düşen bir yaprak görürsen, beni hatırla demiştin
biliyorsun, seni ben, sonbaharda sevmiştim
her sonbahar gelişinde, sarı sarı yapraklarla
kuru dallar arasında, sen gelirsin aklıma...
gerçek aşktır. zira yazın herkes herkese güzel gelebilir çünkü herkes de bir bakımlılık hali filan vardır. ancak sonbahar ve kış böyle değildir bu mevsimde burnu soğuktan kızarmış birini seversiniz ama gerçekten seversiniz.
Yüzümü suda bıraktım.
Çocuksu hayalleri sokağımın başında.
Küçük ve başıboş adımlarla,
seyrek yapraklı ağacın yanına gittim.
Islak ve karışıktım.
Yağmur hiç dinmeyecek gibi yağıyordu.
Yorgundum herhalde. Yağmuru da, rüzgârı da,
yorgunluğumu da umursamayacak kadar...
ince gövdeli ağacın gövdesinde dolaştı gözlerim.
Bunca yağmura rağmen kuru yerleri vardı; şaşırdım.
Yaslandım. Yüzümü göğe kaldırdım.
Sonbaharın sarı yapraklarında nefeslenen
damlaların savruluşlarını seyrettim.
Önce miydi, sonra mıydı, yağmur muydu?
Hiç bilmedim.