fransa, birleşmiş milletler ve hollanda' nın ortak çabalarıyla (!); sırplar tarafından, müslümanlara karşı yapılan katliamdır. yaklaşık olarak 10000 kişi; ölmüş, katledilmiş, kaybolmuş ve ölüme terkedilmiştir. ikinci dünya savaşından sonra, yakın tarihte yapılan en büyük soykırımlardan, vahşiliklerden birisidir.
hollanda askeri birliklerinin ve birlemiş milletlerin yardım (!) kamplarında bulunan bosnalıları, öldürüleceklerini bile bile sırplara teslim etmişlerdir. tabi arada fransızlar da desteğini esirgemeyerek, katliama göz yummuşlardır.
üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen hala bu olayla ilgili ne bir savaş suçlusu, ne de ortada suçlamaları kabul edecek birileri vardır. tüm dünya 15 sene önceki vahşete hala seyirci kalmakta direnmektedir. hatta türkiye' de bile medya, gerekli ilgiyi göstermemiş, yanılmıyorsam 2003 (2005 de olabilir) yılında gazetede bazı köşe yazıları çıkmıştır. sırpların türk olarak gördükleri bosnalıları " en iyi türk, ölü türk" diyerek katletmelerine tepki göstermeyen türk basınını da ayrıca tebrik etmek gerekir tabi.
katliamdan sonra olumlu yönde gelişen tek olay, zamanın hollanda hükümetinin srebrenica' daki katliamda kendini suçlu görmesi ve istifa etmesidir. onun dışında ne birleşmiş milletler ne de fransa, suçunu hala kabul etmemektedir.
bu katliama sebebiyet verenler ve sırpların kasaplığını büyük bir sükunet içinde izleyenler, şu an yataklarında uyumaktadırlar. fakat srebrenica katliamında yakınlarını kaybedenler; ailelerinin öldüğüne inanmayıp, hala bir yaşam belirtisi aramak için srebrenica yakınlarında ailelerini aramaktadırlar.
müslüman, hristiyan, budist, ateist ya da isterse maymuna tapsın; bunu yapan insan olamaz. bunu yapan sokakta elini kolunu sallaya sallaya dolaşmamalı, bunu yapan gece yatağında rahat uyumamalı ve buna tanık olan bizler, bu olayı onlara ve dünyaya unutturmamalıyız.
Çocuklarını, gelini ve torunlarını katliamda kaybetmiş bir amcanın,
"Dalları budanmış bir ağaç gibi ortada kaldım. Çocuklarım bekardı, şimdi ne gelinim ne de torunlarım var. Bu dağlar arasında yapayalnızım. Şurada bir torunum ve gelinimle kahve içmeyi hiçbir şeye değişmezdim. Artık bu yalnız hayata dayanamıyorum, bahçemdeki çiçeklerle sanki torunlarımla konuşuyormuş gibi sohbet ediyorum. Bazen nefes alıp vermekte bile zorlandığım oluyor. inancım ve imanım beni ayakta tutuyor. Allah'a iman etmiş olmasaydım bu acıya dayanamazdım"
diye özetlediği benimde okurken ağladığım durum.
1995 yılında hastanede yatarken tv de görüp öğrendiğim ve hıçkıra hıçkıra ağladığım katliam. etrafımdaki insanlar bosnalılara ağladığımı duyunca çok şaşırmışlardı.ama bir ermeni öldürülseydi eminim tam kadro ermeni olurlardı.
kardeşlerimize yapılan bu şerefsizliği asla unutmayacak ve unutturmayacağız. tanım kasmak mı gerekiyor, kasalım. modern! avrupa devletlerinin silahtan arındırılmış bölgede ölen 8 bini aşkın insanı göz ardı ettiği olaydır.
unutmayalım unutturmayalım. bir boşnak ın lafıdır bu'bizi türk olarak gördükleri için soykırım yaptılar'. medeniyet avrupa diyenler 1990 larda avrupa göbeğinde katliam oldu hangi ses çıkardı. çünkü ölenler türk ve müslüman.
