aynı dönemde mao zedung'un çin'de yaptıklarından pek de farklı olmayan eylem.
ekleme: daha 3 dakika geçmeden 3 eksi almışız. sözlükte amma maocu varmış beee! lan biraz okuyun mao döneminde çin'de yaşananları da haybeye karma sikmeyin.
(bu tür konularda sık sık olduğu gibi muhtemelen rakam abartılı olmakla birlikte) stalin'in yönetimi esnasında çok sayıda insanın kanına girdiğini belirten bir ifadedir. sosyalizm uğruna çok çaba harcamış aşağıda 1-2 örneği olan ünlü isimlerin bile stalin döneminde ortadan kaldırdığını hatırlamak da bu konuda önemli bir tespit olacaktır. velhasıl, stalin döneminin akılda kalan önemli hallerinden biridir.
emperyalist propaganda merkezleri sscb ve stalin hakkında büyük bir anti-propaganda kampanyası başlatmışlardı. bu kampanyada nazi yanlısı multi-milyoner amerikan basın tekeli william rondolph hearst öne çıkıyordu. hearstın gazeteleri abdde günde 13 milyona yakın satıyor ve 40 milyon kişi tarafından okunuyordu. hearstın basını sovyetler birliğinde gerçekleşen sansasyonel olaylarla doluydu. 18 şubat 1935te sovyetler birliğinde 6 milyon insanın açlıktan öldüğü manşetten verildi. hiçbir gerçekliği olmayan bu haber tartışmasız gerçek ilan edildi. gazetelere göre kıtlıkta ölenlerin sayısı bir süre sonra 15 milyona çıktı! ukrayna kıtlığından haber yapan muhabirin ise colorado devlet hapishanesinden kaçmış ve hayatı boyunca ukraynaya gitmemiş bir mahkum olduğu ortaya çıktı. bu haberler günde 40 milyon amerikalı tarafından tarafsız gerçekler olarak okundu ve kabul edildi.
benzer spekülasyonlar moskova duruşmaları için yapıldı. 1936-38 yıllarında her yıl 1 milyon olmak üzere 3 milyon kişinin idam edildiği iddia edildi. bütün muhalif unsurlar temizlenmişti. emperyalist propaganda böyle işliyordu.
(bkz: yalan)
kendisine çelik adam denilmesini isteyen bir adamın kaç kişiyi katlettiğini tartışmanın bir manası olmadığını düşünüyorum.
tek itibar etmemiz gereken bilgi şudur ki ikinci dünya savaşına girecek olan sscb ordusunun bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar generali kalmış olması ve yine aynı şekilde ordunun rütbeli kesiminin yüzde seksenden fazlasının ya idam edildiği ya da sibirya ya sürüldüğü gerçeğidir.
stalin askeri ve sivil bürokrasideki olası rakiplerini ve muhaliflerini birer birer katletmekle kalmamış, itibar edilmeyecek dedikoduvari istihbari bilgilerle de milyonlarca insanı ya katletmiş ya da sürmüştür.
sayı 4 ya da 40 milyon olmuş çok bir şey farketmez, izmlerin köle savunucuları için.
kendisinin de dediği gibi;
''bir kişinin ölümü dramatik, birkaç insanın ölümü trajik, milyonların ölümü ise sadece bir istatistiktir.''
bunu diyebilen adamı aklamaya çalışmanın çok yersiz olduğu kanaatindeyim.
bu bilgilere irtibat etmeyenler ayrıca barbarossa harekatını inceleyebilir.
yazılmış onlarca kitap var.
stalingrad ve leningrad halkının son ferdine kadar ölümü pahasına şehirleri tahliye etmeyişi ve milyonlarca insanı, çoluk çocuk günlük 50 gram ekmeğe mahkum etmesi yeterince büyük bir caniliktir.
askere 300 gramın altına düşmeyen ekmek, sivile 50 grama kadar düşmüştür.
amaç stalin adını korumak.
bu yeterince açık bir veri olmalı.
'' 40 milyon da ölür, 80 milyonda ölür'' dediğimdir. elbette ölmesin. oda candır.
ama;
Evrensel bir özgürlük ve kardeşlik ütopyası olan komünizm, nasıl oldu da 1917 Ekim Devrimi' nin hemen ertesinde, sistemli bir ulusal ve toplumsal ayrımcılık uygulayan, kitlesel sürgünler ve akıl almaz kıyımlar gerçekleştiren mutlak devlet gücünün öğretisine dönüştü?
