Bir gün hiç planlamadığım bir şekilde canlı izleme fırsatını yakaladım. Hayatımda dinlediğim en güzel konserlerden biriydi. Güzel adam vesselam. Konserin bitmesine bir şarkı kala kalkmıştık ama sesi hala geliyordu. Öyle de bir şey işte.
kendisine sorulan; ''kaç senedir uzun o sakal?'' sorusuna ''hep böyleydi yalnız zaman zaman ülkedeki demokrasi gibi kesintiye uğradığı oldu, askerlikten hapishaneye kadar işte. saçlarım ise ödediğim bedellerden ağardı.'' diye cevaplayan sanatçı.
müzik zevkime hitap etmemesi değil, 62 yaşında baba olması beni rahatsız etti yalnız. acilen kısırlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. örnek alanlar falan olur neme lazım.
Istasyon Meydaninda kurulan polis barikatiyla görüsme yapmak icin ayrılan sanatçı Suaviye bir polis tarafından tekme atılır. Suavi Bu size itibar kazandırmaz
Polis: "Kusura bakmayın karambole geldiniz!"
Suavi: "Elbet bir gün siz de bizim karambolümüze geleceksiniz!"
aklımda hep uzun beyaz sakallı ve beyaz göyneğiyle yer etmiş türkücü.
tabi bunda şaşılacak bi şey yok çünkü adam hep öyle dolaşıyor, tanım olması açısından dedim onu. neyse.
sabah açıp, akşama kadar bıkmadan tekrar tekrar dinlerim bu adamı.
hele de yalı çapkını, bilmelisin, kalanların ardından, hasret türküsü, tükenme'yi söylüyorsa, şuralarda bi yerleri dağlar durur.
sakalını tahta bir çubuğa dolayıp, çocuklara pamuk şekeri diye satmak istediğim kişi. sonra çocukların sakalı yerken ağlamasını seyretmek istiyorum. ya da bilmiyorum belki de o sakalın üzerine şerbet döküp, kadayıf diye de yutturabilirim.
ya da belki de o bize yutturuyodur. sakalı yoktur, her sabah kalkıp kadayıf falan yapıştırıyodur. olamaz mı?