--spoiler--
8x01'in kahramanı kesinlikle crowley'dir. tamam dean her zamanki bildiğin taş ama crowley'in süper zekice laf sokması filan... bu adama daha fazla rol verilsin. çok eğlenceli lan. hastasıyım. sam hakkında artık yorum bile yapmayacağım. hiç sevmedim herifi ama bu sezon daha da bir gıcık. böyle kardeş düşmanımın başına bile gelmesin. herkese ama crowley gibi bir düşman lazım. aksanını yirim.
dean'in purgatory'den yeni kankisi hakkında daha fazla bilgi verilsin. azıcık bir çabayla dehşet bir karakter çıkabilir. hele ki cass'de şu anda yokken. gerçi o da dönsün. deli olarak dönsün ona da razıyım.
meg'den bahsedilmemesi üzücü. crowley aldı götürdü de insan azıcık çıtlatır kızcağız(!) ne yapıyor ne ediyor diye. severim zilliyi.
dean... ben bu herifi taımlayacak kelime bulamıyorum artık. çok pis aşığım kendisine. ilkokul seviyesinde espri yapsa bile. adam neler atlattı ama eski halinden bir şey kaybetmemiş. hala varsa yoksa arabası ve hamburgerler. şu sam'i evire çevire dövse de içimin yağları erise. dean sendromum da başladı hayırlısıyla. aşıkım çok fena çok.
--spoiler--
Dean'de iyilik namına pek bir şey kalmamış gibi. Purgatory fena etkilemiş.
ilk bölümde ki teorim doğru çıkacak. Dean Cass'i orada bıraktı..
Daha hareketli bölümler bekliyorum bundan sonra.
8. Sezonun 2. bölümü gerçekten çok iyi geldi, yeni bölümü nasıl bekleyeceğim bilmiyorum. Efsane olan ilk 3 sezonu olur mu bilmiyorum ama en azından onlara yakın bir sezon izleyeceğiz.
yeni başladım. kısa olması sebebi ile uzun senaryo sıkış tepiş bir his veriyor. süre uzun olsa daha geniş geniş anlatılsa daha iyi olur sanki. diğer taraftan, geceleri kendi nefesinden bile korkan birisi olarak korkutmak için yapılan bir dizi olmadığını gördüm. çok fena korkutma fırsatları varken tamamına yakını es geçilmiş. korkutma modunda değil de, gizemli dedektiflik dizisi modunda olması iyi.
3 hikayenin bir arada işlencek gibi durması 8. sezona ayrı bir heyecan katıyor sanki. dean'in purgatory de yaşadıkları sam'in dean gelmeden önce yaşadıkları ve şimdi yaşanacaklar. heyecanla bekliyoruz.
Objektif olarak bir şey söylemem gerekirse, son iki sezondur dizi ivme kaybediyor. Hem ana konu olarak hem de konuyu çevreleyen av bölümleri olarak.
Bölümde ana konudan kopmak olabilir. Ancak flashbacklerden kopamazsınız. Bunu zaman geçirmek ve Cass'e ne oldu sorusuna merak getirmek için yaptılar. Sam'in bölüm sonu tırıvırı flashback'i buna örnek.
Sam'e gelmişken.. Türk kızı tripleri artık klişeye bağladı. Ancak ona da hak veriyorum. Her ne kadar avcı olarak gözüksede şekil değiştiren rolü oynamaktan başka bir şey değil yaptığı. Normal bir hayat istiyor.
Dördüncü bölümün promosunu izledim. Yine paranormal activity vari bir bölüm. Yani ana konu yine yok. Zaman geçiriyorlar.. Amaçları bu, hiç hoşuma gitmiyor ama maalesef katlanıyorum.
sekizinci sezona iyi başlayan dizi. özellikle ikinci bölümüyle izleyicileri heyecanlandırmış "ah, o muhteşem bölümlere geri mi dönüyoruz!" dedirtmiştir.
--spoiler--
artık castiel da ölecekse ölsün, ölmeyecekse meleklik görevinin başına geçsin. sam'in sekiz yıldır bitmeyen "ben normal bir hayat istiyorum." tribi bu bölüm üzdü beni. içim sızladı azıcık.
--spoiler--
--spoiler--
s08e03 itibariyle danışacakları birilerinin, akıl hocalarının, castiel ve diğer yan karakterlerin vs bir tekinin bile kalmamasıyla pek de tadı tuzu kalmadığını düşündüğüm dizidir. babalarıdır, bobby'dir, o bar işleten abladır, ingiliz aksanlı hırsız bir abla vardı, odur. hep öldü bunlar, yazık.
bir zamanlar seve seve izlediğim, ama artık benim için sallantıda olan dizi. jensen ackles ı sevmekle birlikte zaman zaman mükemmel oyunculuğunun yanında sergilediği " damn it saaağğmm" tarzı replikleri hız kazanmıştır, itmektedir. dizi bob öldükten sonra çizgisinden kaymıştır. bob sevmezdim seni ama kıymetini bilemedim.
