kişiler ne zaman halkı anlamaya çalıştı?
kendi topraklarını ve insanlarını korumaya çalışmak soykırım yapmak ise bugünümüzde yaşananlara ne denmesi gerekir şeklinde bir soru ampulü yakar. başındaki sözde kelimesi bile telafisizdir.
1- durduk yere mi göçe zorlanmışlardır.
2- siz ruslara uydunuz kıçınız kalktı beraber yaşadığın bu insanları gel sen öldür ben seyredeyim mi demeliydi o zamanın sorumluları.
ermeni soykırımı vardır diyen aydın sayılıyorsa ben aydın değilim.
uludağ sözlük adına büyük bir utanç vesilesi olabilen olaydır. öncelikle "ermeni soykırımı" başlığının "sözde ermeni soykırımı" adlı başlık altında birleştirilmesini öngörmek boynumuzun borcudur.
yalanlar, komplolar, ihtimaller ve sikik argümanlara dayanılarak 90küsür yıldır türkiye nin önüne sürülen, üzerinden süren kişi, kurum ve kuruluşların büyük rant elde ettikleri sözde olaydır.
yavşak türk medyasının oynaklığı da gözler önündedir. kanıtları var elimizde. kaç kişi çıkıp bana ermeni soykırımının çatır çatır tartışıldığı büyük bir kanal gösterebilir? hiçkimse. böyle bir konu mümkün değildir zaten. ülke parsel parsel satılmaya başlandığından beridir bu durum böyle. petkim mi diyordunuz? daha niceleri var, olacak.
insanlığın, insanın ayıbı bu sözde soykırımın ifşa edilmesi değil bu sözde soykırım üzerinden kendi halkını da sömürme politikası güden en hain topluluğun varlığını en basiretli şekilde devam ettiriyor olabilmesidir. eleştiriyoruz, küfür ediyoruz. o amcıktan büyük kanallarda dizi izlerken gözleriniz, götleriniz birbirine geçerken kaç kişi bu konuların arkasını, bu kanalların ne boka yaradığını gözden geçirdi? ulusal kanalların da sonunu görüyoruz değil? baskınlar, ambargolar..
bu ülke elden gidiyor ve bunun sorumlu kanadı sizlersiniz, bizleriz. uyutulan, kandırılan türk halkı. "kapitalizm bıy bıy" diyen ağızlar ancak yarakla beslenebilecek tiynete sahip vücudların organıdır. hiçbiriniz bu toprağın tek bir parçasında adım atmaya nail değilsiniz. kafasını kaldırıp etrafında dönen dolapları göremeyen bir toplum..
siktiriboktan bir şekilde, dinine, peygamberine laflar geliyor diyerek galeyana gelen bu topluluk asla ve asla hiçbir platformda ülkesini memleketini, mustafa kemal ve miraslarını savunabilecek cesaret ve basirette değil. allah kitap peygamber elbette sizleri yaşatacaktır. bunlardan emin olunuz.
kör bir millet mustafa kemal in en korktuğu şeydir ve kemikleri sızmaktadır ulu önderin. götümüz mü yemiyor arkadaş ses çıkartamıyor bu millet bu dalaverelere? veya salaklıktan, eksiklikten mi? uyutulduğumuz gerçeği mi yoksa?
dizi, film izlediğiniz o kanallar gün gelecek götünüzdeki donun neler yediğini türk toplumu olduğunuz üzerinden dünyaya deklare edecekler. bakalım bu sus pus ve yalamacı hallerin yerini nasıl tavırlar alacak?
boş bir gençlik var, boş bir basın, medya, aydınlar. bu ülkenin geleceği bu olmamalıydı.
ne kadar koyun varsa bu ülkede hepsinin götünü teker teker sikeyim. ama imkansızlıkların koyunu değil, bıy bıy ötebilen emperyalizm yavşağı ama tezat görünen ve imkanı olan, düşünme imkanı olan koyunların götlerin çakayım teker teker. dizi izleyerek karşısındakini eleştiremeyen, düşmanını tanımayan, tanınmasını istemeyenlere prim veren koyunların.
erzurumlu ailemin anlattığı vakıalardan tanıkla,canlı şahitle öğrendiğim şudur ki; ermeni soykırımı olmamasının yanı sıra; maçaları biraz daha sağlam olsa; türk soykırımı olabilecek durum*. zira Turan dedem vardır, komitacılardan kadınların namusunu, canını korumak için can vermenin direğinden son anda dönmüştür.
