istanbula kadar nasıl geldikleri, neden geldikleri merak konusudur, aslına bakarsak burda mevzu adamların suriyeli olmaları değildir, aynı şekilde türkiyede de bir iç savaş çıksa biz yunanistana gitsek(bok alırlar bizi) bizim zengin tayfa* 5 yıldızlı, 4 yıldızlı otellerde tatil havasında iç savaş geçirecekken bizde aşağı yukarı bu suriyeliler gibi sokaklarda dileneceğiz yunan devleti bize bakacak mı sanki amk. işte avrupa bunun için mültecilere karşı çok sert davranıyor çünkü biliyor ki ipin ucu bir kaçarsa afrika kıt'a sının yarısı avrupaya akacak. mültecileri kabul etmede gevşek yada katı olmanın doğurduğu çeşitli insani sorunlar vardır çok alırsan bakamazsın az alırsan sen sorumlu olmazsın ama adamın hayatı yine tehlikede olur aslında bu işin yegane sorumlusu her ülkenin kendi zengin ve kodaman tayfasıdır arapça plakalı mercedeslerle gezip lüks otellerde kalan suriyeliler bunları yapmak yerine istanbulun güzel bir muhitinde daire tutsa, daha az lüks bir arabaya binse geriye kalan para en az 14-15 suriyeli aileyi(bakın aile diyorum) barındırır ve besler malesef dünyanın her ülkesi için bu böyle savaş zamanı zenginler bir anda dünya vatandaşı oluyorar.
market çalışanlarının korkulu rüyası haline gelmeye başlamışlardır. o değilde dolaşırken 10 kişilik gruplar halinde dolaşmaya başlamışlardır yakında yol keserler.
kendi ülkesinde sevmediği parti seçildiği vakit "türkiyeden siktir olup gitmek" başlıklarına dadanan, azıcık imkanı olsa ve iyi bir ülkede okuma fırsatı olsa topuklarını kıçına vura vura ülkeden kaçacak olan, savaşın ne olduğunu bilmeyen bazı zır cahillerin, kendilerini "korkaklık yapmasınlar, gitsinler savaşsınlar" diyerek eleştirdiği insanlardır.
kimse kusura bakmasın bana da istediğinizi deyin, ırkçı deyin ya da ne bilim eksileyin ama nefret ettiğim insanlardır. yani köprülerde yollarımızı kesen, görüntü kirliliği yaratan, güzelim metro otobüs metrobüs duraklarını avm önlerini kötü duruma sokan organizmalardır. çok yazık ediyor türkiye kendine çok.
bir yanım tüm dertlerimiz bitti de başka ülke insanlarına yardım ediyoruz hııaaamnaa diyor.
diğer yanım onların yerinde olmadan o zoruluklar anlaşılmaz diyorum.
savaş çıkaran tüm devlet adamlarına çok içten öfke besliyorum.
gün geçtikçe sayıları artan suriyelilerdir. özellikle cuma çıkışı camilerin önünde kimliklerini açarak arapça bağıran teyzeleri ve çocuklarını görebilirsiniz.
insanlık halidir, iç savaş olan bir yerden zor bela kendini kurtarıyorsun ve hiç bilmediğin yerlere geliyorsun. bunu anlayabilirim ama devleti anlayamam, bu insanlara kalacak yer neden sağlanmıyor? hepsinin eli ayağı tutuyor, çalışsa çalışacak ama gece başını sokacak bir yeri var mı yok mu belli değil. cebimde 1 lira para yok, minibüse binemiyorum da önünden geçerken bana el açıyorlar. ulan biz çok mu zenginiz? birbirimize bakıp iç geçiriyoruz. lan bazen önlerinde 5 lira ve bozuk paralar görüyorum, acaba diyorum 1 lira istesem verirler mi? yol parası yapayım. siktir et diyorum sonrasında. hayat ne kadar garip.
önlerinde "suriyeliyim bla bla bla" gibi yazılı kağıtlarla dilenen, ankara nın her yerinde rastlayabileceğiniz dilencilerdir.
aşti girişinde ve bakanlık yolundaki üst geçitte bunlardan birine rastlamamak mümkün değildir.
suriye'ye göyürülüp bırakılması gereken tayyip piçleridir.
beni bile faşist yaptılar, kadınları kuytuda sıkıştıran bunlar hırsızlık yapan bunlar, gayet sağlıklı olup dilenen bunlar.
esad da haklıymış diyesim geliyor.
Ankarada her caddeye en az bir tane düşecek şekilde dağılmışlar. örgütlü çalışıyorlar. türkiye için büyük bir sorun olmaya başladı. para almak için adama kene gibi yapışıyolar.
ülkelerinde kalanlar birbirini kırsın diye silah gönderileceğine mülteci olarak kabul edilenlere silah parasıyla insani sığınma şartları sağlansa dilenmek zorunda kalmayacak insanlardır.bu ülkenin utancıdırlar,hem mitinle bitinle adamların ülkesine bulaş hemde sığınmacıları dilendir akp'ye de bu yakışırdı