hollanda yerel mahkemelerinden bir tanesi hollanda devletini bu katliamla ilgili suçlu bulmuştur. bundan sonraki davalar için emsal teşkil edebilecek bu karar ile katliamın sorumlularının cezalandırılmasında yeni bir aşamaya geçilmiştir.
ufak bir kız çocuğunun dudaklarından döküldüğü gibi anlamaktır hayatı srebrenitsa
" annem, annem seni hala rüyamda görüyorum..
ablam, abim, her gece rüyamda sizi görmeye devam ediyorum..
ancak yoksunuz yoksunuz yoksunuz !
sizi arıyorum arıyorum arıyorum !
nereye gitsem sizleri görüyorum..
annem, babam, niye yoksunuz ?
bosnam, sen benim annemsin,
bosnam, sana anne diyeceğim,
bosna annem, srebrenitsa ablam,
tek başına kalmayacağım "
veya utançtan gözlerini yummak ve
"seni kurtaramadık, hiçbir şey yapamadık
yüreğim buruk, yüreğim hasta
tam 16 yıl oldu seni unutamadık
affet bizi srebrenitsa " demek..
Allah hepsine rahmet eylesin, Hocalı'da katledilen, Musuldan atılan, Doğu Türkistan'da boğazlanan soydaşlarımızdan hiçbir farkları yoktur.Yine müslümanın kanı akmıştır,yine Türk'ün canı yanmıştır.Yıllarca Madımak'tan ötesine gidemeyen gözlerin hepsini görmesini, Erzincan'ımızı-Başbağları unutmamasını,Filistin diye bir tarafını yıllarca yırtıp da Balkanlarımızda neler oldu diye dönüp bir bakmasını en azından bilmesini hiç bir şey yapamıyorsa iki dua okumasını dileğim insanlık kıyımıdır, soykırımdır.
Adaletin bu dünya.
Edit: Filistin demekle kastımız eşitlikçi olmamaktır, sadece din kardeşi diye bakmamaktır olaya.Srebrenitsa'da öldürülenler Boşnak değil Uygur olsaydı, ispanyol olsaydı üzülmeyecek miydiniz?Benzer tüm olaylar insanlık suçudur ve öyle kalacaktır.Avrupa'nın ortasında, Berlin'de kıyılan,gaz odalarına sıkıştırılanlar gibi..onlar da insan.
almanya'da boşnak'ın biri ile barda savaş geyikleri düzerken alakasız bir anda protez bir göz göstermişti. "ne alaka?" demiştim.
meğerse vukovar'da hemen yanıbaşında vurulan arnavut asıllı ama avusturya vatandaşı olan bir kesin nişancının protezi imiş *. boşnak abimiz etrafının chetnikler tarafından sarıldığını farketmiş ve bildiği tüm duaları okumaya başlamış.
bu esnada hırvat seçkin birliği, çetnikler'in üzerine ölüm kusmuş.
çetnikler geri çekilince hırvatlar gelmiş ama o yerinden kalkamamış protezi suratının 5 santim ötesine koymuş. yüzünü gözünü kana bulamış ve beklemiş. hırvatlar gelince önce bir şaşırmışlar ama sonrasında zalimce kahkahalar atmışlar ve onun da fotoğrafını çekmişler. abi korkudan şafağa kadar yerinden kıpırdayamamış. 2 kilometre ötedeki birleşmiş milletler'in kahraman(!) askerlerine ulaşınca srebrenizsa'daki ailesini aramak istemiş ama güvenlik gerekçesiyle izin verilmemiş. iki gün sonra insafa gelen komutan bir telefon hakkı vermiş. doktor mukhtar'a uydu telefonu ile ulaşmasına izin vermiş ve kendini şanslı sanan abimiz o anda öğrenmiş ki 7 yaşındaki kızı nermin'i sırplar'ın gelmiş geçmiş en korkunç keskin nişancısı grodak, srebrenitsa'da hayattan koparmış.
srebrenitsa'yı duyunca aklıma o kısmi felç geçirmiş adam gelir hep. kızının öldüğünü duyunca felç geçirmiş ve bir daha düzelememiş. aksanlı almancası ile dediklerini asla unutmadım. "allah" demişti. "benden kızımı aldı. ama benim canımı bağışadı. sorabilseydim sorardım neden onu aldığını. ama kendime her gün soruyorum neden bu gözü hep yanımda taşıyorum. acaba grodak beni de bulur mu?"
bir zamanlar bir yugoslavya varmış halkların dostluk içinde yaşadıkları...
