amerikada inşaat işçilerinin kahve molası verdiği yerdir. caaanım ülkeme ciks mekan olarak kakalanmıştır. oraya gidenlerde kendilerini entel dantel falan filan sanır.
dünyanın her yerinde bir fast food dükkanı olarak algılanırken türkiye'de zaman geçirilebilecek bir kültür mekanı haline getirilen zincirlerden birisidir. diğer önemlisi de mc donalds'tır. okunuşu da starbucukustur.
son zamanlarda milliyetçisinin, komunistinin saldırdığı firma olmuştur. fiyat konusunda üstüne gidiliyor fakat, bu firmanın fiyatları, canımız-kanımız dediğimiz esnaf ile aşağı yukarı aynıdır. bugün sıradan bir kafeye gittiğiniz zaman, nescafe için 5 tl isteniyor, üstelik çoğu, kahveyi süt ile değil, su ile servis ederler, coffe mate kullanırlar. starbucks'da ise fiyatlar 2 tl daha pahalı.
neden starbucks? neden kendi sermayemiz değil? sorusu saçmadır. para döngüsüne göre, sen ''ahmet'in yeri''ne paranı bırakırsan, senin paranla, ahmet oğluna, motorola cep telefonu alacaktır. paran ise, o çok korktuğun kapitalistlerin eline geçecektir. kapitalizm'den kaçış yolu yoktur. kapitalizm'den kaçma isteği de, esasında kapitalizm'in işine gelecektir. sen, kapitalist firmalara paranı kaptırmamak için, hangi firmanın kimlerle iş yaptığını, kimlerin hangi ülkelere sermaye ayırdığını, kimlerin kapitalist ülkelerin cebine milyonlarca dolar soktuğunu öğrendikçe, başka adamların onbinlerce dolara yaptığı market research işini yapacaksın, bunu blog'unda yayınlayacaksın, sevmediğin firmalarda, piyasaların doyma noktasını, hangi sektörün, hangi bölümünün daha çok iş yapacağını, senin sayende öğrenecek. gördüğün gibi, bir firma market research kaleminden kurtuldu, 10.000 dolar cebine kaldı, bu bir cruiser füzesi eder, füzenin kimin tepesine düşeceğini de biliyorsun.
starbuck karşıtlığı, ucuz bir anti-kapitalistciliktir. sen bugün, traş olurken, doğalgaz kullanırken, banyo yaparken, telefonla konuşurken, hep o pis-iğrenç kapitalizm'i besliyorsun. traş olurken, gilette markasını kullanmadın, permatik aldın diyelim; permatik, (sana göre yabancı) olan sermaye ile işbirliği içerisinde mi? bunu araştırdın mı? doğalgazı'nda kaç tane komşu, komşu olmayan ülkenin karı var acaba? telefon hatların, hangi ülkenin elinde? sen banyo yaparken, sana su taşıyan boruların ihalesini hangi ülke'nin firması kazandı acaba?
hayallere göre, filistin'e bomba düşüyor, öyleyse, starbucks'a gitmeyelim. büyük orta doğu projesi ilerliyor, öyleyse, mcdonalds'a hayır. bu firmalar, kapitalizm'in görünen en büyük firmaları olmasına rağmen, aslında büyük fotoğraf'da, o kadarda önemli değiller, sen asfalt kullanmadığın, internet'e girmediğin, ütü yapmadığın, televizyon almadığın, çanta kullanmadığın gün kapitalizm'e para yedirmeyeceksin. bunun içinde, dağda ellerinle kuzu parçalayıp, ellerinle ateş yakman gerekiyor. ne o, victorinox çakı, zippo çakmak mı bekliyordun yoksa?
aslında bu tür sıfatlar kullanmayı sevmem ama gerçekten ezik bir şekilde eleştirilen kahvecidir. çünkü starbucks'a giden insanın zerre umrunda değildir orada görünmek ya da orada bulunmak. adam iş arasında dinlenmek ister kahvesini alır oturur, başkası oranın kahvesini sever içmek için gider, başkası sakinliğini sevdiği için arkadaşları ile orada oturmak ister. starbucks'a giden insanlara karşı içindeki kıskançlık yüzünden sanki onlar oraya o amaç ile gidiyormuş gibi düşünen insanlara üzülüyorum. bir gün size ısmarlayım bir kahve orada da rahatlayın biraz.
hamburgerini yerken coca cala içen kimi gençlerin burgerking'den aldıkları dondurmayı yerlerken "orası kapitalizmin doruk noktasıdır, pahalıdır, gitmeyin" diyerek eleştirdikleri, güzel kahveleri olan kahvecidir. değişik ülkelerin aromatik kahvelerini sevenler için çekirdek kahveler de satılır.
