belli bir ideolojide ilerledigini dusunen ancak asil olarak orgutsuz(ya da karsi devrim saflarinda orgutlu), burjuva politikalarinin etkisinde kalmis kisilerin olusturabilecegi tez.
sosyalizm yalnizca bir ruzgar degildir, gercegin ta kendisidir. hicbir zaman bitmeyecektir insanin kendi ozune donus mucadelesi. yani ilkel komunal toplumun, gelismis komunal topluma evrilmesi halen devam etmektedir. o yuzdendir ki 2008 yilina geldigimizde, cikan krizde en buyuk kapitalist ulkelerde bile marx konusulmaktadir halen.
sosyalizmin bircok ulkede yikilmis olmasi ise, kurulabildigi ve uygulanabildigi gercegini degistirmez. halkin baska "kesin cozum" alternatifi yoktur. ancak bu alternatif zorlu bir surectir, buyuk bedeller odemeyi gerektirir. bundan kaynakli sili gibi cok aci cekmis, inanilmaz sindirme politikalari uygulanmis ulkelerde halk, bu bedelleri odemekten korkar.bunun yerine gunluk cozum arayislarina girer.sosyal demokrasi ise kesinlikle sosyalizmin alternatifi olamaz, sosyal demokrasi belki de sosyalizmin en buyuk dusmanidir. celiskileri keskinlestirmek yerine belirsizlestirir. orgutsuzlestirilmis halkin da sosyal demokrasiden liberal partilere hatta milliyetci, gerici partilere kaymasi ise sasilacak ya da uzulecek bir durum degildir. cunku iki taraf da sosyalizmin karsisindadir ve temelinde iki taraf da gericidir.
somurge ya da yeni somurge ulkelerde temel olan sey ise, yonetime gelenin emperyalizm karsisindaki tavridir. sagci ya da sol gorunumlu bir parti olmasinin bir onemi yoktur. onemli olan pratikteki eylemleridir. farz-i misal akp'nin soylemdeki dini kimligi onemli degildir onemli olan akp doneminde amerikan sirketlerininin sayisinin 8-10 kat artmasidir ve emperyalist temelli sirketlerin akp doneminde 40 milyar dolar kar transferi yapmis olmalaridir. bu da orgutsuz halki aslinda 'marketing' stratejisine dayali secim sistemindeki yanilgisini gostermektedir. ama hicbir zaman halkin gercek tercihini yansiztmaz.
isin komik tarafi, sosyalizme saldiran zihniyetin nasil bir sistem istedigini bilememesidir. dunyada sosyalist sistemin kuruldugu ulkeleri ornek gostererek, ulkemizde sosyalizmin kurulmasinin ne kadar yanlis oldugunu anlatmaya calisirlar.ancak nasil bir devlet istemektedir ki bu zihniyet? hangi devleti bize ornek gosterebilir ki? tarihte kurulmus hangi devlet bu zihniyetin devleti? sadece padisahlarin iyi yasadigi, rusvetin kisinin gelirlerinden kat be kat yuksek oldugu osmanli mi? suudi arabistan mi? neresi?
sosyalizmi anlamak için şu isim araştırılmalıdır diyecek kadar cahil birinin söylemidir. sosyalizmi bir rüzgar olarak görmek ve tam manasıyla uygulandığını iddia etmenin manası nedir? sosyalizmi bir takım isimlere ve doğu avrupa' yla sınırlandırıp, ardından hakkında 10 paragraflık soyut ve terminoloji deryası denilebilecek, aslında hiçbir şey anlatmayan ziyan yazılarla tanımladığınızı mı sanıyorsunuz?
sosyalizmi anlamak, sovyetler' i tahlil edebilmek değildir. kapitalizmi de tahlil edebilmek değildir. insana dair olan ne varsa sindirip, öyle ahkam kesilmelidir. ancak bakıyoruz sosyalizm; "sağ-sol" çatışmasına indirgeniyor ardından bergson' la sıvanıyor. sosyalizm eleştirisinin bu denli kısır ve sığ eleştiri noktalarından yapılması ne kadar doğrudur? veya popülizm kokan "din-allah-ahlak" üçgenine indirgediğinizde, haklı mı çıkıyorsunuz? sosyalizm gibi bir derinliği, daha kendi içinde çelişen genelgeçer normlarla eleştirmeyin mümkünse. burada sosyalizmi övme veya savunma amacı taşımıyorum. ancak sosyalizmi, bir ideolog(!) tarafından söylenmiş zamanının ülkücü yemininden bozma bir kaç satırla yedirmezler adama.
