ölü olmaktır efendim... bir sorsanız zebaniden girer ateşlerden çıkar. allah şöyle büyük, cehennem böyle sıcak, cennette şöyle koca memeli hatunlar, böyle ortamlar varmış sayıklayacak olur fakat maalesef bunları kimseye anlatamaz...
Genellikle beklenen an gelmiştir.Fakat öznemizin okadar çok seyi olmasına rağmen o an söyleyemez.Genellikle birşeyleri ilk kez açıklama durumunda meydana gelır.
ağzını açıp içinden geçenleri bir türlü kelimelere dökememektir çoğu zaman. belki korkulur söylenecek olanların acıtacağından, belki de çekinilir söylenenlerin kişiyi utandıracağından. bazen de gerçekten imkansızdır karşıdakine içindekiler anlatabilmek. anlasın istersin halinden, tavrından senin söylemek istediklerini. gözlerinin içine bakarsın sanki içindekiler ona akacakmış gibi...
karşıdaki andaval olabilir, pozisyonu itibariyle otorite sahibi biri olabilir, sevdicek olabilir. anlatamamak ise kişinin basiretsizliğidir. insanlar sizlere acı veriyorsa eğer hatırın gönülün artık bir hükmü yoktur. maalesef sükutun altın olduğu bir dönemde değil, "acıma yetime döner koyar götüne" dönemindeyiz.
"anlatamamak" ibaresinden dolayı anlatmaktan farklılaşan, içinde bir yetersizlik halini barındıran eylemdir. çaresizlik taşır aslında bunu yaşayan insan. sabretmiştir hep, ama dolmuştur artık; bir şeyler çoktan boyunu aşmıştır.
ve belki de fırsatı varken, henüz kelimeler beyninde itaatkar bir şekilde cümle haline gelip dilinden dökülebiliyorken iyi niyetli bahaneler üreterek konuşmayı ertelemenin pişmanlığını yaşıyordur.
o kadar bunalır ki, hepsini kafasından kovmak, unutmak ister; hiçbir şeyin onu etkileyemeyeceği ve uyandığında iyi olacağı bir uykuya yatmak.
insan beyninde okadar çok birikim olmuştur ki nerden başlanacağını bilemez.
sölemek istediği çok şey vardır.özelliklede kızgınsa ve dolmuşsa insan resmen tıkanır ağzı mühürlenir
kendimden biliyorum.