aslında konuşmak için gerekli ağız ve dil hareketlerini gerçekleştirmeden karşındakine ya da karşındakilere anlatacaklarını anlatmak ve hissettirebilmektir.
bunun en güzel örneği sessiz sinema dediğimiz oyundur. cıvığını çıkarıp "umm.. umm.." diyerek maymun gibi tepinme hareketleriyle oynanan yolu saymıyorum.
sonra amirin karşısındasındır filan. suçlusundur da. böyle bakarsın melul melul suratına. yemez ama hani olsun bir bakarsın etkilenmiş.
pandomim sanatçıları da gayet güzel başarır bunu. tamam konuşmak olarak nitelendiremeyiz belki onlarınkini ama bir olayı canlandırırlar hani. anlatmak yerine.
ama susarken konuşmanın en güzeli sevgililiyle göz göze olandır. sitem et, sevgiyle bak veya ağla. dudakların kıpırdamasa da anlar.
sevgili gerçekten sevgiliyse. *
annemin misafir geldiğinde gözleriyle "çay koy" , "kahve yap, orta olsun." ,"kalk elini öp, hoşgeldin de.. nasıl yetiştirilmiş diyecekler." gibi şeyler anlatmasıdır. felaket rahatsız edicidir. ev kızı tribinden hoşnut olmayan beni, kısaca gözleriyle sustalı maymuna çevirmesidir...
bazı konuşmalar karşısında susmak, bir sürü laf kalabalığı ile cevap vermekten daha fazla şey anlatır ve daha etkilidir çoğu zaman...
söylediklerin oranda anlaşılmak istiyorsan durmadan konuş,
söylediklerinden fazla anlaşılmak istiyorsan arada bir sus. *
(bkz: susuyorum öyleyse varım)