ataride başlarda becerip birkaç bölüm öteye gidemezken, sonra mahallenin tecrübeli abileri tarafından aldığım taktiklerle 8'in 1'ine kadar gelebildiğim, ancak yıllar sonra o lanet prensesi kurtarabildiğim oyundur.
vay be mario amca diğer oyunlardaki gibi düşmanları elindeki silahlarla perişan etmez o sadece üzerine atlar ve yoluna devam eder. eski günlerin en iyi hatıralarından.
bir musluk tamircisinin bile koskoca prensesi nasıl sikebileceğini bizlere ders niteliğinde öğreten ve gerek ejderha öldürmekle gerekse hoplayıp zıplamalarıyla abazalığın nelere kadir olduğunu gösteren ufak boylu abimizdir. bir de bunun yancısı vardır luigi, o her daim ele talimdi yamulmuyorsam.
Şimdilerde 25'li yaşlarda olanların çocukluğunda vazgeçemediği atari oyunu. Çocukların oyuna fazlasıyla ilgi göstermeleri sonucu annelerin de televizyonu bozuyor yalanını ortaya attıkları oyun.
Her ne kadar televizyonu bozuyor deseler de geceleri çocukları yatırdıktan sonra kendileri oynarlar.
küçükken deli gibi oynadığım ve nihayetinde prensesi kurtardıktan sonra bu muydu yani, bunun için mi uğraştım ben diye büyük bir hayal kırıklığı yaşamama sebep olan oyundur. o günden sonra bir daha oynamadım bu oyunu. ***
dünyanın en güzel oyunlarından biridir*. böcekleri ezmek, kaplumbağaları ezmek, mantar almak kadar zevkli birşey yoktur. en güzel tarafı ise prensese ulaşınca yaşanan mutluluktur.
kucukken aldigimiz atari kasetlerinin vazgecilmez oyunudur...abartisiz soyluyorum cok oyunlu belki 100 kaset almisimdir,genelde iclerinde degisen oyunlar olur,fakat tamamina yakininda super mario vardi..acaba talep cok oldugu icin mi koyuyolar yoksa boyutu dusuklugunden midir anlamadim..
bilenler iyi bilir 8in 4üne küçük olarak girip öyle bir timing ayaralayıp en sonuncu ejderhanın altından ateşine yakalanmadan geçme heyecanını hiç bir oyunda yaşamamışımdır.