herkes bilir bunu. en iyi özelliği de budur. marks olmasa da biz zaten ayarlardık birşeyler di mi? gay derdik, hrant derdik, askere gitmeyim falan derdik, emzik derdik, lezbiyen derdik, feminist derdik.. çözerdik biz bunu çözerdik.
evet lazım galiba. çünkü dünyada kaynaklar tükeniyor ve doğal denge bozuluyor. ya planlı-programlı isteyerek özgürlükçü sosyalizme geçeceğiz ya da 100 sene sonra felaketler nedeniyle baskıcı bir yönetime yol vereceğiz.
sosyalizm, halkçılık - toplumculuk demektir. yükselişi toplumun yükselişi ile birlikte görür. toplum yükselirse ülke de yükselir anlayışı temeldedir.
sosyalizmin çok çeşitleri vardır. ama daha çok marks-engels in açıkladıkları marksizm teori aşamasının temelini oluşturmaktadır. leninizm ise lenin öncülüğünde marksizmin rusya için uygulanışı yani pratiğidir. bunun dışında bir çok teori-pratik sosyalizm uygulamaları, fikirleri vardır.
sosyalizmde üretim araçlarının mülkiyeti kamudadır. üretim araçları halkındır. yani kapitalizmdeki üretim araçlarının mülkiyeti kimdeyse parayı o kazanır kuralı yoktur. üretim araçlarının mülkiyetinin kimde olduğuna bakılmadan, ortaya koyulan emek miktarınca üretimden veya kardan pay alınır.
örneğin bir adamın bir ineği vardır, adam bunu bir komşusuyla beraber otlatmaktadır. ve komşusuna ineği otlattığı her gün için o gün elde edilen sütün %20 sini vermektedir. bu kapitalizmdir.
sosyalizmde ineği hergün birisi otlatmaktadır. ve o gün üretilen süt otlatan kişiye aittir. yani ineğin sahibi olup olmamasına bakılmadan üretimden emeği ölçüsünde eşit pay alır.
kimi sermaye sahipleri veya sermaye sahibi olma hayalleriyle yaşayanlar bunun saçma olduğunu ispatlamak için çabalayacaktır. fakat bu ineği sen mi yarattın. onun oluşumu için herhangi bir emek ortaya koydun mu? temelinde sadece ineği zaten doğada var olan ineği zamanında zor kullanarak ele geçirdin. ve bugün o ineğin ve onun soyunun sana ait olduğunu iddia ediyorsun. bu açıdan bakılırsa zaten bir ineğin sahibi olamaz. bir ineğin mülkiyeti olamaz. aynı şekilde toprağın da mülkiyeti olamaz. toprak herkese aittir. zamanında zor kullanarak ele geçirilmiş olması bugün de o toprağın bir ailenin bir soyun mülkiyeti altında olduğunun desteği değildir.
sosyalizm insanın insan üzerindeki hakimiyetini azaltıp insanın doğa üzerindeki hakimiyetini arttırmayı amaçlar. bunun için bilime öncelik ve önem verir.
bazılarının sosyalist ülkelerin yoksul fakir kötü olduğunu iddia etmelerinin sebebi sosyalizm günlerini ve bu günlerini bilmemeleridir. örneğin sovyet rusya da insanlar aç değildi, sağlık ve eğitim hizmetlerinden faydalanabiliyorlardı bunun yanında daha bir sürü şeyleri vardı. daha fazlasını istedikleri için kapitalizme geçtiler. ama sonucunda bugün ellerinde sosyalizm günlerinden daha azı var. ve bir çoğu sosyalizme ihanet ettikleri için pişman olduklarını söylemektedirler. ayrıca sosyalizmin yıkılıp yerine kapitalist sistem kuruluşunun referandum la yapıldığı dikkat çekicidir. hangi rejim halkının isteği üzerine kendini feshetmiştir.
Hakkında şuan dünyada sadece kuba var diyebilecek cahillerin bulundugu ekonomi sistemidir bu ekonomi sisteminin sosyolojik psikolojik boyutlarının çok keskin virajları oldugu söylenmektedir , insanların beyin yapısı sınıf atladıkça insanlar arasındaki sınıf kavramını ortadan kaldırmayı planlıyan sistemdir , düşüncenin yaratıları ütopyaları eskilere dayansada karl marx , engels ,vladimir ilyiç lenin de içinde bulundugu filozofların teorik olarak olusturdukarı sistemdir, pratik olarak dünyada kubada , venezuellada, bolivada , holonderus , şili ,nepal , vb ülkelerde uygulanmaktadır , ne yazıkki leninden sonra troçkiyi tasviye eden stalinden sonra ki bir sovyet sosyalist rusya deneyimi vardır * .
