Steroidler çok çeşitlidir. Ancak temel anlamda testosteron bazlı hormon takviyeleri ile adalede glikojen tutmaya yarayan su tutucular olmak üzere ikiye ayrılır.
Testosteron takviyesi yarılanma ömrünün daha uzun olmasından dolayı görece daha uzun sayılabilecek bir sürede etki eder. Ancak şöyle bir problem var ki vücut bir kez dışarıdan testosteron aldığında artık kendisi çok düşük oranda testo üretmeye başlar. Bu da kalıcı libido düşüklüğüne sertleşme problemlerine ve duygusal kırılganlıklara neden olur. Bir nevi bir uyuşturucu gibi. Testosteron düşüklüğünde bu problemler olduğu gibi yüksekliğinde de ciddi problemler baş gösterir. Evet kas gelişimine bağlı olarak ciddi bir güç artışı verir. Ancak aşırı bir agresyonu da beraberinde getirir. Bunun yanında artan protein sentezine bağlı olarak uzun vadede karaciğer yağlanması, üre artışına bağlı böbrek sorunları da cabası.
Ama bence esas sorun steroidin getirdiği fiziksel sorunlardan daha çok psikolojik sorunlardır.
Kişinin vücudunun aniden gelişmesi tabir-i caizse bir ego patlaması yaşatır. Bu durum sosyal ilişkilerini zedeler. ister su tutucular olsun ister testosteron takviyesi olsun kür bitiminde kasların yavaş yavaş erimesi insanı psikolojik olarak yıpratır.
Burada “kaslarım gitmedi”den kasıt, muhtemelen 75 kilodan steroid sayesinde 80e çıkmaktır. ilk kürde aldığın kiloyu koruyabilirsin ama 90’dan +100 kiloya çıkan insanların yıl içinde birkaç kür yapmadan bu kiloyu koruması mümkün değil.
Özetle kullanmayın. Sadece protein+karbonhidrat takviyesi ve cila niyetine pre-workout ile de +45 kollarınız olur. 10 yıl sonra nadide sultan gibi memelerle ve sadece işemek için kullanabileceğiniz bir çükle gezmeyi göze almışsanız vurun primo+susta, winstol, trenbolon, danabol, tribulusun gözüne. Siz bilirsiniz.
