--spoiler--
...
illede bir şeylere ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, ya da pembeye. Ya da cennete ait olacaksın çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. ilişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak.
--spoiler--
yılbaşı gecesinde şömine olsun ister insan. hani şu filmlerdeki gibi sıcak bir ev. dışarıda bembeyaz, tertemiz kar. masal dolu olsun ve huzur dolu olsun. sonra yazın mükemmel bir mavilikte deniz olsun ister. sakin, kendi halinde ve dinlendirici. sonra eğlenceli yaz akşamları ve arkadaşlarla dolu tatlı sohbet anları, haftasonu yürüyüşleri, gezip görülesi ülkeler, izlenesi onca film, uyanılmayı bekleyen onca sabah... sonsuza dek bunun gibi hayallerimin içerisinde, yanında, her yerinde onun olmasını istemektir. sadece onun olmasıyla hayal kurabilmektir belki de. sonsuza dek bu hayallerin hiçbiri olmasa bile hayal dünyasının en tatlı tonlarında yaşamış olacağını bilmektir. başkası ile olacaksa "gerek yok olmasın" demektir.
her şeyi bir güzel tüketmeye programlanmışken insanın kaybetmemesi gerekendir.
insanın kendine bile sadık kalamadığı bu zamanda, bu istekten vazgeçecektir.
sonsuza dek birine ait olmayı insan tek taraflı istemez elbetki.. ister ki karşısındaki de öyle olsun. ama olmayacaktır.
sonsuza dek birine ait olmayı istemekmiş!
istemek yetmiyor da denilebilir. kendine getirilebilir bu şekilde belki kim bilir.
sonra üzülmesin diye erkenden uyandırılması gerekir kısacası..
Eğer sonsuza dek ait olmak istediğiniz kişi de sizin için aynı şeyi istiyorsa, bu tatlı yükü iki taraf da taşıyabilecekse. dünyanın an masum duygusudur.
bu "sonsuza dek birine ait olmayi istemek" olayi degildir kesinlikle,bu "sonsuza dek sevdigim insana ait olmayi istemek"tir.
ruhunuzu tamamlayan,sizinle aglayip sizinle gulen,herseyinizi sevip kusurlarinizi bile oksayabilen,güvenmeme duygusunun mevz-u bahis edilmedigi,sadece "sen ve yuvam" diyebilen,sen olmadigin zaman cani bir odadan diger odaya bile gitmek istemeyen,sevginin karsilikli olup hergun yeni bir gune onunla uyandiginizi bilmek,sevdigim diyebilinen kisiye ait olmayi istemek ne kadar kotu olabilir?
muhataptan bağımsız, habersiz ve beklentisiz seyredebiliyor misal; öyle de arsız, suskun ve sinsi yani. çok istemek o birine aitmişsin hissi veriyor insana hem, bu yönüyle gayet huzurlu. aitmiş gibi hissetmek ait olmaktan çok da farklı değil bana göre. kilitlenince kirpiklerim vs... doyurucu çok. kendince bi şey bu. çok kendince. biraz halsiz bırakıyor sadece. biraz o da.
ne mutlu eğer karşılıklı isteniyorsa. çok güzel bir duygudur. ben bugüne kadar kendimi bir tek kişiye ait hissettim mesela. o da bana ait olmak istediğini söyledi. kısacası mutluyuz.
her yiğidin harcı değil. Düşünsene erkekler için ne zor özellikle. Bir kız için dünyadaki tüm kızlardan vazgeçmek ve bundan zerre kadar pişmanlık duymamak. Öylelerine helal olsun valla.
birbirlerini çok sevseler bile erkek için zor, kadın için bir nebze daha kolay olan durumdur.
zaten iki taraf da bu aşamaya gelince hayatın en önemli kararı alınır. tabi ki o karar: evliliktir.
çehov'un martı piyesinde genç bir kız aşık olduğu yazara kitabının adı ve sayfa numarası olan bir madalyon hediye eder. yazar bu sayfa numarasını açıp baktığında şu yazıyı görür.
''Eğer bir gün hayatıma ihtiyacın olursa gel ve al onu''
kim bu sözü söyleyecek cesarete sahiptir?