hz.muhammed ve hz. ömer islamına kuvvetli bir şekilde iman etmiş bir müslüman olarak ülkücülük ve liberallik gibi çarpık birbiriyle ilgisi olmayan aşamalardan geçtikten sonra yavaş yavaş beni içine çektiğini düşündüğüm ideoloji. iktidar ve ideloji okumalarını yoğun bir şekilde yaptıktan sonra ideolojinin bir yanlış bilinç ve yanılsama olduğunu ileri süren marx , ve marx'ın teorilerini daha derli toplu hale getiren althusserin "devletin ideolojik aygıtları" kuramı , ideoloji ve iktidarın heryere işlemiş olduğunu söyleyen "foucault" ve ideolojik çarpıtmaları insanın gözünün içine sokan zizek , hegemonya kavramını marx okumaları için kuramsallaştıran gramsci, islama sosyalist bakış açısının çok da uzak olmayacağını bişze ıspatlayan ali şeriati ve cemil meriç beni kuvvetli bir şekilde saflarına doğru çekmekte. bir türlü müslüman bir düşünür olan ve "adelet" kavramı konusundaki hassasiyetiyle bilinen mustafa kutlu'nun şu sözünü aklımdan çıkartamıyorum;" bende adelet fikri o kadar kuyvvetliydi ki az kalsın sosyalizme kaptıracaktım kendimi".
sosyalizm,
yani şu demek ki dayı kızı
sosyalizm
senin anlayacağın yani
el kapısının yokluğu değil de
imkansızlığı.
ekmeğimizde tuz
kitabımızda söz
ocağımızda ateş oluşu hürriyetin
yahut, başkası yel de
sen yaprakmışsın gibi titrememek
bunun tersi yahut...
sosyalizm
devirmek dağları elbirliğiyle
ama elimizin öz biçimi
öz sıcaklığını yitirmeden.
yahut, mesela
sevgilimizin bizden ne şan, ne para
vefadan başka bişey beklemeyişi...
sosyalizm
yani yurttaş ödevi sayılması bahtiyarlığın
yahut, mesela
-bu seni ilgilendirmez henüz-
esefsiz
güvenle
emniyetle
gölgeli bir bahçeye girer gibi
girebilmek usulcacık ihtiyarlığa
ve hepsinden önemlisi
çocukların ama bütün çocukların
kırmızı elmalar gibi gülüşü... *
komünizmin alt aşamasıdır. üst aşamanın adı bizzat komünizmdir. devrim sonrasında kurulan proleterya diktatörlüğü döneminde sınıf olgusu ortadan kaldırılır. sosyalizmde sınıflar yoktur ancak üretiici güçler de üst aşamaya geçecek kadar gelişmemişlerdir.
bir ülke yoktan var olurken olması gereken uygulanası sistemdir. (bkz: türkiye cumhuriyeti)
ama bazı şeyleri oturttuktan sonra uygulanmasının ülkeyi ileri götürmeyeceği kesin olan sistemdir.
şöyle ki:
herkesin eşit haklara sahip olduğu, eşit paralar aldığı, aynı evlerde oturup aynı arabaya bindiği bir ülkede kimse kendini zorlayıp sabahlara kadar ders çalışıp doktor, mühendis, eczacı ve şimdi aklıma gelmeyen dahası olmak istemez. herkes rahat olacağı, mutlu olacağı, gezip tozacağı işi yapar. insan oğlunun dnasına işlenmiş bir şeydir bu... herkes zorluk çekmeden yaşamak ister... böyle olunca da uzun vadede ülkede eğitim kalitesi, bilimsel aktiviteler düşer; azalır...
ben demiyorum ki birileri aç kalsın... herkes insanca yaşamayı hakeder ama seviye farkı olmalıdır...
daha çok çalışana daha çok verilmeli daha iyi koşullarda yaşatılmalıdır... toplumun en fakir kesiminin arabası murat sa en üst kesiminin arabası audi, mersedes'se genel kesim ford'a binmelidir...
bu durum insanları çalışmaya iter... insanlar çalışırsa ülke ilerler...
temelinde halk olan ideolojidir. sosyal yaşamda sınıf ayrımını kabul etmez,tüm insanların eşit olduğunu savunur.ölü ideoloji demiş bir arkadaş. ideoloji ölür mü acaba mümkün mü böyle bir şey? akımların temsilcileri ölür ama ideolojiler her daim kalır. sen burdan öldü öldü komunizm de öldü diye zırla dur da senin beynin ölmüş bence. tabi beyin ölürse.
edit : boyunuzu geçen başlıklara iğrenç esprilerle dalmayın. koskoca sosyalizm terimini karıya atlamakla örneklendirecek kadar basitleşmeyin.
yozlaşmış hali bile sovyet rusya'yı 30 yılda karasabandan alıp uzaya çıkartmaya yetmiştir. kendisi uygulandığında neler olur bilemem, tahayyül edemiyorum.
