sosyal fobi

entry456 galeri17
    105.
  1. bir çok akraba rahatsızlıklarla beraber komplike semptomlar gösteren, çağın vebası sayılan depresyon ile birlikte takılmayı seven bozukluk.
    (bkz: anksiyete)
    3 ...
  2. 104.
  3. ilaçla geçmeyen tedavisi pek mümkün olmayan kimi zaman hoş olan ama çoğunlukla can sıkan hastalığım. bazen güzel lan.
    0 ...
  4. 103.
  5. Bi arkadaş ortamına giremezsiniz sürekli acaba yanlış bişey söylermiyim bi davet ortamına gidemezsiniz acaba yanlış bişey yaparmıyim sürekli bi ezik hissetme durumu acabaların içinde boğulursunuz elinizden tutan olursa kurtulursunuz yoksa kaynak (bkz: ben).
    4 ...
  6. 102.
  7. ta ki ana sınıfı yıllarımdan, belki de daha öncesinden itibaren muzdarip olduğum lanet bi hastalık.. hastalığa kendi tanımı koyalı, keşfedeli bi kaç yıl olmuştur ve onca senem boşa geçmiştir. okuduğum okullar, ailem, arkadaşlarım, az sayıdaki sevgililerim bunun en canlı örneğidir. her şeyin azıyla yetinmeyi öğretmiştir bana. paranın bile... bi kaç yıldır öğrenmeme rağmen şu an hala umursamıyorum ve tedavi olmak istemiyorum. kendi tedavi yöntemlerimi oluşturdum bi kaç yola girdim ama nafile... yine 3-5 kişilik tanımadığım bir ortamın arasında kızın birinin "sandalyeni neden yaklaştırmıyosun bana doğru" cümlesine maruz kaldım. artık nası bi kafayla yazıyosam devrik cümleyi adeta katlettim. neyse. hayatımda müzik kültürü iyice karakterimle birleştiği zamandan itibaren kendimi hep duygusal, slow, huzur veren müziklere yaklaştırdım. hastalığımı oralarda yendim. tedavi yöntemlerimi o parçaları dinlerken aradım ama yine nafile oldu.. bu yazdığım yazının sonunda da "artık tedavi olacağım" gibisinden bi serzenişte bulunup atağa kalkan tiplerden olmayacağım. onu da biliyorum. olsam o da nafile.. tekrarlar tekrarlar.. hep aynı şeyler.. şu an bunu yazarken en sevdiğim parçalardan birinin nakaratıyla can alıcı cümlelere girmiş bulunmaktayım. bunun hazzı sadece sanal ortamda yaşanıyor işte. bi kız arkadaşımla otururken bu durum başıma gelse, bu hazzı yaşayamam. neyse. dediğim gibi, kendimi keşfemediğim müziklerden, hayallerden, her şeyden adeta soyutladım. ya da soyutlandım. çünkü bu hastalık benim suçum değil. tahlilini de yaptım evet. ailemle alakalı bi durum. ailemin karakteristik yapısı.. tek tek aile bireylerini ele aldığımız zaman bana yakın tiplerdi hep. hala da öyleler. kendimi geliştireceğim, sosyalleşeceğim insanlarla yaşamadım hiç bi zaman. yaşadım ama hep "diğer kişi" olarak görülerek yaşadım. ezilmedim ama gizli bi yerlerde hep arka plandaydım. anlatamadığım her şeyi yine bi kaç yıldır kendimi bulabildiğim bu ortamda ayrıntı vererek anlatıyorum. yılların verdiği birikimin bu duruma gelceğini hiç düşünmezdim. depresif takılmakta istemiyorum çünkü ortamın gizemli, soğuk, tek mimik genci olmaktan korkuyorum. evet hala.. her şeyi ayrıntı vererek anlatmak zor. genel olarak bahsettiğim olaylar sosyal fobililerin bi çoğunda bulunmaktadır. acaba insanlar neden bu hale geliyor en başta bunu sorgulamak lazım.. insanlık neden bencil? neden hep empatiden yoksun ve hep ben, hep ben yaparak yaşıyor? bilindik şeylerin dışına çıkamıyorlar? dışarıdan birine yaklaşmak garip geliyor? işin özü bile sarpasarmış durumda bence. sonuç olarak psikolojik bi rahatsızlık. zaten başka yazarlar da daha geniş örneklendirmişler. sözü uzatıp edebiyat yapmanın anlamı yok diye düşünüyorum. hakkımda, hakkımızda hayırlısı diyerek fikirlerini alabilceğim arkadaşlardan mesajlar bekliyorum...
