-arayan kim?
+hangi arayan?
-hayatım az önce konuştun ya telefonla.
+he o mu? o şey ya, bizim arkadaş.
-şaka yapıyorsun:)
+yok hayatım valla arkadaş.
-geri zekalı mısın sevgilim? arkadaşın olmayan biriyle neden 3 dakika telefonda konuşasın? arkadaşın olduğunu biliyorum da kim diyorum işte?
+hee şey ya, bizim neşe.
-ne diyor?
+neşe mi?
-annen:) neşe tabi.
+hiç öyle havadan sudan. ne oldu? kıskandın mı? *
-yemezler bebeyim, yemezler. sen şimdi konuyu buradan alır, kıskançlığıma getirirsin ama yemezler. neşe ne diyor neşe?
+neşe kim ya? alla alla amma takıldın. neşe neşe. arkadaşım işte kim olacak. öyle nasılsın iyi misin diye aramış.
-sevgili oldular- hahhahaa soruya soruyla cevap vermek, zaman kazanmak için yapılan en güzel eylemlerdendir. yemiyorum.
atmaya başlamadan önce sağlam bir bahane için fırsat zemini yarattığı aşikar olan hededir. biraz düşüneyim, o kazandığım değerli süre ışığında, en iyisini bulup, sallayıp, rahatlayacağımdan eminim.
edit: bir nevi kaçış... bazen de soruları dövüştürmek. senin soruna yanıt vermiyorum sen benimkine yanıt ver mantığıyla yapılır. yani yanıt vereni dövüyorlar. basit bir ego savaşımı işte. özellikle kızgın hallerde yapılır. diğer durumlarda komik kaçar.
Cevap vermekten kaçışın en pratik yoludur.
Ancak soracagınız soru karşıdakini yıkacak etkili bi darbe olmalıdır. Saçma bi soru sorarsanız eliniz ayağınıza dolaşabilir.