ikinci dünya savaşı öncesi nazi almanyası ile anlaşarak avrupa'yı paylaşmaya çalışan, kendi topraklarında ve sovyet bloğu ülkelerinde rejime muhalif olanları infaz ettiren ve sürgüne yollayıp ölümden beter eden, uyguladığı yanlış siyasi ve ekonomik politikalar ile milyonlarca insanı ölüme sürükleyen kişinin sebep olduğu katliamlardır. stalin döneminde tek görevi kendine muhalif olanları fişlemek ve ortadan kaldırmak olan gizli polis teşkilatları olduğu bilinmektedir. bu yapılanmalar stalin sonrası dönemde de varlıklarını sürdürdüler. stalin politikaları yüzünden hayatını kaybeden ve zarar gören insanları tam olarak kavrayabilmek için biraz araştırmacı olunmalıdır. ikinci dünya savaşı öncesi nkvd teşkilatının polonya'da gerçekleştirdiği katyn katliamı, ikinci dünya savaşı sonrası kafkaslar'da, kırım'da, orta asya'da ve doğu avrupa'da gerçekleştirilen katliam ve sürgünler bu durumun en can alıcı örnekleridir.
sayı tam olarak kestirilemediğinden kaynağa göre değişiklik gösterebilecek insan katli miktarıdır.
yirminci yüzyıl tarih atlasında ki bilgie göre stalin rejiminin kurban sayısı 3 ile 60 milyon arasında değişmektedir. gulag isimli çalışma kampları zaten neler döndüğünün bir göstergesidir.
stalin, lenin, mao ve hatta hitler. tüm bu diktatörlerin ortak yanları kollektivist olmaları ve doktrinlerinin temelini sosyalist/komünist prensiplerin belirlemesi. hepsi, "devletin refahı" için milyonları katletmekte sorun görmez. zira hiçbiri için bireyin bir anlamı yoktur, hiçbiri için bireyin tek başına değeri yoktur. ancak bireyler, "yüce" ve "tek" olan ülküde birleştikleri takdirde ve bu ülkü doğrultusunda kendilerini metalaştırdıkları takdirde devlet için değerlidir.
şayet bu "ulvi ülkü" potası içinde kendi benliğini eritmemişsen, farklılığını korumuşsan, boyun eğmemişsen katledilmeye, sürülmeye, buharlaşmaya mahkumsun. stalin de ideolojisi gereği bunu yapmıştır. ve bunu gerek kendisi gerek de sempatizanları normal karşılamıştır.
velhasıl; stalin, hitler'den farkı olmayan eli kanlı bir diktatördür. insanlık onurunu ayaklar altına almış, klasik faşist mottosu olan "insan devlet içindir"i şiarı edinmiştir.
bugün devrimbazların kalkıp da stalin'i melek gibi lanse etmesi, hiçbir katliam yapılmamış gibi göstermesi; hitler'in soykırım yapmadığını söyleyen insanların iddiası kadar gülünç.
stalin 40 milyon insanı öldürdü dediysek, yatırdı koyun gibi kesti demedik. insanların ürettikleri mahsulü devlet kotası diye kurdurduğu zoralım birlikleriyle toplatıp, milyonlarca insanı açlıktan öldürdü. milyonlarcası yetersiz beslenmeden hasta oldu ve buna daha fazla dayanamayarak öldü. yaşlı hasta ve sakatlar , işgücüne katkı sağlayamıyor diye ölüme terkedildi. binlerce din adamı dininden vazgeçmedi diye öldürüldü. milyonlarca soydaşımız ve müslüman halk göçe zorlandı. o insanlar soğuk kış şartlarında ve sefillikten öldü.
zeten devrime karşı çıkanların alayını kesti. şimdi '' tek yol devrim '' diye bağıranları gördükçe , açlıktan insan eti yiyen insanlar aklıma geliyor.
yazık... hemde çok yazık!
2011 yılında hala deniz gezmiş parkası ile dolaşan tiplerin okudukları yanlı kitaplar neticesinde olmadığına inandığı katliam.
ama bence bu iddiayı, stalin katliam yapmadı doktrinini 70-80 yaşları arasında bir ahıska türkü'nün yüzüne karşı söylesinle.
bakalım ne tepki alacaklar...
yok öyle katliam.adam milyonlarca kişiyi sibiryaya sürmüştür.ama kaybolmuştur o insanlar.öldüler mi kaldılar mı belli değil.başlığı açan arkadaş haklı.farazi konuşmayalım.belki adamlar sibiryada cennetten bir köşe buldular ve zevki sefa sürerek yaşadılar.
bazılarının yalan olarak göstermeye çalıştığı gerçektir. bu muhabbeti uzun uzun anlatmaya da, tartışmaya da gerek yok. şerefi yalan söylemeye elverişli insanlar böyle bir durum olmadığını anlatır durumlar. bu insanlara sorarsanız da; kendilerinden şerefli kimse yoktur yer yüzünde. hep aynı döngü hep aynı döngü. 10 kelime ezbercisi bir komünist ile tartışılmaması gereken bir konu. yapmanız gereken basit, haklısın deyin ve elinizle bu arkadaşın omzunu sıvazlayın. iyi hissedecektir...