her ağzı olanın konuştugu bir diğer saçma ve tehlikeli konudur. saçma olması bu olayın sadece 1914-15 yıllarında olduğu sanılması bir diğeri de adına ''aydın '' dediğimiz kılıksızların güya hümanizm ,güya vicdan yapıp özür dilemesidir. bu olay 1600 'lü yıllarda ermeiler'in başta rusya olmak üzere diğer ülkelerle temasa geçip kendi ülkelerini kurma ihtiyacından doğmuştur. daha sonra bu olay genişletilerek ermenilerin kanına girmekle devam etmiştir ve en slan ortaya sonunda bu yalan ortaya çıkmıştır. ermeniler'in bugünkü hedefi ise birinci olarak soykrım olduğunu kabul ettirmek ikincisi bunu dünyaya duyurmaktır . onlar bu emellerinden vazgeçmeyeceklerdir . bizim saf , bilinçsiz halkımızda buna göz yumacaktır.
sözde olması nihayetinde bir söz olmasından kaynaklanır.evet sözde ermeni soykırımı.gördünüz mü şu üç kelimenin nasıl bir söz oluşturduğunu.
işin hakikat tarafına gelince tarihin kendisinden asla şüphe etmediği bir realitedir ermeni soykırımı.zaten güneşin gökyüzünde duruşu kadar kesin, şek ve şüpheye yer vermeyen bu soykırım hadisesinin inkarını tahayyül etmek türk milletini tam olarak bir melekler topluluğu konumuna getirmektedir.sözde tarihinize * bi an için inanmak gafletinde bulunursak eğer; karşımıza türlü türlü işkencelerden geçen, tecavüzlere maruz kalan, hamile kadınlarının karınları süngüden geçirilen -ki bunların hepsi vardır doğrudur inkarı ise insanlık dışıdır- ama yanı başındaki çok sevdiği ermeni yurttaşlarına kılını bile kıpırdatmayan, uysal, cici mi cici, aziz türk milleti çıkıyor.
şimdi bırakın bu hikayeleri de kabullenin kardeşim.türk halkı nasıl ki ermeniler tarafından zulme ve işkenceye maruz kaldıysa, ermeniler de 1915te soykırımdan geçirilmiştir.
hiç bir şey bilmeseniz bile yusuf halaçoğlu hoca'nın sürgünden soykırıma ermeni iddiaları kitabını okuyup ikna olabilir,kafanızdaki şüphelerden arınabilirsiniz.
tanım:sözde olduğunu en azından türk evlatlarının bilmesi gerektiği halde kendi aramızda bile şüpheye düştüğümüz,'acaba lan ?' dediğimiz ermeni sıçması.
şimdi sözde ermeni soykırım diyor bir takım arkadaş. aslında haklılık payları var. bu ülkede sözle de ermeni soykırımı yapılıyor yıllardır.
türk medyası değil mi kürtlere hakaret ederken ermeni dölü kelimelerini kullanan? ya da halkın gündelik diline yerleşmemiş midir hoslanmadığımız birine ermeni diye hitap etmek?
biz bu söylemleri kullanırken ermenileri hergün katletmiyor muyuz?
"bu dünyadan witgenstein geçti" seklinde bir söz var duyanlar hatırlarlar. yeni bir dünya kurmak, yeni bir dil oluşturmaktan geçer belkide.. bir düşünün bakalım..
adı üstünde sözde olan soykırımdır.gelin buyrun arşiv vardır belgeler vardır incelensin öyle atmakla olmaz bu işler.gerçek soykırımı kimin yaptığı o zaman çıkar işte o gün geldiğinde de bu kadar kesin konuşan o aydınları! dinlemek isterim.
amerika birleşik devletleri anglo saksonlar, yahudiler ve ermeniler tarafından yönetmektedir. dolyasıyla, yakın bir zamanda uygun bir açılım yapılarak kabul etmek zorunda kalacağımız "sözde" soykırım.
toplumsal ikiyüzlülüklerimizden birisi. birşeye "sözde" deyince onun olmayacağını, hatta hiç olmadığını düşünüyoruz. gerçeğin biraz başka türlü olması ise bizi pek ilgilendirmeyebiliyor. yüzüncüyıl gelmeden vazgeçmemiz gereken ikiyüzlülüklerimizden olduğu için şu sıralarda hepimizin beynini çok meşgul ediyor. eskiden de böylesi ikiyüzlülüklerimiz vardı ve kimini aşmayı başarmıştık.