(büdüt vukovar: doğu slovenya)
bir boşnak olarak soydaşlarımı katleden şerefsizlerin yargılanmasına 20 yıl sonra başlanmasına lanet ediyorum. 20 yıl 1991-2011 evet bu kadar kahpe bir dünyada yaşıyoruz. yıl 2011 şu anda yargılanan şerefsiz adi sırp komutanı; mahkemeye posta koyuyor bir de. adaletini sikeyim dünya.
resmi olarak 9000 küsur resmi olmayan 20000 erkek, kadın, yaşlı, çocuk. bunların ailelerini de katarsak işin içine 100000 e yakın insanı ilgilendiren bir durum. bosna hersek dediğin yer zaten 3-5 milyonluk ülkeden ibaret. o acıyı yaşamayan insan yoktur.
şerefsiz avrupa nın katliama sessiz kalması buna karşılık 100 yıl önce olduğu idddaa edilen ermeni katliamının sürekli gündemde tutulması ayrı bir komedidir..
türkiye sağolsun, hiç bir zaman bosnayı yalnız bırakmamıştır. o dönemde bosnaya sahip çıkan tek ülkedir. bosna bir piç gibi kaderine terk edilmediyse en büyük pay türkiyedir.
vakti zamanında bizi arkamızdan vuran arapların bakıp ders alması gereken hadise. müslümanlık ve aynı soydan gelmenin en güzel örneğidir. 3 altına şerefini satan millet benim ne dindaşımdır ne soydaşım.
sırp' ların toplu mezarları iş makineleri ile sürekli kazarak kurbanların yerlerini değiştirmesinden sebep bir katliam kurbanının birden fazla yerde parçalarının bulunabildiği katliamdır.
bu yıl 11 temmuz' da yani iki gün sonra 600' küsur daha boşnağın cenazeleri defnedilecek.
birleşmiş milletler koruması altında iken silahsız olarak katledilen 8372 kurban!
buna rağmen dirayetinden zerre kaybetmeyen (bkz: boşnak)' halkının bir ferdi olduğum için yine de gururluyum.
Yakın tarihimizin en karanlık sayfalarından birini teşkil eden Bosna Savaşı (1992-1995) esnasında Uluslar arası Kızılhaç Örgütü verilerine göre Bosna Hersek’te 312.000 kişi hayatını kaybetti. Bu kayıpların 200.000 kadarı Boşnak halkına ait olup bu halk dünyanın gözü önünde sistematik bir soykırıma tabi tutulmuştu.
Bölgede her geçen gün yeni toplu mezarlar açığa çıkıyor. Bu güne kadar 370’in üzerinde toplu mezar bulundu. 28.000 kayıp insandan 25.000’inin Bosnalı Müslüman olduğu söyleniyor. Elde edilen bulgulara dayanılarak soykırıma uğrayanların sayısının 20.000’e kadar çıkabileceği tahmin ediliyor.
--spoiler--
Srebrenitza’da konuşlanmış ve iyi silahlanmış binlerce askerden oluşan Bosnalı Müslüman alayın, 200 kişilik Sırp saldırı gücü karşısında hiçbir direniş göstermeden geri çekilmesi gerçeği, 69 hafif silahlanmış askerden oluşan barışgücüne yapılan suçlamaların gülünçlüğünü ve yanıltıcılığını gösterir. Geri çekilmeden sorumlu olan Bosnalı Müslümanlar neden Srebrenitza bölgesindeki bu olayı izleyen ölümler nedeniyle yargılanmadı? Fakat anma törenlerinin ruhu bakımından, ve bunun dayandığı hikâye ve ideoloji nedeniyle(19)Bosnalı Müslümanlar yalnızca kurban olabilirler ve BM ve küçük Hollandalı koruma gücü (Sırplarla beraber) sorumluluğun yükünü taşıyan taraf olma zorundadır.
