bugün

Metallica'nın piyasaya ayak uydurmak amacı ile ürettiği bomboş ve boktan bir albüm olan st.angerin, armonisi çok zayıf olmasına rağmen yine de güzel denebilecek tek şarkısı. Salt ego olan Lars ulrich'in esamesi bile okunmuyor, Kirk'in boktan gitar rifflerine uyumu sıfır. Aslında hetfield'ın ritimleri ve vokali de boktan bak. Ben bu şarkıya niye güzel denebilecek bir şarkı dedim ki?

Metallica fanları damlamadan kaçayım en iyisi.
st.anger albümünden sonra saygımı kaybetmişken, bu belgeseli izledikten sonra bakış açım değişmiştir. lars'ın açık ara yavşak olduğunu bana göstermiş. james'in görünenden daha düzgün bir adam olduğu izlenimi vermiştir. kirk'e hiçbir sempati duymazken, sakinliği, her durumda ortayı bulmaya çalışması ve son derece egosuz oluşu kendisine saygı duymama neden olmuştur.
Metaliica'nın bir şarkısının adıdır.
ego denilen şeyin bir grubu dağıtacak kadar güçlü olduğunu gösteren belgesel.

ayrıca sağlam riffleri olan parça.
trampet sesi düzgün olsa iyi şarkıdır.
bam barararam RAM RAM RAM.
neden sevilmediği anlaşılmayan bir albüme * ait olan metallica parçasıdır. zaten some kind of monster ı izleyen biri. bu albümün ne gibi zorluklarla çıkarıldığını, bu parçalar yazılırken neler yaşandığını görebilir.
metallica'nın jason'ın ayrılması ve james'in kaçışından sonraki durumunu gösteren belgeseldir. fakat her şeyi bir kenara bırakın; dave mustaine ve lars ulrich yüzleşmesi görülmeye değerdir.
These are kısmını "birdaha" olarak anladığımız şarkı.
ölümcül rifflere sahip güzel bir şarkıdır. ayrıca aynı adlı belgeselin sonunda çalar.
harika ritimlere sahip metallica şarkısı.
grubunun aslında james kirk kirk ve cliff'ten oluştuğunu söyleyen bir adam var orada. bob rock !

(bkz: helal yiğidim aslanım)
dinledigim her sarkidan sonra james hetfielde giyabinda yonelttigim 'insan misin sen ulan' sorusuna cevap niteliginde olan sarkidir. ben biliyordum zaten senin some kind of monster oldugunu*. ayrica sarki o tencere tava gurultusunden ibaret albumun dinlemeye deger 2 sarkisindan biri.
digeri:
(bkz: st anger)
metallica ya st. anger albümünden dolayı bok atanların mutlaka izleyip ondan sonra konuşması gereken bir belgeseldir. o kadar şeye rağmen güzel bir albüm olmuş bile diyebilirim. adamların bassçıları bile yoktu biraz insaflı olun yaw.
billboard türkiyenin geçen sene dağıttığı metallica belgeseli.
grup performansını artırmak için görevlendirilmiş psikiyatrın belgesel sonuna doğru karizmasının nasıl sıfıra indiğini, o dik oturan, koyu renk elbiseler giyen bilim insanının nasıl kamburlaştığını rahatlıkla görebilirsiniz. bir de belgeselin sonuna doğru koskoca psikiyatra "sen kendini bizim aramızdan biri zannediyorsun" diyerek işten çıkarmışlardır. tereciye tere satıyor herifler.
gelmiş geçmiş en kilometre taşı metal grubunun düşeceği durumun medyatik dvd' si. hepsi rol yapıyor. sonra lars ulrich adlı davulcunun bir tablosunu 3 milyon dolara satıldığı ile gurur duyan bir dvd' dir. yazık. yok yok değil. bunlar amerika' lı herşey mümkün.
edit: evet metallica fanları kötülemeye başlamıştır...tamam peki..nerede bir dyers eve o zaman?
http://www.youtube.com/watch?v=EKAYTQVKtzk
metallica'nın akıllara zarar parçalarından bir tanesidir.özellikle müziğin giriş kısmı ve devamında gelen hız ile insanın ister ister istemez çıldırası geliyor.

(bkz: ben yaptım güzel oluyo)
some kind of monster videosu. live olup çeşitli konser kesitlerinden derlenmiştir.

http://www.youtube.com/watch?v=ffdaIIswVv8
kendini defalarca izlettiren güzel belgesel ama bir yandan da 'bu belgesel de mi para için yapıldı, bütün bunların hepsi oyun mu' dedirten bir belgesel.
belgesel olan some kind of monster egoyu birçok sanat filminden daha iyi anlatıyor.
metallica'yı black albümüyle birlikte dinlemeye başlamış biri olarak bunca zamandır
bir 'grup' dinlediğimi sanırdım ama anladım ki iki kişinin merkez olduğu, kirk'ün kendi halinde takıldığı, maymun kılıklı olan yeni elemanın ise belgeselin bir yerinde
bob rock'ın söylediği
-sen gelirlerden yüzde 1'lik pay alıcaksın (matematiksel olarak 100/4=25 olmalı)
dediğinde bile zevkten dört köşe oluşuyla, acı gerçek kabak gibi ortaya çıkmıştır.
metallica'dan bundan sonra bir bok çıkmaz diye düşünmekten kendimi alamadım.
ayrıca son albümün de neden bu kadar boktan olduğu anlaşılmış oldu.
ismini görünce bu belgeselle ilgili hatırladıgım ilk şey : lars ın bir şarkı provasında hızlı çift kros gitmesi gerekiyor, deniyor deniyor; ısınıyor eleman; sonra yapıyor çalıştığı yeri. Olay bittikten sonra "ulan çok zordu bu be, yedi bitirdi beni!" gibi bir şeyler söylüyordu. "oha lan" demiştim, "bu mu yedi bitirdi!".
bence albümün en iyi parçasıdır çünkü eski metallica soundadır.belki daha çok sevilmesinin nedenide budur. ne zamanki metallica ticari başarı için 15 yaş grubuna ait çocuklara şarkı yazmayı bırakır ozaman belki bütün albümleri bu tür şarkılarla yine dolar.
iki akademik ödüllü bir metallica belgeselidir. st.anger albümü sırasında grup elamanları arasında yaşanan ego çatışmalarını sergiler. grup olrak beraber aldıkları terapilerde vardır. çok paralı büyük egolu küçük adamlar...tapılası yaratıklar...sevilesiceler.