sosyal eşitliği savunan ideoloji. marx a göre kapitalist sistem işçi devrimiyle ortadan kaldırılacak ve yerine sosyalizm gelecektir. ardından sosyalist yapı kendinden sönümleneceğinden komünizme geçilecektir. komünizm ile arasındaki en büyük fark devlet yapısının olmasıdır.
Dünya nüfusunun yıllık kayıtlı geliri 30 trilyon $. Bunun 24 trilyonu dünya nüfusunun % 16sına aittir. Geriye kalan 6 trilyonluk dilim ise dünya nüfusunun % 84ü tarafından paylaşılmaktadır.
isviçrede kişi başına düşen yıllık gelir 40 bin dolarken, Mozambikte, Bangladeşte, Afganistanda 90 dolar civarındadır. Günde çeyrek dolarla insanı açlığa mahkum etmektir bu! 1996 verilerine göre dünyada 800 milyondan fazla insan açlık sınırında yaşamaktadır. Bu rakam bugün daha da artmıştır.
ABD petrol devi Exxonun yıllık net kârı 13 Afrika ülkesinin toplam borcuna eşittir. En zengin 358 ailenin yıllık geliri dünya nüfusunun üçte birinin gelirine eşittir. işin garibi, bugünün aç halkları, geçen yüzyılların kendi kendine yeten halklarıdır.
kapitalizmin doğası gereği şartların çok daha vahim olacağı düşünülürse ilerleyen yıllarda sosyalist bilinç insanlar için çok daha önemli bir hal alacaktır.
kapitalizm soğuk savaş dönemindeki bonkör tavrından çoktan uzaklaştı. önümüzde ki yıllarda daha vahşi daha saldırgan bir sistemin angaje edilmemesi mucize olur. ayrıca %16'lık kesimin kendi içerisinde girdiği rekabet ile küçüleceği, git gide sermayeninde daha küçük bir azınlığın elinde toplanacağını da söylemek yanlış olmaz.
yeni arayışlar bu yüzyıl çocuklarının ödevi olacaktır.
aksi taktirde geriye, erimeye ve yok olmaya mahkum bir insanlık bırakırız.
özel mülkiyet yerine ortak mülkiyeti savunan, sınıfsız bir toplum amacı güden, ekonominin belirli bir zumrenin yerine halka dayandığı ekonomik düşünce. yalnız burada bizim marksistlerden ayrıldığımız nokta, sosyalizmin evrensel yani komünist düzeyde olup olmamasıdır.
karl marks'a göre sosyalizm komünizme giden bir yoldur. komünizm sosyalist toplumun son aşaması yani asıl amacıdır. komünizm evrenseldir. bu noktada karl marks'ın büyük bir gaflet içinde olduğunu görüyoruz. sosyalizm evrensel olamaz milli olur. sosyalist düzen komünizme yani enternasyonale evrildiğinde bu ütopyadan öteye gidemez.
sosyalizm milli bir düzeyde olduğu zaman yani, bütün dünya insanlarının sınıfsız yaşaması değil, aynı halktan insanların sınıfsız yaşaması amacını güttüğü zaman başarılı olur. eğer tüm halklar sınıfsız tek düzeleşmiş bir biçimde yaşarsa bu evrenin tabiatına aykırı bir durumdur. çünkü evren zayıf olan türlerin ezilmesine mahkumdur.
mesela bu ülkede tüm türklerin eşit ve türkler arasında sınıfsız anti-kapitalist bir sistem milli sosyalizmdir. doğrusu da budur. sosyalizmin son amacı yani komünizm ise millet farklılığını tanımayan, devleti yani milletin aracı kurumu yok eden çok tehlikeli bir akımdır. sosyalizm milli düzlemde kalmalıdır.
yani şu demek ki, dayı kızı,
sosyalizm,
senin anlayacağın yani,
el kapısının yokluğu değil de
imkansızlığı.