--spoiler--
--spoiler--
Bosnalı Sırplar hınçlılardı, çünkü Srebrenitza’nın “emniyetli bölgesi”, uzun süreden beri, Bosnalı Müslümanların yakınlardaki Sırp yerleşim yerlerine saldırılara kalkıştığı, Bosnalı Müslümanlara ait bir askerî üs haline gelmişti. Temmuz 1995’den önceki yıllarda çok sayıda Sırp yerleşim yeri bu üsten kaynaklanan saldırılara hedef olmuş ve bu hücumlarda binlerce Sırp öldürülmüştü.(15)Bosnalı Müslümanların o yıllardaki askerî Komutanı Naser Oric, yaptığı katliamları Batılı gazetecilere övünerek anlatıyor, onlara, insanların kafasını kestiği videoları gösteriyor ve 114 Sırbı öldürdüğü bir başka olayı da hiç çekinmeden doğruluyor, itiraf ediyordu.(16)Eğer bu çeşit itiraflar, videolar, Karadzic, Miladic veya Milosevic’e yüklenebilseydi, ICTY’nin elinde oynayabileceği ne fırsatlar olurdu. Fakat Oric’e, kurban bir topluluğun sözde savunucusu sıfatı verildiğinden, basit cinayet suçlamasıyla yakasını kurtarabildi. O sırada Srebrenitza bölgesinde görev yapan Birleşmiş Milletler güçlerinin komutanı General Philippe Morillon, ICTY’ye, o sırada Sırpların yaptığı katliamın, gayet açık ve tam olarak, daha önceki Bosnalı Müslüman Oric’in uyguladığı vahşetle izah edilebileceğini söylemiştir, ancak söz ettiği şartlar, ne Ocak 2009’da Avrupa Birliği’nin aldığı karar metninde ne de Temmuz 2010’daki anma törenlerinde yapılan Srebrenitza analizlerinde ve Srebrenitza hakkındaki nutuklarda yer almamıştır, asla bahsi geçmemiştir.
--spoiler--
evet, yazının tamamını okursak boşnakların ve sırpların kinlerini diri tutmanın yolu bulunmuş gözüküyor abd ve avrupa tarafından.
Bugün 15.yıl dönümü olan katliamdır. 15 yıl önce kadın çocuk demeden sırf müslüman oldukları için katledilen kişiler için anma törenleri yapılmıştır. Halen çoğu insanın cesetleri bulunamamaktadır.
Hristiyan devletlerin bundan bir kaç yıl önce arka arkaya bulunan(ki bulunmaya devam ediliyor) toplu mezarların artık gözlerine gözlerine sokulması ile zor bela kabul ettikleri soykırımdır.
Sırpların ise her yıl bugünü coşku ile kutlamaktadırlar. Zira bugün Sırbistan tarafından katliamın mimarlarından olan radovan karadzic'in eşine tören eşliğinde devlet nişanı verilmiştir.
faşist sırplar tarafından 21.yy'a ramak kala avrupanın ortasında öldürülen müslüman boşnaklar. bugün itibari ile 15.yıl dönümüdür. allah ölenlere gani gani rahmet eylesindir.
avrupanın (devletlerinin yani. halklarını bilemeyeceğim) kahpeliğinin, ikiyüzlülüğünün, şerefsizliğinin en büyük kanıtlarındandır. tam bir vahşet yaşanmıştır 15 yıl önce, avrupa'nın orta yerinde. dünya, bm ve hollanda askerleri bunu sadece izlemiştir. hatta sonradan çıkan yeni delillere göre yardım bile etmiştir. "ermeni soykırımı diye tutturacaklarına biraz aynaya baksalar iyi olur" dedirtir.
insanın yüreğini dağlayan bu vahşet umarım hiç unutulmaz.
"nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir avrupalı'
dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi"