ayrıca arşivleri açınca, tarih komisyonu kurunca 100 yıl önceki gerçeklerin ortaya dökülüvereceğini sanıyor çoğumuz. kendimizi aldatmayalım. 25 yıl önceki kürt isyanının nedenlerinde anlaşıyor muyuz? arada neler olduğundan, neler yaşandığından haberli miyiz gerçekten? çözüm yolunda anlaşıyor muyuz? kocaman bir hayır! o halde 100 yıl önceki olayların belgelerini bulup, soykırım olmadığını ispat etmek isteyenler ne olacak? bu olsaydı türkiye devleti şimdiye dek bunu çoktan yapmıştı, merak etmeyiniz. biz daha mürekkebi kurumamış dursun çiçek imzalı belge konusunda bile ikiye bölünmüş durumdayız. ne olduğu çok açıkça belli olan belgeyi bile bakkal amcaya yollanan not diye yutturmaya kalkanlarımız var. ilginç olan bu belgenin darbecilik belgesi olduğunu kabul etmeyenlerin neredeyse çoğu aynı zamanda ermeni soykırımı sözlerinin başına "sözde" yerleştirenlerdir. ama orada da saflar artık biraz değişmeye başladı. işte açılımlar bu yüzden oluyor, işte direnişler de bu nedenle çoğaldı.
mesele basit aslında, biraz vicdanımıza başvurmak, biraz cesaret ve biraz da kendimize güven.
barışa inananlar onu mutlaka elde ederler. öyle de olacak zaten. türkler, kürtler, ermeniler barışmanın bir yolunu bulacaklar. çünkü su çatlağını bulur.
ermeni soykırımı uluslararası bir yalandır. 100 yıl önce ermeniler üzerinde oynanan ve osmanlı devleti ni içten yıkmayı hedefleyen oyun, bugün kürt kardeşlerimiz üzerinde oynanmaktadır.
hitler in yahudilere yaptığı fransızların cezayirde yaptığı soykırımdır. bu olayda fazlasıyla sözdedir. bu kadar gündemde olmasının nedeni de dış güçlerin bunu gündemde tutması ve dayatmasıdır. çünkü amaç kendi yaptıklarını unutturmaktır. deneyimlerle sabittir ki son gelişen olay kendinde öncekileri her zaman unutturur. büyüklüğü derinliği ne olursa olsun.
bizim en büyük sorunumuz soykırımın ülkeler tarafından kabul edilmesi ya da adamların lobisinin çok güçlü olması değildir. bizim açımızdan en büyük sorun bugüne kadar bu sorunu adam gibi masaya yatırabilecek gerçek bilgi ve donanıma sahip gerçek tarihçilerimizin olmamasıdır. ne zaman bu konular açılsa başına sözdeyi koyup kaçamak şeylerle halkı uyuttuklarından hiçbiri kalkıpta bu konuda gerçek bir araştırma yapma zahmetine girişmiyorlar.
gerçek bir araştırma, gerçek bir tarih taramasıyla bu soykırım iddialarının tamamen yalan oldukları ortaya çıkarılabilecekken neden hala kaçamak dövüşüyoruz? neden karşılarına adam akıllı çıkıp tüm dünya önünde madara etmiyoruz? yoksa etmek mi istemiyoruz? bugüne kadar bütün bu karşı koymalar, ermenilerin dünya üzerinde sözü geçtiğinden dolayı gerçek bir karşı koyamama, sadece ülkemizin halkının gözünü boyama mıdır?
soykırım denilen şey zaten kavram olarak, bütün dünyada soykırım olarak tanımlanabilmesi için bütün ülke çapında, o ırka karşı planlı olarak gerçekleştirilmiş bir yoketme girişimi demektir. o dönem sorun çıkan bölge dışında osmanlı'nın neresinde ermeniler öldürülmüş? nerede devlet planlı olarak saldırmış bu ermenilere?
ermenilerin bize saldırdığı ve katliam yarattığı bölgede bile ülke dışına çıkarılmaları sırasındaki ölümler dışında osmanlı'nın ermenilere karşı planlı ve programlı bir öldürme girişimini kim gösterebilir?
bu kadar belli olan bir şey üzerinde bu kadar soru işaretini yoketmeyip, kaçamak davranıyorsak eğer suç bizde. neden açık oynatılmıyor bu konuda bu ülke sormak gerekli.
