Pişkinlik ve arsızlık dizboyu. Bizim askerler oralarda sıcakta debelenirken, Adamlar nargilelerini almışlar, sahilde, parklarda karı kız kesiyorlar, üstüne üstlük
bi de "Allah Türk askerinden razı olsun" diyorlar.
Kendi vatanına hayrı olmayan, bizim güvenlik güçlerimiz şehit olurken onların ise her bir karışı kanla alınmış atalarımızın canı kanı pahasına Türklük uğruna savaştıkları topraklarda sefa süren insanlardır. Gitmesi gereken insanlardır. Idda ediyorum bunlar ileride başımıza soykırım gibi bir idda ile bela olacak.
her taş birbirine bağlıdır. suriyeliler de bu ülkede istenmeyen kişiler. çünkü; bu ülke zaten kendi belini düzeltme derdine düşmüş durumda. eğer sen yük taşıyan bir insana beni de sırtına al dersen cinnet geçirir. bu ülkedeki insanlarda bu durumda.
bu ülkede hepimiz bir şeyin ucundan tutmuş ülkemizi daha iyi yerlere taşımaya çalışıyoruz. yalnız bazı insanlar bilinçli bir şekilde hareket ederken bazıları sadece bir insana tapıp onun ağzından çıkana inanıyorlar. tek insanın ne kadar tehlikeli olduğu fetö olayları ile ortaya çıktı. din ile siyaseti birbirine karıştırmak felakettir. bir ülkede temel ilke dürüstlük ve adalet olması gerekiyor. eğer birilerini koruyup güçsüz olanı ezerseniz bir yerlerden patlak verir. hiç kimse başkasının hakkını yiyemez!, yememeli!, yiyenler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır!
Günbegün geçtikçe ilerde Türkler'e ırkçılık yapacak kadar artacaklarını düşünüyorum! artık her yerdeler, içimizdeler artık! bir Karadeniz Bölgesi kaldı -Afedersiniz- s*çmadıkları ama bu gidişle orayı da talan ederler; istanbul gibi!
Ülkemizdeki misafirlerimiz. Fakat biraz abarttılar gibi ama bu onların suçu değil. bu hakkı onlara verenlerin suçu. Tamam aldın da bari ülkenin işine yarayanları alsalardı.
rte zaten suriyelileri ülkenin başına saran zat olduğu için böyle bir sözde bulunması "seçim sonrası ohal'i kaldıracağım" demesinden farksız olacaktır.
nadir istisnaları dışında bence her millet ülkesinde güzeldir, mutludur. türk türkiye'de, suriyeli suriye'de, japon japonya'da yaşarsa mutludur.
Maşukiye ve sapanca gölü turuna cıktım. Resmen kendimi mağaradan cıkmış gibi hissettim. En Son Taksime gidince böyle hissetmiştim. Resmen Maşukiye ve sapanca küçük suriye olmuş. Bütün her yer arapça tabelalar ve herkes bagıra bagıra arapça konuşuyor.
Kim bizi bunlardan kurtaracaksa Ben oyumu ona vereceğim.
Ulan isin asli bunlar suriyenin yuzde 80 i yuzde 12.5 ise esadcilar yani bu yuzde 80 i ulkenin yuzde 12.5 u tokatlayip ulkeden pislik olanlarini def ediyor . Bunlardan muacir olmaz ki bizden ensar olsun .
bunlara kırmızı ışıklardan geçerken çok rastlıyorum. daha doğrusu o zaman daha çok dikkatimi çekiyorlar. yayalara yeşil ışık yanmadan karşıya geçmeye çalışırken trafiği alt üst ediyorlar.
dün yine iki tane suriyeli kadına ışıklarda denk geldim. trafik çok hızlıca akarken bu ikisi geçmeye çalışıyor. ışıklarda da bekleyen biri sürü insan var. biz yayalarda, sanki survivor gibi izliyoruz bunları. bu trafikte de koşmazlar diye düşünürken, bunların yüzünde aptal bir sırıtma ile depara başladılar. "napıyor bu mallar" derken engeli aşamayacağını düşünen biri yolun yarısında geri döndü. diğeri "yarışmanın birincisi ben olacam" edasıyla ve yüzünde o aptal sırıtma ile devam ediyor. olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki, mili saniyeler içerisinde ben bütün olayları gözlemliyorum. bizim mal bütün engelleri bir bir aşıyor. son anda duran arabalar mı dersin, korna seslerinden kulaklar çınlıyor mu dersin, artık hiç biri bizim kurbağayı durduramıyor. son 2 adımlık yeri kalmıştı ki, en sol şeritten çok hızlı, gri renkli mercedes geliyor. öyle bir geliyor ki sürücü onu fark etmedi, kesin ezecek şakası yok! son saniye kala ben elimi kaldırdım. beni araç sürücüsü gördü ve yavaşladı. bizim mal son mili saniye kala arabanın sağ aynasına çarparak durdu ve sonra karşıya geçti. yüzünde hala aptal sırıtma ile arkadaşına gülerek arapça bir şeyler söyleyerek devam ettiler.
ne yalan söyleyeyim, orada kaza olsaydı en çok üzüleceğim kişi araç sürücüsü olurdu...
Mithat Paşa caddesi üzerinden konaktan güzelyalıya doğru yürürken orda börek falan satan bir kafe var. işte orada arkadaşımla çay içmek üzere oturduk. Sonra garson olarak bir kız geldi. Ve konuştuğunda anladım ki suriyeliydi. Ve aman Allahım bu ne tatlılık. Tabi ben komik komik sorular sorarak kızı güldürdüm sonra saçma sapan şeyler aldım tek tek kız gelsin diye. Her seferinde tatlı tatlı gülümseyerek getirdi. Ona bariz asıldığımı anlamıştı ve hoşuna gittiği belliydi. Bir şekilde telefonunu alayım yada ismini soyismini öğreneyim falan diye düşünürken kekovari işyeri sahibini farkettim. Bana bakıyordu ve kendi kendime dedim ki beyinkundakcisi manyak mısın aq. Ve gittik.
Bu kadar vaat var ortada suriyelileri göndereceğiz diyen yok. Sadece ince bayramlaşmaya gidenlere kapıyı kaparım diyebildi. Suriyelileri kesin göndereceğim diyemedi.
Bence en büyük vaat bunların gönderilmesi ama kimse söyleyemiyor. Bilmediğimiz bir şeyler var. O kesin.