gelen sonbahar bir şiir okuma mevsimi değildir, yazılmış şiirleri anlama ve onların içindeki sırların anlamına erme zamanıdır. sonbahar, trenlerle yolculuk ederken, pencereden akıp giden ağaçlara bakıp zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlamanın tadıdır.. sonbahar renkli yaz düşlerinin, açık pencereden içeri sızan seslerin, vıcık vıcık müziklerin, bahçede oynayan çocuk seslerinin yavaş yavaş tükenmesi ve yerlerini huzurlu bir sessizliğe, hüzünlü bir iç dengesizliğe terketmesi mevsimidir.
düştü elleri içimdeki boşluğa
su titredi, yaprak oynadı dalında
kesti elimi yüzündeki kipriği
kalbimde bir çiçek açtı yine...
bi rüya olmalı gördüğüm
gördüğüm bi rüya olmalı
belki de belki de hiç uyandırmamalı...
sonbahar sonbahar olmalı
sebebi sebebi sonbahar.
korkmuyorum hiç
başla hadi
sar karanlığına beni
al en derinine hadi
sar bi' kere, sar bi' kere!
başla hadi
vur yalnızlığınla beni
yerden yere yerden yere hadi!
vur bi' kere, vur bi' kere
başla!
yıka yağmurlarında beni
ıslat yine, ıslat yine hadi ağlat!
kaybet kaldırımlarında beni
yürüt yine üşüt yine hadi!
korkmuyorum
korkmuyorum!
oturup, uzun uzun düşünülmüş sözlere sahip olduğu o kadar belli ki. zaten ados’u seviyordum, nedense buna her rastladığımda hep aynı hevesle dinliyorum.