Yarın intihar ettim, bu benim en özgür iradeli kararımdı.
Dün ise aşık olacağım, bu ise gül yüzümü en berbat gülümseten gök gürültüsü olacak midemde.
Çünkü üstüne yağmur yağacak, tüm şehri, tüm beni, tüm seni ve tüm yamalak hisleri yıkayacak.
Çünkü bir otuz güne kalmaz, en sevdiğim mevsim başlayacak.
Alır gider beni sarı rüzgârlarıyla sonbahar
Gelir anılardan bir davet, çocukluğum canlanır
"Bir varmış, bir yokmuş." diye başlardı bütün masallar
Hani nerde o masum ve daha bozulmamış rüyalar
Sedef sedef olur, açardı nilüferler ve
Kanatları tülden, fildişi kelebekler
Bir martı misali tek başıma uçardım
Hani nerde üstünde uçtuğum mor denizler
Sevgiden, saygıdan bir altın kafes ördüm
inançlarım kilit kilit oldu üstüme
Aşıp bedenimi bendeki beni gördüm
Hani nerde uğrunda azaldığım değerler
Ellerim soğuk şimdi, üşüyor dudaklarım
Göğsüne düştü başım o çiçekten yılların
Ey sonbahar...
Kendilerini çok yıpratan bu acımasız yaz sıcağının bitişini kutlarcasına süzülen kurumuş yapraklar, en büyük temsilcisi ve habercisidir sonbaharın. insanlara söyle ben geliyorum dedirtir adeta o yapraklara.
Mevsimlerin en güzeli midir bilmem ama bence en naif ve en mistik olanı. Ne kış gibi hırçın ve öfkeli ne de yaz gibi şımarık ve bıktırıcı. içinde ise bir miktar hüzün, bir miktar yeni başlangıçlar, biraz da tatlı tebessümler barındırıyor.
Küçükken seni pek sevmezdim ama artık çok seviyorum sonbahar. Belki de içimdeki neşenin azalışı sana yönlendiriyor beni. Bence artık gelmelisin gerçekten özledik seni.
sonbahar, eylüldür, rüzgardır, kış'a geçiyorum bak ha ona göre, mesajıdır. ama an itibariyle çoğu yerde, bildiğin temmuz sıcağının olması da ayrı bir şeydir. zaten son zamanlarda, mevsim normallerinin hep farklı bir durumunda; ya altında, ya üstünde haber çıkmasına alışır hale geldik. mevsimler bile böyleyse, ki hep diyorum ben; normal biri olmak, normal olmak lüks artık.
benim en güzel zamanım.
hüzün derler hazana.
inadına severim.
gözlerim, açık yeşil ve sarının tonlarında kaybolur.
serinliğinde üşürüm.
toprak kokusu gelir sonra huzur dolar içim.
romantizm dolar ciğerlerime.
el ele çiftler,
kartpostal gibi manzaralar...
senin mevsimindir sonbahar.
senin yarındır.
diğer yarını bıraktığını söylerdin her vakit.
gidişinden beri onun.
şimdi sözler dökülür mevsime.
toprağa...
ayırsam bu mevsimi parçalarına,
renklerini,
hislerini,
organlarını.
sonra versem ellerine,
içinden bulabilir misin;
kalan diğer yarını?
hüznün mevsimi. ki benim hüzünlenmek için herhangi bir mevsime ihtiyacım yok. ama eylülü severim. hem başlangıç hem son gibi. aslında daha çok son gibi. bitenin ardından ağlamak gibi. gideni hatırlamak ve üzülmek gibi. gibi gibi gibi.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1538199/+
Sonbaharın tek sevdiğim yanı ekteki görsel gibi olduğu andır.
Onun dışında sonbahar, hüzündür benim için. ilkbaharda nasıl cıvıl cıvıl oluyorsam, sonbaharda da içim burulur, bir hüzün kaplar ruhumu ve kışın gelişiyle de karamsar ruh haline bürünürüm çoğu zaman.