liberal alternatif, yeni sağ, ılımsı sol, muhafazakar alternatif vs. bunlar nedir yahu? bu argümanlarla mı sosyalizmi anlatıyorsun bana? bunlar sosyalizmin alternatifleri midir, yoksa kapitalizmin oyuncakları mıdır? bunlar her zaman birilerinin kesin çözümleri falan değildir. kapital ve iktidar odaklı sömürü araçlarıdır. hiç biri insana dair değildir. kapitalizm bir atölyeyse, bunlar sadece takım çantasındakilerdir. bırakın artık "din-ahlak-allah" çatısı altında sistem eleştirisi yapmayı. önce şu teolojik misyonununuzdan sıyrılın, ondan sonra objektiflikten söz edin, pozitivizme bulaşın. sadece tümden gelmeyin, tüme de varabilin.
bir ülkenin sosyalistlerine -akp yandaşı olduğu için- kızan ve koca bir sisteme, hakkında hiçbirşey bilmeden dil uzatan cahil söylemi.
not: ulan aç bak bi, sosyalizm nedir, nasıl olur. hey allahım ya.
sosyalizmi ekonomik sistem değilde, rüzgar olarak gören acınası düşünce. madem sosyalizm fos çıkıyor, neden kapitalistler kriz kıça dayanınca " marx a dönüş " yöntemini kullanıp yasaklanan sosyalist kitapları tekrar piyasaya sürüyor. ha birde bu zihniyet kurtuluş savaşında, o " fos çıkan sosyalizm rüzgarı " nın kendisine altın ve cephane yardımı yaptığını bilmez. bilmeden konuşur. bu demir perdenin zıttına gittikten sonra abd nin ülkeye neler yaptığını görmeyen zihniyettir bu.
babaevine dönen bumerang çocukları
tenezzül etmeyenler kabilesindensiniz
eh biter mi sizin bu aşk askerliğiniz
sevgi gibi çok emek istiyor kötülüklerde
ve içinde emek olan herşey insani raddede
sosyalizm öldüyse bu yüzden öldü işte
(bkz: metin üstündağ)
rüzgar var, rüzgar var derler adama. "yaftalamayla cevap verilmez" diyen, ancak belli bir ideolojiyi benimsemiş insanları "dangalak" ilan eden bir zihniyetin kısır döngüsü sonucu varacağı sonuçtur. olayın sidik yarışına dönmemesi adına sözü fazla uzatmayacağım; bir ideolojinin meşruluğunu, allah tarafından melekler eliyle inmesiyle bağdaştırabilen zihniyetler, sosyalizmin kısır tasavvurlarını mümkünse okumasın artık.
bir noktada buluşuruz; o da sosyalizmin kayıp gençlik tarafından baskılı tişört muamelesi görmesi konusudur. okumadan sosyalizmi övene de, yerene de karşı olmaktır aklı selimlik. yeri gelmiştir paulus gibiler mevcut siyasal düzeni incille tasavvur etmiştir ve meşrulaştırmıştır. sorun bu değildir, sorun bilimselliktir. sen bilimsellikten ne kadar uzaklaşırsan, o kadar haklı görünürsün elbet. sağdan, soldan, dinden, tarihten dem vurarak; konuyu kaygan soyut bir zemine çekerek, tartışmayı paralize etmekte senden çok daha usta isimler vardır merak etme. bu kadar laf kalabalığının içinde "emeğe dair" tek bir söz edilmemesi şaşırtmamıştır beni. işçi olmak kolaydır sözde ve sosyalizm-emek eksenli eleştiri genelde bu kısır mantık üzerinden yürütülür. ancak dünyada hiç işçi olmasa, tüm sistemin çökeceğini gözardı eder bu beyinler.
nepal'de, kolombiya'da, kuba'da, bolivya'da, venezuella'da...vb bulunan milyonlarca insanin bir turlu goremedigi gercegi iki dakikada cozuvermis arkadas.
emek-sermaye celiskisi, artan gelir dengesizligi, aclik oranin yukselmesi...vb gibi konularda arastirma yapmis, onlarca tartismaya katilmis, bu is icin dunya genelinde kongreler yapmis insanlar toptan aptalmis megersem. uludag sozluge baksalarmis hic ugrasmadan 5 dakikada hatalarini anlayip boyunlarini bukecelermis.
--spoiler--
... zeki-akıllı desinler diye,che gibi ikon haline getirilmeye özenmek gerekçesiyle veya aile,etnik-dinsel köken sebebiyle solcu olma yazgısını yaşamak gibi gerekçelerle sosyalist olmak ...
--spoiler--