komünizme geçiş aşamasıdır. devlet yok denecek kadar az bir yer işgal eder. eşitliği savunur. ideal yönetim biçimidir. para değil emek, ben değil biz, burjuva değil proleteryadır.
bu yazıyı uzun uzun araştırdıktan sonra yazıyorum. lütfen saçma ön yargılarınızdan kurtularak okuyun. hani bazı arkadaşlar sonra pm atıp ne kadar sığsın filan demesin..
Sosyalizm, kapital düzende ezilen işçileri kurtarmak adına ortaya atılan bir doktrindir.
Özel mülkiyete karşıdır. Piyasa ve fiyat mekanizmasının ve de rekabetin her zaman toplum yararına işlemediğini öngörür.
Kapitalizmin iddiasının tersini düşünür. yani bu da nedir diye sorarsanız adamlar şöyle diyor. birey ve toplum yararları bazen çelişebilir. özellikle işçi sınıfı ile kapitalist sınıfın çıkarları tamamen çelişmiştir. bu zaten bariz görülen birşeydir. ayrıca sanayinin tekelleşmesi ve büyük kitlelerin proleterleşmesi kapitalizmin çöküşüne yol açar diye bir düşünce vardır.
benim fikrimi sorarsanız bu tamamen yanlıştır. çünkü mutlaka kişilerin piyasaya giriş çıkışı serbest olmalıdır. neden böyle diyorum birazdan açıklayacağım..
karl marx, şöyle birşey ortaya atıyor. proleteryanın üretim araçlarına "kanlı" bir ihtilalle el koyması. tabi lütfen arkadaşlar kanlı bir ihtilal faşizm olmuyormuş. neyse, objektif olalım dedim başta. devam ediyorum.. bu ihtilalden sonra sosyalist rejime geçiliyor. daha sonra da bir üst aşaması olan komunizm.
evet arkadaşlar devam ediyorum.. sosyalizmde özel mülkiyet yoktur. onun yerine kollektif mülkiyet vardır. üretim araçları dediğimiz fabrikalar vs toplum adına devlete aittir. devlete ait olduğu içinde bir bürokrat tarafından yönetilir. tabi bu arada böyle bir durum sevgili arkadaşlar, eğer göremediyseniz yardımcı olayım bir "devlet burjuvası" oluşturur. hatta basit bir örnek daha vereyim. bir zamanlar sosyalizm uygulanıyordu rusya'da. sosyalist rejim yıkıldıktan sonra da ortaya yine aynı rusya'da "milyonerler fuarı" çıkıyor. peki sorarım size herşeyin ortak olduğu sosyalist rusya'da kim bu fuardan alış-veriş yapabilir? bu soruyu kendiniz cevaplarsanız sevinirim.
piyasa ve fiyat mekanizması diye birşey yoktur. herşeyi devlet belirler. buna meslek seçimi de dahildir. yani kafanıza göre ya da sizin becerilerinize göre değil devletin ihtiyacına göre zorla meslek seçersiniz. bu da faşizm değildir arkadaşlar, lütfen! bu arada sizin ücretinizi de devlet belirler. örneğin siz günde 8 saat çalışıp 1000 ytl maaş alıyosunuz. sizinle aynı işleri yapan insanda aynı ücrete tabii. bu arada pek bişey yapmayan olduğu yerden ülkeyi yöneten bürokratlarda kendine daha fazla maaş yapmıyorlar zaten. örnek; milyonerler fuarı ve devlet burjuvazisi!
bu arada sendikalara da değinmek istiyorum. bildiğim kadarıyla hür sendika kavramı yoktur. sendikalar, devletin resmi kurumlarıdır. yani onlarda bürokratların keyfinde çalışır.
aslında özetlersek; işçi yine işçidir, işveren de devlettir. maalesef yine bir fakir bir de zengin taraf vardır..
işçi sınıfından, hele proletaryadan sözedebilmek için bu sınıfın kesinlikle şuurlanma aşamasına varması "varmış bulunması" zorunludur...
böylece, bir burjuva şuuruna karşı bir proletarya şuurundan söz edilebilir...
kesinlikle mükemmel olmayan ekonomik sistem - ideoloji. lakin kapitalizmden 50 kat daha kusursuzdur. mükemmel bir sistem olamayacağına göre, ideal sistemdir.
arkasında olmak saçmalıktır, kişinin kendisine dürüst olmamasıdır, gençlerin, pasparıl canti yepyeni beyinlerin kendisinin kilometre katı işlerle uğraşmasıdır.