ekmeğimizde tuz,
kitabımızda söz,
ocağımızda ateş oluşu hürriyetin,
yahut, başkası yel de,
sen yaprakmışsın gibi titrememek,
bunun tersi yahut...
sosyalizm,
devirmek dağları elbirliğiyle,
ama elimizin öz biçimi,
öz sıcaklığını yitirmeden.
yahut, mesela,
sevgilimizin bizden ne şan, ne para,
vefadan başka bişey beklemeyişi...
sosyalizm,
yani yurttaş ödevi sayılması bahtiyarlığın,
yahut, mesela,
-bu seni ilgilendirmez henüz-
esefsiz,
güvenle,
emniyetle,
gölgeli bir bahçeye girer gibi
girebilmek usulcacık ihtiyarlığa,
ve hepsinden önemlisi,
çocukların ama bütün çocukların,
kırmızı elmalar gibi gülüşü... nazım hikmet ran
hayal dünyasında yaşayan şirinler köyü sakinlerinin ısrarla komünizme evrileceğini sandığı ideoloji.
sosyalizm: milli olduğu zaman iyidir. olması gerekendir. gerçekçiliktir.
komünizm: marksistlerin sosyalizmin son evresi olarak idda ettikleri teorem. hayalperestliktir. doğanın tabiatına aykırıdır. milliyet kavramını yok eden bir zehirdir.
Çılgınca üretip, çılgınca tüketimin olmadığı
insanların fakirlik çekmediği, hayatlarını çalışmaktan ibaret geçirmediği
işçi kıyımlarının olmadığı
Dulların, yetimlerin ve ihtayaçı olanların kimseye minnet etmek zorunda kalmadığı
Ama insanların zengin de olamadığı
Herkesin bir evinin olduğu, yani kimsenin ev kirası derdi çekmediği
Çevrenin korunduğu, Sera gazı salınımının en aza indiği
Hayvan türlerinin korunduğu
Ekonomik yönetim sisteminin adıdır.
sosyalizm, başkalarının dönüştürmeye çalıştığı bir kavram değildir. Sosyalizm, iktisadi bir sistem olarak da, isterseniz - ideolojik diyebilirsiniz- hiç bir zaman millet kavramını 'temelinde' tutmamıştır. Sosyalizm'i, ilk ortaya atan düşünürleri, hatta homo socius'tan bu yana, insanları ezen ve ezilenler olarak ayırmıştır ve ezilenlerin ırkı olmaz! Öyleyse; tüm ezilenler, gördükleri zulüm karşısında birleşmelidir, ve ezilenlerin diktatörlüğü olmalıdır!, der.
Ezilenler kavramı; emeği sömürülenler olarak tanımlandığı için halk arasında 'yoksullar' olarak da bilinir!
işte, özetle bu kadar, karmaşa yaratmaya gerek yok! Amaç; provokasyon değilse tabii...
Ha, ırk üzerinden bir üstünlük idelojisi kurma peşindeyseniz; ırk'a dayalı ideolojilerin yolu faşizmden geçer...
faşizmin anlamını bilmeyenlerin önüne gelene faşist damgası vurdukları, taraftarlarının genelde milli değil de enternasyonalist olarak millet, ırk kavramına hakaret ettikleri fikir.
bunlar bilmez ki sosyalizm ilk çıktığında ana hedefi ezilenlerin hakkı olmasının yanında milliyet kavramının da üzerinde durmuştur. robert owen'ın fikirlerinde bulabilirsiniz. sosyalizmin sonradan içini boşaltıp, bütün vatan, millet, ırk kavramlarına düşman hale getiren karl marks denen yahudi bir şarlatandır. ve ne acıdır ki herkes soyalizmi marksizmden ibaret sanar, sosyalizmi o yarattı diye düşünür. çünkü marks ünlü ya.
ha bu arada faşizm otoriter bir devlet anlayışı demektir. ben milli sosyalizmin öneminden bahsediyorum adam bana faşizm diyor. ne alakaysa. bu marksist şirin babacılar ota boka faşist diyor ya çok mutlu oluyorum.
uygulandığı devletlerde tekelci politika olduğu için arz talep politikasında sürekli hatalar yapılıp ekonominin çökmesine neden olmuştur. fikirleri güzel olabilir ama acilen iyileştirme yapılması gerekir.aksi takdirde sosyalizmi benimsemiş ülkelerin sonları aşağıdakiler gibi olur.
