bazen sırf muhalafet olmak için muhalefet olduğunu düşündüğüm ama çoğunlukla hastasıyım lan entrylerinin dediğim yazar. şöyle ki harbiden yazıyor lan. tespit yaptım mutluyum demeyeceğim (nasılım hanımefendi fln) gerçek . güzel yazıyor hatta çaylaklık zamanlarımda son entrylerine baktığım yazarlardan ki zaten 365 günün 200 ünü çaylaklık olarak geçiriyorum. kırıp geçirici.
-şikayetçiyim, bana küfür etti x yazar
-sen de et koçum
-olmaz ben terbiyeli bir yazarım küfüre karşıyım
-tamam o zaman ben senin yerine ederim.
-hayır böyle bir şey istemiorumm
-o zaman ne z.kim oyalıon lan beni. yürü git.
neden böylesine abartıldığını anlamış değilim.
ekşi sözlüğün tümü olmasa da büyük bir çoğunluğu stevemcqueen gibi yazıyor. diyaloglar , tespitler vesaire.ya da ekşi sözlükçü olsun da ottan olsun zihniyeti mi var bizimkiler de onu kestirmek pek mümkün değil. *
tanımam etmem yazarı. lüleburgaz zirvesi olmazsa, babaeski olur, havsa olur gelsin sohbetini, sövmesini tartalım. deep'in testisler 34 kilo çekerse, benim meme uçlarım kesin 40 kilo çeker, steve de gelsin görelim kulak memeleri kaç çeker?
damara göre şerbet veren yazar. tribünlere oynamayı iyi biliyor. madalyona ya sağdan bakıyor ya soldan. açısını genişletmesi gerektiğini düşündüğüm yazar kişisi.
bazı entrylerini ve özellikle küfürlerini * okudukça aklıma bankacı arkadaşımı anımsatan yazar kişisi. sen o musun yoksa? *
eğer banka da başından şöyle bir dialog geçtiyse kesin sensin olm *
müşteri: m
bankacı: b
b: hoşgeldin XXXX
m: hoşbulduk. nasılsın hoca?
b: iyi saol, kredin hazır.
m: biliyorum. telefon açtılar.
b: iyi. az şöyle yanaş bakayım bişey söyleyeyim sana.
m: buyur abi...
b: ulan bak, sana kredi çıksın diye yemediğim bok kalmadı.
m: saol abicim.
b: az dinle... eğer bu paraynan içmeye gidersen, beni de çağırmazsan senin ... k.ymayan i.ne olsun. haa dersen ki benim haberim olmaz, benim kulağıma gelmez. o zaman da aynı muameleyi yapmazsam ne dersen öyle olayım..
m: hahahaha. abi hiç güleceğim yoktu. ya senin gibi müşterisine küfreden bi bankacı daha görmedim şerefsizim.
b: sen hele bi içmeye git de beni çağırma.. neler göreceksin sen daha dur...
m: aybettin abi. hafta sonu beraberiz.
b: iyi hadi bakalım... görüşcez...
uludag sozluk ün barındırdığı en sağlam yazar. her yazısını okumak bir zevk. bazen feci saçmalasa da çoğu entrysi "harbi lan!" diye bir nida çıkartır adamdan.
yobazlar hakkındaki düşüncelerimi benim yerime dile getirmiş, yıllardır içimde biriktirdiğim kini ortaya dökmüş, hiçbir zaman sevmediğim, velakin yavaş yavaş saygı duymaya başladığım yazar. umarım eskiden bazı bazı yazdığı o zırvalara devam etmez, umarım hep böyle yazılar yazar bundan sonra.
"abi bu ne kinmiş, nası bir açık sözlülükmüş" demişimdir o malum entry'i okuyunca. günün şu saatinde zihinsel orgazm yaşatmıştır bana.
"nükleer bombaya karşı iman kalkanı" projesini de aklıma sokmuştur bu arada. evet lan evet! insan beyni moleküllerinden iman kalkanı yapmaya başlıyom yarından tez yok! *
hayatı toz pembe sanan yazar yada kurbağa yeşili belkide yavruağzı ne biliyim işte.
dediğine göre eğer bir dine inanmazsak 650.000 kişi yine ölücekti yani inanınca 5 kişi ölüyor diye birşey yok demiş. peki hacım 650.000 insana şehit gözüyle bakan ve ailelerin yüzünde ufacıkta olsa bir gülümseme yerleştiren din olmasa bu 650.000 kişinin arkasından neler gelebileceğini düşündün mü?
sen şehitlik * kavramını yok ettin diyelim başın göğe erdi. o insanlara sabırı nasıl vericeksin onu da yok et hatta dediğine göre toptan ölelim. neyse saçma sapan yazardır efendim bu ülkenin beğenmediğim bir çok yanı vardır ama hiçbiri bu şahsın yazdıklarıyla uyuşmamaktadır. ben bu ülkede anarşist takılıp rant sağlamanın ne kadar ilginç olduğunu düşünüyorum mesela.
uludağ sözlük moderasyonu ile aralarındaki ilişkiyi bir dedektif tutarak araştıttıracağım insanlardır. yani dedikodular aldı başını gidiyor aralarındaki münasebetle alakalı olarak. ferah bir açıklama lazım sözlüğün selameti için. elalemin ağzı torba değil ki büzesin.