Sanıldığının aksine demokrasi ve özgürlüklerin ve çok mutlu bir yaşamın ideolojisi değildir. Bir diktatörlüktür çoğunluğun diktatörlüğüdür ve kimseye tam anlamıyla özgürlük vaad edemez ve çok iyi bir yaşam, çok iyi bir bilimsellik sağlayamaz.
Çünkü neticede bir devlet biçimidir. Tüm bunların mümkün olabileceği tek bir yaşam şekli vardır oda komünizm dir.
Terminolojik tanımlamalarla kafa bulandırmaya gerek görmüyorum. Zira bana göre fikir, anlaşıldığında özgürdür. O yüzden baba dili ağırlıklı ağda yapacağım; zira kılı, köküyle aldığına inanırım. Lazerli dilinizden pek bir verim alamayacak olan cahil cühela kesim var derken bunu unutmayın. Misal; ben.
SSCB bu işten çok fazla ekmek yediyse biz de deneyelim. Bu bir ütopya değilse inanın kırıntılarından bile doyarız. Ki iki yüz küsür çeşidi olduğu varsayılan sosyalizmden biraz zorlarsak bize de elbet bir baba düşer.
Sosyalizmin çökmesinin tek nedeni Stalin; in ölmesi! . Yok yeeaa !
Kraldı da oğlu mu yoktu! yarın bu eşşeoğlu eşekler taht kavgası yaparlar deyip biri hariç bütün oğullarını öldürdü de sağ kalan teker mi çıkmış? Gelmedi mi yerine etkin başka bir düşünür? Hiç mi adam yetiştirmemiş? Koyayım onun kafaya o halde bir odun! Bak inönü'ye öteye bile geçmiş, Milli Şef olmuş!
Hayalleri ayakta tutmanın yolu bu ise eğer; Stalin yaratmak çok kolaydır. işçilerin denize döküldüğü bir hayatın üzerine çizgi çekmenin yolu Stalin ve sosyalizmden geçiyorsa, başta günah çıkarmalı, sonra da tablosunu yapıp tapmalı. Şahsen ben varım. Sosyalizm,tüzük değil büzük gerektiren bir ideolojidir af edersin. Ve SSCBnin dağıttığı büzüğün içler acısı halini görmek için aydın insan olmak gerekmiyor. Tahıl ambarlarındaki buğdayları çiğ çiğ yiyerek ölen adamlar okudum zamanında. Bu mu? Bana göre hepsi sosyalizm mağduru.
Hayalleriniz bir taraftan akarken, gerçekler boş durmuyor. Denizin dalgalarının vurduğu sahile çizdiğiniz o şûkelâ kalp figürüne, bir dalga değdi mi hepsi yok oluyor.
Ütopyanın da sınırı vardır aga ! Bakmayın o kitaplardaki kutsal ayet niyetinde yazılanlara. iş ciddiye bindiğinde Made in China etiketli malzeme ayıklarsınız dünya üzerinden. Sosyalizm bu işte !!!
Ne olacak yani; benim kitabım, benim fabrikam, benim evim, benim çiftliğim, benim sürüm, benim kazancım, benim caddem, benim belediyem Ve son olarak her sosyalizm tutkunu gibi bir banka örneği vereyim; benim bankam diyeyim. Bu mu tüm mesele?
Ensesi kalın birilerini aramaya gerek duymadan çık şimdi bir işçiye sor:
--Sosyalizm nedir?
--Güneşi görmek der başka da bir şey bilmez. Olmadı en fazla devrim vaktiyle bir ihtimaldi; o da çok güzeldi.
Şimdi bunu konuşmakla ne yapıyoruz? Stalin sıçtı, biz yiyoruz. Şu halimize bakılırsa bence yemekle kalmıyor sağa-sola da sıvıyoruz.
Tanım: Yar'in yanağından gayri her şey ortak. işin içinden çıkılmadığında, olmazsa yarda ortak.. 3 derse gerek kalmadan bir a4'te bile eleştirilebilir.