öyle korkakların falan değil insan gibi olmaya yüreği yetenlerin görüşüdür. kimseyi kimseden ayırt etmeyen, paraya değil insana tapan bir zihin gerektirir. kapitalist olmak bir ne kadar iyi bir "müşteri" olduğunuza bakarken sosyalizm "vatandaş" ya da "insan" olmakla ölçülür.
- yaşamak bir ağaç gibi;
tek ve hür!
ve bir orman gibi;
kardeşçesine!
bu hasret bizim..
sovyetler'de bu sistem abd yüzünden çöktükten sonra kapitalist rusya'da ücretler beş yılda yüzde 40 azaldı. 35 milyon kişi, yani nüfusun yüzde 24'ü yoksulluk sınırının altında yaşamaya başladı, sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik bütçeleri sürekli küçülüyor. sosyal hizmetler sovyetler döneminde ücretsiz iken rusya döneminde ücretli hale geldi, Üretim ise 1996 yılının ilk yarısında yüzde 6 oranında düştü. Ülke çapında 2 milyon kişi evsiz barksız yaşarken nüfusun yüzde 1.6'sı akıllara sığmayacak bir zenginlik içinde sefa sürüyor. ülke mafyaların tekelinde, suç oranı arttı ve yaşam düzeyi çok fazla düştü.
bir bakkalla bir doktorun eşit maaş alamayacağı sistemdir. özel mülkiyet kavramı ve veraset sistemi yotur ve her ne işi yapıyorsan yap yaşama hakkın vardır. temel ve sosyal ihtiyaçları karşılanacak kadar para verilir bakkala da. ama doktorun maaşı daha yüksektir.
herkesin eşit para alma durumu komünizm de olabilir ki; komünizmde para zaten para yoktur.
herkesi eşit sikelim kampanyası. Yani sonuç ne olursa olsun yine bizi sikecekler, o yüzden buraya gelip "olsaydı daha iyiydi yeaaa" gibisinden götüm ağızlı söylemler sonuca etki etmeyecektir.
hoşuna gitmeyen herkesi yahudi ilan eden, kısayoldan hayat biberdir çıkarmasını yapacak sığlıkta düşünen kişinin acayip zırvalarını haketmeyen sistemdir.
...
sosyalizm,
yani şu demek ki, dayı kızı,
sosyalizm,
senin anlayacağın yani,
el kapısının yokluğu değil de
imkansızlığı.
ekmeğimizde tuz,
kitabımızda söz,
ocağımızda ateş oluşu hürriyetin,
yahut, başkası yel de,
sen yaprakmışsın gibi titrememek,
bunun tersi yahut...
sosyalizm,
devirmek dağları elbirliğiyle,
ama elimizin öz biçimi,
öz sıcaklığını yitirmeden.
yahut, mesela,
sevgilimizin bizden ne şan, ne para,
vefadan başka bişey beklemeyişi...
sosyalizm,
yani yurttaş ödevi sayılması bahtiyarlığın,
yahut, mesela,
-bu seni ilgilendirmez henüz-
esefsiz,
güvenle,
emniyetle,
gölgeli bir bahçeye girer gibi
girebilmek usulcacık ihtiyarlığa,
ve hepsinden önemlisi,
çocukların ama bütün çocukların,
kırmızı elmalar gibi gülüşü...