ülkedeki açlıkları, dünyadaki savaşları, sefilliği sefaleti, kendi kıçının biçilmemiş kaftanına değişmeyeceklerin arkasına kaçım kaçım kaçıp duyarlı görünmeye, duyarlı görünürken öss gençliğine cakanın allahını sattığını düşünen, aklı başında insana "ne diyon la" dedirten kişinin işidir. en azından paylaşmanın bile bir terbiye olduğunu düşünemeyip, toplum düzenini bir anda değiştirmeyi düşünmenin abesliğini hiçe sayarak, bu iş için belki binlerce yıl gerektiğini düşünemeyerek savunulabilir.
ha denirse ki: "ben torunlarımı ve onların torunlarını en az kendim kadar düşünüyorum."
derim ki;
madem bu kadar duyarlısınız,
devam edin kollayın kıçlarınızı.
oldu ya düşünmedi sizi atanız,
sizde sktredin torunlarınızı.
eksileyipte fakiri fukarayı çok düşünen varsa, hemen çıkıp bir yetim doyursun hemde vicdanındaki ağır yükü bir nebze olsada hafifletmiş olur.
insana, emeğe, emeğin değerine ağırlık vermesi ve bu değerlerin kavranması için vardır. Sosyalist kültürde sömürüye karşı, modern köleliğe karşı sosyal adalet kavramları öğretilir.
Komunizm'in bir önceki evresi olan sosyalizm bir halkın eşit şartlarda tüm haklardan yararlanmasını sağlayan, halka dair değerlere sahip çıkan bir akımdır. Sosyalizm-Komunizm evrelerini en iyi anlatan bir çizgi film biliriz herkesçe. Çizgi film'in adı şirinlerdir. Herkesçe hayranca izlenen ( 7'den 77'ye ) bu çizgi film aslında Şirin baba ile marx'i gargamel ile komunizm'e karşı çıkan papa veya diğer adamlarını göstermiştir. Ve tabii ki çizgi filmin sonundaki not :
" Eğer sende bir gün iyi olmayı başarırsan belki sende şirinleri görebilirsin. "
sosyalizm,
yani şu demek ki dayı kızı
sosyalizm
senin anlayacağın yani
el kapısının yokluğu değil de
imkansızlığı.
ekmeğimizde tuz
kitabımızda söz
ocağımızda ateş oluşu hürriyetin
yahut, başkası yel de
sen yaprakmışsın gibi titrememek
bunun tersi yahut...
sosyalizm
devirmek dağları elbirliğiyle
ama elimizin öz biçimi
öz sıcaklığını yitirmeden.
yahut, mesela
sevgilimizin bizden ne şan, ne para
vefadan başka bişey beklemeyişi...
sosyalizm
yani yurttaş ödevi sayılması bahtiyarlığın
yahut, mesela
-bu seni ilgilendirmez henüz-
esefsiz
güvenle
emniyetle
gölgeli bir bahçeye girer gibi
girebilmek usulcacık ihtiyarlığa
ve hepsinden önemlisi
çocukların ama bütün çocukların
kırmızı elmalar gibi gülüşü...
nazım hikmet ran
marks sosyalizmi bir geçiş aşaması olarak tarif etmekle beraber, kendi sistematiği içinde nihai hedef olarak belirlediği sınırsız, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya komünizmdedir. en nihayetinde sınırlar ve sınıflar kalktığında devlet mekanizması da eski anlamıyla yok olacaktır kendi sistematiğinde. bunun dışında bu ileriki dönemin ana hatları dışında bir şey çizmeyen marks, geçiş aşaması için onlarca şey söylemekle beraber reel sosyalizm deneyimi de pek çok şeyi öğretmiştir. geçişin ne kadar kanlı ya da kansız olduğu değil mesele, ana hat kesintisiz bir biçimde devinen bir toplum ve ideolojik olarak eskinin kurumlarını silmiş bir hayattır. diğer tüm çizilen hatlar geçersiz ve boştur.
insanlığın kürkçü dükkanıdır, ona dönülecektir. aha buraya yazdım, sözlük tarihe tanıklık yapsın. daha iyisini insan beyni üretene kadar en iyi sistem. insanın hırslarına, bencilliğine yenildi gibi görünüyor ama dönüşü muhteşem olacak. işalla yareppim amen.