öfkeli işçidir ,amacı kaçırılıp yeraltına saklanmış olan sevdiceğini kurtarmaktır ,bu amaç uğruna gerekirse dünyayı ezip geçer , kah kaplumbağalar kah gurubeleri ezen marıo ,başarılı bir dalış ustası ve uzun atlamada derecelere sahip bir babayiğittir. elindeki ingiliz anahtarı ve yüreğindeki aşkıyla level ları bir bir atlar. *
ilk bölümünde ''hem hak mantarını alayım hem de borudan içeri gireyim'' denerek hak mantarının alınabilmesi ama borunun kaybolması nedeniyle girilememesiyle sonuçlanan oyundur.
ansızın aklıma gelmiş, şahsımı hüzne gark etmiş güzide oyun. çocukluğun vazgeçilmezi, atari kurma pahasına babayla anneyle dalaşma sebebi. kaset parası vermiyorlar diye bikbik yapardık bir de, nereden bilecektik ki 10 sene sonra ne mario kalacak ne birşey? 6-12 yaş grubuna dahil sözlükçüler, mario'nun kıymetini bilin; bulun buluşturun oynayın. yakında olmayacak bunlar.
oyunu oynama amacın artık prensesi kurtarmakdan çıkıp bir merak bir saptantı halini alır ve sonunda prensesi kurtarırsın ama gel gör ki prenses ehehe prenses işte bu bizim prenses kızımız kurtarılmaya pek deger bişi degildir **
kafasını "boingboingboing" sesi eşliğinde defalarca içinden hiçbir şey çıkmayan taşa vurdurtmanıza rağmen hala sağlam kalabilen ve yoluna devam edebilen oyun karakteri.
artık bilgisayarda oynadağımız ** eskiden atari de oynadığımız oyun.mario düşerken atlayıp zıplarken verdiğim refleksler komediydi ya tabii artık bünyem alıştı o eski tepkileri vermiyorum bazen atariyi kırasım gelirdi şimdi bilgisayara kıyamıyorum
çok fazla insanın aylarını, yıllarını yemiş oyun. mario'nun, prensese kavuşması için joystickle verdikleri mücadeleyi kendileri için verselerdi, boy boy çocukları olurdu.
hatununa bir adet biber gazı hediye etmesi gereken oyun kahramanı. kızı sürekli kaçırıyolar. bari sprey filan sıksın adamların suratına da, o sırada kaçsın kurtarsın kendini. bu yaşıma geldim hala uğraşıyorum şu kızla! yeter be!