evet din hakkındaki görüşlerimiz uyuşmuyordu, ama kimin umrunda?
bugün bilime karşı ilgim varsa kendisine borçluyum. tüm kitaplarını çok severek okudum. kendisine saygım çok büyüktür. dünyaya çok büyük miraslar bıraktı, umarım bu mirası koruyabilir ve güzel şeyler için kullanabiliriz.
Değerli bir bilim insanıydı. Uzaylı muzaylı filan diyordu ama olsun, bilim dünyasına olan katkıları yadsınamaz.
Umarım kalbinde tanrı inancıyla ölmüştür. Allah rahmet eylesin.
artık allah rahmet eylesin mi denir yoksa mekanı satürn mü olsun denir, onu din bilgisi konusunda daima ahkam kesen sizlere (!) bırakıyorum ki zaten tartışmaya başlamışsınız; cennete mi gitti cehenneme mi diye... hepinizi canı gönülden tebrik ederim, hiç bir "ahmaklık" fırsatını kaçırmıyorsunuz, aferin size!
son zamanlarında saçmalayıp felaket teorileri üretip, obeziteye falan dikkat çekmeye çalıştığı bile olmuştu ama insanlık için yapacağını yapmıştı zaten stephen...
bu boktan dünyadan kurtulduğu için şanslı bile sayılabilir.
son dönemin gördüğü en büyük bilim insanı. kehanetleri yok değildi, lakin tecrübe ve bilgi dayanağı vardı. öngörebilecek ve güven verebilecek nadir adamlardan biriydi. son dönemleri inanç konusunda çalkantılı geçtiğine inanıyorum.
ölüm haberini arkadaştan alınca "sallama lan" diye terslediğim ve sonra gerçek olduğunu öğrendiğimde garip bir hüzünle dolduğum kişi. büyük bir ilim adamıydı. hayatı o iğrenç hastalığın pençesinde geçmesine rağmen, o bilimden hiç vazgeçmedi. yapay zekaya ve dünya dışına yayın yapılmasına karşı verdiği uyarılarla ölüp gitti adam. bari bunları vasiyeti olarak algılanmalı ve gereği yapılmalıdır.
en son roger penrose ile einstein'ın genel görelilik kuramını değerlendirirlerken evrenin bir başlangıcı ve muhtelemen de bir "son"u olmasının zorunluluğundan bahsetmişti. teorik fizik alanındaki görüşlerinin gelgitleriyle uzay - zaman hengamesinin izahını en doğru noktada tamamlayabilmesi sevindirici, evrenin sonu ile haşır neşir iken kendi sonunu unutması üzücü oldu. mutlak kaosun içerisinde huzur bulsun.