%100 hepsi. bir tanesi hariç demiyorum hep-si ve ta-ma-mı! cehenneme gitsinler. zap yaptığımda ağlak ağlak bakan bir surat, 2. zapta tehdiler savuran karton kabadayı,3. zapta sevgilisine romantik ama yapmacık bile olamayacak rol kesmelerle aşkını ilan eden mal. yok yoruldum ya.kaç kişinin hayatı böyle varlık içinde.yalılar son model arabalar. herif trilyonların başında ama aklı fikri sevgilisinin peşinde gezmek.mesaisinin tamamını buna ayırmış. hangisi olduğunu bilmeye gerek yok ki hepsi ayni. hayat bundan ibaret mi yani. neyse ya ben bir şey demiyorum.
ama, biz millet olarak bu kadar salak olamayız. ilkokul piyesleri bunlardan 10 kat iyidir. en azından naif olur,sıcak olur. kaç milyarlık prodüksiyon olduğu hiç önemli değil. hepsi çöp,israf *. ve yok olmalarını diliyorum allahım.sen kabul et,amin!
şarkıcısı, türkücüsü, mankeni, sunucusu derken, yakında ekranda babamızı da göreceğimiz dizilerdir. yeni yeni tipler peydahlanıp, televizyon keyfini rezil etmişlerdir.
arz- talep meselesidir.izleyen oldukca, izleten de olacaktır.kalitenin önemi yoktur.
Önemli olan tv'ye insanlarımızı kitleyebilmek, bağlayabilmektir.
bu sebepten dolayı insanların sevdiği sarkıcı,türkücü ve mankenlerin dizide rol almasını sağlarlar.
Cehaletin mutluluk değil yıkım getirdiğini gösteren bir örnektir.
içinde aşk olmayanı yok gibidir bu dizilerin, aşktan başka konu bulamaz edemezler bizimkiler. şöyle gerçekten sağlam bir teması olan ve o tema üzerinde sıkı sıkı yürüyen bir dizimiz en fazla kurtlar vadisidir, o da klasik mafya hikayeleri ve komplo teorileri ile karıştırılmış yandan yemiş aksiyon sahneleriyle ve racon kesmeyle rol yapma arasındaki kalın çizgiyi geçemeyen oyuncularıyla ne kadar bir kalite katabilmiştir bu dizi kalabalığına tartışılır.
gerçek oyuncuların yerini şarkıcılar, mankenler, futbolcular, senaryoların yerine ise halkın arz ve talebi geldiğinden beri kalitesinin her gün kaybeden dizilerdir.
bir kere yayınlanmaz bir de bu diziler. iyice sindirsinler anlasınlar diye midir bilinmez, haftada iki üç kere tekrara koyulur.
Bu kadar geri zekalı mı izleyenleri, anlamıyor?
kaçıranlar vardır diye yayınlanıyor demeyin, onların müdavimi şahıslar kendilerini televizyonun karsısına yapıstırır yine de kaçırmaz. izlemeyecek olan kişi ise istersen 10 defa yayınla yine de izlemez.
10 defa hababam sınıfı yayınlansın ama şu diziler kalksın.
türk halkının beğenisi ve talebi gözönüne alınarak hazırlanan ve arzedilen televizyon dizileridir.
Türk halkı bunları izlemek istemektedir. Bunu nereden biliyoruz? Dizilerin aldığı ratinglerden.
Başlığı açan yazara, altına entry girenlere ve bana göre bütün diziler kalitesiz ve aptalcadır. Bunları izlemek de aptallıktır.
Ama türk halkı bizim gibi düşünmemektedir. Buradan çıkan sonuç, ya türk halkı aptaldır, ya da biz bu dizilerdeki gizli cevheri farkedemeyecek kadar aptalız.
Türk halkı aptaldır dendiğinde tepkiler çok şiddetli olmaktadır. Ama türk halkı bize göre aptal olan dizilere rağbet etmektedir.
- ben hayatta dizi seyretmem
+ bende
- nasıl seyrediyorlar anlamam şu banal dizileri
+ haklısın. benim seyrettiğim kanallar ntv, discovery channel, cnn, gibi belgesel ve haber kanalları
- aynen. bende o kanalları seyrediyorum.
Mikrofonu kime uzatsanız aynı şeyi söyler. internette kime sorsanız aynı şeyi söyler. Normal yayınları (dizi, çizgi, sinema vs) seyreden hiç kimse yoktur !!!
Fakat nedense belgesel ve haber kanallarının hiç bir tanesi bir türlü raiting sıralamasına bile giremez. (dikkat ediniz ilk üç falan değil, sıralamaya diyorum)
Nedense, bu eleştirilen diziler, paparazziler, dedikodu ve bilumum "geyik" programları sürekli olarak raitingleri alt üst eder.
Sen seyretmiyorsun, ben seyretmiyorum, öteki seyretmiyorda, nasıl oluyor da bunlar zirveden inmiyor.
