öykü yazarı arkadaşlarımız arasında buny'yi de görmek istediğim, yazar kişinin dil bilgisini de öyküsünde sahiplenmesi durumunda tadından yenmez hale gelecek dergi ve oluşumdur.
ayrıca başarılı olması durumunda terabyte'larca yer kaplayan pdf öykülerimizin olacağı dergidir.
sadece verilecek konu üzerinde yazma zorunluluğu aşırı gay olan fikir. (şaka mı lan bu?) o kadar ki, olayı resmen ilkokul kompozisyon ödevi kıvamına sokmuş.
uludağ sözlük adına çok güzel bir adım olacağını düşündüğüm bir proje.
bu projeyle birlikte sözlükte küçükte olsa bir değişim olabilir.gerçekten okumak, yazmak ve anlamak için burada olan yazarların desteklemesi gerekir.
zira uludağ sözlük yazarları bir öykü yazacaksa bunu sözlükte de yapabilirler.
yok illa farklı mecralarda şansını denemek isteyen varsa onlar da blog açabilir, öykülerini bu bloglarda yazabilir, feysbukta, sözlükte link vererek öykülerini paylaşabilirler.
akıllıca olmuş. bazı yazarlar bu öyküleri yazıp sözlükte de paylaşabilirdik demiş ama bunun bir dergi aracılığı ile yayınlanması daha bir güzel olur. ilk sayısını almak lazım bakarsın sözlüğün 100.yılında gebermessek antika diye satarız.
"arkadaşlar dergi bastırıcaz kişi başı 10'ar lira verin" deseler bin tane muhalefet eden olur, ama feysbukta, twitter'da yalaşıcaz dediğin zaman "süper proce"...
dergi basılıp elimize alıp okuyabileceksek amenna...ama paylaşım cıvıklığına hayır...
konu kısıtlanmasına önce ben de karşıydım (aslında hala karşıyım). ancak organizasyon açısından düşündüğümde de şöyle bir tablo belirdi kafamda: ilk kez adım atılmış bir proje. her kafadan ayrı öyküleri (uzun-kısa) okuyup değerlendirmek oldukça dikkat ve zaman isteyecektir. ama bir konu verilirse analiz edecek kişinin "seçici" olma noktasında işi kolaylaşmış oluyor. tabi ben böyle bir çıkarım yaptım görevlinin ne düşündüğünü de merak etmiyor değilim.
öykü tahlil kurulu meselesini ben de merak ediyorum. nitekim iyi yazmakla iyi tahlil etmek bir değil gibime geliyor bana. mesela yazmak benim için zordur ama yazılmış bir eseri de çok iyi tahlil edebilme yeteneğine sahibim. bu kurula yazarın yazısına göre değil de arz-talep durumuna göre eleman alınması bana daha mantıklı geliyor. bir kişi işe alınır, denenir, beğenilmezse diğer talep eden kişiyle değiştirilir gibi. kötü yazacak birinin analiz gücü güçlüdür belki, yazısından ötürü elenmesi kötü olurdu hani.
ha bir de çocuk parkı meselesi. umarım ileride konular daha bir, nasıl desem, çıtası yukarılarda olur. *
not: ilhamla paralel yazmayı düşündüğüm öykü demiştim. bu kadar laftan sonra yazmak artık farz gibi birşey oldu. bik bik leyip yazmamak olmaz, pezevenkliğin lüzumu yok haklısınız.
--spoiler--
şimdi burda çok ilginç bir şey yapacağız. ben expere takacağım, exper vezire takacak , sonra hepimiz kuklaya takacağız, ve böylece yarın söyküde kayda değer bir öykü okumuş olacağız.
--spoiler--
desteklediğim ve her sayısını iple çekeceğim oluşum. bu sefer ne yaptığını bilen adamlar var karşımızda.
ilham gelirse bende karalarım bişeyler kalemim döndüğünce. Başlıkta sürekli belaltı giden zihniyetlerden çok sıkıldım yeni gelmeme rağmen. Tamam bazıları zekice ama geri kalanı çok kalitesiz. Bayağ güzel yazıları olan arkadaşlarda var umarım söykü amacına ulaşır. Hadi bakalım.
ilk sayının konusu çocuk parkı olması vesilesiyle komşunun çocuğunu yarın iki saatliğine ödünç alacağım, gözlemleyebildiğim kadarını da yazmaya çalışacağım.
karaladım bir şeyler bakalım diğer yazarlardan pas alırsak gol olur. bu fırsat için ne kadar teşekkür etsek az. cümle sonuna göre yazıyorum haberiniz olsun tema gidişatını her seferinde aynı noktaya getiriyorum. çünkü bize verilen konu çocuk parkı görelim bakalım iki dakikada hikaye uydurabilen yazarları.