cinayettir. katliamdır. binlerce hasta insan özellikle kanser hastaları ilaçlarını alamayacaklar ya da almak için sürünecekler vadeleri yetmeyecek. israil e siz insanları öldürmesini iyi bilirsiniz diyen başbakan otursun kendi ülkesindeki bu sessiz katliamı önlesin, aynı çıkışı imf ye, amerika ya ve bu tür yasaların çıkmasını sessizce izleyen sözde insan hakları savunucusu avrupa birliği ne yapsın.
büyük gün geldi çattı ey millet, gss 1 ekim 2010 tarihi itibari ile yürürlüğe giriyor.
peki giriyor da ne oluyor ? açıklamaya çalışalım.
şimdi öncelikle, en net olanı söyleyelim. eğer yeşil kart'lı değil iseniz, artık tüm vatandaşlar prim ödemek zorunda. bakın tüm vatandaşlar diyorum, sadece çalışanlar değil. çünkü, artık işsizler de gss için prim ödeyecek. sosyal devlet öldü yaşasın piyasa kapitalizmi !
nasıl mı ? ona da girelim.
misal, siz öss'yi kazanamamış bir gençsiniz. yahut 18 yaşından büyük olup işsiz birisiniz. hiç farketmiyor, paranız olmasa da, geliriniz olmasa da prim ödemek zorundasınız. kaldı ki, bu da yetmiyor prim ödeseniz dahi sağlık hizmetinden yararlanırken yine belirli bir miktar ödeme yapacaksınız.
yani devlet diyor ki, sen evde oturuyorsun ama ya hastalanırsan ? ya sağlık hizmetine ihtiyaç duyarsan ? ben sana bunları ücretsiz veremem, iyisi mi sen bana peşin peşin primini öde !
ve gelelim işin en can alıcı noktasına. işsizler lafım size.
eğer ki, 1 ekim 2010 tarihinden önce çalışmıyorsanız, en geç 1 kasım 2010 tarihine kadar önce bulunduğunuz kaymakamlığa gidip aile içi gelirinizden size adam başı ne kadar düşüyor onu hesaplatmanız ve ardından da en yakın sgk merkezine giderek gss giriş bildirgesi vermeniz gerekmektedir. eğer bu tarihe kadar bunları yapmazsanız bir 760 tl cezası var. bu da yetmiyor, her ay da priminiz 182 tl olarak hesaplanıyor ve size fatura ediliyor.
son olarak, 1 ekim 2010'dan sonra işsiz kalanlar için ise süre, işsiz kalmalarından sonraki 1 hafta. bu süre zarfında bildirim yapmazlarsa onlar da aynı cezalara maruz kalıyorlar.
budur işte adalet ve kalkınma. budur işte "tüm vatandaşlarımıza ücretsiz sağlık hizmeti getireceğiz" yalanının altındaki yaldızlı gerçek.
muhalefet şeriat geldi de geliyor da diye ortalığı bir ayağa kaldırdı ki, işlerin bu tarafını görmeye vatandaşın hiç fırsatı olmadı. iktidar bütün hünerini 12 eylül'de işkence görenler üzerinde gösterdi; ve bu yasayı iktidar muhalefet kolkola halka geçirdiler...
milletinin cebine elini daldırmayı kendine hak gören ve sosyal devlet anlayışı kisvesi altında "soyguncu" bir anlayışa sahip olan yüce türk devletin'in son icraatıdır.
asgari cüretin 3 te 1'i ne ulan? şaka mısın sen? ama milletle böyle alenen de taşşak geçilmez ki be kardeşim! yazıktır.
ya yok vallahi hiç gerek, yok yazmıyorum bir şey. hiçbir şey demiyorum siz düşünün artık bunları da. hadi geyiğe devam gırfır şamataya devam. ne diyorduk eski sevgili mi? bakire kız mı? kaslı erkek mi? hangi futbol maçında kalmıştık? şampiyon cimbom kartal fener!!!!
sosyal devlet olmamıza ön ayak sağlayacakmış! bak hele bak! sosyal devlet anlayışında nerede görülmüş para kesintisi yapıldığı? ortada karşılıksız bir hizmet mi var ki sosyal devletten bahsedelim!
sen zaten gelir vergisini ödemiş ana babadan üstüne bir de işsiz çocuğun var diye haraç keseceksin sonra da bu sosyal devlet hizmeti olacak! böyle bir zorunluluk nerede görülmüş?
zorlukla üniversite okumuş fakir bir aile çocuğu için sen o ana babadan o parayı hangi yüzle alacaksın? hiç mi utanmayacaksın?
tanım: bildiğin ötv nin sosyal hizmet adı altında kakalanışıdır.
sosyal devletçilikte son nokta.
hiçbir geliri olmayandan dahi prim alacak olan sistem.
denetim altına alamadığı yeşil kart vurgununun acısını yine garibandan çıkartacak olan ahlaklı sistem.
okurken 25 yaşını geçenlerden, sağlık güvencesi olmayanları haraca bağlayan ileri görüşlü sistem.
bugüne kadar fikrini önemsemediği, yanlış bilgilerle donattığı halkını bir kaç ay içinde yetersiz duyuru yüzünden borca bağlayacak olan tefeci sistem.
vermeyi aklından geçirmeyen hep almak için salyalı fikirler üreten komisyon'cuları içinde barındıran bir acayip sistem.
devletin bittiğinin resmidir. bu yasa ile devletin meşruluğu akıl almaz şekilde zarar görmüş olup kendi varoluşunu kendisi tehlikeye atmaktadır.
işsiz ve 18 yaşından büyük öğrencilerin sağlık primlerini ailesi ödeyecek onlar da ödeyemezse devlet onun için ödeyecek ve işsiz iş bulduğunda devlet ödediği primleri tekrar maaşından kesip geri alacak.
25 yaşından büyük öğrenciler aylık 1.700 lira kazanıyor sayılacakmış. vay amına koyaydım arkadaş. yüksek lisans öğrencisiyiz ne yapıcaz gidip sizin dershaneleriniz de aylık 200 liraya mı çalışacağız sağlık hizmeti alabilmek için. devlet bitmiş arkadaş. Ver o zaman bana 1700 lira aylık bende işime bakayım kardeşim.
kısaltması bence akph olsun. sadece kulağa güzel geliyor diye. henüz tam açılımını yapmadım, "h" haraç olur, a,k ve p'yi bir ara bulurum ben. ya da siz nasıl isterseniz öyle yorumlayın.
18 yaşını geçmişsen ve bir iş bulamamışsan, sigorta paranı anandan ya da babandan alırız.
diyelim ki o adamın anası ya da babası emekli ise ne olacak? çoğu insan zaten kırk kanaat geçiniyor. birde işi olmayan ''birey'' olmuş oğlu içinmi para ödeyecek?
ha ben senin adaletinin de kalkınmanın da partinin de.