Hadi iddiaya girelim. Bir "dizi" tartışması yapalım. Hangli dizi olursa olsun. Bu diziler hakkında en çok yorum yapanlar "dizi seyretmiyorum" diyen kişiler olur.
esas oğlan esas kız biribinden nefret eder ilk başta sonra aralarında imkansız bir aşk doğar veyahut esas oğlan esas kızı kandırır seviyorum diye sonra evlenirler, esas oğlan kaçmaya başlar kız kovalar sonra kız kaçar esas oğlan kovalar veyahut da çocuğu için mücadele eden bir anne vardır kocası kötüdür veyahut siyasetin iyicene kangren olduğu dönemlerde filizlenen ama imkansızlaşan aşklar vardır falan filan... böyle konulardan ibaret dizilerdir. " imdatttttttttttttttt" diye feryat ettirirler, televizyona küstürürler..
peki bikaç konu hazırlayıp gönderelim, biz dertliyiz kardeşim, aynı konunun ismini değiştirip, ısıtıp ısıtıp bize yedirmeyin diyelim. başkaldıralım huleyn. kabul ederlerse tabi.
bu tarz diziler sadece türkiye'de değil asya ülkelerinin çoğunda var. örneğin bir iran , bir pakistan tıpkı bizim yaptığımız dizilere benzer diziler yaparlar. hiç farkı yoktur. bir aşiret, bir hanımağa, birbirine kavuşamayan bir çift ve tahmin ettiğiniz kısır döngü. nedeni arz-talep meselesi gibi görünsede, milyonlarca genç beyin kaliteli diziler için yabancı dizileri tercih ediyor. bu da demek oluyor ki, parayı basıp biraz daha yaratıcı diziler çekseler bu milyonlarca genç yabancı dizileri tercih etmeyecek. buradan anlaşılan ilk sorun para. yapımcıların düşüncesi şu; olum zaten benim ayşe ablam , mehmet emmim vefat edene kadar benim dizilerimden şaşmaz. yeniliğe gelemez. ben bunları az maliyetle yolayım gerisi önemli değil. ayrıca senaryoların basitliği apayayrı bir sorun. size yemin ediyorum, oradaki pek çok konuyu benim birinci sınıfa giden kuzenim bile yazar. çekirdek aileye biraz tutku, biraz ihaneti biraz da aşk ekleyin tamamdır. lost'un ilk bölümüne adam üç milyon dolar harcıyor. biz de gora gibi bir filme o kadar masraf yapılıyor. düşünün artık aradaki uçurumu.
önceleri aşk filmlerinin ile ekmek yiyen, sonra da hazret-i ömer'in adaleti tarzi filmler ile ekmek yiyen, komedi seks furyasi ile fason üretim yapan aslinda bir boka benzemeyen populer olan ne varsa onu kopyaliyip dayayan yesilcam zihniyetinin marifetidir bu durum.
kusura bakmayin ama miroglu cikti, klonlari peyda oldu, bu moda gecti asmali konak basladi hurra ona hücum edildi, ikinci bahar mahar falan arz etti o tad dizler cikti meydane.
yunan subayini oynayan, daha rolu için 2007 model sakalini 'adam sen de ne kesicem' diyip osmanli zabitini oynayan - hatirla kara murat'in kol saatini- yönetmeni dandik, senaryosu apartma ve kolaj dizileri ögrenipte ne yapacan.
simdi moda oldu kurtulus savasini dizilerde işlemek, şimdi ekmek kapisi oldu. benim avanak halkim ise matrixvari çekilen bu filmlerden yakın tarihini ögrenecek.
karga bugunler de cok güldün bir zahmet sen de gül bu duruma.
bana ne arkadas bu işler ben acarim mezzomu dinler ve izlerim o da yoksa trt-3 radyosunu dinlerim.
televizyon dizilerini lumpenler meraksizlar izlesin.
yahu arkadas en az bir kere filmi yapilmiş olan yaprak dökümünü bile dizi yaptilar.
''ben kitap bile okuyamiyorum abey bilir misin?''
tamam hayatim sen ilkokul terksin seni anlarim. ama bu kelimeyi universiteli , aslinda yüksek gecekondu lisesi kivaminda diyelim, derse kafam atiyor, onu mezun eden hocanin kicina o verdiği diplomayi gö... tövbe tövbe...
herneyse, şişirme ve boktan seyler ile bir şeyler ögrenmeye calisanlara yaziklar olsun.
bu tip atraksiyonlari arz edenlere ve yayinlayanlari ise zican adama emanet ediyorum.
gerci dünya ekranlari capsizliğa ve hödüklüğe teslim oldu ama hiç olmazsa ithal mal kalemleri bir şeye benziyor.
kalitelisi yok muydu? vardi ama cok seneler evvel :
yurdumun 3. sınıf yerli dizileridir. izleyici kitlesinin de bol olduğunu düşünürsek arz-talep ilişkisidir. istediğimiz kadar kızalım, tepki gösterelim dünyaya pazarlayabileceğimiz kaliteli bir dizimiz yoktur. durumun vehametinin farkına varan, benim de içimde bulunduğum bir kesim vardır ki kaliteli dizi izlemek adına yabancı dizilere yönelmiştir artık. geri dönüşü yoktur.
hmm bir de şu var: normal hayatta 2.sayfaya haber olabilecek türde cinayetlere sebep olacak adilikleri (başkasının karısını hamile bırakmak çok normal bir şeymiş gibi veya benzeri aşağılık, iğrenç durumlar)çok ta normal şeylermiş gibi işlemek yok mu.ah rtük'ün başında ben olucam da.*