"Hayatında bir karar bile vermekte zorlanan insanlara bi anda pek çok karar vermeye zorlayan yer; Sade Sütlü , Kafeinli Kafeinsiz , Az Yağlı Yağsız , Uzun Kısa"
You've got Mail filminden.
mekana giden ve burada zamanını geçiren insanların genelde, tek bir ürün aldığı göz önüne getirilirse - fiyatları hiç de pahalı olmayan müessesedir. ayrıca tereddüt etmeden, herhangi bir ürün almadan - boş bir masaya oturmanız durumunda, hiçbir sorun çıkmayacaktır. **
her ne amaçla gidilirse gidilsin
kalorilerden bi haber gidildiği kesin olan mekan.
o birbirinden leziz tatlılarında bile yaptıkları içeceklerden daha az kalori vardır.
içeceklerin en azından light sütlü istenilmesi tavsiye edilir.
zira orta boy bir mocha da günlük alınması gereken kalori miktarımızın üç de biri vardır.
çünkü kremalı soslu seviyorsunuz dayanamıyorsunuz.
gitmemenin sebebi bir tat, fiyat meselesi değil de kapatalizmin çehresine tükürmek olduğu anlaşılırsa umarım o zaman "ehehe kötü gayfeye daha çok para veriyorsunuz" salaklığı da sonra erer.
-kapitalizm ne hacı abi?
+hadi canım soğutma iç gayfeni.
türkiye'de yanlış bir izlenim vermiş, belki de istediğini yapmış markadır.
sanıldığı kadar pahalı değildir öncelikle. zaten mahalle arasında kahve içmeye oturma kültürümüz yok.
istiklal caddesi'nden örnekleyelim. istiklal'de, bir fincan nescafe/filtre kahvenin ortalama fiyatı 4-5 liradır. sturbucks'ta da 4 liraya günün kahvesi -ki o da filtre kahve olur- içilebilir. üstelik rahat bir ortamda, iyi müzikle. keyifli zaman geçirilerek.
ha, ısrarla "3'ü 1 arada"nın daha ucuz olduğunu; sturbucks gibi kötülenmesi için milyonlarca sebep veren bir yer için; argüman saymakta ısrarcı olanlardansanız, susun artık. zaten, bir starbucks mağazasının bulunduğu civarda içilebilen kahveler, starbucks'ta da aynı fiyata içilebilir. üstelik starbucks, değer görenler için, daha yüksek fiyata çeşitli farklı kahveler de sunuyor.
bir fincan kahveye 4 tl vermeye karşıysanız komple, o zaman da bu starbucks sapkınlığınızdan vazgeçin. zira, dediğim gibi, zaten starbuck olan civarda, kahve fiyatı 4 liradır her yerde. o da en az.
yabancı marka meraklılarının gittiği ve kahveyi beğenmese bile yabancı marka olduğu için beğenen insanların zaman öldürdüğü bir kahve mekanı. kendi ellerimle öğütüp içtiğim kahvenin yerini hiçbiri tutmaz.
fiyatları gerçekten yüksektir. yani en azından bir türk olarak türk kahvesini 1.5 bilemedin 2 liraya içebilen nefis bir toplumuz. aynı kahve orda 5 liradır. bunun haricinde diğer kahve türleri bizim pek alışık olmadığımız lezzetlere sahip.* en azından bir kere cesareti toplayıp girilmeli. sempatik bi tavırla ''bana ne önerirsiniz'' denmeli kasadaki dostumuza. verdiği cevaba göre de ''hmm hiç denemedim. bi deneyeyim bakayım.'' denebilir. arkadaşımla aramda geçen bi diyalogtan biliyorum.:
+ ya sen starbucks a gidiyor musun hiç?
-evet gidiyorum neden sordun?
+ne istiyorsun? yani bi adı var mı? (bkz: şekil:a)
şekil a da görüldüğü üzere aslında çok gitmek isteyen var ama ne alacaklarını bilmyorlar. gitmeseniz de pek bir şey kaybetmiş olmazsınız( en azından paranız cebinizde kalmış olur) ama dediğim gibi sadece bir kerecik de olsa denenmeli.