6.sezonda bozmaya başlayan dizidir mi yoksa bana mı öyle geliyo. neyse allahtan 8. sezon efsane olmuş diyolar sabırsızlıklan izliyorum.
lan o değil de göt gibi yeni sezonun çıkmasını beklemiyim 1 yıl falan diye geç başladım izlemeye ama bi çırpıda 6. sezona geldim. ne anlamı kaldı lan 1 haftaya günceli yakalarım. bi daha final sezonu başlamadan bi diziyi izlemicem amk.
Yıllardır takip edilen , 6-7.sezonda biraz hayal kırıklığı yaşatsa da yine de merakla izlenen dizi. 8.sezonu ile ilk sezonlarındaki başarıyı yakalayacak gibi görünüyor.
--spoiler--
7.sezondaki yavaşlık ve konunun zayıflığı 8.sezonda toparlanmışa benziyor. Ana konu merak uyandırıcı olmakla birlikte av bölümleriyle esas olaydan uzaklaşma yolunu seçiyorlar (4.bölüm de elçi ve tanrının kitabıyla ilgili değil). Av bölümlerinin eski sürükleyiciliğini kazanmasını ve de efsane esprilerin dönmesini bekliyorum zira deanin mimiklerini, laf ebeliği desteklediğinde tadından yenmiyor. Samin şeytanın bedeni olmasını hatta ona bu görevin çok yakıştığını düşünmeme sebep olan bencilliği ve şımarık küçük kardeş tavırları sıkmaktadır. Okuluna gideceksin git, ne diye abine trip atıyosun. Ayrıca bobynin yokluğu şiddetle hissedilmektedir.
--spoiler--
Supernatural in sekizinci sezonunun 3.bölümü yayınlandı geçen hafta. Dizinin sadık fanlarından olmama rağmen, geçen sezonki Leviathanlar ve çamaşır suyu rezaletinden sonra bu sezon pek şevkim kalmamıştı açıkçası. Ama sekizinci sezonun ilk bölümü We Need To Talk About Kevin, bölüm ismi ile bile bu dizinin neden fanı olduğumu bir kez daha bana hatırlattı.
Supernatural malumunuz müzikleri ile de kalbimizi fethetmiş bir dizi olduğundan sekizinci sezonun The road so far kısmında açılış sahnesinin Jethro Tull- Locomotive Breath ile girmesi de bu sezonun güzel başlayacağının sinyali gibiydi. Sonrasında Allahım neden kötüledim canım dizimi diye de kendime kızdım hatta:) ilerleyen dakikalarda Dean ormanda ortaya çıktığında çalan Styx - Man in the Wilderness ise tuzu biberi oldu.
Bu arada Samin avcılığı bıraktığını, Deani hiç aramadığını, hayatına devam ettiğini öğreniyoruz. Samin bu konuda bir şeyler sakladığı aşikar. Deanin Purgatoryde yaşadıklarının flashbackler ile anlatılması da oldukça hoş olmuş.
Crowleynin ilk bölümden konuya dahil olması ise eminim benim gibi pek çok kişiyi sevindirmiştir. Ne kadar kötü olursa olsun sevdiğim bir karakter Crowley. Dean'le atışmalarına zaten hastayım, bu bölümde yine aralarında geçen şu diyalog da yeterince güldürdü:
"Crowley: where's your angel?
Dean: ask your mother!
Crowley: there's that grade-school zip."
Gelelim ikinci bölüme, bölüm ismi Whats up tiger, mommy? Woody Allenın Whats up tiger, lily? filminden alıntılanmış bir bölüm ismi. Bu bölüm Supernaturalın en sevdiğim bölümlerden birisi oldu. Açık arttırma sahnelerinde Crowley ile olan diyaloglar ve Samin impalayı açık arttırmaya sokma teklifine teşebbüs etmesinde Deanin Say it and ill kill you, your children and your grandchildren. repliği oldukça güldürdü. Bu iki güzel bölümün sonrasında sekizinci sezonun umut vadedici olduğunu söyleyebiliriz. inşallah yedinci sezon gibi hayal kırıklığı olmaz.
8.sezonunda olan korku dizisidir. doğaüstü olayları konu alır. başrolleri doğaüstü yaratıkların avcısı olan dean ve sam winchester kardeşler, onlara yardım eden babalarının eski arkadaşı bobby singer ve sonradan bu gruba dahil olan melek castieldir. Dean winchester sevimli, kadın düşkünü ve alaycı kişiliğiyle tanınırken küçük kardeş sam winchester düşünceli ve özel hayata saygılı tutumuyla tanınır. castiel diziye girişiyle büyük hayran kitlesi çekmiştir.