    5 ...
  8. 101.
  9. çıldırtır. tek kelimeyle çıldırtır. sebebi net olarak bilinmiyor. yapışkan sayılabilecek major depresyon ile artabilir. ama hayat adına büyük bir darbedir. insanların yanında rahat hissedemez, sokağa çıkmak ve çıkmamak arasında bocalar durursunuz. sadece arkadaşlarla değil, karşı cinsle de iletişim kopar. eve kapanır, dışarı çıkmadıkça parlak ışığa hassasiyet gösterirsiniz. düzenli bir terapi ile aşılabilir ama aşılana kadar hem mesleki hem de özel hayat için dev bir sıkıntıdır.
    0 ...
  10. 100.
  11. kesinlikle tıbbi destek alınması gereken durum. bir psikiyatriste gidip ilaçla tedaviyi kabul edince başınıza gelecek en kötü şey tedaviye yanıt vermeyip istenilen sonucu alamamaktır. ama bunu denemeyip:"yok ağa ben sorunlarımı tek başıma yardım almadan çözerim" derseniz,geçmiş olsun. bu telkinle çözülebilen bir sorun değil. telkin ancak geçici rahatlamalara neden olur o kadar. bu öyle bir hastalık ki adamın yaşam alanını 4 duvara hapsettirir.sinemay gidemez,sevgili edinemez,kapasitenize uygun işlerde çalışamazsınız.
    2 ...
  12. 99.
  13. heyecanın hissedildiği anlarda ellerin terlemesi gibi bir şeyi içinde bulundurur.
    0 ...
  14. 98.
  15. Tedavisi kişisel çaba ile pek mümkün olmayan, ancak uzman desteği ile kesinlikle tedavi edilebilen rahatsızlık.
    Bu rahatsızlığa nail olmuş iseniz sakın ha sakın kendinizi suçlayıp küçük görmeyiniz! Sebebi ailenizin sizi yetiştirme şekli, büyüdüğünüz çevre, yahut travmatik ekstrem durumlardır. Siz bir bireysiniz, o iletişim içinde olamadığınız insanlar gibi.
    2 ...
  16. 97.
  17. takıntılar zinciridir. ama sosyal fobisi olan insan çok zekidir. eğer bu sorununu yenerse kimse tutamaz onu. çünkü yıllarca şunu yapsam yanımdaki bana ne söyler, ne düşünür diye düşünmüştür. empati yeteneği inanılmazdır.
    5 ...
  18. 96.
  19. beraberinde çok güçlü bir anksiyete hissi taşıyan bozukluk.
    0 ...
  20. 95.
  21. karşıdaki insanın gözüne bakarak konuşmak zordur bu hastalıkta. illa çekinirsiniz, yere bakarak konuşursunuz. tabi davranış karşıdakinide rahatsız eder, siklenmiyorum havası yaratır. o yüzden sosyo fobik insanlar hayatta başarısızdırlar. sosyla ortamı olmaz. kızlar konusuna hiç girmiyorum bile. düşünün erkeklerle bile konuşmaya çekinen insan kızlarla nasıl iletişime geçebilir.
    1 ...
  22. 94.
  23. hayata diğer insanlardan on adım geriden başlamanıza neden olan pislik bir hastalıktır. yalnızlığın verdiği stres ve ortamlara girememeniz, geçip giden gençlik canınızı çok sıkmaktadır. en önemlisi hayata mutsuz başlayıp, mutsuz bitirirsiniz.
    1 ...
  24. 93.
  25. bu hastalıktan şikayetçi insanlarla uğraşmak çok meseledir. bir psikiyatristi canından bezdirebilirler.
    bunun bir hastalık olduklarını öğrendikleri andan itibaren "acaba iyileşebilecek miyim?" lafını dillerinden düşürmezler. insanı canından bezdirirler. ne yaparsanız yapın asla memnun olmayacaklardır. ilaç verseniz ilacın işe yaramadığını iddia ederler, telkin yapsanız ne diyo bu adam der geçerler. gurup terapisine davet etseniz gelmezler ama sürekli şikayet eder sızlanırlar.
    sosyal fobili olmayışıma rağmen sosyal fobi ömürümü çürütmüş durumdadır.
