Sonbahar -ki acının değişmez dipnotudur-
Sesinin solgun göğünde
Küçük bir yıldızla bir harfi tutuşturur.
Savrulur her yana kavruk kelimelerle
Yüreğini acıyla buruşturur.
Bakışının pasıyla zırhlanan dünya
Binlerce pıtrak yapıştırır yüzünün kumaşına
Sonbahar -ki doyumsuz bir aşkın sonucudur.
depresif bir huzuru vardır.
steve earle parçaları gibidir.
saniye saniye huzur ve depresizlik birbirlerinin kollarında dans ederler, dans pistleri ise psikolojinizdir.
heybetli ağaçlardan dökülen sarımtrak yapraklar boşluk ile yer arasında doğayla oynaşarak uçarken
eskiler aklınıza gelir derin bir of çekerseniz.
ceketin sol iç cebinden bir sigara çıkarırsınız ve yakarsanız.
düşüncelere dalarsınız kendini teselli ederek ''zaten onla biz olmazdık olmazdık'' dersiniz.
gökyüzüne bakarsınız önce burnunuza sonra gözünüzün içine bir kaç damla düşer.
sonra yağmur şiddetlenir, toprak kokusunu hissedersiniz.
karşı durakta bekleyen yaşlı kadına gözünüz takılır suyun içinden hızla gelen otobüs onu biraz ıslatacaktır belki de.
Deniz, sigara, aşk ve aşk acısının hisleri en çok bu mevsimde tavan yapar. Yaza sırtını dönecek kadar gururlu, yenileneceğini bile bile kışla savaşacak kadar cesur. Mevsimlerin en bi güzelidir.
Her zaman hüznü, ölümü hatırlatan mevsim. Halbuki bu mevsimde tarlalara tohumlar atılır, ilkbahara hazırlık yapılır. insan da bu mevsimde ruhunun derinliklerine tohumlar atmalı, ilkbaharı beklemeli.
gri bulutlar sarmıştır gökyüzünü, yağmurlar kaçınılmazdır. Yapraklar turuncu-kırmızı-kahverengi tonlarına boyanır ve güçleri yetmediğinde kendilerini yere atarlar. Güneş ışınları renkleri yoğunlaştırmak için çıkar ortaya adeta. Doğanın hüzün tablosudur resmen. yaz bitmiştir insanların keyifleri düşmüştür. Kabak tavan yapmaktatır ve insanlar yavaştan evlerine çekilmeye başlar, gripler ise kapılarını çalmaktadır. Sonbahar: senenin en sıcak en aydın mevsiminden en soğuk en karanlık mevsimine geçiştir ve belki de bu yüzden literatürde bu kadar yer almaktadır. Hüzün, Yalnızlık, melankoli ve herşeyden öte depresyonlar için en uygun davetiyeyi vermektedir.
eylül ayının gelmesi ile hava değişimin oluşmasıdır. fakat bu mevsim nedense insanı diğer mevsimlerden daha da duygusal yapıyor. bir romantizm aramaya çalışmalar, ağaça sarılıp öpüşmek istemeler , buğulu havalarda dalganın hırçınlığını izlemek. duygusallığın yanı sıra hırçın vahşi bir kedi de yapabilir sizi. havanın etkisi mi psikolojik mi bilinmez ama beni bu güzel havalar mahvetti be kardeşim.