mahallede ne olup bittiğini birinci ağızdan öğreneceğiniz kadındır, sabah oturur camın önüne insanı ihtiyaçları gidermek dışında asla kalkmaz ordan hele birde evi üst katlarda ise karşı apartmanın tüm dairelerinin oturma planını çıkarabilir size, hava almak için camdan kafanızı uzattığınızda orda size bakıyor olur, tül perde çekili iken lambaları yaktığınızda odanın içindeki hareketlerinize dikkat kesilmiş sizi gözlemektedir, kendi odasının perdesi asla çekili olmaz ve hiç uyumaz. öyleki bu kadının insan neslini incelemek için dünyaya görderilmiş uzaylı bir yaratık olduğunu bile düşünmeye başlarsınız.
"Camın arkasındaki bir şeye ne kadar yakın olabilirsin ki?
O cam oradadır ve sen uzanabilir misin camın arkasındakine?
Camın kırar mısın;
Hem kendi canını hem onunkini yakmak pahasına? "
Cümlelerini günlerden birgün yine camın önünde otururken karalayan kadın.
Hayatını temizlemiş
Karşısına çıkan camın içindekini incitmeye korkmuş.
Korkmuş kendisinden.
Susmuş.
evdeki en rahat koltugu camın önüne yerleştirmiş olan kadındır.
ayrıca televizyonu en rahat görebildigi alan koltuktur ve kocası koltuk fantazilerine ve oturarak sevişmeye bayılan kadındır.
mahalle benden sorulur edasi ile gecinip, her mahallede bi tane bulundugundan dolayi asina olunmus hatta ve hatta cogumuzun annesinin icinde bu potansiyelin bulundugunu biliriz. ancak belli etmek istemeyiz. dedikoducu insanlarin hosgorulmedigi ancak dedikodunun cok sevildigi gercegi toplumumuzda mevcut bulundugundan uzak dururuz, utaniriz sıkılırız * .