    4 ...
  26. 92.
  27. isa'nın çilesi ile boy ölçüşecek ruhsal hastalık.ilacı olsa sevinçten ağlarım o derece.
    büyük konuşmak gibi olmasın ama kanser olmak bile- neyse...

    öyle işte!
    4 ...
  28. 91.
  29. zeki demirkubuz un ali'nin sekiz günü adlı filmindeki baş karakterin muzdarip olduğu fobidir.
    2 ...
  30. 90.
  31. fobinin sonucu olan asosyallik ile karıştırılsa da arada bir gelip giden saçma salak bir şeydir. insanların değişmesi imkansız olduğu için ilaçlar ve grup tedavileri gereksizdir.*
    1 ...
  32. 89.
  33. 88.
  34. geçici tedavi kız arkadaştır. kız arkadaşınız olduğu dönemlerde sosyal fobi uykuya dalar. kesin bir çözüm olmasa da çok etkilidir. kız arkadışınız varsa başka bir şey düşünmeye zamanınız bile kalmaz. bu dönemin size kazanımları da devasadır.
    0 ...
  35. 87.
  36. ilaçla ve telkinlerle iyileşebilen hastalıktır. 15 yıldır farkında olduğum bu rahatsızlığı yenebilmek için bugün ilk adımımı attım ve doktor karşısına çıktım. doktor güzel bir telkinden sonra ilaç yazdı bakalım sonucunu sabırsızlıkla bekliyorum.
    3 ...
  37. 86.
  38. profesyonel bir destek alınarak üstesinden gelinecek durumdur. aksi takdirde, hayat her geçen gün zindan olamaya devam edecektir. tedavi işe yarıyor mu derseniz, cidden yarıyor a.k.
    2 ...
  39. 85.
  40. karşı çıkmak için önce uymak gerektiğinin bilinmediği dönemlerde temeli atılan, yaşla birlikte, demir levhalara yapışan mıknatıs tozları gibi biriken bir alışkanlık patlamasıdır ki... insanı misafirler geldiğinde direk kendi odasına kaçırtır... sosyal fobinin kökeninde bireysel bırakmışlık olabilir.. ancak bu tez elden yargılanası bir durum değildir.. belki kişi geri dönüp almak üzere kendini bir yere bırakmıştır.. kendi dediğimiz o ne ola ki... güvenli, temiz, şen... o herkesler gibi işte...
    0 ...
  41. 84.
  42. bira almaya giderken bira içmektir.
    5 ...
  43. 84.
  44. her şeyden utanmak, kimseyi kıramamak, sürekli kızarmak, geyik muhabbeti yapamamak, yakın arkadaşa "napıyon lan yarrağım diyememek", adres soramamak, kızlardan utanmak, kalabalık ortamda yemek yiyememek, millet sanki sizinle dalga geçiyor hissine kapılmak gibi onlarca örnekle çoğaltılabilir. bu hastalık insanı hayattan soğutur. aşağı yukarı ilkolul zamanlarından beri yaşadığım bu rahatsızlığı yenebilmek için yakın zamanda bir psikolağa gitmeyi düşünüyorum.
    9 ...
  45. 83.
  46. bence en kötü yanı insanların gözlerinin içine bakmayı imkansız kılmasıdır. bir dönem sanırım bende de vardı sosyal fobi. komik bir yöntemle de olsa iki ayda tamamamen kurtuldum. anlık gelişen bir olay neticesinde bir arkadaşımın teklifiyle iki ay boyunca kayseri ticaret odaasının bir projesinde çalıştım. günde 100'ü aşkın kayserili esnafla birebir görüşme yapmak o kadar açtı ki zihnimi sosyofobiklikten insan sarraflığına dikey geçiş yaptım. hatta pazarlık yapmayı ve ikna etmeyi, tutumluluğu dünya çapında nam yapmış bu gruptan öğrendim.
    5 ...
  47. 82.
  48. hastalığı iyice tanıdığım halde beni benden iyi tanıyan ve bana sürekli yeni kombo darbeleri sallayan, bir türlü sonuca ulaşamadığım hastalık.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük