starbucks'a giden şöyledir böyledir, toptur, göttür tarzı yorumları karşısında insanın oturup kahve içip maç sohbeti yapmaya bile çekindiği yer olmuştur artık.
decaf kahvelerinde bile 10 mg kafein bulunan, grande de ise colanın 10 katı yani yaklaşık 550 mg kafein bulunan markadır.
edit: karton bardakta delikli plastik kapaklı kahve kısaca "alın ve uzayın" anlamındadır, kapağın işlevi yürürken, ayaktayken ve araba sürerken üzerinize sıcak içecek dökülmesin ve bir anda ağız dolusu içip ağzınız yanmasın diyedir, bir mekana oturarak içiniz diye icat edilmemiştir, bir mekana oturarak kahve içecekseniz fincanda tercih edilmesi daha yerinde ve güzel olur hatta yanında cheese cake de pek güzel gider.
güzel mekandır. kahveleri harikuladedir. kalitelidir.
türk insanının komplekslerini ortaya çıkarmıştır. nedense bir şeyin kendisinden çok kenar süsleriyle, onu sarmalayan diğer fotoğraflarıyla uğraşmayı pek bir seviyoruz. bu mekanda bizim bi bölüm gençliğin hedef tahtası olmuştur bu yüzden. gençlik artık ideolojisini kanıtlamak için markalardan, mekanlardan malzeme almakta maalesef. yok içi tiki doluymuş, yok sömürüymüş, amerikan kültürüymüş falan diye. metal ya da rock ne kültürü o zaman sanırım asya ya da doğu kültürü değil. ya da evde toplaşıp oynanılan tabu ya da monopoly türevi oyunlar neyin dayatması. sanırım türkiye'nin değil o da ithal. hiç görmedim ben kahvelerde o oyunları. biz ithal etmeye mecburuz. bu yüzden hep etkilenecez dünyadan. bu böyle hoşunuza gitsin gitmesin.
bu tür mekanların ürünlerinden çok içeriğiyle ilgileniyorlar bir de , oraya gelen insanların tarzlarıyla. orda burda hiç kimseyi takmayan modunda takılan hepsi marjinal gençlerimizin bundan neden çok rahatsız olduklarını anlayamıyorum. ebleh derler, tiki derler, hiç bir işe güce yaramayan adlederler o insanları, baba parası yiyen züppeler derler. neden rahat bırakmazlar insanları anlamıyorum, neden yargılamak zorundalar, doğru düzgün insan modeli diye bir rehber kitap mı var sanki. kendilerinin her şeyle ilgili , farkındalık seviyesi yüksek sandıkları yaşam tarzlarını niye üstün görürler? hiç anlamam.
hiç kimseyi yargılamamak lazım. çünkü çok saçma. aşırı hem de.
izmir' de bornova forum' da da bir şubesi olan kazık cafe. fiyatlarının uçmuş olmasına rağmen, kalite ve lezzet bakımından bütün kafeleri yıkıp geçen mekan. özenti kişiler de 'aa, bak ben starbucksta takılıyorum.' izlenimini vermek amacıyla sık sık ziyaret ederler.
Etiyopyadaki kahve tarlarında ölümüne çalışan o güzel insanların elinden kahveyi çok cüzzi bir rakamla satın alma adilikleri dışında değerlendirildiğinde aldıkları paranın hakkını hem hizmet hemde ürün anlamında sonuna kadar hakeden firma. Evet insan böyle garip bir varlık işte,kapitalizme karşıyız deriz gideriz en büyük kapitalist firmaların ürünlerini kullanırız, tüm yaşam alanlarımız karşı olduğumuz şeyler üzerine kurulu malesef. Deniz Gezmişin giydiğpi botun bile abd yapımı olduğu düşünülürse olayın derinliği daha net bir şekilde anlaşılabilir. Ha deniz önderinde cevabı açıktır zaten''adamlar sağlam mal yapıyorlar azizim'', olay budur.
haftanın 9 günü, kalın çerçeveli gözlüklerim, fularım, en seçkin kitapçılardan özenle alınmış bestseller kitaplarım ve toshiba laptop'umla arzı endam ettiğim muazzam mekan. ay hele mozarella peynirinde yoğrulmuş portakallı pekin ördeği aromalı ziyaççoları yok mu, bitiyorum tanrım, bitiyorum..
en kısa zamanda röbdeşambrımı giyip de gidicem. beni bekleyin anacım, bayy.
edit: eksilemişsin. evet, haklısın. röbdeşambr olayı benim de aklıma yatmadıydı. ne lan o öyle bornoz gibi. ben yine olağanca tikkiliğimle akarım ortamlara, bomba gibi düşerim aranıza.(kalabalığın şiddetle alkışlaması)
gençlerin özendikleri konusunda bir çok kişinin hem fikir olmaya çalıştığı mekan. yahu gençler özenmişse, cebindeki son parasını ona vermişse, ayranı yok içmeye gidip starbucks ta kahve içmişse mekanın ne suçu var bunda dediğim mekandır. bu millet öyle bir millettir ki kahvehaneye gitsen, varoş derler, starbucks'a gitsen görgüsüz derler, e peki bunu diyenler nerde yaşıyor acaba , ne yapıyor diye sorarlar adama değil mi? sanki doğru olan bütün yolları gösteren bir rehber kitap varmış gibi hareket etmezler mi bir de, aşağılık komplekslerini örtbas etmeye çalışarak.
pazar sabahları gitmeyi sevdiğim, chai tea latte içmek için uğradığım kahve dükkanı. bebek starbucks dünyadaki starbuckslar arasında en iyi makana sahip starbucks olarak seçilmiştir.
frappuccino olarak hazırlanması gereken kahveyi on ice yapıp uyuz eden, ancak uyarınızı hemen dikkate alıp extra blend kahve hazırlayan uluslararası işletmedir.
gibi sendromu nedeniyle popülerleşmiş yerlerden biridir ancak kanımca fazla sürmez yakında mantar gibi açılan şubelerin kapanmaya başladıklarını görürüz.
böcük gibi bir anda heryerde türeyen piyasa yapmak isteyenler için ideal dışa dönük seyir mekanı tarzında tasarlanmış oturanların rahatça görüldügü ve gördügü kazık atılmaya meyilli gençlerimizin ziyaretleri sayesinde yeni şubelerinin de yakın zamanda görülecegi shaya şirketler grubu üyesi bir oluşumdur.
mochayı güsel yapan fakat kahvenin üstüne isim yazıp bangır bangır bağırarak çağırıldığı için gitmediğim yer. mocha içmek istiyosanız ve rahat bi ortam aranıyorsa (bkz: gloria jean s coffees) gidilmelidir. bölece o kadar para verip bi de gidip kahveni almak için beklemezsin sırada. onun yerine rahat rahat oturur muhabbetini edersin.
zihni göktay'ın "lüküs hayat" oyunu sırasında söylemiş olduğu güzel bir sözü hatırlatır; güzelim türk kahvesinin suyu mu çıktı ki herkes starbucks'a gider ? **
piyasa yapmak uğruna tikilerin çıkmadığı kazıkçı mekandır.hele bi de sokakta elinde starbucks bardaklarıyla gezenler vardır ki öküzlükte ve görgüsüzlükte aşmış kişilerdir bunlar.
menüsüne bakıldığında "burası hilton oteli mi ?" moduna sokar insanı. ilk defa gidilir, koşarak uzaklaşılır. Bir de sosyetikdir, isminizi verirsiniz, isminizi söylerek siparişiniz hazır derler. Tövbe edilesi bir mekandır.
